Düğün Şubatta oldu, doğal olarak ilk denizli, havuzlu tatilimizi geçen bayram Antalya'da yaptık.Görmemişler tatile gitmiş hesabı herşeyi abarttık, dibine kadar eğlendik.
Kaydıraklı havuzdan eşim çocuk gibi kayıp dururken, ben hep asil havalarda biraz da otelin %99unun oluşturduğu 1.80 boy, 55 kilo, selülitsiz bacaklı yaratıkları izlemekle, "aman ben de 1.80im, hem ben orantılıyım, 1.80 e 80 kilo hihoohyt" naralarıyla geçirdim.Son gün eşimin ısrarıyla kaydıraklı havuz macerasına adım attım.Önce ben kaydım, sonra bu.O kaydı, sonra ben derken bizi kesmemeye başladı.El ele yanyana oturarak kayalımlar falan başladı.En son kayma maceramızda el ele tutuştuk, hade bismillah diye kaymaya başladık.Ben nasıl jet gibi kayıyorum anlatamam.Arkama roket takmışlar misali.Eşim de halkı selamlayan İngiliz prensi gibi gezine gezine, bakına bakına kayıyor.Tabii eller koptu, suya roket hızıyla düştüm, tam kafamı sudan çıkarırken benim asilzade de üstüme düştü.Direk sol omzumda benim kocayla, ben omzunda papağan taşıyan korsan misali havuzdayım.
-Winstonligghhtt, iyi misin? İyi misin? Konuş benimle hayatım.
-Koptu di mi, koptu?
-Konuş benimle hayatım, bir şey söyle.
-Sol memem yok, memem koptu galiba, havuza bak, dibe bak.
-Neeeee?
-Meeeemeeem, sol memeeem, ah benim memeeeeem....
Havuzdan zor zekat çıktım, bu asilzade direk sol omzuma, sol göğsüme kayarak düşünce, ben iptal olmuşum tabii.Kendime iyice geldikten sonra soruyorum:
-Neden elimi bıraktın, niye bakına bakına kaydın?
-Sen hızlı kaydın ondan oldu, tabii sebebi de var ya neyse..
-Neymiş sebebi manyak? Birlikte oturduk, 1-2-3 dedik kaydık, ben niye hızlı kayıyor muşum?
-Yer Çekimi.
-Nasıl yani?
-Ağaca çık, tepeden bir topak pamuk, bir de 1 karpuz at, hangisi aşağıya daha çabuk düşer?
-Karpuz tabii de ne alaka?Bana karpuz mu diyorsun?
-Yok hayatım da işte şey.
-Ulan dinime söven müslüman olsa bari, ben 80 kiloyum, sen 100.Ben niye hızlı kayıp, karpuz oluyorum dümbelek!
Tatil dönüşü benim kukla gibi garip el kol hareketlerimi görüp soranlara da verdiği cevap: "Winstonlight havuzdaki kaydıraktan bir kaydı havuzun dibine karpuz gibi düştü, çotanak diye ortadan çatladı".
"Evet" diyorum, "Havuzda üstüme bir öküz düştü"...Birlikte rezil oluyoruz.
dün burada sütyeninin askısı çıkıp da sallanan bi arkadaşın anısını okumuştum,aynısı bugün benim başıma geldi iyi mibi de kolumda bişey geziyo sanıp korktum yani
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
bu daha yeni bir rezillik
geçen hafta sonu eşimle alışverişe gideceğiz. gelen otobüse bindik. benim de bir elimde pazar arabası var. içerisi de oldukça kalabalık. şöför öyle bir hızla hareket etti ki önce kendimi havada buldum kucağında çocuk olan bir adama toslayacakken son anda manevra yaptım ve eyyvahhh bir kuş kafesinin üzerine oturdum tüm ağırlığımla eşim geldi beni kaldırdı ama ben ezdim kuşu diye diye korkarak kalktım. hemen arkama baktım kuş yoktu ama kafes yerle yeksan olmuştu bütün demirleri birbirine geçmişti. o sırada adamın biri kalkıp bana yer verdi daha da utandım durağa varana kadar suratımı asıp oturdum korka korka etrafıma baktım acaba insanlar bana mı bakıyorlar ay rezil oldum diye... gerçekten çok utandım...:26::26::26::26::26:
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
Aynı ben hiç ani buluşmaları sevmem bu yüzden erkek arkadaşımla buluşmadn bir gün önce hummalı bir çalışma başlar kaşlar, bıyıklar ve değişik kıl tüy işleri yüzünden hiç öyle spontane buluşmalar, sürprizler yaşayamıyoum valla çok planlı programlaı harket etmek zorundayım.
Aynı ben hiç ani buluşmaları sevmem bu yüzden erkek arkadaşımla buluşmadn bir gün önce hummalı bir çalışma başlar kaşlar, bıyıklar ve değişik kıl tüy işleri yüzünden hiç öyle spontane buluşmalar, sürprizler yaşayamıyoum valla çok planlı programlaı harket etmek zorundayım.
bu erkeklerin süpriz anlayışları beni çileden çıkarıyor.. bu olaya benzer durumu bir çok kez ben de yaşadım.. önlem almaya kalktıkça, tedbiri elden bırkmayayım deyip erkene aldıkça bu kıl tüy işlerini daha da batıyorsun bataklığa.. kokularını mı alıyorlar ne..:26::26: :26:
bu erkeklerin süpriz anlayışları beni çileden çıkarıyor.. bu olaya benzer durumu bir çok kez ben de yaşadım.. önlem almaya kalktıkça, tedbiri elden bırkmayayım deyip erkene aldıkça bu kıl tüy işlerini daha da batıyorsun bataklığa.. kokularını mı alıyorlar ne..:26::26: :26:
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?