konu sahibi bak gelecekteki halinBelki yillar oldu siteye yorum yapmayali, baslayalim bakalim.
O bahsettigin hayatin icinde 11. yilim. Ayni hisleri yasamamis olmasam yazmaydim. Benim seni anlamam degil senin beni anlaman bana bu yorumu yazdirdi. 11 yil,iki cocuk ve ayyyyni ayni hayatin icinde dipte bir kuyudaymiscasina gökyüzüne bakiyorum, kuyuya alistim. Disari cikacak cesaret ve yetenegimi kaybettim. Gelecege dair umutlarim bile icine dustugum bu yerden cikamayacakmis gibi zayiflar. Ne ayrilmak bir secenekti ne de buradan cikmak. Kaldim, iki cocuk yaptim. Bir kosturmaca ve mesguliyet verdi bana. Ama özgürlügümle ilgili problemleri cözemedim. Ben tek basina vakit gecirmeyi seven, yiyip icip gezmekten zevk alan hobileri yetenekleri olan, kendi tarzi durusu olan genc bir kadindim. Hayattan bir enerji gelir ve sen onu alirsin ya, o enerji alan damarimin üzerine oturtu bütün bu aile ve kültürümüz sacmaliklari. Ayni dedigin gibi kiyafetime, sacima, telefonla neden aramiyorumlara, disari cikmama, sosyal hayatim olmasina kadar, ya hepsini sktiret oturma odamdaki sehpami atmama kadar karsitilar. Neyse buralar ayin karanlik taraflari..
Alistim ama ben ben degilim. Esaret bu. Ve senin gibi kendi isim de yoktu, toy ve tecrubesizdim, okul okusanda zaman icinde hayata devam etme cesaretimi kirdilar. Dil konusunda basarili olan beni bile pistirdilar, yurt disina geldim de. Gelmeden önce ceviriler yaparak egleniyordum, buraya geldim doktorun, garsonun gözüne bakamaz, kocasinin kendinisi ifade etmesine muhtac biri gibi oldum. Lanet olsai bu cevrede herkes vebali gibi, zamanla onlara benzedin, kabuguma cekildim. Büyük hayallarim varken yapamazlarla cevrildim. Anlamadim ne zaman kusatildim,ne zaman bu duygular beni ele gecirdi. Bu ben degilim ki diye feriha gibi bagirdigimi düsün. Ha kafam atsa cekip gidemiyorum bile, iliskideki romantizm ve heyecan da gitti mi sana hadi.. Ehliyetsiz adim atilmiyor da burada, kart dahi kullanmayi unutum. Llisans mezunuyum ama türkiyede yapabildigim cogu eyden bir anda mahrum kaldim. Kesinlikle buradaki sistemi ve insanlari suclamiyorum, esimin ailesini sucluyorum. Isigim saat kaca kadar acik, nerden nasil gecmisim herseye laf söylediler, narin ve kibar bir insan oldugumdan zamanla nasil incildigimi kestiremedim. hiic kinamayin, kedicikler belgeselinde oldugu gibi zamanla manupule edilip bu hale gelmis gibiyim. Sen de sunu yapsaydincilar bu kismi atlamasinlar.
Hayir tam tersi o yollardan geçip kendimle de yuzlestigim için bu kadar rahat yaziyorum.Zaten işin içinde fiziksel şiddet, tehdit, şantaj olan konular olsa haklısınız, canınıza dikkat edin derim. Aslında size vah canım ah tatlım diye yazsam iyi olurdum aslında yararıriniz olacak şeyleri yazıyorum. Kv narsist olabilir, border olabilir, histrionik olabilir. Ama 11 yılın suçlusu da kvden değil. İlk dönem evlilik, kültür şoku, pasif eş, hadii çocukları da katayım ama sonrası sizin pasifliginiz. Bununla yüzleşmedikten sonra manipule ettiler dersiniz. Eşiniz pasifligi o anneyi o kadar büyümüştür bunu görün önce. Manipülasyon öyle birsey değil her psikolojik baskı değil.
Olay sadece boşanmak değil. Görüşmemek, ayri hayat kurmak, part-time kurs, is bulmak. Lütfen sizin de hatalı olduğunuzu kabul edin. Sonrası huzur, özgürlük.
Ne kadarda bana benzer bir konu dimi gunces. Dejavu yaşadım resmen. Konu sahibi özelden yazabilirsin
Savasmak gerekiyor yani o ortamda, tatli dille olmuyor, bedel ödüyorsun. ben odedimkonu sahibi bak gelecekteki halin
istediğin buysa
Yok evde oturmak daha kolay gelir. Kim kalkacak da sabahın köründe işe gidecek. Çalışkanlık lazım ona. Aaa ama siz zaten çok çalışkandiniz ama kv elinizi kolunuzu baglayip odaya hapsetti.aydinlandim, ben part time is aramaya
Şiştim valla. Niye kendinize bu kadar eziyet ediyorsunuz anlamadım. Evet gelinler, eş ailesi tarafından manipüle edilmeye çok elverişli oluyorlar birebir olmasa da çok benzer şeyleri ben de yaşadım ama bi yerde sömürüldüğümü anlayıp çizgi çekmesini bildim. Konuyu öncelikle eşinizle konuşup bu şekilde bir düzeni devam ettirmek istemediğinizi, bu şekikde mutsuz olduğunu söyleyeceksiniz. Eş ailesiyle siz değil direkt olarak o muhattap olacak, artık ayrı bir ailesi olduğundan, her hafta geliş gidiş yapamayacak olduğunuzdan, bu konularda size özgürlük tanımaları gerektiginden fln bahsedecek. Ama bnm ailem böyle, biz böyleyiz, bilerek evlendin diyerek çıkamaz işin içinden. Sizi gerçekten sevip, size deger veriyorsa bir sekilde çözmeye çalışacaktır zaten.2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Kesinlikle aynı fikirdeyim. Resmen plan yapıyorlar. Mesela erkekler kendi aralarında da iyi kız nasıl bulunur muhabbeti yapıp kategorize ediyor. Kadın aşık oldum deyip kötü huylarını gözardı ediyor.Erkekler geç olgunlaşır deniliyor ya bence tam tersi, erkekleri yönlendirmek bu kadar kolay değil. Kadınlar çok kolay kandirilabiliyor ve yönlendirilebiliyor. İşin sonunda hep erkekler kazançlı çıkıyor. Sonra kadınlar mutsuz bir şekilde hayatlarına devam ediyor.
Tamam söz lan, gel cocuklarima bak, onlari kurslarina ben yokken gotur, ogle ve aksam yemeklerini yap, yarin basliyorum bir iki is var gozumde ama genelde vardiyalilar. Simdi daha dun oglum okula gidemedi 7 kere kustu, yatak yorgani falan ben yokken halledersin, odevini yaptir, doktor randevularini da aksatma. Genelde is saatlerimde cakisma ihtimaki var. Esimin isi bir saat uzakta oldugundan okuldan aradiklarindan benim yerime sen git kos al cocuklari okuldan bak o zaman kesin yarin basliyorum. Iki hafta icinde artan hastaliklar yuzunden kizimi iki kere acil okuldan aldim, dis doktorundayken yetisemedim hatta okuldan aradiklarinda. Valla kiz, gel azicik islerin ucundan tut ben kosa kosa ise giderim. Zaten esimle gezmek de istiyorum, iki maas eve girdigi gibi tokyoya gitmek istiyoruz. Sevaba girersin. Butun bu isleri ben ise gidince yedekte tuttugum hayali destekcim yapacak gonul rahatligiyla ise tam da su an gidebilirim. Bundan sonra herkese evde oturmamasini ve calismasini ogutleyecegim, tesekkurler sen de olmasan tembellikten evde curuyecektim yaaYok evde oturmak daha kolay gelir. Kim kalkacak da sabahın köründe işe gidecek. Çalışkanlık lazım ona. Aaa ama siz zaten çok çalışkandiniz ama kv elinizi kolunuzu baglayip odaya hapsetti.
Not: Burada ev hanımlarına atıf yoktur. Herkesin kendi tercihi. Bunu tercih edip suçu başkasına bulmak en kolayı.
Ben her sabah 6 da kalkiyorum, illa ise gitmem gerekmiyor, kalkmak zorundayim cocuklar icin. Ama uyuyup kek borek yeme ihtimalim olsa inan olurdu kiiiz, yani hayir demem ona da ihtiyacim var. Ben bu sabah beste kalktim hatta, cunku vucut alisiyor. Ya da su olur, esim isi biraksin mesela ben calisayim diye. Cunku birileri surekli patronundan izin almak zorunda kalacak. Biz simdi aile icinde boyle bir duzeni uygun gorduk diye ben evde oturan tembel mi oluyorum pardon, artik kizamiyorum da gulme geldiYok evde oturmak daha kolay gelir. Kim kalkacak da sabahın köründe işe gidecek. Çalışkanlık lazım ona. Aaa ama siz zaten çok çalışkandiniz ama kv elinizi kolunuzu baglayip odaya hapsetti.
Not: Burada ev hanımlarına atıf yoktur. Herkesin kendi tercihi. Bunu tercih edip suçu başkasına bulmak en kolayı.
Senli benli konuşma tarzından lanliya geçiş.Tam beklediğim gibi. Küfüre çeyrek kala.Tamam söz lan, gel cocuklarima bak, onlari kurslarina ben yokken gotur, ogle ve aksam yemeklerini yap, yarin basliyorum bir iki is var gozumde ama genelde vardiyalilar. Simdi daha dun oglum okula gidemedi 7 kere kustu, yatak yorgani falan ben yokken halledersin, odevini yaptir, doktor randevularini da aksatma. Genelde is saatlerimde cakisma ihtimaki var. Esimin isi bir saat uzakta oldugundan okuldan aradiklarindan benim yerime sen git kos al cocuklari okuldan bak o zaman kesin yarin basliyorum. Iki hafta icinde artan hastaliklar yuzunden kizimi iki kere acil okuldan aldim, dis doktorundayken yetisemedim hatta okuldan aradiklarinda. Valla kiz, gel azicik islerin ucundan tut ben kosa kosa ise giderim. Zaten esimle gezmek de istiyorum, iki maas eve girdigi gibi tokyoya gitmek istiyoruz. Sevaba girersin. Butun bu isleri ben ise gidince yedekte tuttugum hayali destekcim yapacak gonul rahatligiyla ise tam da su an gidebilirim. Bundan sonra herkese evde oturmamasini ve calismasini ogutleyecegim, tesekkurler sen de olmasan tembellikten evde curuyecektim yaa
Gülmem geldi ya, neyse canim ya ben seni hic tutmayayim, daha da yazmayacagimi soyleyeyimSenli benli konuşma tarzından lanliya geçiş.Tam beklediğim gibi. Küfüre çeyrek kala.
Bu anlattıklarınızin kv ile ne alakası var? Siz hayat isiginizi köreltenin kv oldugunu soyluyorsunuz ben de hayir sizin tercihleriniz diyorum. Erişkin iki birey olarak karı koca 2 çocuk yapmışsınız, onların sorumluluğunun da sizde olmasına karar vermişsiniz. Kv bu işin neresinde? Meslek sahibi olmadan evlenmende mi yoksa cocugu yapma kısmında mi?
Siz de kendinize iyi bakın. Size bol icgoru ve az savunma mekanizmali bir hayat diliyorum.Gülmem geldi ya, neyse canim ya ben seni hic tutmayayim, daha da yazmayacagimi soyleyeyim
Şükürler olsun Rabbime Allahta hepinizden razı olsun. O kadar değişti ki hayatım kayınpederim kızım ben yavrum evladım diye seviyor. Kayınvalidemde sarı kızım benim anneem yavrum diyor harçlık veriyor tüm kışlıklarımı yaptı. Önceden rahat bırakmazken şimdi kayınpederim haftada 2 gelse gitmesene kız yorgundur diyip ertesi gün yemekle uğraşma kızım baban geldi geçende gel yiyelim diyor. Siz beni çok güzel yönlendirdiniz. Kendimi ifade edebiliyorum ve iyiki dinlemişim.Konunun seninle uzaktan yakindan alakasi yok canim. Sen sadece yasin kucuk evlilik yaptigin icin bocaladin o da gayet normal ama o yasta evlenmene ragmen sen mantikli ve aklibasinda birisin. Konular actin ama o konulari oylesine acmadin hep kendine uyan seyleri aklinin bir kosesine aldin ve hayatinda cok seyi degistirdin.
iyi o zaman:) Anlayabiliyorum seni.Ben de yurtdisindayim bizim burada iki kati ugrasmamiz gerekiyor.Hem dili ögrenmek, hem de denklik olmadigi icin yeniden meslek edinmek zorlayici oluyor. Bubun disinda kültürel olarak farkliliklar da var. Bazen tüm bunlar yoruyor insani. Bak ama ben 17 yildir burdayim , 45 yasinda meslek egitimine basladim.Bu sene mayis ayinda bitiyor. Benden sana tavsiye mutlaka ama mutlaka yapmak istegin isin egitimini al. Sana bol sans diliyorum.Ya bu arada seni üzmek istemezdim, simdi bir daha okudum da cok karamsar yazmisim. Cok iyiyim gercekten, kisisel gelisim yoga falan ne varsa bunlara yöneldim. Kendi sinirlarimi cizdim, kimsenin artik bana birsey diyebildigi yok. Ama yazdigim gibi o da bir gercek ama hayata da devam ediyoruz. Burada ne yapabilirsem onlari yapiyorum. Dedigim gibi seyahatlere basladik. Gecen 11 yilda iliskimiz, evliligimiz normal olarak cok güclendi, ikimiz de büyüdük. Cocuklari da büyüttük. Kizim ergenligin esiginde hatta, en zor zamanlari gecirdik ama simdi tabi isler cogaldi. Pozitif birseyler yazmak istedim sadece, hayatta sadece siyahlar yok, beyazlar da var. Bazi dönemler cok siyah olsa da savasmamiz gerekiyor, butun bunlar bizi büyütüyor.
Çözüm çok basit aslında...rest çekip kayinvalideyle gorusmeyeceksiniz ve mümkünse dağ başı diye tarif ettiğiniz mutlu olmadığınız yeri değiştireceksiniz. Eşinize açılın..mutlu olmadığınızı anlatın ve ne istediğinizi söyleyin,beklentilerinizi anlatin ve şu an için çocuk yapmayın.2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.