Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

"Hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" diye başlayan bir ilişkinin maalesef tohumları bunlar… Peki, bunu hak ediyor musunuz? Bence, asla. Bu sizin mizah anlayışınız.

Ama diyorum yine de siz de ne istediğinizi bilmeden mi evlendiniz yine de?

Eşiniz nasıl anlayacak içinizdeki yangınları? Ona da yazık sanki…

Bence bunu bir aşama olarak görün. O geceyi kutlayın, altını da alın, zamanla o da alışacaktır.

Siz ona ne almayı planladınız?

Sizde de bir değişim görmeli sonuçta.

Bir şey almayı planlamadım demeyin sakın :)))
 
35 yaşındayım, bu yaşıma kadar 12cm lik topuklu ayakkabı giymişliğim yok. Kuaföre en son 1,5 yıl önce gittim sanıyorum. Orta ölçekli bir şirkette yöneticiyim ama üretimle daha haşır neşir olduğum için işe giderken de kot pantolon ve spor ayakkabı giyerek gidiyorum. Çocukken bile kızlar bebekle oynarken ben erkeklerle futbol oynar, bisiklet sürer, ağaç tepelerinde gezerdim :) Çok güzel, mükemmel bir vücudu olan ve lisenin en popüler kızıydım hiç bir zaman kokoş olmamama rağmen. Bana asılan erkekleri genelde döverdim :) Başında şapkayla, etrafında erkeklerle gezen bir genç kızdım. Annem hep seni yanlış doğurmuşum, sen erkek olmalıymışsın derdi bana :)

Üniversitede de zaten mühendislik fakültesinde okudum ve durumum çok farklı değildi. Yani diyeceğim o ki ben çocukluktan beri hep Mahmut Abiydim :)

Ama evlilikte gördüm ki Mahmut Abi olmamak gerekiyor. Güçlü, her şeyi yapabilen, kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlar hiç değer görmüyor erkekler tarafından (bu bir genelleme, böyle olmayan erkekler de vardır sanıyorum.) Şöyle söyleyeyim bozuk olan musluğu bile değiştirebilecek, evinin rutubetten boyaları dökülmüş duvarına alçı çekip, boya yapabilecek bir yetideyim. (Üniversitedeki evimde yapmışlığım var bunları) Hiç bir konuda bir erkeğe ihtiyaç duymam yani. Ama dediğim gibi evlilikte kadın olacaksın. Erkek erkekliğini bilecek kadın da kadınlığını. Mesela musluk su mu damlatıyor, elime ingiliz anahtarını alıp ben pek ala tamir edebilirim ama asla yapmam... Aşkımmm musluk su damlatıyor, bir bakı ver derim. Alış-veriş yaptım diyelim poşetler ağır mı? Hemen bir telefon açar kocama aşkım aşşa in aldıklarım çok ağır taşı derim. Tabii bunları son bir yıldır falan yapıyorum. Önceden her şeyi kendim yapmaya çalışırdım. Sonra bir baktım ne kıymet görüyorum yaptıklarımdan ve her şey üzerime kalıyor. Naif, ince kadını oynayacaksın erkeklere karşı. Her şeyi yapabilsen de yapmayacaksın. Dediğim gibi erkek erkekliğini kadın kadınlığını bilecek. Sanırım erkekler de böyle davranınca erkek olduklarını hissediyorlar.

Hala spor ayakkabı ve kot pantolon giyen bir kadınım ama evde oğlum uyuduktan sonra dişiliğini kullanan bir kadın oluyorum. Ve çok şükür son 2 aydır da çok mutluyuz. Sanıyorum mutluluğun anahtarı buymuş. Dırdır etmeden, yargılamadan ve suçlamadan sorunlarını ve kırgınlıklarını dile getirmek, içinden geldikçe onun yapmasını beklemeden sarılıp, öpmek, gururunu okşayan güzel sözler söylemek ve aktif bir cinsel hayat mutluluğun anahtarı. 7 yıl sürse de sonunda buldum sanırım :) Size de tavsiye ederim. Dediğim gibi ilk adımlar zor oluyor ama sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Karşılığını da oldukça fazla alıyorsunuz...

+1 ile katılıyorum. mükemmel tespitler :KK48:

hatta bir tık büyütüyorum işi :KK54:

alışverişe de beraber çıkın :KK53: baştan itibaren her şeyi ona taşıttırın… :KK55:
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
cok tatlısınız
 
Gerçekten çok tatlısın.Belki gerçekti,belki şaka.Bu sefer bir akışına bırak bakalım.O iş patladı diye başka bir hediye alacak muhtemelen.Inşallah tekrar düzene girersiniz.Annenin de dediği gibi biraz uğraşsanız belki olur.
 
Valla ben razıyım, bana gönül rahatlığıyla alabilir eşim altını.

Aldığı hediyeyi belki beğenmicem? Değiştirsen dert değiştirmesen ayrı, bırak adam altın alsın.

Ayrıca konu sahibesi arkadaşım; siz o romantizmi hiç başlatmamışsınız ki adam şimdi birden romantik birine dönüşsün?
 
Şu anda oğlumla birlikte, inadıma en acıklı şarkıları çalan bir cafede ağlamaktayım. Oğlum sinir krizi geçirip sandalye deviriyor. Ben ağlıyorum. Eşimi evde bırakıp çıktık oğlumla. Heh şu an uzakta elinde çiçekle boşamaktan zevk duyacağım adam geliyor ben bunu yazarken. Ortam süper. Detayları ve neden bu saçma halde olduğumu gece yazacağım. Tabi ağlama nöbetim son bulursa yapacağım bunu.
 
B birgaripask35 aynı şeyleri yaşamısiz evlilikte hem değer görmüyorsun hemde artık kendime ait olan işler de sana bakıyor adam yapsın diye

Yemek yaparken dahi artık yaa ....ım şunu karistiriversene yapiversene diyerek kendi sorumluluklarimo da yükledim adama

Belim ağrıyor başım ağrıyor diyerekten benim isimin ağır olmamasına rağmen yorucu olduğunu görmesiyle hak veriyor erkekler ...

Cinsel hayatımız eskiden 15-20 günde bir bazen hafta da bir ken

Adam sana daha da yoğunlaşıyor sanki :KK8:
Yani kısacası arkadaşla hem fikirim tatlı Tatli kendi işlerinizi adamlara yıkin yap et diyerek değil :KK75:guzelce:KK73:

Ve sonrasında muhteşem erkekler :KK33:
 
Şu anda oğlumla birlikte, inadıma en acıklı şarkıları çalan bir cafede ağlamaktayım. Oğlum sinir krizi geçirip sandalye deviriyor. Ben ağlıyorum. Eşimi evde bırakıp çıktık oğlumla. Heh şu an uzakta elinde çiçekle boşamaktan zevk duyacağım adam geliyor ben bunu yazarken. Ortam süper. Detayları ve neden bu saçma halde olduğumu gece yazacağım. Tabi ağlama nöbetim son bulursa yapacağım bunu.
Çocuklarla romantizmi yakalayıp biraz duygusallasmak pek mümkün değil en tatlı anında anneeeeee çişim geldi diyerek yerle yeksan ediyorlar herşeyi ama oda güzel :-)
 
Şu anda oğlumla birlikte, inadıma en acıklı şarkıları çalan bir cafede ağlamaktayım. Oğlum sinir krizi geçirip sandalye deviriyor. Ben ağlıyorum. Eşimi evde bırakıp çıktık oğlumla. Heh şu an uzakta elinde çiçekle boşamaktan zevk duyacağım adam geliyor ben bunu yazarken. Ortam süper. Detayları ve neden bu saçma halde olduğumu gece yazacağım. Tabi ağlama nöbetim son bulursa yapacağım bunu.
İçinden geliyorsa ağla, her zaman güçlü olmak zorunda değiliz
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
Yaa öyle güzel anlatmissiniz ki evliliğiniz hiçte kötü gelmedi bana :)) nedense aslında ikinizinde birbirinizi sevdiğinizi hissettim ve bir ayrılık durumunda birbirinizi cok ozleyeceginizi.. :):)
 
Şu anda oğlumla birlikte, inadıma en acıklı şarkıları çalan bir cafede ağlamaktayım. Oğlum sinir krizi geçirip sandalye deviriyor. Ben ağlıyorum. Eşimi evde bırakıp çıktık oğlumla. Heh şu an uzakta elinde çiçekle boşamaktan zevk duyacağım adam geliyor ben bunu yazarken. Ortam süper. Detayları ve neden bu saçma halde olduğumu gece yazacağım. Tabi ağlama nöbetim son bulursa yapacağım bunu.
Hayırdır inşallah.
 
Şu anda oğlumla birlikte, inadıma en acıklı şarkıları çalan bir cafede ağlamaktayım. Oğlum sinir krizi geçirip sandalye deviriyor. Ben ağlıyorum. Eşimi evde bırakıp çıktık oğlumla. Heh şu an uzakta elinde çiçekle boşamaktan zevk duyacağım adam geliyor ben bunu yazarken. Ortam süper. Detayları ve neden bu saçma halde olduğumu gece yazacağım. Tabi ağlama nöbetim son bulursa yapacağım bunu.

Bir seyler ters gitmis sanirim.
Aglayin, acilin.
Ve lutfen en kisa zamanda yazin, sizi merak edecegim.
 
Öncelikle tebrk ederim, 4 sene önce aynı gün aynı haltı yemişiz:KK70:
Ve bizim evlilik teknesi de sizden pek farklı değil.
Farkımız, ben istediğimi söke söke alırım.
Tee 1 sene önce doğurduğum çocuğumun doğum hediyesini, dün aldık ve benim kurnaz kocam evlilik yıldönümü hediyesine de saydı.
Neyse...
Benim bu süreçte tek anladığım, ağlamayana meme yok bu hayatta.
Ve zaten erkekler, bizim gibi hem dik hem de bir şey talep etmeyi kendine yediremeyen kadınlara asker arkadaşı muhabbetini layık görüyor.
Mümkün mertebe, her şey için fazlaca bir beyin didikleme operasyonuna girin derim, ha yaptığı sizi tatmin etmese de olması gerekene bir şekilde ulaştığından içi soğuyor insanın.
benım eşte 22 ayardan başka altına para vermem dığerleri teneke şu bu derdi valla çeke çeke goturuyorum reklamları donen pırlantacıya alıyorum begendığım elmas pırlanta yuzuğu mecbur alıyor erkeklere kalsa sadece telefona para verılır bırde kulçe altına .ha3 yıl once napacan emması sana bır kaç gram altın alayım da demişti konu sahibi tek değil yani sanki gun arkadaşım ahhaahaa.utanıp gurur yaparsak anca avucumuzu yalarız bunu anladım ben evlılıkte
 
Tam da istediğim tarz hediye! 11 yıllık evliyim. Eşim her zaman bir hediye (genellikle çok pahalı ama çok da gerekli olmayan bir kıyafet), çiçek, pasta, 1 şişe de şarap alır. Ben de her yıl bunların yerine bir tam altın almasının daha iyi olacağını söylerim. 11 yılda 11 tam altınım olurdu hiç olmazsa:KK45: Çiçek desen soluyor ve doğa katliamı bana göre. Pasta desen kilo aldırıyor. Kıyafet de her zaman beğendiğim bir şey olmuyor maalesef. Hiç olmazsa altınlarımla istediğim birçok şeyi alabilirdim.
Bence gayet makul bir hediye alıyormuş eşiniz. E bir de yemek, daha ne olsun!
 
benım eşte 22 ayardan başka altına para vermem dığerleri teneke şu bu derdi valla çeke çeke goturuyorum reklamları donen pırlantacıya alıyorum begendığım elmas pırlanta yuzuğu mecbur alıyor erkeklere kalsa sadece telefona para verılır bırde kulçe altına .ha3 yıl once napacan emması sana bır kaç gram altın alayım da demişti konu sahibi tek değil yani sanki gun arkadaşım ahhaahaa.utanıp gurur yaparsak anca avucumuzu yalarız bunu anladım ben evlılıkte
:)))
Altına pırlantaya ben de para vermem, yıldönümü, doğum günü gibi özel günlerde kuyumcudan birşey alıp gelse hoşnut olmam ama tabletimi yenilese gözlerim parlar :)) bizde direkt ihtiyaca yönelik hediyeler oluyor, misal geçtiğimiz ay eşime elektrik süpürgesi aldım, evin süpürme işlerinden o sorumlu çünkü :KK70:
 
Şu anda oğlumla birlikte, inadıma en acıklı şarkıları çalan bir cafede ağlamaktayım. Oğlum sinir krizi geçirip sandalye deviriyor. Ben ağlıyorum. Eşimi evde bırakıp çıktık oğlumla. Heh şu an uzakta elinde çiçekle boşamaktan zevk duyacağım adam geliyor ben bunu yazarken. Ortam süper. Detayları ve neden bu saçma halde olduğumu gece yazacağım. Tabi ağlama nöbetim son bulursa yapacağım bunu.
Ah be canım merak ettim inş hersey yolundadir ya.
 
X