evliliğin ilk 1 haftası...

41gul41

Üye
Kayıtlı Üye
13 Mart 2013
39
0
bayanlar evlendiğiniz ilk bir haftası neler yaşadınız neler yaptınız hadi sohbete gelin :)
 
bayanlar evlendiğiniz ilk bir haftası neler yaşadınız neler yaptınız hadi sohbete gelin :)

bayrama bi hafta vardi.kurbana. Bi hafta yattik :) tabi el opmelerine gittil sikir sikir giyindim ohhhh... Bayrami bitirdik Bayramin son gunu de kaplicalara balayina gittik. Ehliyeti alali 1.5 sene oldu balyinda bana verdi bazen ben kulkandim. Honda civic kullanmasi azcik zor ama becerdim :) esim 25 gun izinliydi hem dugun iznini hem yillik iznini kullandi :) 5 ay oldu ewleneli vay be :)
 
hiç istediğim ve hayalimdeki gibi olmadığı için yazma gereği duymuyorummm :KK5:
 
Evlendiğimiz günün ertesi günü, balayından önce tek günümüzdü. Kayınvalidemlere ve aileme gidip yola çıkmadan önce onları görüp ellerini öptük. Ondan sonraki günde balayı için yola çıktık zaten. Çok güzeldi. 6 ay oldu evleneli, ne çabuk geçti anlamadım :nazar:
 
Hemen ertesi günü balayına gittik bir hafta süper geçti...

Kafamızı dinledik herşeyden uzak iyi ki gitmişiz şimdi günde sadece iki saat birbirimizi görür olduk yoğun iş temposundan dolayı :KK43:

Nişanlıyken daha çok görüşüyorduk sanki:))
 
evlendik,
ertesi gün kayınvalidemlerin duvak diye bir adeti varmış,
yeni geline mevlüt yapılır,yemek dağıtılır.
kırmadım onu kabul ettim.
ertesi gün erkeden geldi hanımlar.
bizim evimiz farklı şehirdeydi eşimin işinden dolayı.
düğün ailelerin olduğu şehirde oldu.
haliyle kayınvalidemlerde kaldık,
onlar 3 gün akrabalarında kaldılar.
3 gün sonrada zaten balayına antalya ya gittik,1 hafta kaldık,
oradan tekrar akrabaların bulunduğu şehre geldik,
el öpme faslından sonrada evimize geldik çok şükür: ))
 
evlendik,
ertesi gün kayınvalidemlerin duvak diye bir adeti varmış,
yeni geline mevlüt yapılır,yemek dağıtılır.
kırmadım onu kabul ettim.
ertesi gün erkeden geldi hanımlar.
bizim evimiz farklı şehirdeydi eşimin işinden dolayı.
düğün ailelerin olduğu şehirde oldu.
haliyle kayınvalidemlerde kaldık,
onlar 3 gün akrabalarında kaldılar.
3 gün sonrada zaten balayına antalya ya gittik,1 hafta kaldık,
oradan tekrar akrabaların bulunduğu şehre geldik,
el öpme faslından sonrada evimize geldik çok şükür: ))

bi an hiç eve geçemiceksınız sandım:)sivas tokat yörseınden mısınız yoksa bu adetler bıyerden tanıdık geldıde:KK43:(
 
Evliliğimin ilk bir haftası...

Düğün güzeldi... Herşey sakindi... Biz yorgunduk... Henüz kabus başlamamıştı...

Evlendiğim ilk gece eşim hemen uyuyakaldı, yatarken üstünden yorganı çekivermişim diye bir hışımla kalkıp "Beni öldürmeye çalışıyorsun!" sen deyip ellerimi kollarımı gelinliğimin arka bağı ile bağlamaya çalıştı.. Başarılı olamayınca beni hışımla ittirip odadan attı ve üstüme odanın kapısını kilitlemeye çalıştı. Bu esnada hala bağırıyordu. Sonra beni tartaklayarak önce annemlere götürmek istedi. Sonra mutfağa atıp gitti yattı...

Ben ne yaptım? Mutfak penceresinin önüne çöktüm.. Şok denilen şeyin ne menem bir şey olduğunu gördüm, bize öğretilenden farklıydı yaşayınca... Çok korktum... Daha önce hiç yaşamadığım bir şeydi... Şiddet ile ve nedensiz olarak o akşam tanıştım... "Tüm hayatım bir gecede yalan oldu"... İnanılmaz bir travmaydı... Hiçbir şey yapamadım.. Bu anlatılmaz...
Ertesi sabah uyanan adam bambaşka biriydi... Benimse bir yanım ölmüştü...

İkinci gece yatağa buruk gittik... Daha doğrusu ben öyleydim... Eşim dünyanın en sevimlisine dönüşmüştü... Ancak elinde sürekli telefon vardı.. annesi çağırıyor, dayısı gönül koyuyor ve kesinlikle rahat bırakmıyorlardı.. O gece de o uyumadı ailesini bu akşamlık gelemeyeceğine ikna ederken... Ben uyudum...

Üçüncü gün annesi arabayı veremeyeceği için balayına gidemeyeceğimizi öğrendim... Üzüldüm... Ama olsundu.. O akşam ailecek yemek yenecekti... Cicim ayı neymiş... gençler yalnız bırakılmaz hem=) Kalktık gittik... O akşam eşimin annesinin yanında bana nasıl bir yabancı gibi davranmaya başladığını farkettiğim akşamdı... Evlilik insanları yaklaştırır sanırdım o geceye kadar... Oysa eşim ve ben bir yabancı olmuştuk... Benim bir yanım daha ölmüştü...

Dördüncü günü hiç unutamam... Eşimle buzları eritmek için ısınma turları yaparken Kaynım ve annesi çıkageldi... Ardından diğer tayfa... Ev doldu taştı... (Sonra ki iki sene boyunca haftada dört akşamdan az olmamak ve haftasonları neredeyse sabaha kadar olmak kaydıyla bu hep böyle sürdü) Hala ilk gece yaşadığım travmanın etkisi altında olduğum halde ne kadar yapmacık da olsa gülebildiğimi keşfettiğim zamandı... Oysa dehşet içindeydim... Kültür şoku travması çarpmıştı bu kez... Benim bir yanım daha ölmüştü...

Beşinci gün altınlarım istendi... Vermek istemedim... Kendime saklayacağımdan değil.. Ev alırız diye konuşmuştuk.. Meğer dünyanın borcunun altına girmişiz... Oysa eşim hiç borcumuz olmayacağını söylemişti... Ben böyle sanarak evlendim... Önce boşamakla tehdit etti beni.. Sonra evi dağıttı... Üstüme yürüdü... Sanırım hayatımda son kez o zaman korktum... Sondu o... hatırlıyorum.. son kez o zaman korktum... Bayılmadım ama kaslarım kendini koyverdi.. enteresan bir duyguydu, bilinçli felç gibi... ilk kez... Beni kolumdan sürükleyerek odanın ortasına fırlattığını hissettim.. Kendimi toparlamaya başladığımda beni tutup annemlere bıraktı ve bırakırken altınları istedi.. Verdim... Benim tam olarak yarım o gün ölmüştü...

Hafta sonu da annemlere götürdü ve bıraktı... Ve para istememi söyledi.. Meğer hiç paramız yokmuş.. Bitmiş... Düğünde takılanları kendisi almıştı zaten... Ben utandım isteyemedim.. Çünkü hayatım boyunca ailemden hiç para istememiştim... Yolda döndü bana "Ne yaptın, para aldın mı?" diye... "Alamadım" dedim... Kolumdan tuttuğu gibi beni sokak ortasında sürüklemeye başladı "Annenin evine dönüyorsun, bıktım senden.. defol" diye... Sürükleyerek....

İşte o gün, o zamana kadar yaşayan naif serotonin gerçekten ölmüştü...

Kabus dolu bir ilk üç sene geçti... Şu an altıncı senemizi deviriyoruz... Kendim bile inanamıyorum hala...?

Tüm bunları neden anlattım?
Bilemiyorum... Belki hayatımda ilk defa bir yere derdimi dökmek istedim konu açmadan...

Ne mesleğim, ne eğitimim ve ne de kültürüm... Hiçbiri engel olamadı yaşadıklarıma...
Sadece bunu söylemek istedim...
 
Evliliğimin ilk bir haftası...

Düğün güzeldi... Herşey sakindi... Biz yorgunduk... Henüz kabus başlamamıştı...

Evlendiğim ilk gece eşim hemen uyuyakaldı, yatarken üstünden yorganı çekivermişim diye bir hışımla kalkıp "Beni öldürmeye çalışıyorsun!" sen deyip ellerimi kollarımı gelinliğimin arka bağı ile bağlamaya çalıştı.. Başarılı olamayınca beni hışımla ittirip odadan attı ve üstüme odanın kapısını kilitlemeye çalıştı. Bu esnada hala bağırıyordu. Sonra beni tartaklayarak önce annemlere götürmek istedi. Sonra mutfağa atıp gitti yattı...

Ben ne yaptım? Mutfak penceresinin önüne çöktüm.. Şok denilen şeyin ne menem bir şey olduğunu gördüm, bize öğretilenden farklıydı yaşayınca... Çok korktum... Daha önce hiç yaşamadığım bir şeydi... Şiddet ile ve nedensiz olarak o akşam tanıştım... "Tüm hayatım bir gecede yalan oldu"... İnanılmaz bir travmaydı... Hiçbir şey yapamadım.. Bu anlatılmaz...
Ertesi sabah uyanan adam bambaşka biriydi... Benimse bir yanım ölmüştü...

İkinci gece yatağa buruk gittik... Daha doğrusu ben öyleydim... Eşim dünyanın en sevimlisine dönüşmüştü... Ancak elinde sürekli telefon vardı.. annesi çağırıyor, dayısı gönül koyuyor ve kesinlikle rahat bırakmıyorlardı.. O gece de o uyumadı ailesini bu akşamlık gelemeyeceğine ikna ederken... Ben uyudum...

Üçüncü gün annesi arabayı veremeyeceği için balayına gidemeyeceğimizi öğrendim... Üzüldüm... Ama olsundu.. O akşam ailecek yemek yenecekti... Cicim ayı neymiş... gençler yalnız bırakılmaz hem=) Kalktık gittik... O akşam eşimin annesinin yanında bana nasıl bir yabancı gibi davranmaya başladığını farkettiğim akşamdı... Evlilik insanları yaklaştırır sanırdım o geceye kadar... Oysa eşim ve ben bir yabancı olmuştuk... Benim bir yanım daha ölmüştü...

Dördüncü günü hiç unutamam... Eşimle buzları eritmek için ısınma turları yaparken Kaynım ve annesi çıkageldi... Ardından diğer tayfa... Ev doldu taştı... (Sonra ki iki sene boyunca haftada dört akşamdan az olmamak ve haftasonları neredeyse sabaha kadar olmak kaydıyla bu hep böyle sürdü) Hala ilk gece yaşadığım travmanın etkisi altında olduğum halde ne kadar yapmacık da olsa gülebildiğimi keşfettiğim zamandı... Oysa dehşet içindeydim... Kültür şoku travması çarpmıştı bu kez... Benim bir yanım daha ölmüştü...

Beşinci gün altınlarım istendi... Vermek istemedim... Kendime saklayacağımdan değil.. Ev alırız diye konuşmuştuk.. Meğer dünyanın borcunun altına girmişiz... Oysa eşim hiç borcumuz olmayacağını söylemişti... Ben böyle sanarak evlendim... Önce boşamakla tehdit etti beni.. Sonra evi dağıttı... Üstüme yürüdü... Sanırım hayatımda son kez o zaman korktum... Sondu o... hatırlıyorum.. son kez o zaman korktum... Bayılmadım ama kaslarım kendini koyverdi.. enteresan bir duyguydu, bilinçli felç gibi... ilk kez... Beni kolumdan sürükleyerek odanın ortasına fırlattığını hissettim.. Kendimi toparlamaya başladığımda beni tutup annemlere bıraktı ve bırakırken altınları istedi.. Verdim... Benim tam olarak yarım o gün ölmüştü...

Hafta sonu da annemlere götürdü ve bıraktı... Ve para istememi söyledi.. Meğer hiç paramız yokmuş.. Bitmiş... Düğünde takılanları kendisi almıştı zaten... Ben utandım isteyemedim.. Çünkü hayatım boyunca ailemden hiç para istememiştim... Yolda döndü bana "Ne yaptın, para aldın mı?" diye... "Alamadım" dedim... Kolumdan tuttuğu gibi beni sokak ortasında sürüklemeye başladı "Annenin evine dönüyorsun, bıktım senden.. defol" diye... Sürükleyerek....

İşte o gün, o zamana kadar yaşayan naif serotonin gerçekten ölmüştü...

Kabus dolu bir ilk üç sene geçti... Şu an altıncı senemizi deviriyoruz... Kendim bile inanamıyorum hala...?

Tüm bunları neden anlattım?
Bilemiyorum... Belki hayatımda ilk defa bir yere derdimi dökmek istedim konu açmadan...

Ne mesleğim, ne eğitimim ve ne de kültürüm... Hiçbiri engel olamadı yaşadıklarıma...
Sadece bunu söylemek istedim...

naptin arkadasim ya, icimi dagladin sabah sabah :KK50:
ben okurken yikildim, sen nasil böyle bi adamla ayni cati altinda yasiyorsun...
 
Sizi üzmek için yazmadım...

Şu an hiçbir şey böyle değil.. Çünkü ben değiştim... Dolayısıyla evliliğim de değişti.... İlk üç senemle son üç senem arasında inanın dağlar kadar fark var.. Sanki şimdi ki eşim ikinci evliliğim... Ben gerçekten çok değiştim...
 
Sizi üzmek için yazmadım...

Şu an hiçbir şey böyle değil.. Çünkü ben değiştim... Dolayısıyla evliliğim de değişti.... İlk üç senemle son üç senem arasında inanın dağlar kadar fark var.. Sanki şimdi ki eşim ikinci evliliğim... Ben gerçekten çok değiştim...

ilk üç sene neden yaşamaya devam ettin?
anlattıklarını dinlemek dahi çıldırtıcı,
ki yaşamışsın. bu çok yıpratıcı :KK43:
 
Sizi üzmek için yazmadım...

Şu an hiçbir şey böyle değil.. Çünkü ben değiştim... Dolayısıyla evliliğim de değişti.... İlk üç senemle son üç senem arasında inanın dağlar kadar fark var.. Sanki şimdi ki eşim ikinci evliliğim... Ben gerçekten çok değiştim...

bu degisim yaptigi seyleri umursamamak mi? yoksa esin degistigi icin mi?
 
Diğerlerini iyi ki yazmadım o zaman=) Kayınvalide konularım daha da iyi oysa ki...

ilk üç sene neden yaşamaya devam ettin?

Belki bir kahve molasında yüz yüze anlatılabilecek kadar basit ve içten bir cevabı var.. Yazmaksa nedense zor..

bu degisim yaptigi seyleri umursamamak mi? yoksa esin degistigi icin mi?

"Ben değiştim"...

Eşimin ve ailesinin ihtiyacı olan gelin oldum...

Bazı insanlar vardır... İyilikten, yumuşaklıktan ve naiflikten anlamazlar.. Bunu zayıflık olarak görürler ve baskı kurmaya, "kültür", "gelenek" adı altında bir sürü bencillikler silsilesini size kabul ettirmeye çalışırlar... Siz sustukça bunu terbiyenize değil, zayıflığınıza yorarlar....
Önemli olan geldiğiniz ailenin karakterini ve eşinizin karakterini gerçekten anlayabilmek... Ve karakteri komple değiştirmek, kalmak istiyorsanız, eşinizin çocuk gözlerinde kalmak için bir sebep görebiliyorsanız... Çok zor ama imkansız değil... Ben zaten konulara cevap verirken çoğunlukla kendi deneyimlerimi (sonuç alabildiysem) yazıyorum. Ama elbette evliliğine ve kişinin karakterine göre değiştirdiğim şeyler de oluyor...

Eşim değişmedi aslında... Sadece "Cıss" ları çok iyi öğrendi... Ben çok yoruldum ama tüketmedim kendimi... bir çocuğu yetiştirir gibi özenle devam ettim....

Aslında en başta ki sorunun cevabı buydu belki.. Annem ve babam "Sevmek emek ister... Vazgeçebildiğini asla sevmemişsindir" diye diye aklımıza kazıdılar. Gururumu kırardı "Sevdim" dediğim insandan savaşmadan vazgeçmek...

Belki de aslında tüm cevap bu...
 
"Ben değiştim"...

Eşimin ve ailesinin ihtiyacı olan gelin oldum...

Bazı insanlar vardır... İyilikten, yumuşaklıktan ve naiflikten anlamazlar.. Bunu zayıflık olarak görürler ve baskı kurmaya, "kültür", "gelenek" adı altında bir sürü bencillikler silsilesini size kabul ettirmeye çalışırlar... Siz sustukça bunu terbiyenize değil, zayıflığınıza yorarlar....
Önemli olan geldiğiniz ailenin karakterini ve eşinizin karakterini gerçekten anlayabilmek... Ve karakteri komple değiştirmek, kalmak istiyorsanız, eşinizin çocuk gözlerinde kalmak için bir sebep görebiliyorsanız... Çok zor ama imkansız değil... Ben zaten konulara cevap verirken çoğunlukla kendi deneyimlerimi (sonuç alabildiysem) yazıyorum. Ama elbette evliliğine ve kişinin karakterine göre değiştirdiğim şeyler de oluyor...

Eşim değişmedi aslında... Sadece "Cıss" ları çok iyi öğrendi... Ben çok yoruldum ama tüketmedim kendimi... bir çocuğu yetiştirir gibi özenle devam ettim....

Aslında en başta ki sorunun cevabı buydu belki.. Annem ve babam "Sevmek emek ister... Vazgeçebildiğini asla sevmemişsindir" diye diye aklımıza kazıdılar. Gururumu kırardı "Sevdim" dediğim insandan savaşmadan vazgeçmek...

Belki de aslında tüm cevap bu...

peki bu değişimi nasıl yaptınız merak ettim? bir iki örnek verirmisiniz. kadınların ilişkiye tutumu erkeğin de ilişkiye olan tutumunu kökten etkiliyor bunu biliyorum, sizin hayatınız açısından birkaç örneği bilmek isterdim. bende evliliğimde şu dönemde o zor değişimleri yapmaya çalışıyorum da.
 
hatırladıgım...
ellerımde kınalarım...
ailemi memleketlerine ugurlamam...
ilk gece korkum
esımle cok guzel2 gun...
balayına gıdemedık cunku agustosa ayarlamıstık balayını...
bol bol banyo ettıgım :)
artık banyoyu gormek ıstemıyordum resmen...:KK17::KK17::KK17:
 
düğün güzeldi bir güzel oynadık
eve geldik gelinlikle abdest aldım imam nikahımız kılındı
yemek yedik
namaz kıldık
Evliliğimin ilk gecesi benim için çok önemliydi çünkü eşim in ne kadar anlayışlı olduğunu o gün öğrendim
.korkularımı anladı ve çok bekleyip istemesine rağmen sadece birlikte uyuduk:)

İlk hafta kapıya bile çıkmak istememiştim eşimin yanında olmak istemiştim hep:)
 
Evliliğimin ilk bir haftası...

Düğün güzeldi... Herşey sakindi... Biz yorgunduk... Henüz kabus başlamamıştı...

Evlendiğim ilk gece eşim hemen uyuyakaldı, yatarken üstünden yorganı çekivermişim diye bir hışımla kalkıp "Beni öldürmeye çalışıyorsun!" sen deyip ellerimi kollarımı gelinliğimin arka bağı ile bağlamaya çalıştı.. Başarılı olamayınca beni hışımla ittirip odadan attı ve üstüme odanın kapısını kilitlemeye çalıştı. Bu esnada hala bağırıyordu. Sonra beni tartaklayarak önce annemlere götürmek istedi. Sonra mutfağa atıp gitti yattı...

Ben ne yaptım? Mutfak penceresinin önüne çöktüm.. Şok denilen şeyin ne menem bir şey olduğunu gördüm, bize öğretilenden farklıydı yaşayınca... Çok korktum... Daha önce hiç yaşamadığım bir şeydi... Şiddet ile ve nedensiz olarak o akşam tanıştım... "Tüm hayatım bir gecede yalan oldu"... İnanılmaz bir travmaydı... Hiçbir şey yapamadım.. Bu anlatılmaz...
Ertesi sabah uyanan adam bambaşka biriydi... Benimse bir yanım ölmüştü...

İkinci gece yatağa buruk gittik... Daha doğrusu ben öyleydim... Eşim dünyanın en sevimlisine dönüşmüştü... Ancak elinde sürekli telefon vardı.. annesi çağırıyor, dayısı gönül koyuyor ve kesinlikle rahat bırakmıyorlardı.. O gece de o uyumadı ailesini bu akşamlık gelemeyeceğine ikna ederken... Ben uyudum...

Üçüncü gün annesi arabayı veremeyeceği için balayına gidemeyeceğimizi öğrendim... Üzüldüm... Ama olsundu.. O akşam ailecek yemek yenecekti... Cicim ayı neymiş... gençler yalnız bırakılmaz hem=) Kalktık gittik... O akşam eşimin annesinin yanında bana nasıl bir yabancı gibi davranmaya başladığını farkettiğim akşamdı... Evlilik insanları yaklaştırır sanırdım o geceye kadar... Oysa eşim ve ben bir yabancı olmuştuk... Benim bir yanım daha ölmüştü...

Dördüncü günü hiç unutamam... Eşimle buzları eritmek için ısınma turları yaparken Kaynım ve annesi çıkageldi... Ardından diğer tayfa... Ev doldu taştı... (Sonra ki iki sene boyunca haftada dört akşamdan az olmamak ve haftasonları neredeyse sabaha kadar olmak kaydıyla bu hep böyle sürdü) Hala ilk gece yaşadığım travmanın etkisi altında olduğum halde ne kadar yapmacık da olsa gülebildiğimi keşfettiğim zamandı... Oysa dehşet içindeydim... Kültür şoku travması çarpmıştı bu kez... Benim bir yanım daha ölmüştü...

Beşinci gün altınlarım istendi... Vermek istemedim... Kendime saklayacağımdan değil.. Ev alırız diye konuşmuştuk.. Meğer dünyanın borcunun altına girmişiz... Oysa eşim hiç borcumuz olmayacağını söylemişti... Ben böyle sanarak evlendim... Önce boşamakla tehdit etti beni.. Sonra evi dağıttı... Üstüme yürüdü... Sanırım hayatımda son kez o zaman korktum... Sondu o... hatırlıyorum.. son kez o zaman korktum... Bayılmadım ama kaslarım kendini koyverdi.. enteresan bir duyguydu, bilinçli felç gibi... ilk kez... Beni kolumdan sürükleyerek odanın ortasına fırlattığını hissettim.. Kendimi toparlamaya başladığımda beni tutup annemlere bıraktı ve bırakırken altınları istedi.. Verdim... Benim tam olarak yarım o gün ölmüştü...

Hafta sonu da annemlere götürdü ve bıraktı... Ve para istememi söyledi.. Meğer hiç paramız yokmuş.. Bitmiş... Düğünde takılanları kendisi almıştı zaten... Ben utandım isteyemedim.. Çünkü hayatım boyunca ailemden hiç para istememiştim... Yolda döndü bana "Ne yaptın, para aldın mı?" diye... "Alamadım" dedim... Kolumdan tuttuğu gibi beni sokak ortasında sürüklemeye başladı "Annenin evine dönüyorsun, bıktım senden.. defol" diye... Sürükleyerek....

İşte o gün, o zamana kadar yaşayan naif serotonin gerçekten ölmüştü...

Kabus dolu bir ilk üç sene geçti... Şu an altıncı senemizi deviriyoruz... Kendim bile inanamıyorum hala...?

Tüm bunları neden anlattım?
Bilemiyorum... Belki hayatımda ilk defa bir yere derdimi dökmek istedim konu açmadan...

Ne mesleğim, ne eğitimim ve ne de kültürüm... Hiçbiri engel olamadı yaşadıklarıma...
Sadece bunu söylemek istedim...

içim acıdı sabahsabah canım ya çok soru eminim çok cevap vardır şuanda hiçbişey sormaya mecalim kalmadı
 
aff Allah'ım ne sıkıntılı bir ilk hafta geçirdiğimi düşünüyordum ki benim ki aslında çok iyi geçmiş arkadaşın yanında :KK43:

Düğünden sonra kayınvalidemin evine gidip,nikah işlerini hallettik,sonra eşimle ben başbaşa evimize geldik...

(Bizde bir adet vardır nikah kıyıldıktan sonra eşler yalnız kaldığında gelin duvağını örter ve damat gelinin duvağını açarak geline yüzgörümlüğü takar,ben bunu düğünden 1 ay önce başlamak şartıyla belirli aralıklarla eşime anlattım ki o gece sıkıntı yaşamayalım..)

Neyse evimize geldik beraber girdik ben salonda koltuğa oturdum,eşim arabadaki takıları,hediyeleri falan almaya gitti.Bende bu arada duvağımı örttüm onu bekliyorum neyse o geldi bir şey sordu ben cevap vermedim ki anlasın naza çektiğimi..Bir kaç sefer sorusunu yineledi ben yine cvp vermeyince biraz sinirlendi niye cvp vermiyorum diye.Bende neden olduğunu söyledim..Sonra ki tepkisi "Onu bu gece mi takacaktık ya" oldu..Bende ani bir tepkiyle yok haftaya alırsın fln dedim,sinirlendim kalktım abdestim olduğu için yatsıyı ve 2 rekat şükür namazı kıldım..Sonra gittim odaya üstümü çıkarmaya başladım,peşimden geldi niye böyle yapıyosun falan diye beni suçladı..Neyse ondan sonra öyle böyle yatağa girdikten sonra yumuşadık ve sonrası (ne kadar iyi olursa) iyi geçti :S

Ertesi sabah çok güzel uyandık,ikimizde neşeliydik.Beraber kahvaltı yaparken o telefonunu açtı..Ablası 3-4 kez aramış,bişey mi oldu diye merak edip aradı..Ablası ne var ne yok faslından sonra el öpmeye gelmiyor musunuz dedi.Eşiminde benimde böyle birşeyden haberimiz yoktu.Eşim şaşkın bir ifadeyle bakarız abla dedi.Telefon kapatıldıktan az sonra küçük görümcem,yeğenlerinin dayısını sorduğunu gitmemiz gerektiğini fln yazmış.Eşim bana baktı ben ona.Sözde fedakarlık yapıcam ya iyi gidelim dedim ama o an o aile benim için bitmişti.Tüm nefretimle gittim,hiçbiriyle doğru dürüst konuşmadan döndük eve...

3.günü evdeydik,eşim emanet aldığı arabayı götürüp babasının arabasını aldı..

4.günü dedem düğünden 2 gün önce vefat ettiği için 7 si vardı,ona gittik.Ordan çıktıktan sonra balayı için gideceğimiz kaplıcaya gidecektik eşim saat ztn 11 oldu bu saatten sonra giriş yapıp boşuna masraf yapmayalım dedi.Evimize döndük...

5.günü öğleden sonra balayı yapacağımız yere gittik,o gece kaldık...

6.günü öğlen kaldığımız yerden çıkış yaptık,evimize döndük...

7.günü eşimin ailesinin yanına gittik,biraz daha iyi geçti...

8.günü eşim arabayı babasına götürdü...

9.günü Salı günüde iş başı yaptı...

Çok iyi bir ilk hafta geçirdiğimiz söylenemez,birçok hevesim,birçok hayalim vardı,hiçbirini yapamadım maalesef.Ama 1.5 yıllık evliyim eşimle çok mutluyum,ona aşığım,bu süre zarfında ettiğimiz kavgalar bir elin parmaklarını geçmez..İsterdim ki başlangıcı da çok güzel olsun ama nasipp...
 
düğünümüzün ertesi günü balayına gittik sevdiğim adamla evlenmek muhteşem hissettirmişti düğün stresini ve yorgunluğunu atıp 10 gün sonra evimize geri döndük...o gün bugündür evliliğin doğru insanla yapıldığı takdirde ne kadar güzel birşey olduğunu düşünüyorum ve rabbime şükrediyorum...şimdi de oğluşumuza kavuşmak için gün sayıyoruz...:nazar::nazar:
 
Son düzenleme:
dördüncü senemiz dolacak ve ben ilk bir haftayı hiç hatırlamak istemiyorum...
kayınvalide ve kayınpederin emrivakileriyle bütün akrabalara el öpmeye gidildi...
işin en ilginç tarafı da biz eşimle ikimiz değil onlarla beraber gittik..neymiş onlarda gelirmiş adetleri böyleymiş...
çok gıcık bi haftaydı hatırlamak istemiyorum...kayınpederin emriyle balayına da gidemedik...
sebep de şu, herkes sizi el öpmeye beklerken siz tatilmi yapıcaksınız ayıp olurmuş...
daha sonrada gidemedik çünkü izin bitti vs gibi sebeplerle...
 
X