Bu ay doktorum yumurtalarımla ilgili çok olumlu konuşmuştu. Rahim duvarım, yumurta gelişimim, hepsi çok iyiydi ve hamile kalma ihtimalin çok yüksek demişti. Bu ay çok umutlanmıştım. Sabah erkenden kalktım ve koşa koşa eczaneye gittim erken gebelik testi aldım. Negatif olduğunu gördüm. Sonra sakin bir şekilde evi toplamaya başladım. Yastıkları yorganları vakkumlarken bir tane torba yırtıldı. Oysa ben yeni almıştım o vakkumlu poşetleri. Nasıl bu kadar kolay yırtılabilirdi. Oturdum ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağladım. yırtılan poşete ağladım. Kendimi buna inandırdım.
Yıllar önce bir sevgilim vardı. 7 yıl dile kolay. En güzel yıllarımı verdim ona. 4 yıl üniversitenin bitmesini bekledim. 2 yıl iş kurma telaşı ve 1 yılı bulan sancılı bir ayrılık süreci. Çocuk hayalleri kurardık. Hatta isimleri bile belliydi. Taki ben ihanetle suçlanıp ihanete uğrayana kadar. aldatılmış olmaktan daha acıydı aldatmakla suçlanmak. Ayrılığımızın bir yılı dolmadan evlendi. Biri kız biri oğlan iki tane çocuğu var. Allah onlara uzun ömür versin. Dilerim yuvasında dünyanın en mutlu bahtiyar adamı olur. Ben çok beddua etmiştim zamanında. Ah etmiştim. Ama şimdi görüyorum ki benimle evlenmediği için meğer ne kadar şanslıymış. Belki de hiç baba olamayacaktı. Bu duyguyu tadamayacaktı.
Yıllar sonra hayatıma giren değerli insan. 30 yaşında buldum mutluluğu ve 32 yaşındayım. Tek eksiğimiz olmasa da en büyük eksiğimiz çocuk aslında. Eşimin beni motive eden sözleri, bana karşı olan şefkat ve anlayışı dünyalara bedel.
İnsanın eşinden başka hiç kimsesi olmaması nasıl bir duygudur bunu ancak yaşayan bilir. Evet benim tek sığınağım, tek tutunacak dalım o.
Tüp bebek tedavisine geçsem. Başımda duracak, yanımda olacak bir allahın kulu yok hayatımda.