Dertleşmek istiyorum. Tıkandım kaldım. Sürekli ağlıyorum. Çok üzgünüm...
Daha önceki bir kaç konumda eşimin geçmişinden bahsetmiştim. Çok kötü bir çocukluk dönemi geçirmiş, ciddi psikolojik şiddete maruz kalmış bir insan eşim. Sonra bir şekilde kendi ayakları üzerinde durup kendine çok güzel bir hayat kurmuş ve asla geçmişine saplanıp kalmamış biri.
Eşim diye demiyorum, gerçekten temiz kalpli dünya iyisi. Her gittiği ortamda insanlar deli olurlar eşime. Çok severler. Evlendiğimiz günden beri mutlaka ufak tefek sorunlar yaşadık ama beni asla kimselere ezdirmemiş sıkı sıkıya bana tutunmuş biridir.
Eşim aileye çok önem veren biri. Kendisi çok kötü bir ortamda yetişmiş olsa da asla annesini kız kardeşini, rahmetli babasının kardeşlerini annesinin akrabalarını aramayı sormayı bırakmaz. Benim ailem memlekette yaşıyorlar. Eşim eline biraz para geçti mi doldurur arabanın bagajını bizimkilere ne alabilirse götürür. Ki babamın ve annemin zamanında ona yaptığı kötülükleri daha önce burada anlatmıştım. Ben bazen onları görmek istemezken eşim hep "onlar ailen" modundadır.
Problemim ise şu. Eşim bunca zaman herşeye rağmen bu kadar iyi niyetli hareket etmişken, neredeyse çevresindeki yakınlarının hepsi eşime karşı çok ilginç bir tavır takınıyorlar. Örneğin halalarını arıyoruz düzenli olarak. Beş kere aradıysak belki birinde telefonu açıyorlar. Size gelmek istiyoruz diyoruz müsait olmuyorlar. Davet ediyoruz yok.. Benden mi hoşlanmadılar desek, ortak tanıdıklardan duyuyoruz, çok güzel şeyler söylüyorlar. Bizle konuştuklarında da eşime "sen bizim kardeşimizin oğlusun seni çok seviyoruz" tarzı konuşuyorlar ama evimize çok yakın olmalarına rağmen bir türlü müsait olunamıyor. Annesi ve kız kardeşi zaten Allah'a havale etmelik. Ben tanıdığım günden beri çocuğa hiç rahat vermediler. Sürekli ottan sebeplerle kavga küslük.. Yaptıkları kötülükleri şuraya yazmaya kalksam sayfalarca yazı çıkar...
Babası desen, ölmeden önce bir evlada yapılabilecek her türlü kötülüğü yapıp öyle ölmüş. Allah yine de rahmet eylesin. Ama artık eşim tükenmeye başladı.
Sürekli akşamları bana sarılıp sarılıp ağlıyor. Ben kötü bir insan mıyım? Bunca şeye rağmen çabalıyorum neden herkes görmezden geliyor? Bu kadar mı nefret ediyorlar benden? Ben ne yaptım, neden dünyaya getirdiler o zaman? diye diye içimi yakıyor. Dayanamıyorum onun bu kadar üzülmesine. Ailesi tarafından bu kadar terkedilmiş olmasına katlanamıyorum.
Kendimize kimsenin olmadığı bir hayat kuralım diyoruz, bir şekilde yine dönüp dolaşıp o insanlara çıkıyor yollar.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Eşimin içini nasıl huzurla doldururum bilmiyorum. Benim üzerime titriyor beni sevişinden bazen utanıyorum. Ben onu hakediyor muyum diye düşünmeme sebep oluyor. Elimden ona kıymet vermekten bunu göstermekten başka hiç birşey gelmiyor.
O gözyaşları herhangi birine ait olsa da üzülürdüm. Ama ağlayan bir yetim, bir eş, aslında kocaman bedeninde küçücük bir ruh taşıyan bir çocuk. İçim yanıyor...