• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evlilikten sıkıldım!

Dürüst olmak gerekirse

Zaman zaman ben de özgürlüğü özlüyorum

Eşimi seviyorum ama evlilik bazen toplumsal bir sorumluluk gibi geliyor ve kalıplardan kurtulmak istiyorum da aynı zamanda ama eşim olmadan bir dünya hayal edemiyorum orası da var

Siz bence eşinizi seviyor musunuz sevmiyor musunuz öncelikle buna karar verin.
 
Bana genel olarak aile olmak da saçma geliyor. Sırf aile bireyin diye sacma sapan biri de olsa o kişiyi sevmek zorunda olmak bile bi yük. Annem bi keresinde bana kızım olmasan senin gibi dan dun biriyle konuşmazdim bile demişti. E ben de annem olmasa o kadar sabit fikirli oğulcu boş biriyle konusmam ona bakilirsa. Akraba kismina hiç girmiorum çoğunu yolda görsem karşı kaldirima gecerim dangalagin biri gelio diye. Evlenince bunlar x2 oluyor hatta etkisi x3 x4. Bana gore evlilik bürokrasileri ortadan kaldirmak icin var hafif de bi romantik tarafi var 'ben bunu valla billa seviyorum' un etrafa ilani gibi. Ama dediğin gibi kadina yük olan bisey olmasa evlenirken once guzelleme yapilir miydi?.. kadinin yollarina guller dokme ellerine pirlantalar alma havai fisekli sazli sözlü telli duvakli derken onlara kanıp giriosun cehennemin içine :) zaten ertesi günden anliosun ne tuhaf bi bok yedigini kapilar kapaninca cindirellaliktan kül kediligine sert düşüş :D es seçimi çok önemli benimki de cok yardımcıdır bulasik makinesine degdigim olmamistir mesela 4 senedir. Bazi gorevler hep ondadir. Ama kafasinin altinda bana yardimci olduğunu düşünür senin dedigin gibi. Gerci ben susmam soylerim ben olmasam kahvalti etmicen mi makineye koymican mi vidi vidi hep bi silmeye calisirim. Ama iste bazi seyler kemiklesmis. Senin de sorunun eşinle degil Türk aile toplum yapısıyla benim olduğu gibi. Hıncını eşine yoneltiosun icten ice çünkü somut olarak muhatabın o karşında.
 
Bugün birden bire evlilikten sıkıldığımı fark ettim. 10 yıllık evliyim. Öyle çok büyük problemimiz de olmadı. İki çocuğum var. Eşim çocuklarla ilgilenir, benimle ilgilenir, çok merhametlidir, iyiyken iyidir.

Sinirlendiğinde ise saman alevi gibi parlar. Anlamsız şeylere sinirlenir. Yanlış park eden bir arabaya, sokağa çöp atan adama... tamam ben de sinirlenirim ama küfretmem.

Yıllardır bu sinirin beni yorduğunu fark ettim. Sinirlendiğinde bir daha sana yardım etmeyeceğim cümlesini kurduğunda deli oluyorum. Yaptığı işi aslında benim görevim olarak görüyor ve yardım ederek lütfettiğini düşünüyor. İkimiz de çalışıyoruz. Benim daha yorucu bir işim var. Sabah çocukların birini ben hazırlayıp götürüyorum diğerini o hazırlayıp götürüyor. Yemek bende. Bulaşık çoğunlukla bende. Aslında tüm sorumluluk bende. Ve devamlı yapmasını istediğim şeyleri söylemem gerekiyor. Ne desem yapıyor ama bunu yaparak bilinç altında hep lütfettiğini düşünüyor galiba.

Geleneksel ataerkil kültürle, görevlerin herhangi bir kişiye ait olmadığı birlikte yapmanın esas olduğu görüş arasında sıkışmış kalmış.

Babam bile eşini versen yerine daha iyisini dünyada bulamazsın diyor. Ailemle de arası iyi. Ama 10 yıldır içimi rahatsız eden bir şey var bulamıyorum. Çok severek evlendim o da mesele değil.

Bugün evliliğin bana uygun olmadığına karar verdim en son. Yalnız yaşamayı çok seviyorum. Ve iki kişinin özel alanının olmadığı, kendilerini ilgilendiren kararları bile tek başına alamadığı, bu kültürde yaşanan buram buram ataerkillik kokan bu evlilik anlayışından nefret ettiğimi anladım.

Burada her gün dehşet verici konular açılıyor. Erkekler adeta kadınlara eziyet ediyor ve kadın evliliğimi nasıl kurtarabilirim diye soruyor!

Bizi öldürmediği sürece evliliklerimizi kurtarmayı(!) neden kendimize görev edindik? Kendimize neden saygı duymayı öğrenemedik? Bu erkekleri de biz yetiştirdik. Biz nasıl bir kısır döngü içindeyiz? İki insanın birbirine saygı duyması, kompleks yapmadan olaylara yaklaşması, intikamdan, kinden uzak bir ilişki yaşaması neden bu kadar zor? İnsanların farklı görüşlerinin olabileciğini kabul etmek ve karşımızdakini olduğu gibi kabul etmek neden mümkün olmuyor? Kimse kimsenin hizmetçisi değil! Her insan önce kendisi için var. Neden benliklerimizi hiçe sayarak, kendimizi üzerek, görmezden gelerek yaşıyoruz? Aile olmak bu mudur?

Canım sıkkın. Görünürde hiçbir problemim yok ama satır aralarına baktığımda, bu kültüre baktığımda moralim bozuluyor. Kimsenin kimseye saygısı yok. Nasıl bir ülkeyiz bilmiyorum.
E normal değil mi. Ben de 10 yıllık evliyim iki çocuğum var. Bazen her şeyden sıkılıyorum. Issız adaya tek başıma gitmek istiyorum. Bekar olsan evli olmak isterdin, fakir olsan eşyam bol olsa derdin, eşyası bol olan sadeleşmek istiyor, vs vs… herkes yaşıyor bunları sadece evlilik hayatında değil
 
Kadın evliliği ve ataerkil toplumu sorguladı diye "senin canın sıkılmış," "rahat batmış" demiş burdaki bazı hanımlar. Bu ülkenin niye bu halde olduğunun özeti gibisiniz.

Hele rahat batmış diyenler... Kendisi evliliğinde işkenceye, psikolojik ve belki fiziksel şiddete uğruyor diye diğer tüm kadınlar da eziyet çeksin istiyor herhalde. Dayak atmayan koca bulsa baş tacı edecek kadar zavallı bir durumda, farkında değil.
 
Eşinizle konuştunuz mu, sen bunları bana lütuf gibi yapıyorsun.
Bana biseyi çok defa soyletmeden yapmıyorsun.
Bunlar beni yoruyor diye..
Konusaniz anlamaz mi ??
Ben nedense eşinizle temel de iletişim sorunlarınız, sohbetiniz muhabbetiniz yok gibi hissettim..
 
zi öldürmediği sürece evliliklerimizi kurtarmayı(!) neden kendimize görev edindik? Kendimize neden saygı duymayı öğrenemedik? Bu erkekleri de biz yetiştirdik. Biz nasıl bir kısır döngü içindeyiz? İki insanın birbirine saygı duyması, kompleks yapmadan olaylara yaklaşması, intikamdan, kinden uzak bir ilişki yaşaması neden bu kadar zor? İnsanların farklı görüşlerinin olabileciğini kabul etmek ve karşımızdakini olduğu gibi kabul etmek neden mümkün olmuyor? Kimse kimsenin hizmetçisi değil! Her insan önce kendisi için var. Neden benliklerimizi hiçe sayarak, kendimizi üzerek, görmezden gelerek yaşıyoruz? Aile olmak bu mudur?

Canım sıkkın. Görünürde hiçbir problemim yok ama satır aralarına baktığımda, bu kültüre baktığımda moralim bozuluyor. Kimsenin kimseye saygısı yok. Nasıl bir ülkeyiz bilmiyorum.
Burada haklısınız bir yerden başlanması gerekiyor. Yavaş yavaş terk edin görevlerinizi ben öyle yaptım. İşbirliğine gitmeye çalışın, işbölümü olsun evde. Bu çocukların gelişimi ve görgüsü açısından da önemli.
 
Allah'ım burası tam sevgisiz evlilik yapan evlilik kötüleyen,burada kotuleyip eşine gidince yüzü e gulen ikiyüzlü teyzelerle dolmuş... İki olumsuz yorum yapınca hemen beğenmedim ikonuna yuklenmisler.tam bir klasik türk kadini davranışı
.herkes için demiyorum beni anlayan beğendim emojisi de koyuyor mesajlarıma.hey Allah'ım begenmemeye devam küfür hakaret yok gerçekleri söylemeye devam edicem her zaman
 
Evliliğinin mükemmel olduğunu iddia eden birsuru kadın olsa da kendilerini kandırıyorlar. Evlilik ilk aylardan sonra rutin bir hayata dönüşüyor. Hepimiz aynı durumdayız.

Buda bana evliliğini mükemmel görmeyen kadınların kendini kandırması geliyor. Sizin gibi. Herkes aynı durumda değil çok farklı evlilikler de var. Kendi evliliğimden örnek vermeyeyim 5 yıla yakın oldu ama Dersiniz ki daha yeniymiş. Anne babamın 30 yıllık evliliği var. Öyle güzeller ki yani her gören maşallah der hala daha. Sonradan yaş ilerledikçe böyle olmadılar. Hep böylelerdi en baştan beri. Demem o ki herkesi mutlu olarak görmemek gerek tabii ama herkesi mutsuz olarak görüp iç rahatlatma da yapmamak gerek. Çünkü insan herkes böyle dediğinde daha iyi bir evliliğe sahip olmak için çaba göstermez bence. Ben annemle babamı gördükçe az da olsa var olan tüm sıkıntılarımız için büyümeden çözümler ürettim. Eşimde bende üstüne düştük. Annemle babamı örnek aldık çünkü. 30 yıl sonra bile öyle olmak için bugünden çabaladık ve 5 yıllık evlilikte kendimizi her anlamda değiştirerek büyük bir uyum yakaladık. Asla rutin bir hayat diyemem hala daha.
 
Iki gün hiç yemek yapmamak yatmak istiyorum bazen de acayim bir bira pizza bir de güzel film kendimi dinlemek istiyorum

Bunlari yapamayanlar genelde kucuk cocuklu kişiler oluyor, evlilik değil de cocuk sorumluluguyla alakali yazdiginiz çoğu şey. 🙄
Genelde de kadinlar cocugu bakiciya vs birakip vakit gecirmek istemiyor bunu kotu goruyor niyeyse.
 
Bugün birden bire evlilikten sıkıldığımı fark ettim. 10 yıllık evliyim. Öyle çok büyük problemimiz de olmadı. İki çocuğum var. Eşim çocuklarla ilgilenir, benimle ilgilenir, çok merhametlidir, iyiyken iyidir.

Sinirlendiğinde ise saman alevi gibi parlar. Anlamsız şeylere sinirlenir. Yanlış park eden bir arabaya, sokağa çöp atan adama... tamam ben de sinirlenirim ama küfretmem.

Yıllardır bu sinirin beni yorduğunu fark ettim. Sinirlendiğinde bir daha sana yardım etmeyeceğim cümlesini kurduğunda deli oluyorum. Yaptığı işi aslında benim görevim olarak görüyor ve yardım ederek lütfettiğini düşünüyor. İkimiz de çalışıyoruz. Benim daha yorucu bir işim var. Sabah çocukların birini ben hazırlayıp götürüyorum diğerini o hazırlayıp götürüyor. Yemek bende. Bulaşık çoğunlukla bende. Aslında tüm sorumluluk bende. Ve devamlı yapmasını istediğim şeyleri söylemem gerekiyor. Ne desem yapıyor ama bunu yaparak bilinç altında hep lütfettiğini düşünüyor galiba.

Geleneksel ataerkil kültürle, görevlerin herhangi bir kişiye ait olmadığı birlikte yapmanın esas olduğu görüş arasında sıkışmış kalmış.

Babam bile eşini versen yerine daha iyisini dünyada bulamazsın diyor. Ailemle de arası iyi. Ama 10 yıldır içimi rahatsız eden bir şey var bulamıyorum. Çok severek evlendim o da mesele değil.

Bugün evliliğin bana uygun olmadığına karar verdim en son. Yalnız yaşamayı çok seviyorum. Ve iki kişinin özel alanının olmadığı, kendilerini ilgilendiren kararları bile tek başına alamadığı, bu kültürde yaşanan buram buram ataerkillik kokan bu evlilik anlayışından nefret ettiğimi anladım.

Burada her gün dehşet verici konular açılıyor. Erkekler adeta kadınlara eziyet ediyor ve kadın evliliğimi nasıl kurtarabilirim diye soruyor!

Bizi öldürmediği sürece evliliklerimizi kurtarmayı(!) neden kendimize görev edindik? Kendimize neden saygı duymayı öğrenemedik? Bu erkekleri de biz yetiştirdik. Biz nasıl bir kısır döngü içindeyiz? İki insanın birbirine saygı duyması, kompleks yapmadan olaylara yaklaşması, intikamdan, kinden uzak bir ilişki yaşaması neden bu kadar zor? İnsanların farklı görüşlerinin olabileciğini kabul etmek ve karşımızdakini olduğu gibi kabul etmek neden mümkün olmuyor? Kimse kimsenin hizmetçisi değil! Her insan önce kendisi için var. Neden benliklerimizi hiçe sayarak, kendimizi üzerek, görmezden gelerek yaşıyoruz? Aile olmak bu mudur?

Canım sıkkın. Görünürde hiçbir problemim yok ama satır aralarına baktığımda, bu kültüre baktığımda moralim bozuluyor. Kimsenin kimseye saygısı yok. Nasıl bir ülkeyiz bilmiyorum.
Dünyada iki tip insan var bence, sorgulayanlar ve kabul edenler. Ve kabul edenlerin sayısı sorgulayanların sayısından daima fazla. O yüzden düzen kabul edenlerin düzeni, o yüzden o düzene baktıkça, o düzenin bi parçası olma oranınız arttıkça can sıkıntınız artıyo.

"Türk aile yapısında evin iç işlerinin çekip çevrilmesi kadının üzerindedir. Erkek bu düzende maksimum yardımcı ve katılımcı rolündedir, sorumluluğu yüklenen bi paydaş değildir." diye bi cümle atıyosunuz mesela ortaya. Tabi bu kadar zahmet etmiyosunuz aslında, kadın dediğin... diye başlayıp bol keseden saçmalıyosunuz da neyse.

Neyse bu cümleyi atıyosunuz ortaya, sonra geçip karşısına bakıyosunuz ve görüyosunuz ki çoğunluk bu cümleyi olduğu gibi kabul etmiş. Hatta bu cümleyi en iyi uygulayan olmak için yarışa girişmiş. Hani bi ara yeni gelinlerin sunum telaşı goygoyu vardı, abiler totolarını devirmiş uyurken ablalar sabahın köründe kendilerini paralıyolardı sucuktan kalp yapmak için.:KK53: İşte bilin bakalım nereden türüyodu bu "tatlı gelin telaşı":işsiz:

Neyse çoğunluk bunu yapadursun, bi de bi azınlık var ki onlarda da "tamam da neden böyle bu aile yapısı?" diye soruyo.

"Evlenmedik de şirketleştik sanki, personel müdürü müyüm ben? Evdeki bütün is ve ihtiyacları kendi başına öngör, sonra iş bölümünü yap, işin çoğunu kendine al, eşin kendisine düşen az buçuk işi de lütuf ederek yapsın, sonra kazık kadar adamı aldığı bulaşık yıkama talimatını uygulayabildiğini için takdir et. Wow gerçekten. Bi de ikramiye vereyim lazımsa!" diyo.

Henüz bu kadar sinirlenmemişse "e benim sevgili kocacım bi gün de bu evin buna ihtiyacı var deyip ben söylemeden o ihtiyacı gidersen mi, bi gün de ben bunu bunu hallettim sen şunu yapsan yeter diye beni düsünme zahmetinden kurtarsan mı?" diyo kibar kibar.

Ya da yeni bi cümle atalım ortaya " Türk aile yapısında bireyler birbirinin hayatını kuşatır, eşlerin hayatı ortaktır, sevginin bağlılığın olduğu yerde özel ve izole hayat/alan olmaz, olamaz."

Sonra çogunluk sevgilimi/kocamı nasıl hayatımın merkezine 848584 katlı plaza gibi diktim de bana nefes alacak bi avuc yesil alan kalmadı diye sıraya girsin, bi de bundan mutlu olsun günümüz inşaatçıları gibi.

Siz de "Ben bugün koca, çocuk da dahil olmak üzere insan görmek istemiyorum. Bi sey de yapmak istemiyorum. Umarsızca pizza yiyip bilmem ne dizisini izleyecegim." dediginiz için sıgamadıgınız kalıplarla taşlanın mesela.

O yüzden kabul edenlerle kabul edenleri, sorgulayanlarla sorgulayanları, araftakilerle de kendileri gibileri eşledikçe mutluluk oranı artıyo.
 
Ben Benim oğlana bebek alsam oynayacak arkadaş bulamaz, tek başına kalır. Oyuncak Tabanca almamakta direniyorum ama bak bugün tabancası yok diye oyuna almadılar çocuğu. 😂😂 Sizde kız oyunu erkek oyunu farkı yok çünkü biri kız biri erkek ikisi de birbirine uyum sağlıyor.
Demem o ki toplumun genelinden bahsediyoruz burada. Geçti o günler diye birşey yok malesef. Çoğunluk böyle olunca aradakiler de asimile oluyor zaten.
Ben kendi çevrem diye belirttim. Farklı ortamlar için mutlaka risk devam edecek bir süre daha. En azından buna şükür ne diyelim.

Bu tamamen anne ve baba kafa yapısı ile ilgili fakat ablamız olmasa bu kadar detaylı bebekle oynayamazdı tabi ki. Ancak illa ki bir banyo bebeği alırdım en azından ☺️ Şu anda yasak da koyabilirdim. Erkekler oynamaz der uzaklaştırırdım.

İlk çocuğu erkek olan arkadaşlarım da aldı bir iki tane de olsa ayrıca. Oğlum da erkek bebeklerle oynuyor mesela elsa evinde oynatıyor konuşturuyor bebekleri. Ama adamlığından ödün vermiyor 😆

Oyuncak silah tamamen ayrı konu.
 
Ben anliyorum ,ayni duygulari yaşiyorum ve hatta çok zaman boşanmayi düşünüyorum.
Eşim "iyi biri"evde yardim eder ,bulaşik oldumu yikar ,çamaşir asar toplar ,sabah erkenden çöpleri götürür vs...
Asla küfür etmez ,fiziksel şiddet yok ,kumar alkol ,kiz aldatma ,kiskanma yok .
Evet yok...ama odun,ilgi yok (cinsel ilgiyi saymiyorum),neşe yok ,geleceğe dair fikri yok ,bir plan yapalim eğlenelim ,dans etmek veya normal oyun havasinda beraber bir düğünde dolanmak yok,hediyeler jestler yok ,en basiti yemeğe cikartmak yok,sosyelleşelim aile olsun arkadaş olsun bir oturulalim veya gezelim yok,çocuklar büyüdükten sonra elini cekti onlarlada vakit gecirmek yok,en kolayi hadi gelin hafta sonu mangala gidelim yada bisiklete binelim...yok
Bu yoklari saymakla bitmez .
Şimdi ben mesut mutlumuyum bu adam beni dövmüyor ,bana sövmüyor ,elimden parami almiyor ,kari kiz arkasinda koşmuyor diye ?
Hayir çok mutsuzum ,hayattan beni usandirdi .
Yaşayan ölü gibi .
Karşi kaldirimda dikenli ot biter o size batmaz ama bahcenizde ayağiniza batarsa söküp atarsiniz...
Yani demek istediğim uzaktan bakilirsa mükemmel içinde oldunmu hüzün.
Insan biraz kendini özel hisetmek istiyor
Mesela konu sahibinin eşi 2 hafta ailesinde kalip ve belki yakin veya yol üstünde gezilecek yerlerde kalarak eşinide dinlendirmiş sevidirmiş olur.
Yarim elma gönül alma ....
 
Sevgimle ilgili sıkıntım yok. İş yapmasıyla ilgili de yok. Ama yaptığı işi içten içe lütuf görmesi konusunda sıkıntılıyım. Evliliğin daha çok kadını kısıtlayan, hayatına yük bindiren kısmına tepkiliyim. Buradaki kadınlara bakıyoruz. Hepsi çilekeş. Ve bunu normalleştiriyoruz. Evlilik böyle diye kabul ediyoruz. Bu erkekleri biz yetiştiriyoruz. Erkek anneleri lütfen sen erkeksin diyerek çocuklarınızı paşa kızlarınızı hizmetçi gibi yetiştirmeyin. Sorun bence bu ülke insanının evliliğe yaklaşımında.
Burada sorun sadece erkek anneleri değil ama kız annelerinin de kızlarını değer vererek yetiştirmesi lazım. Yani evlenince bütün işleri sen yapacaksın kızım denilirse olmaz. Aman kızım kocanın ailesine hürmet et denilirse olmaz. Eğer kadınlar kendine değer verirse zaten öyle adamlarla evlenmezler ve erkeklerde bir noktadan sonra kendilerini değiştirmeye çalışır. Bu tip erkekler hala rağbet gördüğü için bu şekilde devam ediyor. Olan biten bundan ibaret. Bekar olanlara hep derim, eğer kafa yapınız ataerkil değil ise ona uygun birini bulana kadar evlenmeyin. Evlenmeyin ki erkekler kendilerini geliştirmek zorunda kalsin. Erkek aileleri değişimin farkına varsın. Kadınların birçoğu son yıllarda hem güzellik hem de eğitim açısından kendini aştı ama erkekler yerinde sayıyor ve kadınlar hala onlarla evlenmeyi tercih ediyor. Asıl sorun bu bence.
 
Belki evliligin size göre olmadigi aydinlanmasini yeni yaşadiniz ama bu adamin huyunun suyunun boyle olduguna da 3hafta farkina varmadiniz heralde.
Buna ragmen foruma uye oldugunuz 16 temmuzda ki ilk mesajınız.


Merhabalar herkese,
Biz de birkaç aydır bebek düşünüyoruz. Bat 23 temmuz. Bu ay regle 13 gün kala göğüs acısı başladı. Normalde reglden birkaç gün önce başlar. Karnımda regl olacakmış gibi bir ağrı var ama regl olmama çok var. Bir de bugün pembe akıntı geldi sonra kesildi. Beklemek çok zor.
@Gzmyts53 beni de listeye ekleyebilir misin?
 
Back