Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!
Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.
Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!
Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!
Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.
Sizlere bu güzel Cuma gününde (benim için haftanın son iş günü) ÇITIR bir anı anlatayım.
Dün gece evde beslediğim koca adam canımı sıktı eften püften bir sebepten. Cevap da vermedim hiç. Başım çok fena ağrıdı. Kendimi savunmadığım zamanlarda böyle oluyor. Çarem uyumaktı. Hayal dünyama göre, yeni başlayan gün ile birlikte farklı bir enerji bulacaktım bünyemde.
Neyse o baş ağrısı ile yattım. Kalktığımda beni açık ve berrak bir zihin yerine, yazın sıcağında üzerime çullanmış bir Şikko bekliyordu. Zaten suratını görmek istemiyorum, bir de adamın yarısı benim üzerimde. Başım yine tuttu.
Kendimi bu ağır yükten kurtardım, sinirle hazırlanıp evden çıktım.
Kafam rahat olmadığı zamanlarda uyuduğum uyku beni zaten dinlendirmiyor. Gece olumsuz rüyalar görüyorum. Mutlu uyanamıyorum. Ayrıca Şikkonun fiziksel baskısı da üzerine eklenince, fizyolojik ve psikolojik olarak yorgun başlayan bir gün.
İşe yürüyerek gidiyorum. Yürürken kafamı boşaltmam gerekiyordu. Zira iş yerindekilere suratsız bir "Günaydın" demek tarzım değil. Samimiyetsiz de olamam. En güzeli biraz kafa dağıtıp en azından sıcak bir tebessüm edebilecek kadar enerjimin olması. Bu güzel duygularla radyoyu açtım, ve adını sanını dahi bilmediğim dünyanın en saçmalayan djlerinden birini dinlemeye başladım. Hadde hesaba gelmeyek boyutta geyik yapmaca, zırvalamacadan ibaret bir program..
Ben kendimi geceden beri kasmış olmanın verdiği bir mallıkla, adam ne derse gülmeye, gevşedikçe gevşemeye başladım.. Yoldan geçenlerin sabahın köründe sırıta sırıta yürüyen bir kadına ne gözle baktıklarını tahayyül dahi edemiyorum. O kısma hiç girmeyelim.
Neyse dedim ki, bugün kendime bir simit alayım da azıcık keyfim yerine gelsin. (Şikkonun birinin canımı sıkmasının bedeli, envayi çeşit methodla ancak gideriliyor)
Köşede seyyar arabası ile simit satan amcanın yanına gittim. (Not: Amca ile keyfim istediğinde simit almak dışında hiç bir kişisel muhabbetim yoktur. Yani değil hal hatır sormak, günaydın iyi günler vs bile demem adama rutin zamanda, o derece.. Bu kısım yaptığım patavatsızlığın rezillik boyutunu idrak etmek için önemli..)
asudebahar: Bir tane simit lütfen.
simitçi: Çıtır mı olsun, yumuşak mı?
asudebahar: Çıtırından olsun, genciz daha!
(Neymiş, geyik yapan dj dinleyecekmiş de kafa dağıtacakmış sabah sabah.. Zevzek insan, o zaman sadece dinle dji. Sen niye tanımadığın insana geyik yapma gereği duyuyosun?)
Simitçi koptu.. Ama böyle bir gülme efekti yok. 5 metre kadar yakındaki herkes dönüp, yaz sıcağında dahi takım elbise giymek zorunda olacak kadar ciddi bir işi olan kadın ile Seyyar Simitçinin arasında nasıl bir diyalog geçmiş olabilir ki Simitçi kopuyor bu kadar acaba diye düşünmekten şaşkın..
Sorgu dolu bakışlara aldırmadan tebessümle Simitçiye döndüm,
asudebahar: Genciz daha.. Dişlerimiz sağlam şükür.. Yaşlanınca az pişmişlerden yeriz, değil mi? Ahahahaha (kibar, bir o kadar da samimiyetsiz gülme efekti)
dedim ve kaçtım..
Simitçi arkamdan: "Allah neşeni daim etsin kızıııım!!!" diye bağırsa da oralı olmadım..
Kocama özel not: Hepsi senin yüzünden hain Şikko.. Akşam bu anımı sana anlatayım da, 3 ay kendine geleme.. Nasıl dersin elin adamına "Çıtırından olsun" diye de de, kudur kudur dur.. Ohh canıma değsin.
winstonlight yine öldüm gülmekten süpersin
Teşekkür ederim, sizi ve karnınızdaki bebişi az biraz güldürebiliyorsam ne mutlu bana.okumadan önce begendim çünkü gülecegimi biliyordumm sen yaz ben sabaha kadar okurum
Yaşarken genelde bunlar pek güldürmüyor ama okurken güldürüyor demekkiyerlere yattım gülmekten :))))
Değil tabii ama efsane vardır ya ; "ben kızken 36 bedendim, gelinliğim üstümden düşerdi,belim simit kadardı" falan hikayeleri.Ben evlenmeden önce de iri kıyımdım, şimdi de öyleyim.Birde çocuk doğurursam, tek başıma 4.5 depremleri yaratabilirim, sen koru yarabbimharikasınız gerçektençok güldüm ya
bu arada bence 44 beden öyle şişko diye tabir edilecek kadar geniş bir beden değil =)
Teşekkür ederim, bu mesajı gönül ister Brad Pitt yazmış olsun ama buna da şükürbu kadar güzel bir anlatım olamaz ya ay yattım yerlere.her mesajına hastayım senin
Bir ay sonra kısmet olursa tatile gideceğiz, kendimden eminim, kendime güveniyorum, bin türlü rezillikle döneceğim.Sizin anılarınıza ayrı bir topic istiyorum ben.
winstonlight ! ! !!!!!
kendinle olan bu barışıklığına hayranım,,,,, banada öğretsene biraz,,,, nası yapabiliyoısun bunu =))
ne güzel bişey insanın kendiyle dalga geçebilmesi kendini kasmaması,,, bayılıyorum sana ve yazılarına,,,
Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!
Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?