Eşinize ilk ne zaman rezil oldunuz ?

canım çok tatlıymış senin bu küçük flocken hayal gücü ve zekaya bakarmısın?
anasının kızı ne diim???ben de küçükken saç fırçaısını alıp mikrofon yapardım,çığlık çığlığa banyoda şarkı söylerdim.şarkım bitince de sifonu çekerdim,bu alkışım olurdu.su dolana kadar da hayali hayranlarıma teşşekür ederdim...
 
onu bende çok yapıyordum saç fıçasını alıp şarkı sölemelr ünlü dizi oyuncusu olmalar dizide oynayıp evde trafik kazası geçirmeler dizinin bir bölümü tatile geçiyorsa koltuğa çıkıp denize dalmalar (yere atlamak oluyor tabi)karnıma yastk koyup hamile olmak yakışıklı jönleri peşimden koşturmak gibi saatlerce oynardım sıkılmadan.bir de hep hafızamı kaybetmece oynardım çok ilginç gelirdi.dizide dayak yerdim mesela kendime tokat atıp yere düşerdim kendimi yerde sürürdüm rahat 3 saat oynardım biri görse valla adım deliye çıkardı...
 


:26: :90:
 


demek ki dogum halinde agzimizi bantlamak lazim
 

ay yaa :90:
 

:26::90:
 


aaaayyy inanmiyorum yaaa öldüm gülmekten
 

ay yavrum yaaa kıyamam nasıl utanmışş ama hayal gücü de baya genişmiş ama ben kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi
 
süpersiniz hatunlar

Eşimle balayındayız gezmek için dışarı çıktık sahil kenarında yürüyoruz bitane çicekçi kadın musallat oldu bırakmiyo eşimde dayanamadi bizden geçti artık abla dedi kadn o söz üstüne bizi rahat bırakti nese ondan sonra ki gün yemeğee gittik cafenin bahçesinde oturuyoruz ayni çicekçi kadin bizim masaya geldi ve şunu söledi pardon sizden geçmişti allahim içler acısı bi andi
 
nişanlılık dönemimizde kadıköyden minibüse binecektik ki sersefil halde bi çingene çocuğu eşimin yanına gelmişti,para istiyor.yaşı en fazla 6,bilemediniz 7.eşim para vermeyi red etti ve bunu güzellikle söyledi.normalde böyle birşey olduğunda çocuk gider,şansını başka bir yerde dener.ama bu bizim b.k şansımız olduğu için,çocuk dilenme sesini ağıt sesine çevirdi...gitmiyo.eşimle ben sağ sola bakarak çocuğu ignore etmeye çalıştık,en sonunda:'ya 3-5 neyse ver gitsin,herkes bize bakıyo' dedim.eşim:'hayır!verdiğim para ona gitmeyecek ki,neden veriim?!'dedi.çocuk bunları duyunca koala ayısı gibi yapıştı eşimin bacağına,bi yandan da viyaklıyo.eşim aynı çizgi filmlerdeki gibi başladı bacağını sallamaya,çocuk da onla birlikte sallanıyor:'yürü git lan!'diye bağırıyo bi yandan.çocuk inat,eşim inat,sallanıp duruyorlar ööle.sırada belki 100-150 kişi var,ben o esnada niye biz diye düşünüyorum,mantıklı cevap bulamıyorum.yaklaşık bi 10 dakka cebelleşmeden sonra çocuk sonunda vazgeçiyor ve eşimin bacağını bırakıyor.dik dik baktıktan sonra küfredercesine yere tükürüp gidiyor.ve çok ilginçtir ki,sırada olan hiç kimseden bırakın yapışmayı,para bile istemiyor!!!resmen tek hedef bizmişiz gibi!!!
 
bir de bi ara davul ve zurna ile genç çiftleri kovalayan devriye çingeneler vardı sahilde...bunun mağduriyetini de yaşamıştık.eşimle aramda 10cm. kalmış,tam öpüşcez,zart diye bi zurna girmişti aramıza.biz daha:'noluyo lan?!'demeden buna davul eşlik etmeye başlamıştı.eşim bunları başından savmayı başarmıştı ama romantizm de sıfıra inmişti onlardan sonra....
 
hepiniz dizildiniz aşağıda inci tanesi gibi.hade size bi anı daha,bu son ama,ben de biraz gülmek istiyorum:
kayınvalidemlere gitmiştik geçen yaz.bulunduğu yerde geceleri sıcaktan sivri sinekler bile uçup efor sarf etmeyi göze alamıyorlar.dolayısıyla klimasız yatmak mümkün değil!o akşam da her ne olduysa,klima ruhunu teslim etti çalışmıyor...dedik neyse,yarın baktırırız bugün de vantilatörle idare ederiz...demesi kolay.gece gizlice kalkıyorum vantilatörü hafif kendime çeviriyorum.bi bakıyom 10dk. sonra vantilatör yer değiştirmiş.sessizce kalkıyom gene çeviriyom,zaman geçiyo gene yer değiştiriyo.lan nası oluyo bu diip tekrar kalkarken eşim apaçi gibi yataktan zıpladı:'aha!yakaladım işte seni!bir daha bu vantilatöre dokunursan,yemin ediyorum ona sarılır yatarım,sabaha kadar genleşip buhar olursun.dokunma bak tek gözüm sende!' o an anladım ki,açlık,susuzluk haricinde sıcak da insanı vahşileştirebiliyormuş!!!
 
hahaaha:)) koptum gülmekten, süper hepside:) Benimde aklima bir anim geldi, rezillik mi acizlikmi komiklimki halen karar veremiyorum

oglumun dogumuydu. sabahin köründe sanclandim ve hastaneye kostuk, tabi ilk defa anne baba oluyorsun, heycan dorukta. tam 17 saat sonra, ben artik sancidan ruhumu teslim edecegimi , diger tarafa göcecegimi düsünürken dayanamadim ve doktora biseyler yapmasi icin adeta yalvardim. Doktor zaten halimi görüyordu ve daha fazla sanci cekersem normal dogum yapamayacagimi anlamisti. Neyse doktor belime bir igne takti ve artik belden asagisini hissetmemeye basladim. rahatlamistim ama dogumun da cok yakin oldugunu bilmem beni heycandan ve korkudan öldürüyordu. esim de caresiz sekilde yanibasimda duruyordu. sonra ebe geldi e kontrol etti, cocugun artik kanala girdigini ve dogumun basladini söyledi. apar topar belime anestezi salgilayan makineyi kapattilar ve ben panik icinde kaldim sancilar tekrar gelicek diye. oysaki belimden asagi pek bisey hissetmiyordum. bir ara doktor falan da geldi ve cocuk geliyor dedi. artik dogum sancilarimi hissediyordum tekrar ama cok agir degildi Allahtan. sonra bir ara ebe geldi ve elimi tam o malum bölgeme degdirdi. birden acayip sekilde irkildim. esime dogru baktim panikle. " ya kahretmesin olamaz rezil oldum , bu ne, ikinip cocugu kanaldan iteyim derken bir gecede o bölgede tüyler mi olustu yaaa" esimi tam o sirada ebe heycanla kolundan tutup cekti ve karsimdaydi esim. O an küt diye bir ses...esim bayilmisti. beni biraktilar onu toparlamaya calisiyor, kaldiriyorlar yerden falan. bende saskinlik son nokta. öyle böyle derken kucagima minicik oglumu koyuverdiler birden, esimde kendine gelmisti ve su cümleyi söyledi" Askim sükürler olsun oglumuz geldi....ayrica merak etme, ikinmaktan tüy falan olusmadi, o dokundugun bebegimizin kafasindaki tüylerdi. Ömrüm boyunca unutmicam o görüntüyü, hafizamdan silebilcekmiyim bilmiyorum" yorgunluktan kafami yastiga koydum, ama ertesi gün aklima gelince nasil utandimmmmm anlatamam.kahkalara boguldum sonradan
 






dünden beri bütün sayfaları tek tek okudum vallahi sabah 6da uyudum hatta neyse ben evli falan değilim ama olanlardan birini anlatayım ki şuncacık hayatımda sayısız rezalete adımı altın harflerle yazdırmış biriyimdir insan üstü huysuzluğumdan olsa gerek sık sık birileriyle aram çok iyi olur ve sonra vazgeçerim ve keserim konuşmayı.
Biriyle konuşmayı kestiğim zamanda da ilk işim onunla ilgili ne var ne yok imha etmek olur hem kendimi hatırlamaktan kurtarmak için hem de karşımdakine sildim ben seni işte diyebilmek için.
geçen sene birine çok kızgınım ve tekrar konuşmama konusunda da kararlıyım numarasını sildim telefondan mesaj atıyo cevap yazmıyorum falan sonra elime bana aldığı nazar boncuğu kolye geliyo ve yapacağımı trajikleştirmek için uzuuuuun bi mesaj yazıyorum senin aldığın kolyeyi hiç çıkarmadım ben hep kalbime yakındı sadece banyodan banyoya çıkardım işte şimdi çıkarıp kutuya koyuyorum bi daha da takmam asla falan ama ne edebiyat paralıyorum. Çocuk bin türlü özür sıralıyor ama yooook ne affı kutuyu da bi hışımla çantama koyuyorum gördüğüm yerde eline tutuşturup trajik bi kapanış yapacağım.
ertesi gün okuldayım bahsi geçen zavallı da okuldan ama ben tarım okuyorum seradan çıkmışım üstüm başım çamur arkamdan çamurlu ayak izi bırakarak geziyorum ama yine de havamdan bi şey eksilmez asla!
durdurdum bekle bi şey vercem sana dedim onunda yanında arkadaşları var erkek sürüsü hem bekletmemem lazım hem artist kalmam lazım hem de ellerim pis çantayı çok eşeleyemem sonunda garip bakışlar altında kutuyu buldum çantayı karıştırdıktan sonra tutuşturdum eline ne bu dedi açınca anlarsın!! dedim girdim okula ama oh diyorum içimden iyi oldu ona o gün de telefonumu evde unutmuşum kendimi kutluyorum iyi oldu şimdi mesaj atınca da cevap yazamam nasıl olsa daha iyi olur diye. okuldan da eve servisle geliyorum yol boyunca acıklı ve bol iğneli şeyler düşünüyorum kolye üzerinden.
eve gelince telefonda bi sürü mesaj bu ne ki neden verdin şimdi bunu bana anlamadım ne yaptığını gibi şeyler sıralı bende düşündüğüm mesajı atıyorum ona uzun uzun bi yandan da ooooohlar çekerek.
ama sonra acı son geliyo mesajı açıyorum "ama bu benim sana aldığım kolye değil ki minik bi kelebek var içinde???" evet akıllı ben aynı kutulardan çantamda iki tane olmasına rağmen kutuyu bakmadan verdim ve bütün artistliğim boşa gitti üstelik kolyemde gitti aynısını da bulamıyorum ve rezil oldum fazlasıyla ama sonra kolyeden hıncımı alamayıp ayakkabıma taktım düz siyah ayakkabıda o nazar boncuğunun savaroski taşları ne güzel parlayıp çocuğun sinirden kuduran gözlerinde ışıldadı oh oh ohhh
 

süpersın yıne her zamankı gıbı
 
sayısız rezaletlere adımı altın harflerle yazdım diyosan,bura senin adresindir....diğer paylaşımlarını da bekliyos o hal...
 
ya bunu 40 yıl düşünsem böyle bişey aklıma gelmezdi...
 
yazarken bile kahkaha attim acayip bir olaydi sorma:)

benim en cok utandigim , eyvah ebe doktor bu kadin ne baksimsiz böyle der diye kaygilanmamdi, belimden asagisi uyusuk oldugu icin tabi cocugun kafasindaki tüyler oldugunu algilayamadim o bitkinlikle. zavalli esimin küt diye bayilmis da cabasi. ayrica ebe de demistir, yahu manyakmi bu kadin, ne zaman temizlik yaptigini hatirlamiyormu nedir hahah:) oysaki söz konusu bile olacak bir durum degildi yani o anki:)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…