- 19 Kasım 2014
- 2.971
- 2.973
-
- Konu Sahibi throwawayaccount
- #441
Okudukça üzüldüm.. yazık.. ne denebilir ki ne tavsiye edilebilir ki .. zihniyeti bu şekilde bu kişinin demek kiMerhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.
Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.
Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.
Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.
Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.
Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.
Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.
Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.
Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.
Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.
Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.
Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.
Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.
En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.
Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...
Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.
Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.
Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.
Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.
Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.
O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.
Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.
Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.
Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.
Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz varsa şimdiden minnettarım.
Neyi bilmiyorsunuz tam olarak? Sapik kocanizla sevismeye devam etmekle huzurlu bir hayat arasinda secim yapmak gercekten zor olmaliBilmiyorum hala. Yani bu kadar duygusal bağın olan bi insanı şak diye hayatından çıkarmak çok kolaymış gibi konuşanlar atıp tutanlar var ama benzer bi durumu kendileri yaşasalar ne yaparlar acaba merak ediyorum. İnşallah da yaşarlar diyesim var. Boşan boşan demesi kolay hayatını alt üst et, her şeyi sıfırla. Sonra da yaşamaya devam et bi de...
Tavsiye ?Merhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.
Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.
Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.
Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.
Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.
Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.
Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.
Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.
Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.
Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.
Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.
Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.
Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.
En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.
Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...
Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.
Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.
Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.
Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.
Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.
O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.
Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.
Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.
Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.
Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz varsa şimdiden minnettarım.
Öyle demeNeyi bilmiyorsunuz tam olarak? Sapik kocanizla sevismeye devam etmekle huzurlu bir hayat arasinda secim yapmak gercekten zor olmali
Ben bunun 1/100’unu yapmamis adami bosadim, bunlari yasasam adami billboardlarda rezil eder oyle bosardim
Etse nolcak, benim reaksiyonum bu kadar pasif olmazdi, muhtemelen kan alirdimÖyle deme
Baksana boşan dendi diye bile beddua ediyorkendisi de normal değil anlaşılan, denkler işte
Diğer fotoğraflar hadi neysede ya abla! Ablanıza yapılanı affedebildiniz mi? Yahut bu durumun mağduru olan ablanız, olanları öğrense eşinizi affeder miydi?Merhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.
Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.
Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.
Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.
Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.
Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.
Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.
Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.
Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.
Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.
Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.
Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.
Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.
En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.
Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...
Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.
Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.
Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.
Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.
Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.
O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.
Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.
Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.
Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.
Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz varsa şimdiden minnettarım.
Merhaba piskoklq olduğunuz için özelden konuşa bilir miyiz?Merhabalar , size bir psikolog olarak yazıyorum. Bu durum size aldatma olarak gelmeyebilir aldatma konusuna maalesef ki herkesin bakis acisinin farkli oldugunu tecrube ettim yillar icinde. Ancak esinizin böyle bir durumu varsa bir uzman destegi almasini tavsiye ederim. Bir diğer konu da siz bu konuyu ardinizda birakamadiginuzi soyluyorsunuz hakli olarak , peki hayatiniza devam edebilecek misiniz esinizle ? Çünkü ciddi anlamda güveni ve tüm baglari zedeleyen bir konu bu. Durumu fazlasiyla rasyonelize ettiginizi farkettim , yani affedebilmek için nedenler olusturmaya calisiyor gibisiniz . Bu duygudan bir an önce kurtulup sagduyulu ve objektif yaklasmanizi oneririm . Kendi hatalarinizi yüzünüze vurmadi diye neden boyle bir durumda esinizle yüzlesmeyesiniz ki ?
Hepsini okudum ve gercekten çok üzüldüm. Yaşadığınız şey korkunç. Ben mi abartiyorum lafiniza da ayni sekilde inanamadim. Baska kadinlarin foto lari bile iğrençken ablanızın fotosunu almasi........ Bilemiyorum ben daha katı biriyim sanki çünkü ablam söz konusu olduğu an böyle rezil bi durumda yani direk ayrilirdim. Ama siz zaten affetmissiniz ne öneri verebilirz ki artik. Sizin hayatiniz siz bilirsiniz. Diyecek baska laf bulamiyorum.Merhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.
Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.
Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.
Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.
Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.
Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.
Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.
Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.
Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.
Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.
Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.
Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.
Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.
En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.
Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...
Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.
Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.
Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.
Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.
Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.
O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.
Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.
Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.
Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.
Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz varsa şimdiden minnettarım.
Merhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.
Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.
Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.
Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.
Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.
Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.
Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.
Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.
Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.
Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.
Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.
Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.
Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.
En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.
Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...
Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.
Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.
Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.
Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.
Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.
O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.
Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.
Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.
Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.
Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz da mahrem görüntüsü kaydedilip saklanmış kişi
Mahrem resimleri kaydedilen kişi ablanız. Kınamak istemem Allah tan korkarım. Ama Maalesef mahrem resimleri kaydedilip saklanan kişi ablanız. Eşiniz sizi seviyor. Bu kısımda Bi sorun yok. Ancak eşinizin namus anlayışında sorun var. O kişi ablanız ama eşiniz başka gözle bakmış, yetmemiş araştırıp resimlerini bulmuş, o da yetmemiş, en mahrem resmini bulmuş o da yetmemiş ekran çekmiş, yetmemiş gizli yere kaydetmiş.. Ara ara çıkarıp bakmak için mi?Merhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.
Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.
Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.
Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.
Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.
Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.
Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.
Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.
Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.
Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.
Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.
Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.
Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.
En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.
Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...
Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.
Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.
Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.
Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.
Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.
O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.
Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.
Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.
Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.
Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz varsa şimdiden minnettarım.
Evet erkek beyni değil bu. mesele sapkınlık. Allah erkek beynini böyle mi yarattı haşa. Bu durum Nefissizlik, namussuzluk.. Bu beyin meselesi değil ahlak meselesi. Gidilen psikolog psikiyatrlar iyi seçilmeli. O uzmanın kocası böyle Birşey yapsa ah kocacım seni anlıyorum, sizde beyin farklı çalışıyor mu diyecek, adam içinden der ki valla karıcım sende beyin hiç yokYa şu erkeklerin her yaptiği rezil şeyleri, pis şeyleri de erkek beyni bilmem ne bahane bulmaya yorulmadi gitti kadinlar da ya.
Ben olsam boşanırdım. İnstagramdan şurdan burdan alinan fotograflar yuzunden değil ama abla meselesi tek başina boşanmaya yeter bana göre.
Emzirmeli fotografa varana kadar kaydeden insanin amaci ne kadar temiz olabilir? Buna ben bahane bulamiyorum.
Konu gercek degildir diye dusunesim var doktor bunu soylememiştir diye umuyorum.
Bende merak ediyorum, doğru olanı yapacak mı yapmayacak mı?Konu sahibi siz en son olarak ne durumdasınız?