Sevgili Nilay,
Seni çok iyi anlıyorum. Neden ayrılmadığını, neden tepki veremediğini, neden düzelsin diye umutsuzca beklerken bile içinde küçük bir çiçek gibi umutlar yeserttigini.
İyi olduğu zaman o kadar iyi oluyor ki, herhalde ben de bir şeyler yaptım bak şu an ne kadar iyi, hatta tanık olduğum bir çok evlilikten iyi diyorsun, kizdiginda şaşkınlıktan cevap veremiyorsun çünkü yanlış bir şey yapmamışsin saskinsin , zaten o iyi anları olmasa çoktan ayrilmistin.
Bazıları "seni anlamıyorum "yazmış ya, bu yaşadıklarını anlamanın nasıl bir şans olduğunu bilmiyorlar, iyi ki de anlamıyorlar.
Gözlemlediğin kadarıyla bu öfke patlamalarinin periyodik bir şablonu var mı?2haftafa bir, on günde bir gibi...
Bu öfke patlaması gelmeden önce anlayabiliyor musun, mesela bakışları sanki içinde baska biri varmış gibi değişiyor mu?
Küçükken annesiyle yaşadığı bir ayrılık var mı?
Bu yaşadıklarını terapisine anlattığına su su olabilir diye bir şey söyledi mi?
Benim yaşadığım cehennemi sadece ben biliyordum ve kimseye belli etmemek için aşırı çaba harcıyordum, değişmesini bekliyordum kendimi suçluyordum ve her şey kötüye gidiyordu. Hiç olmadık zamanlarda ve zamanla hiç olmadık yerlerde nasıl bir patlama yaşanacağını kestiremiyordum. Elimde pimipçekilmiş bir bomba vardı ve her an ne zaman patlayacak diye tetikte bekliyordum. Bu sebeple çocuk da yapmıyorsun, ben bunlara katlanamazken çocuk nasıl katlanacakti? (Benimki suçlayıcı, aşağılayıcı şeyler söylüyordu ama küfür etmiyordu) bir keresinde şöyle düşündüğümü hatırlıyorum : keşke bir defa vursa da burdan çıkıp gidebilsem, bu size çok manyakca gelebilir; kavga bittiğinde iyi olduğu tarafları düşünüp kendini ilişkiye mahkum ediyorsun, geçecek,yorgundu ,ben de üstüne gittim vs. Ama vurmak benim kırmızı çizgimdi, öncesini silip atabilecegim bir şey olacaktı.
Bence muttluluk evden çıkarken telefon ve anahtar almama fikriydi çünkü çıkarken her şey iyiyken dışarda sırf onunla aynı yemek menüsünü istediğimden kavga çıkabiliyor ve benim aklım almıyordu.
Yağmur yağsa suçlusu ben oluyordum.
Ama iyi olduğunda da beni pamuklara sariyordu, arkadaslarim nasıl harika bir kocam olduğunu söyleyip beni kıskanıyordu.
Hayatımıza dışarıdan bakanlar için sorun bendeydi, adam harikaydı, kıymet bilmiyordum.
Saçma sapan sebeplerden evi terk etmeye kalkıyordu.
Bir gün mani olmadım, nereye gideceksin diyorum bilmiyorum diyor ne zaman döneceksin diyorum bilmiyorum diyor. O gece gitti, ben de terk edildiğime hükmettim. Hem uzuldum hem rahatladım ama ertesi gün bir şey olmamis gibi arıyor, iki kelime konuşuyorum kapatıyorum . Öyle öyle onbeş gün kadar geçti o arada sanki evden giden o değilmiş de ben onu tatile göndermişim gibi sohbet ediyor falan , niye isteksiz konuşuyorsun diye kızıyor, ben o ara bitirdim kafamda her şeyi, geldiğinde konuşuruz diyorum. Telefonda da sinirlendirmeye istemiyorum.
Döndüğünde benim artık bıraktığı kişi olmadığımı görünce dehşete düştü, ben o masaya boşanmak üzere oturmuştum ama içim yanıyordu.
Daha önce benim ısrarlarına terapiye gitmiştik ve sonuç alamamıştık çünkü ona göre sorun yoktu.
Sonra normal olmadığına kanaat getirdi ve EMDR yapan çok iyi bir terapist buldu. Ben gitmek istemedim. İkna etti. Tamam dedi bosaniriz ama bir kere bu adama gidelim istersen olmadı dersen ayrilalim. Hiç umudum kalmamıştı, sadece kendime elindem gelen her şeyi yaptım demek için gittim.
O terapiler sonunda değişti,inanılmaz bir biçimde değişti. Terapist başka bir şehirdeydi, tüm işini gücünü her şeyi bırakıp bir ay orda pansiyonlarda kalıp terapi aldı. Sonrasında da ara ara gitti.
Seni boşuna umutlandırmak istemiyorum, diyeceğim şu; eğer kendisi tedavi olmak istemiyorsa hatta seni ikna etmeye çalışmıyorsa arkana bakmadan kaç. Çünkü evlilik senin şuan yaşadığın şey değil.
Bazıları vururum falan yazmış, sakin vurayim deme :1-zaten normal olmayan ve ota b.ka deli gibi sinirlenen birinin eline sinirlenmek için haklı sebepler verirsen seni öldüresiye dovebilir. 2-hakliyken haksız olabilirsin.
Terapi almazsa ne olur kendine acı, çok gençsin, çok güzel bir hayatın olabilir,bu arada çocuk yapma.
Allah yardımcın olsun.
Sevgiler
cok tesekkurler yazdigin icin.
dongu neredeyse 10 gunde basa donuyo diyebilirim. ayda en az 3 kez bu tip kufur hakaretli bir tartisma yasaniyor.
mesela malmisin diye basliyo kavga ben susup dayanabilirsem kesip atarsam kalio orda ama o enerji sonra baska yerdende cikiyo. yada duramaz bende ne bicim konusuosun vs der kendimi savunursam bu sefer ofke patlamasi oluyo esimde. o anlardan once cok hissedemiyorum malesef. dun mesela anlattigim olayda sakin sakin konusurken bi anda oyle bi bagirdiki hic beklemiyodum.
bazende bi gerilim hissediyorum sonrasindada olay oluyo zaten.
benim esim kendinde sorun oldugunu dusunmuo, bizlerden cok daha akilli oldugu icin sinirlendigini dusunuyo. ben biraz daha beynimi kullanabilirsem kapasitemi arttirirsam aptal davranmazsam boyle sinirlenmezmis. bahaneleri bunlar, sorumluluk duygusu yok cunku herseyi olmasi gerektigi gibi yaptigini dusunuyo o yuzden tedavi olmaz.
hatta bana hep sen degis ustume gelme kendine kendine yetebil birey ol vs sonra ben sana hakaret kufur edersem gel o zaman ne istersen yapicam falan diyo hep ama yani ben ne yapsam hataliyim gozunde bunu hic bi zaman kabul etmeyecekki? yani dunki olayda bile hataliyimdir gozunde. neyi kime nasi kanitlicam yani. esim inanmak istemedikten sonra ben ona sabaha kadar anlatsamda bagirmasiyla konusmasiyla beni bastirir yine guclu kisiliginden odun vermez...
bendeki sorun ben sucluluk sorumluluk duyuyorum. hersey benim ustume yigili kalmis durumda. biterse ben bitirmis olcam hep suclandigim icin hep kendimi sorguluyorum, cok ilgi beklemeseydim isiyle ilgili cok soylenmeseydim (cok seyahat ediyo ayin 10 15 gunu yurtdisinda) acaba bu kadar sinirli olurmuydu belki iyi gecinirdik vs...