Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Konu sahibi konunuzu ve tum yorumlari okudum2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Tehdit, şantaj, fiziksel şiddetle mi tutuldunuz orda? Dün de dedim manipulasyon farkedildigi anda biter sonrası sizin basiretsizliginiz. Sanmayın ki sizi yargiliyorum, herkes bu tarz şeylere evde, işte, sosyal hayatta karşılaşıyor ve bir müddet de kanmis olabilir. Ama farkedildikten sonrası? Muhtemelen avrupa şehrinde yaşıyorsunuz. Polis desteginin de oldugu yerler. 11 sene dil ogrenmemeniz sizle alakalı bir durum, ise gitmemeniz sizinle alakalı.Belki yillar oldu siteye yorum yapmayali, baslayalim bakalim.
O bahsettigin hayatin icinde 11. yilim. Ayni hisleri yasamamis olmasam yazmaydim. Benim seni anlamam degil senin beni anlaman bana bu yorumu yazdirdi. 11 yil,iki cocuk ve ayyyyni ayni hayatin icinde dipte bir kuyudaymiscasina gökyüzüne bakiyorum, kuyuya alistim. Disari cikacak cesaret ve yetenegimi kaybettim. Gelecege dair umutlarim bile icine dustugum bu yerden cikamayacakmis gibi zayiflar. Ne ayrilmak bir secenekti ne de buradan cikmak. Kaldim, iki cocuk yaptim. Bir kosturmaca ve mesguliyet verdi bana. Ama özgürlügümle ilgili problemleri cözemedim. Ben tek basina vakit gecirmeyi seven, yiyip icip gezmekten zevk alan hobileri yetenekleri olan, kendi tarzi durusu olan genc bir kadindim. Hayattan bir enerji gelir ve sen onu alirsin ya, o enerji alan damarimin üzerine oturtu bütün bu aile ve kültürümüz sacmaliklari. Ayni dedigin gibi kiyafetime, sacima, telefonla neden aramiyorumlara, disari cikmama, sosyal hayatim olmasina kadar, ya hepsini sktiret oturma odamdaki sehpami atmama kadar karsitilar. Neyse buralar ayin karanlik taraflari..
Alistim ama ben ben degilim. Esaret bu. Ve senin gibi kendi isim de yoktu, toy ve tecrubesizdim, okul okusanda zaman icinde hayata devam etme cesaretimi kirdilar. Dil konusunda basarili olan beni bile pistirdilar, yurt disina geldim de. Gelmeden önce ceviriler yaparak egleniyordum, buraya geldim doktorun, garsonun gözüne bakamaz, kocasinin kendinisi ifade etmesine muhtac biri gibi oldum. Lanet olsai bu cevrede herkes vebali gibi, zamanla onlara benzedin, kabuguma cekildim. Büyük hayallarim varken yapamazlarla cevrildim. Anlamadim ne zaman kusatildim,ne zaman bu duygular beni ele gecirdi. Bu ben degilim ki diye feriha gibi bagirdigimi düsün. Ha kafam atsa cekip gidemiyorum bile, iliskideki romantizm ve heyecan da gitti mi sana hadi.. Ehliyetsiz adim atilmiyor da burada, kart dahi kullanmayi unutum. Llisans mezunuyum ama türkiyede yapabildigim cogu eyden bir anda mahrum kaldim. Kesinlikle buradaki sistemi ve insanlari suclamiyorum, esimin ailesini sucluyorum. Isigim saat kaca kadar acik, nerden nasil gecmisim herseye laf söylediler, narin ve kibar bir insan oldugumdan zamanla nasil incildigimi kestiremedim. hiic kinamayin, kedicikler belgeselinde oldugu gibi zamanla manupule edilip bu hale gelmis gibiyim. Sen de sunu yapsaydincilar bu kismi atlamasinlar.
kac defa aklimdan gecti.Neden hic yazmiyor diye düsündüm.Simdi bu yazdiklarini görünce cok üzüldüm. Ne olur bir silkelen, at üstündeki ölü topragini.Icim acidi gercekten.Belki yillar oldu siteye yorum yapmayali, baslayalim bakalim.
O bahsettigin hayatin icinde 11. yilim. Ayni hisleri yasamamis olmasam yazmaydim. Benim seni anlamam degil senin beni anlaman bana bu yorumu yazdirdi. 11 yil,iki cocuk ve ayyyyni ayni hayatin icinde dipte bir kuyudaymiscasina gökyüzüne bakiyorum, kuyuya alistim. Disari cikacak cesaret ve yetenegimi kaybettim. Gelecege dair umutlarim bile icine dustugum bu yerden cikamayacakmis gibi zayiflar. Ne ayrilmak bir secenekti ne de buradan cikmak. Kaldim, iki cocuk yaptim. Bir kosturmaca ve mesguliyet verdi bana. Ama özgürlügümle ilgili problemleri cözemedim. Ben tek basina vakit gecirmeyi seven, yiyip icip gezmekten zevk alan hobileri yetenekleri olan, kendi tarzi durusu olan genc bir kadindim. Hayattan bir enerji gelir ve sen onu alirsin ya, o enerji alan damarimin üzerine oturtu bütün bu aile ve kültürümüz sacmaliklari. Ayni dedigin gibi kiyafetime, sacima, telefonla neden aramiyorumlara, disari cikmama, sosyal hayatim olmasina kadar, ya hepsini sktiret oturma odamdaki sehpami atmama kadar karsitilar. Neyse buralar ayin karanlik taraflari..
Alistim ama ben ben degilim. Esaret bu. Ve senin gibi kendi isim de yoktu, toy ve tecrubesizdim, okul okusanda zaman icinde hayata devam etme cesaretimi kirdilar. Dil konusunda basarili olan beni bile pistirdilar, yurt disina geldim de. Gelmeden önce ceviriler yaparak egleniyordum, buraya geldim doktorun, garsonun gözüne bakamaz, kocasinin kendinisi ifade etmesine muhtac biri gibi oldum. Lanet olsai bu cevrede herkes vebali gibi, zamanla onlara benzedin, kabuguma cekildim. Büyük hayallarim varken yapamazlarla cevrildim. Anlamadim ne zaman kusatildim,ne zaman bu duygular beni ele gecirdi. Bu ben degilim ki diye feriha gibi bagirdigimi düsün. Ha kafam atsa cekip gidemiyorum bile, iliskideki romantizm ve heyecan da gitti mi sana hadi.. Ehliyetsiz adim atilmiyor da burada, kart dahi kullanmayi unutum. Llisans mezunuyum ama türkiyede yapabildigim cogu eyden bir anda mahrum kaldim. Kesinlikle buradaki sistemi ve insanlari suclamiyorum, esimin ailesini sucluyorum. Isigim saat kaca kadar acik, nerden nasil gecmisim herseye laf söylediler, narin ve kibar bir insan oldugumdan zamanla nasil incildigimi kestiremedim. hiic kinamayin, kedicikler belgeselinde oldugu gibi zamanla manupule edilip bu hale gelmis gibiyim. Sen de sunu yapsaydincilar bu kismi atlamasinlar.
Yani akli basinda bir hareketiniz yok üzgünüm.Bir kere kendinize uygun olamayn nir admla evlenmissiniz.Istemediginiz bir sehirde yasamayi kabul etmissiniz.Onun ailesini memnun etmeye calisip kemdinizden odun veriyorsnuz.Bir de ustune cocuk yapmayi dusunuyorsunuz.Zir cahillik 18 yasinda falansiniz sanirim.Ailede kimse size saygi duymuyor bir durusunuz yok cunku hala onlar ne der diye kol kapatmya calisiyorsunuz2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Yalniz o muhafazakarlik olmuyor geleneksellik oluyor
Tehtit, siddet falan olsa afedersiniz de tabiki polise giderim. Evlilik bu, sartlar bana uymadi diye sevdigin insani terkedip gidebilme rahatligi da vermiyor ama kalamiyorsun da, bu hale geliyorsun, cikmaz bu. Cünkü bütün bunlar bir yana beni anlayan ve ayni seyleri yasayan tek insandan, yillarca onunla yasamayi bekledigim tek insandan ayrilmam gerekti. Basiretsizlik mi, uyum saglayip yasadim ama memnun degilim, dipsiz bir kuyu demek basiretsizlik mi oldu simdi.Tehdit, şantaj, fiziksel şiddetle mi tutuldunuz orda? Dün de dedim manipulasyon farkedildigi anda biter sonrası sizin basiretsizliginiz. Sanmayın ki sizi yargiliyorum, herkes bu tarz şeylere evde, işte, sosyal hayatta karşılaşıyor ve bir müddet de kanmis olabilir. Ama farkedildikten sonrası? Muhtemelen avrupa şehrinde yaşıyorsunuz. Polis desteginin de oldugu yerler. 11 sene dil ogrenmemeniz sizle alakalı bir durum, ise gitmemeniz sizinle alakalı.
kac defa aklimdan gecti.Neden hic yazmiyor diye düsündüm.Simdi bu yazdiklarini görünce cok üzüldüm. Ne olur bir silkelen, at üstündeki ölü topragini.Icim acidi gercekten.
Tehdit, şantaj, fiziksel şiddetle mi tutuldunuz orda? Dün de dedim manipulasyon farkedildigi anda biter sonrası sizin basiretsizliginiz. Sanmayın ki sizi yargiliyorum, herkes bu tarz şeylere evde, işte, sosyal hayatta karşılaşıyor ve bir müddet de kanmis olabilir. Ama farkedildikten sonrası? Muhtemelen avrupa şehrinde yaşıyorsunuz. Polis desteginin de oldugu yerler. 11 sene dil ogrenmemeniz sizle alakalı bir durum, ise gitmemeniz sizinle alakalı.
kac defa aklimdan gecti.Neden hic yazmiyor diye düsündüm.Simdi bu yazdiklarini görünce cok üzüldüm. Ne olur bir silkelen, at üstündeki ölü topragini.Icim acidi gercekten.
Şahsen empati kurdum da gerçekten böyle bir evliliği ben hiç istemezdim kendine yazik ediyorsun madem kocan seni seviyor ozmn sana bu hayatı yaşatmasn daha mutlu olup olmadığının bile farkında değil adam ...2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Bir soru sordum tehdit mi, şantaj mi vardı. Kendiniz evde oturmak istemişsiniz. 1 yıl değil 2 yıl degil. 11 yıl. Sonra beni manipule ettiler. O işte manipülasyon olmuyor. Akşama kadar çocuklarla niye ders çalışıyorsunuz ki. Onlar okula gitmiyor mu? Hamam mi isletiyorsunuz günde iki defa çamaşır yakıyorsunuz? Onu da zaten makina çıkıyor.Oglumu emzirirken ehliye basladim, krese basladiginda dil kurusuna gidebileyim diye. Yaptiklarimi bilmeden etmeden baya bir yargilamak bu, soru sorma kafadan bir karaktere oturt, oh ne iyi ya.
Ha yapamayan kiz kardeslerimiz de var, hepsine basarisiz mi diyecegiz, cok acimasizca.
B2 dil sertifikami aldim, meslek egitimine baslayacaktim ki baktim cok stresli cocuklara hic vakit ayiramayacagim ve hastalandiklarinda bir saatligine bile birakacagim kimsem yok, yapmadim. Ama bu yapmayacagim anlamina gelmiyor. Bazi seyer zaman aliyor, bazi insanlar icin de cocuklari ve ailesi öncelikli. Ha o zaman buraya aglama sikayet niye ediyorsun diyebilirsin. Canim istedi dertlendim. Bilip bilmeden insana basiretsiz diyen sensin. Simdi sana ne kadar emek verdigimi, ne kadar cabaladigimi, 11yilin özetini hic gecmeyecegim. Tabiki eski kisiligimi besleyemedim, anne kimligi ve gurbetci sifatiyla baska bir alanda savasim basladi. Kitap okuyup sanat yapan biri degilim artik, günde iki kere camasir makinesi calistiran ve aksama kadar cocuklarla ders calisan bir kadinim. Oldugum kisiden utanmiyorum. Yargilayanlar utansin.
Bir soru sordum tehdit mi, şantaj mi vardı. Kendiniz evde oturmak istemişsiniz. 1 yıl değil 2 yıl degil. 11 yıl. Sonra beni manipule ettiler. O işte manipülasyon olmuyor. Akşama kadar çocuklarla niye ders çalışıyorsunuz ki. Onlar okula gitmiyor mu? Hamam mi isletiyorsunuz günde iki defa çamaşır yakıyorsunuz? Onu da zaten makina çıkıyor.
Genc kizlari anlıyorum, yeni evli tamam ama 11 yıllık evlilikte manipülasyon taş çatlasın 5 yıl olsun 6 yılı sizin sorumlulugunuz.
Ben burda utanmam. Utanacak şey de yapmam. Basiretsiz hayatına kılıf bulan siz degil herhangi bir uyenin de"utandirma" taktiği bana sökmez.
azı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz
asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip
sürekli onun ailesine gitmek zorundayım
Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler
annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim
eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi.
bu şekilde de yaşayamam
Çok çaresizim
Ruhen çöküyorum
her gece ağlıyorum
her gün mutsuz uyanıyorum
Bir soru sordum tehdit mi, şantaj mi vardı. Kendiniz evde oturmak istemişsiniz. 1 yıl değil 2 yıl degil. 11 yıl. Sonra beni manipule ettiler. O işte manipülasyon olmuyor. Akşama kadar çocuklarla niye ders çalışıyorsunuz ki. Onlar okula gitmiyor mu? Hamam mi isletiyorsunuz günde iki defa çamaşır yakıyorsunuz? Onu da zaten makina çıkıyor.
Genc kizlari anlıyorum, yeni evli tamam ama 11 yıllık evlilikte manipülasyon taş çatlasın 5 yıl olsun 6 yılı sizin sorumlulugunuz.
Ben burda utanmam. Utanacak şey de yapmam. Basiretsiz hayatına kılıf bulan siz degil herhangi bir uyenin de"utandirma" taktiği bana sökmez.
Hayir tam tersi o yollardan geçip kendimle de yuzlestigim için bu kadar rahat yaziyorum.Zaten işin içinde fiziksel şiddet, tehdit, şantaj olan konular olsa haklısınız, canınıza dikkat edin derim. Aslında size vah canım ah tatlım diye yazsam iyi olurdum aslında yararıriniz olacak şeyleri yazıyorum. Kv narsist olabilir, border olabilir, histrionik olabilir. Ama 11 yılın suçlusu da kvden değil. İlk dönem evlilik, kültür şoku, pasif eş, hadii çocukları da katayım ama sonrası sizin pasifliginiz. Bununla yüzleşmedikten sonra manipule ettiler dersiniz. Eşiniz pasifligi o anneyi o kadar büyümüştür bunu görün önce. Manipülasyon öyle birsey değil her psikolojik baskı değil.Bir travma yasamasi, zarar görmesi bes dakika ama bedeli seneler alabilir. Anlamayacagin icin uzatmiyorum. 11 yil boyunca evde oturmadim, öyle bir zamanim olmadi. Cocuklarim öglen okuldan dönuyor, özellikle kizim icin ekstra ugrasiyorum cunku iki dil sorunumuz var, cünkü ilk yillar oglum kucuktu kizima cok zaman ayiramadim, bu yil kritik yili okul ayirimin, her neyse. aksam dedigim 7. Bilemiyorum kac cocuk baktin ama hergun evde 4 kisi bastan asagi üst bas degistiriyor, pjama, havlular ve nevresimler de sürekli yikaniyor. baska ne kaldi bakayim, manupulasyon dedigimiz sey ciddi birsey, ben 7 yil boyunca kvdemin narsist kisilik bozuklugu oldugunu anca cözdüm. daha öncesinde anlamiyordum bile, ha bu benim görüsüm bu arada, arastirdim baktim karsimda aslinda bir narsist varmis, esim de bunun maduru ve tüm aile. ben hala ayni seyle ugrasiyorum bu arada o degismedi ayni ama ben artik biliyorum karsimda empati yetenegi olmayan bir insan oldugunu. davranislarimi ona göre ayarladim cok rahat ettik
ama cözmesi yillarimi aldi. Yillarimi aldi cidden, cozdugum anda da etkisi bitti ama. kendimi kurtarmadim sadece, esimin de yaninda oldum. Ben burayi terkettigimde o bu hayati yasamaya devam edecekti. cidden manupule edilseniz oturdugunuz yerden bu kadar rahat yazmadiniz, dilerim basiniza gelmez. Ama gelmez gelse de siz aninda cözersiniz toparlanirsiniz dediginiz gibi muhakkak. sizin icin endiselenmiyorum ama bizim gibi kadinlar da var ve benzer seyleri yasadim diyip destek olmak istedim sadece.