Eşimden Boşanıyorum Mecburiyetten ve Maddi Manevi Yardım Önerileri Arıyorum

Hakikaten ya... Burada belki bir umut halime çözüm bulurum diye fikir isteyen zor durumda bir kadın var. Madem vaktin kısıtlı ne işin var forumda. Sanki atom parçalıyor da mola verdi :KK70:

Her konu açan kendisinden yorum almak için sırada bekliyor cunku. Hanimefendi cok yogun, uzatmadan ne yazcaksaniz cabuk yazin yoksa okumaz kalirsiniz oyle ortada mazallah! Mumkunse kendisinden randevu alin. :deli: Musait olunca okur.
 
Geçmiş olsun boşandıktan sonra oglunuzun ve sizin rahatsızlıgınızı göstererek belediyeler ve kaymakamlıga başvurabikirsiniz.Saglık için yeşilkart çıkarırlar.Nafaka talep edin tabi ki.Ayrıca boşanma sürecinde de tedbir nafakası diyorlardı sanırım, avukat arkadaşlar daha iyi bilir onu talep edin.Hatalıgınıza gelince biraz baş ağrıları olacaktır.Bayagı bir ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalabilirsiniz.Ama korkmayın benim kv de de var aynı hastalık üstelik tansiyon da var tam 40 yıldır bununla yaşıyor.Ameliyatı riske almıyorlar,çünkü iyleşme ihtimali de olmuyormuş, ya da tekrarlayabiliyormuş kistler.40 yıl sonra kv mr çekilmiş aynı duruyormuş büyüme felan yokmuş.Rabbim beterinden korusun.
 
Nafaka alırsınız diye zannediyorum. Çocuğunuzun rahatsızlığından dolayı da doktorundan engelli raporu alıp maaş bağlatabilirsiniz 1000 küsür tl. Bunu bir araştırın.
 
Okudum ama sistim.
Neden kendinizi bukadar yiprattiniz ödün verdiniz.
Siz elinizden gelenin fazlasini yapmissiniz zaten lutfen artik kendi hayatiniza bakin.
Devlet destegi icin basvurun.
Cocugunuzun durumunuda izah edin.
Market icin fis kira yardimi gibi devletin yardimlari var
Yararlanin.
Sizde is bulursunuz gul gibi gecinirsiniz.
Az paraniz olur ama 2 lokma huzurunuz olur.
 
Öncelikle şunu söyliyim,sen değerli vaktinden ayırıp bir fikir almak ve dertleşmek için buraya yazıyorsan,ben de vaktimi ayırıp sonuna kadar okurum.Varsın 30 saniyede bitmesin de 5 dakika sürsün okumam.Atla deve değil.Özet geçmene de gerek yok zira bu yazdıkların zaten kaç senenin özeti.
Konunla ilgili olarak da çok üzüldüğümü belirtmek isterim.Lütfen devlet kurumlarına başvur.Mutlaka bir yardım vardır yapılacak.O kocan olacak kalası da boşama kararına sevindim.Nafaka iste mutlaka.Her çocuk için ayrı ayrı alırsın.Tazminat alabilirmisin bilmiyorum ama onu da araştır.Allah yardımcın olsun tatlım.Oğluna da sana da şifalar ve mutlu bir ömür dilerim.Ayakları üstünde durabilen bir kadın olduğunu hissediyorum.Geçecek bu günler.
 
Çok üzücü bir durum, sizin adınıza çok çok üzüldüm. Bende İngilizce Tercümanlık bölümünden geçen yıl mezun oldum ve bu konuda iş bulabileceğiniz bir çok alan var. Hangi dil olduğunu bilmiyorum ama eğer İngilizceyse bazı yabancı dizi siteleri yabancı diziler için alt yazı çevirmenleri alıyor, çalışma saatlerini de siz belirliyorsunuz bildiğim kadarıyla ve istediğiniz gün, istediğiniz zaman çalışabiliyorsunuz. Sizin durumunuzda olan biri için rahat bir iş olur gibi geldi bana. Bir de evden tercümanlık yapabileceğiniz freelance işler bulabilirsiniz. Ben mezun olduğumdan beri bu tarz işler yapıyorum, freelance yazılı tercümanlık yani. Elime fazla para geçmiyor ama iş iştir diyerek daha iyi bir iş bulana kadar devam edeceğim. Siz de sitelerden bu tarz şeyler araştırabilirsiniz. Onun dışında devlet desteğini iyi bir araştırın, gerekirse avukattan fikir alın derim. Sizin adınıza çok üzüldüm ve kolaylıklar diliyorum.
 
Nafaka alırsınız diye zannediyorum. Çocuğunuzun rahatsızlığından dolayı da doktorundan engelli raporu alıp maaş bağlatabilirsiniz 1000 küsür tl. Bunu bir araştırın.

Şimdi baktım, şöyle;
Yüzde 40 ila 69 engellilik oranı bulunanlara 1.059 TL, yüzde 70 ve üstü engellilik oranı bulunan ve başkasının bakımına muhtaç olanlara ise 1.589 lira aylık bağlanıyor.

Bu size rahatlık sağlar diye umuyorum, kalp rahatsızlığı varsa büyük ihtimal %60 dan fazla engelli raporu alabilirsiniz. Nafaka ile beraber rahat geçinebilirsiniz. Geçmiş olsun, Allah yardımcınız olsun.

Düzenleme: Nafaka bağlandığı takdirde engelli maaşı alınamıyormuş.
 
Son düzenleme:
Dil biliyorsanız evden çeviri yapabilirsiniz. Kitap, film vs... İlla mezun olmanıza gerek benim pek çok arkadaşım daha okurken bile kitap çevirileri yaptılar.
Bu konuda internetten araştırma yapın. Çalıştığınız kadar para kazanır hem oğlunuza bakarsınız hem geliriniz olur. Geliştikçe de daha kısa sürede daha çok kelime çevirebilirsiniz.
Allah oğlunuza şifa versin inşallah.
 
boşanırken nafaka tabii ki talep edin, çocuklar sadece sizin sorumluluğunuzda değil ki..
hasta çocuğunuz için de engelli raporu alıp maaş bağlatılabiliyor diye biliyorum.
 
basanma davasini tedbir talepli acin tahkikatla birlikte öncelikle mahkeme ona karar verir ve dava devam ederken de nafakanizi alirsiniz hukuki boyutu disindakileri malesef bilmiyorum allah yolunuzu acik etsin size ve yavrunuza şifa versin
 
Herkese merhaba. Güzel bir havanın estiği böyle tatlı bir eylül günü, çok şairane şeyler yazmak gelirdi aslında içimden. Fakat maalesef içim paramparça, kalbim darmadağın, kafam karmakarışık...


11 yıllık evliyim. Evliliğimden iki evladım var. 10 yaşında bir kız ve 6,5 yaşında kalp hastası bir oğlan. Evliliğim süresince eşimle doğru düzgün iletişim kuramadık hiç. O hep ya ailesi ile vakit geçirir, yada bilgisayarla. Ben sadece gece yatakta aklına gelirdim. Bu böyle seneler sürdü. Etraftaki insanlara karşı ise ben hep mutlu aile tablosu çizdim. Eşini çok seven aşık bir kadın ve sadakatli bir adam portresi yani. Uzunca bir süre çalışmadım ben. taa ki oğlum iki yaşına gelene kadar. oğlum iki yaşına geldiğinde bir işe girdim. yaklaşık 8-9 ay çalıştıktan sonra bir iş değişikliği yaptım. Bu yeni işimde oldukça yoğun bir tempo içindeydim ve bazı günler çalışma saatim biraz uzuyordu.

Ben boşanma kararı alma sebebimi anlatacaktım değil mi yaa, lafı dolandırmışım baya. Neyse, günlerden sonra bu yoğun iş temposu ağır geldi ve şiddetli baş ağrıları çekmeye başladım. ne ilaç, ne iğne kar etmiyor ama, öyle böyle değil. Migreni olan bir kadınım, düşünün migrenden daha berbat ağrılardı bunlar. Neyse, bigün işten izin alıp nörolojik muayeneye girdim. MR istediler, MR da maalesef gece 11 gibi bir saate randevu verdi. Neyse eşimle beraber gittik, MR çekildim falan. Sonra MR sonucunu doktora gösterme günü geldi, sabah eşim beni işe bırakmaya yeltenince dedim bugün hastaneye gideceğim ya unuttunmu diye. Neyse efenim, o gün muayenede beynimde iki adet araknoid kist olduğunu öğrendim. Bunlar birinin beynin görme merkezine, diğerinin ise beynin hafıza merkezine yakın olduğunu söylediler. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ya kör kalırsam, ya hafıza kaybı olursa felan binbir kaygı içimde. Doktor diyo bunun tedavisi yok, anca bigün bi bayılma veya felç felan olursa anca o zaman ameliyat gerekir, o güne dek yapacak bişey yok. Neyse, ben bunu duydum eve gittim. O gün de kızımın doğumgünü ve annemlerdeyiz, ablamlar falan da gelmiş hep. Benim adam yalnız karşıki dağdan serin, ne bi pasta, ne bi hediye felan, tabi benim kontrolü de sorduğu yok. Ben bi pasta sipariş ettim, yemekten sonra hepberaber yiyoruz. O sırada da ablamın eşinin iki yiğeninden bahsediliyor; ikisi de beyin tümörü sebebiyle defalarca ameliyat olmuş kişiler ve durumları oldukça sıkıntılı. Ben onları duyuyorum ama aklım beynim duygularım karmakarışık. Gece oldu, eve gittik, ben yine baş ağrısı, biraz da kaygı ile oturma odasında kanepede sabahladım. Ertesi gün işten izin alıp başka bir doktora gittim, ondan bir kaç gün sonra başka doktora. Hani tek doktorun sözüyle beklemek istemiyorum, bi tedavi ihtimali varsa diye tutunacak dal arıyorum yani. Hepsi aynı şeyleri söyledi. Bu arada işten sürekli izin aldığım için de işler aksıyor ve akşamları bir kaç saat geç çıkıyorum tabi işten. Eşim ise, bana doktor kontrolünü veya başımın ağrılarının nasıl olduğunu sormak yerine kafasında binbir farklı senaryo yazıyormuş meğer. O alışkın değil tabi, onların aile yapısı kızlar okumaz çalışmaz mantığında. Ben eşimin ileri görüşlü olduğunu sanırdım ama meğer o da o kafadaymış. Bi gün bana tuttu dedi patronunla aranda bişey mi var? Ben şok. NASIL düşünebilir böyle bişey? beni hiç mi tanımamış? Aynı yastığa baş koyduğum adam, başka biri böyle bir imada bulunsa cinayet işlemesi gerekirken nasıl olur da böyle bir şüpheye düşer? Üstelik de ben öyle işveli cilveli bir kadın değilim, aklı başında, oturup kalkmasını bilen, hatta babamın erkek gibi yetiştirdiği kızıyım ben. Neyse, dedim sen benim rahatsızlığımı hiç merak etmiyor musun? ne rahtsızlığı demesin mi? :KK70: Yahu beraber gidip MR çektirdik ya, ne zaman gittik? Neyse, en sonunda dedim, durum böyleyken böyle, beynimde iki tane kist var ve bu sebeple farklı doktorlara gittim, bu yüzden de kayıp zamanı telafi etmek için işten geç çıktığım günler oldu vs vs. Sonra dedim, ben bunu annemlere bile anlatmadım, kaygılanmasınlar diye, sen de anlatma kimseye falan dedim. Gerçekten de annem çok evhamlı kadındır, en ufak problemler annemin beyninde çığ olur. Bu söylediklerime rağmen eşim ertesi gün doktora gitmiş, doktora sormuş nesi var diye, doktor da ciddi bişey değil demiş (yada onun aklında o kadarı kaldı, bilemiyorum), sonra annemlere gitmiş hemen, demiş kızınızın beyninde kist varmış ama ciddi bişey değilmiş sordum ben doktora. Fakat bizim evde huzurumuz yok, evde yüzüme bakmıyor, yanımda yatmıyor, giyinip süslenip işe gidiyor, işten geç saatlerde çıkıyor falan filan. sonra ablamlara gitmiş, onlara da boyun büküp acitasyon yapmış biraz. Sonra eniştemin yanına gitmiş, ona da aynı şekilde tabi. Sonra telefonum bi çaldı, ablam bana ağzına geleni sayıyor. Sanırsınız patronumla yatıyorum ben. Annem babam tarumar oldular tabi. Eniştemle oturup yatak odamı konuşmak zorunda kaldım. Öyle utanç verici bir durumdu ki bu. Neyse, gel zaman git zaman bir gün yine işten bi yarım saat geç çıktığım bir gündü. Maalesef bir esnafın yanında çalışırken, hele bir de adamın siyasi bir kesime yakınlığı varsa, geleni gideni, müşterisi bitmiyor. Yine öyle bir günde eşim tuttu patronun odasına daldı. O sanıyor ki şirkette bi tek patronla ben varım. halbuki tüm teknik personel bekleme salonunda, müdürler falan da patronun odasında o sırada, toplantı var. Eşim içeri girdi, "karımın geç saatlere kadar çalışmasından ben rahatsızım, bundan sonra 4buçuk dedi mi çıkacak işten, cumartesileri de çalışma falan yok" demesin mi? ulan benim mesai 8-6 haftada 6 gün. Neyse, eşim rüzgar gibi esip gürleyip çıktı, eve gittik. Ağzımı açıp tek kelime etmedim, o da etmedi. Ertesi gün oldu, bi baktım patronda ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ rahatlığı. Bi böyle tavırlar değişik, ses tonu, imalı bakışları falan. En fazla bir ay dayanabildim. Bir ay sonra çıktım işten. İşten çıkınca da tüm maaşımı harcayıp eşimi tatile çıkardım. Tatile çıkardım diyorum çünkü biz balayına bile gitmemiştik, hiç tatile gitmedik hatta ondan başka. Neyse, benim fatura yatırmak için bile işten izin almayıp, beni hamileliğimde de bebekliyken de yürüye yürüye fatura ödemeye gönderdiği halde beni şikayet etmek için saatlerce izin alabilen kocamı affetmek için elimden geleni yapıyordum yani. Üzerinden bir zaman geçti, tatilden geldik beni yine şikayet etmiş evde bacı kardeş yaşıyoruz bilmem ne diye. Her iki üç ayda bir ablamdan eniştemden ultimatom yiyorum ama ben, kocama kadınlık yapmam yönünde. Bir zaman sonra eniştemin müdürü olduğu kurumda taşeron olarak çalışmaya başladım. ZAman zaman ek mesai oluyordu ve saati saatine mesai ücretini de veriyorlardı. Eşim bu mesaileri problem etmeye başladı bu sefer de. Neymiş, evde durmalıymışım. Halbuki kendisi işi gereği bazen de keyfi olarak işten çok geç gelir, haftasonu bile gider ve bir defa bile mesai ücreti almamıştır. Neyse, bak dedim bu mecburi, ben gelmem deme hakkım yok. Ama anlamıyor adam, her hafta her hafta kavga kıyamet. En sonunda yine bir gün annemlerde bu konuyu konuşurken birden kalktı gitti. Beni çocuklarla annemlerde bıraktı. Sanki kedi azıtır gibi. Taaaa iki gün sonra annesine çamaşır deterjanı lazım olunca aklına geldim ben. O dakikaya kadar arayıp sormadı bile. Yine de affettim. Ama gönlüm kırıldı tabi, o kırgınlıkla evliliğimizin ilk yıllarından itibaren kırıldığım herşey gözümün önünde canlanmaya başladı bir bir. ona anlattığım, anlatmadığım herşey içime dert olmaya başladı. Bu arada eniştemle biz iyice kavga halindeyiz tabi, iyice haya perdesi yırtılmış aramızda. O bana diyor ki erkek her zaman haklıdır, ben diyorum ki bana haksızlık yapan birini neden savunuyorsun ki falan. Bu adam hem anne babamın üzerinde etkisi çok büyük olan biri, hem de iş yerimde cumhurbaşkanı gibi sayılan biri. En son işyerimde bi kavga ettik eniştemle, ama herkes duyuyor bizi. Tüm mesai arkadaşlarıma rezil olmuşum. O gün eşime dedim bu son hakkın, son şansın. Ya düzelteceksin, ya batıracaksın herşeyi. Tüm ipler senin elinde artık. Dedim ben ailemle bu duruma geldikten sonra artık senin ailenle de görüşmek istemiyorum. Kendi ailemle gülüp oynayamıyorken, senin ailenle gülüp oynamak da istemiyorum. Başka bir şehirden iş bul, gidelim burdan. O da bakarım dedi ama sırf o anı kurtarmak için söylediği bişey tabi. Bu olayların üzerinden bir ay kadar geçmişti ki, oğlumuzun kalp hastası olduğunu öğrendik. Hatta o zamanlar da yine buraya yazmıştım, sizlerle paylaşmıştım. Oğlumuzun sağlığı için işten ayrılmam gerekti. Yaklaşık bir yıldan fazladır evdeyim, çalışamıyorum şuan. Fakat zaman zaman iş teklifleri geliyor. Hepsini reddetmiştim gelen tekliflerin ve eşime de anlatmıştım. Sonra bi gün yine iş teklifini reddettiğim kişilerden biri bana başka bir teklifle telefon açtı. Dedi ki çocuğun durumundan dolayı evde olman gerekiyor ve benim de evden yapılabilecek bir iş atılımım olacak, sen bu işten iyi anlarsın, ne dersin? Olur dedim, iş fikri internet haberciliği idi. Biz bunu konuşurken eşim geldi, bağıra bağıra "ne zaman bitecek bu telefon görüşmen" felan diye kızdı. Karşıdaki adam da "enişteye selam söyle, müsait olduğunda konuşalım" deyip kapattı. Eşime dedim bak evden yapacağım bir iş bu, ayda 300-400 belki daha fazla bir para geçecek elime, ev ekonomisine katkı için olabilir diyordum ben, sen neden böyle davrandın ki şimdi falan. Bana bağırdı "benden izinsiz bişey yapamazsın, benden izinsiz çalışamazsın, kimseyle konuşmayacaksın, görüşmeyeceksin, kıskanıyorum seni" falan filan. Halbuki evlendik evleneli, elektrikçisi, tesisatçısı, mobilyacısı, bakkalı, marketi, manavı vs hepsiyle ben ilgilenirim çünkü o yapmaz. Ulan dedim o kadar kıskanıyorsan o zaman erkek işi olan her işi de kendin yapacaksın, beni muhattap etmeyeceksin elin adamlarıyla falan. (O dönemde vantilatör bozulmuştu ve kalp ameliyatı olmuş bir çocuk bizimki gibi sıcak bir evde çok büyük risk altındaydı. Buna rağmen eşim altında araba olmasına rağmen vantilatörü tamire götürmedi ve ben koskoca vantilatörü alıp elimde taşıyarak tamire götürdüm getirdim. Tam 3 hafta eşimin onu tamir ettirmesini bekledik çocuklarla.)


Oğlanın sıcaktan sürekli burnu kanıyordu ve doktordan randevu almak konusunda kılını bile kıpırdatmamıştı eşim. Bu telefon konuşmasına verdiği tepki ve oğlanın sağlığı konusunda aşırı vurdumduymaz oluşu tuz biber ekti ve ayrılma kararı aldım. Ailesi veya arkadaşları ile ilgili konularda pervane olan adam bizim için kılını kıpırdatmıyordu cünkü. Aslında evliliğin başından beri böyleydi ama o zamanlar ben alttan alıyordum. Şimdi aynıları çocuklarıma da yapılıyor olunca bende şartel attı. Önce çocuklarla durumu paylaştım, kabul ettiler hemen. Annemle ve babamla konuştum, onlar da kabul ettiler. Ben de teklif olarak gelen işlerden birini kabul ettim ve muhtemelen 1 ay kadar sonra yeni açacakları yerde çalışmaya başlayacağım. Bir ev tuttum annemlere yakın, 1+1 küçücük bir ev. Kendisine ve ailesine de söyledim, bayramdan sonra gidiyorum ben diye. Lakin eşim hem ayrılmak istemiyorum dedi, hem de bayram tatili boyu yani bayram öncesi ve sonrasında her gün nişandan vazgeçen kardeşinin nişanını düzeltmeye çalıştı, hem de ailesi ile bayram kutladı. Kendi yuvasını toparlamak için yine tek bir hamle yapmadı. Ben de artık kararımda oldukça eminim. Boşanıyorum.

Bu süreçte maalesef kendimi berbat hissediyorum zira evliliğim süresinde tüm sosyal hayatı cebren ve hile ile bitirilmiş bir kadınım ben, yani hiç arkadaşım yok. hepi topu üç kardeştik, biriyle küsüm ablamın, ablamın biri de şehir dışında yaşıyor. Ben ise, oğlum için çalışmamam gerekiyor ama sırf bana inadından benim telefon faturamın otomatik ödemesini bile iptal eden adamdan tek kuruş yardım göremeyeceğim belli olduğundan çalışmak zorunda kalacağım. Kendimi tükenmiş hissediyorum.

Bana bir yol gösterin lütfen. Eşi ölmüş kadına yardım var da, boşanmış kadınlara da var mı bir yardım? Yani ne bileyim, biraz devlet desteği olsa, biraz da mahkeme nafaka bağlarsa, ben de evden iş yaparım, çocuklarımın yanında olurum istiyorum. Bu devlet destekleri konusunda bilgisi olan varsa lütfen yazsın. Ayrıca evden yapabileceğim işler konusunda da lütfen bana ulaşın. Yani yazarların kitap daktilo ettirmesi de olur, mandal paketleme de olur, ne iş olursa. Bilgisayar kullanımında oldukça iyiyim. Evliliğim için tahsilimi yarım bırakmış olsam da ingilizce bölümü okudum ve dil biliyorum. Yani ne bileyim, muhasebeden anlarım. Bana ne olur bir yol gösterin. Annem babam oldukça yaşlı, kendileri ile birlikte oturmamı istediler ama ben reddettim çünkü birbirimizi çok yıpratırız bu şekilde. Ayrı ev tuttum ama bu şekilde de çocukların okula gidip gelmesi konusunda hep onlar yorulacak ve benim de gözüm arkada kalacak. Oğlum geçen yıl ameliyat oldu ve şimdi 1e başlayacak, acaba koridorda koşacakmı, kavgamı edecek aklım hep onda kalacak. Keşke evden yapabileceğim bir iş olsa ve keşke devletten alabileceğim bir yardım olsa.

Çok uzun yazdım kızlar, kusura bakmayın. Maddi manevi her türlü desteğe ihtiyacım var. Hepinizi öpüyorum.
benimde eşimle sıkıntım var belediyenin yardım kurulışunda çalışan bir bayan arkadaş devletin boşanan hanımlara para çocuk ve kira yardımı yaptığını söyledi boşanma durumunda bende başvuracağım
 
Herkese merhaba. Güzel bir havanın estiği böyle tatlı bir eylül günü, çok şairane şeyler yazmak gelirdi aslında içimden. Fakat maalesef içim paramparça, kalbim darmadağın, kafam karmakarışık...


11 yıllık evliyim. Evliliğimden iki evladım var. 10 yaşında bir kız ve 6,5 yaşında kalp hastası bir oğlan. Evliliğim süresince eşimle doğru düzgün iletişim kuramadık hiç. O hep ya ailesi ile vakit geçirir, yada bilgisayarla. Ben sadece gece yatakta aklına gelirdim. Bu böyle seneler sürdü. Etraftaki insanlara karşı ise ben hep mutlu aile tablosu çizdim. Eşini çok seven aşık bir kadın ve sadakatli bir adam portresi yani. Uzunca bir süre çalışmadım ben. taa ki oğlum iki yaşına gelene kadar. oğlum iki yaşına geldiğinde bir işe girdim. yaklaşık 8-9 ay çalıştıktan sonra bir iş değişikliği yaptım. Bu yeni işimde oldukça yoğun bir tempo içindeydim ve bazı günler çalışma saatim biraz uzuyordu.

Ben boşanma kararı alma sebebimi anlatacaktım değil mi yaa, lafı dolandırmışım baya. Neyse, günlerden sonra bu yoğun iş temposu ağır geldi ve şiddetli baş ağrıları çekmeye başladım. ne ilaç, ne iğne kar etmiyor ama, öyle böyle değil. Migreni olan bir kadınım, düşünün migrenden daha berbat ağrılardı bunlar. Neyse, bigün işten izin alıp nörolojik muayeneye girdim. MR istediler, MR da maalesef gece 11 gibi bir saate randevu verdi. Neyse eşimle beraber gittik, MR çekildim falan. Sonra MR sonucunu doktora gösterme günü geldi, sabah eşim beni işe bırakmaya yeltenince dedim bugün hastaneye gideceğim ya unuttunmu diye. Neyse efenim, o gün muayenede beynimde iki adet araknoid kist olduğunu öğrendim. Bunlar birinin beynin görme merkezine, diğerinin ise beynin hafıza merkezine yakın olduğunu söylediler. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ya kör kalırsam, ya hafıza kaybı olursa felan binbir kaygı içimde. Doktor diyo bunun tedavisi yok, anca bigün bi bayılma veya felç felan olursa anca o zaman ameliyat gerekir, o güne dek yapacak bişey yok. Neyse, ben bunu duydum eve gittim. O gün de kızımın doğumgünü ve annemlerdeyiz, ablamlar falan da gelmiş hep. Benim adam yalnız karşıki dağdan serin, ne bi pasta, ne bi hediye felan, tabi benim kontrolü de sorduğu yok. Ben bi pasta sipariş ettim, yemekten sonra hepberaber yiyoruz. O sırada da ablamın eşinin iki yiğeninden bahsediliyor; ikisi de beyin tümörü sebebiyle defalarca ameliyat olmuş kişiler ve durumları oldukça sıkıntılı. Ben onları duyuyorum ama aklım beynim duygularım karmakarışık. Gece oldu, eve gittik, ben yine baş ağrısı, biraz da kaygı ile oturma odasında kanepede sabahladım. Ertesi gün işten izin alıp başka bir doktora gittim, ondan bir kaç gün sonra başka doktora. Hani tek doktorun sözüyle beklemek istemiyorum, bi tedavi ihtimali varsa diye tutunacak dal arıyorum yani. Hepsi aynı şeyleri söyledi. Bu arada işten sürekli izin aldığım için de işler aksıyor ve akşamları bir kaç saat geç çıkıyorum tabi işten. Eşim ise, bana doktor kontrolünü veya başımın ağrılarının nasıl olduğunu sormak yerine kafasında binbir farklı senaryo yazıyormuş meğer. O alışkın değil tabi, onların aile yapısı kızlar okumaz çalışmaz mantığında. Ben eşimin ileri görüşlü olduğunu sanırdım ama meğer o da o kafadaymış. Bi gün bana tuttu dedi patronunla aranda bişey mi var? Ben şok. NASIL düşünebilir böyle bişey? beni hiç mi tanımamış? Aynı yastığa baş koyduğum adam, başka biri böyle bir imada bulunsa cinayet işlemesi gerekirken nasıl olur da böyle bir şüpheye düşer? Üstelik de ben öyle işveli cilveli bir kadın değilim, aklı başında, oturup kalkmasını bilen, hatta babamın erkek gibi yetiştirdiği kızıyım ben. Neyse, dedim sen benim rahatsızlığımı hiç merak etmiyor musun? ne rahtsızlığı demesin mi? :KK70: Yahu beraber gidip MR çektirdik ya, ne zaman gittik? Neyse, en sonunda dedim, durum böyleyken böyle, beynimde iki tane kist var ve bu sebeple farklı doktorlara gittim, bu yüzden de kayıp zamanı telafi etmek için işten geç çıktığım günler oldu vs vs. Sonra dedim, ben bunu annemlere bile anlatmadım, kaygılanmasınlar diye, sen de anlatma kimseye falan dedim. Gerçekten de annem çok evhamlı kadındır, en ufak problemler annemin beyninde çığ olur. Bu söylediklerime rağmen eşim ertesi gün doktora gitmiş, doktora sormuş nesi var diye, doktor da ciddi bişey değil demiş (yada onun aklında o kadarı kaldı, bilemiyorum), sonra annemlere gitmiş hemen, demiş kızınızın beyninde kist varmış ama ciddi bişey değilmiş sordum ben doktora. Fakat bizim evde huzurumuz yok, evde yüzüme bakmıyor, yanımda yatmıyor, giyinip süslenip işe gidiyor, işten geç saatlerde çıkıyor falan filan. sonra ablamlara gitmiş, onlara da boyun büküp acitasyon yapmış biraz. Sonra eniştemin yanına gitmiş, ona da aynı şekilde tabi. Sonra telefonum bi çaldı, ablam bana ağzına geleni sayıyor. Sanırsınız patronumla yatıyorum ben. Annem babam tarumar oldular tabi. Eniştemle oturup yatak odamı konuşmak zorunda kaldım. Öyle utanç verici bir durumdu ki bu. Neyse, gel zaman git zaman bir gün yine işten bi yarım saat geç çıktığım bir gündü. Maalesef bir esnafın yanında çalışırken, hele bir de adamın siyasi bir kesime yakınlığı varsa, geleni gideni, müşterisi bitmiyor. Yine öyle bir günde eşim tuttu patronun odasına daldı. O sanıyor ki şirkette bi tek patronla ben varım. halbuki tüm teknik personel bekleme salonunda, müdürler falan da patronun odasında o sırada, toplantı var. Eşim içeri girdi, "karımın geç saatlere kadar çalışmasından ben rahatsızım, bundan sonra 4buçuk dedi mi çıkacak işten, cumartesileri de çalışma falan yok" demesin mi? ulan benim mesai 8-6 haftada 6 gün. Neyse, eşim rüzgar gibi esip gürleyip çıktı, eve gittik. Ağzımı açıp tek kelime etmedim, o da etmedi. Ertesi gün oldu, bi baktım patronda ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ rahatlığı. Bi böyle tavırlar değişik, ses tonu, imalı bakışları falan. En fazla bir ay dayanabildim. Bir ay sonra çıktım işten. İşten çıkınca da tüm maaşımı harcayıp eşimi tatile çıkardım. Tatile çıkardım diyorum çünkü biz balayına bile gitmemiştik, hiç tatile gitmedik hatta ondan başka. Neyse, benim fatura yatırmak için bile işten izin almayıp, beni hamileliğimde de bebekliyken de yürüye yürüye fatura ödemeye gönderdiği halde beni şikayet etmek için saatlerce izin alabilen kocamı affetmek için elimden geleni yapıyordum yani. Üzerinden bir zaman geçti, tatilden geldik beni yine şikayet etmiş evde bacı kardeş yaşıyoruz bilmem ne diye. Her iki üç ayda bir ablamdan eniştemden ultimatom yiyorum ama ben, kocama kadınlık yapmam yönünde. Bir zaman sonra eniştemin müdürü olduğu kurumda taşeron olarak çalışmaya başladım. ZAman zaman ek mesai oluyordu ve saati saatine mesai ücretini de veriyorlardı. Eşim bu mesaileri problem etmeye başladı bu sefer de. Neymiş, evde durmalıymışım. Halbuki kendisi işi gereği bazen de keyfi olarak işten çok geç gelir, haftasonu bile gider ve bir defa bile mesai ücreti almamıştır. Neyse, bak dedim bu mecburi, ben gelmem deme hakkım yok. Ama anlamıyor adam, her hafta her hafta kavga kıyamet. En sonunda yine bir gün annemlerde bu konuyu konuşurken birden kalktı gitti. Beni çocuklarla annemlerde bıraktı. Sanki kedi azıtır gibi. Taaaa iki gün sonra annesine çamaşır deterjanı lazım olunca aklına geldim ben. O dakikaya kadar arayıp sormadı bile. Yine de affettim. Ama gönlüm kırıldı tabi, o kırgınlıkla evliliğimizin ilk yıllarından itibaren kırıldığım herşey gözümün önünde canlanmaya başladı bir bir. ona anlattığım, anlatmadığım herşey içime dert olmaya başladı. Bu arada eniştemle biz iyice kavga halindeyiz tabi, iyice haya perdesi yırtılmış aramızda. O bana diyor ki erkek her zaman haklıdır, ben diyorum ki bana haksızlık yapan birini neden savunuyorsun ki falan. Bu adam hem anne babamın üzerinde etkisi çok büyük olan biri, hem de iş yerimde cumhurbaşkanı gibi sayılan biri. En son işyerimde bi kavga ettik eniştemle, ama herkes duyuyor bizi. Tüm mesai arkadaşlarıma rezil olmuşum. O gün eşime dedim bu son hakkın, son şansın. Ya düzelteceksin, ya batıracaksın herşeyi. Tüm ipler senin elinde artık. Dedim ben ailemle bu duruma geldikten sonra artık senin ailenle de görüşmek istemiyorum. Kendi ailemle gülüp oynayamıyorken, senin ailenle gülüp oynamak da istemiyorum. Başka bir şehirden iş bul, gidelim burdan. O da bakarım dedi ama sırf o anı kurtarmak için söylediği bişey tabi. Bu olayların üzerinden bir ay kadar geçmişti ki, oğlumuzun kalp hastası olduğunu öğrendik. Hatta o zamanlar da yine buraya yazmıştım, sizlerle paylaşmıştım. Oğlumuzun sağlığı için işten ayrılmam gerekti. Yaklaşık bir yıldan fazladır evdeyim, çalışamıyorum şuan. Fakat zaman zaman iş teklifleri geliyor. Hepsini reddetmiştim gelen tekliflerin ve eşime de anlatmıştım. Sonra bi gün yine iş teklifini reddettiğim kişilerden biri bana başka bir teklifle telefon açtı. Dedi ki çocuğun durumundan dolayı evde olman gerekiyor ve benim de evden yapılabilecek bir iş atılımım olacak, sen bu işten iyi anlarsın, ne dersin? Olur dedim, iş fikri internet haberciliği idi. Biz bunu konuşurken eşim geldi, bağıra bağıra "ne zaman bitecek bu telefon görüşmen" felan diye kızdı. Karşıdaki adam da "enişteye selam söyle, müsait olduğunda konuşalım" deyip kapattı. Eşime dedim bak evden yapacağım bir iş bu, ayda 300-400 belki daha fazla bir para geçecek elime, ev ekonomisine katkı için olabilir diyordum ben, sen neden böyle davrandın ki şimdi falan. Bana bağırdı "benden izinsiz bişey yapamazsın, benden izinsiz çalışamazsın, kimseyle konuşmayacaksın, görüşmeyeceksin, kıskanıyorum seni" falan filan. Halbuki evlendik evleneli, elektrikçisi, tesisatçısı, mobilyacısı, bakkalı, marketi, manavı vs hepsiyle ben ilgilenirim çünkü o yapmaz. Ulan dedim o kadar kıskanıyorsan o zaman erkek işi olan her işi de kendin yapacaksın, beni muhattap etmeyeceksin elin adamlarıyla falan. (O dönemde vantilatör bozulmuştu ve kalp ameliyatı olmuş bir çocuk bizimki gibi sıcak bir evde çok büyük risk altındaydı. Buna rağmen eşim altında araba olmasına rağmen vantilatörü tamire götürmedi ve ben koskoca vantilatörü alıp elimde taşıyarak tamire götürdüm getirdim. Tam 3 hafta eşimin onu tamir ettirmesini bekledik çocuklarla.)


Oğlanın sıcaktan sürekli burnu kanıyordu ve doktordan randevu almak konusunda kılını bile kıpırdatmamıştı eşim. Bu telefon konuşmasına verdiği tepki ve oğlanın sağlığı konusunda aşırı vurdumduymaz oluşu tuz biber ekti ve ayrılma kararı aldım. Ailesi veya arkadaşları ile ilgili konularda pervane olan adam bizim için kılını kıpırdatmıyordu cünkü. Aslında evliliğin başından beri böyleydi ama o zamanlar ben alttan alıyordum. Şimdi aynıları çocuklarıma da yapılıyor olunca bende şartel attı. Önce çocuklarla durumu paylaştım, kabul ettiler hemen. Annemle ve babamla konuştum, onlar da kabul ettiler. Ben de teklif olarak gelen işlerden birini kabul ettim ve muhtemelen 1 ay kadar sonra yeni açacakları yerde çalışmaya başlayacağım. Bir ev tuttum annemlere yakın, 1+1 küçücük bir ev. Kendisine ve ailesine de söyledim, bayramdan sonra gidiyorum ben diye. Lakin eşim hem ayrılmak istemiyorum dedi, hem de bayram tatili boyu yani bayram öncesi ve sonrasında her gün nişandan vazgeçen kardeşinin nişanını düzeltmeye çalıştı, hem de ailesi ile bayram kutladı. Kendi yuvasını toparlamak için yine tek bir hamle yapmadı. Ben de artık kararımda oldukça eminim. Boşanıyorum.

Bu süreçte maalesef kendimi berbat hissediyorum zira evliliğim süresinde tüm sosyal hayatı cebren ve hile ile bitirilmiş bir kadınım ben, yani hiç arkadaşım yok. hepi topu üç kardeştik, biriyle küsüm ablamın, ablamın biri de şehir dışında yaşıyor. Ben ise, oğlum için çalışmamam gerekiyor ama sırf bana inadından benim telefon faturamın otomatik ödemesini bile iptal eden adamdan tek kuruş yardım göremeyeceğim belli olduğundan çalışmak zorunda kalacağım. Kendimi tükenmiş hissediyorum.

Bana bir yol gösterin lütfen. Eşi ölmüş kadına yardım var da, boşanmış kadınlara da var mı bir yardım? Yani ne bileyim, biraz devlet desteği olsa, biraz da mahkeme nafaka bağlarsa, ben de evden iş yaparım, çocuklarımın yanında olurum istiyorum. Bu devlet destekleri konusunda bilgisi olan varsa lütfen yazsın. Ayrıca evden yapabileceğim işler konusunda da lütfen bana ulaşın. Yani yazarların kitap daktilo ettirmesi de olur, mandal paketleme de olur, ne iş olursa. Bilgisayar kullanımında oldukça iyiyim. Evliliğim için tahsilimi yarım bırakmış olsam da ingilizce bölümü okudum ve dil biliyorum. Yani ne bileyim, muhasebeden anlarım. Bana ne olur bir yol gösterin. Annem babam oldukça yaşlı, kendileri ile birlikte oturmamı istediler ama ben reddettim çünkü birbirimizi çok yıpratırız bu şekilde. Ayrı ev tuttum ama bu şekilde de çocukların okula gidip gelmesi konusunda hep onlar yorulacak ve benim de gözüm arkada kalacak. Oğlum geçen yıl ameliyat oldu ve şimdi 1e başlayacak, acaba koridorda koşacakmı, kavgamı edecek aklım hep onda kalacak. Keşke evden yapabileceğim bir iş olsa ve keşke devletten alabileceğim bir yardım olsa.

Çok uzun yazdım kızlar, kusura bakmayın. Maddi manevi her türlü desteğe ihtiyacım var. Hepinizi öpüyorum.
Allah yardımcınız olsun merakla okudum hepsini. Eşiniz gerçekten tam bir odunmuş. İnşallah bundan sonrası çok güzel olur sizin için.
Çocuğunuzun doktoru ile bir konuşun , kalp hastalığı türüne göre engelli/ özürlü raporu alabilirsiniz sanırım, öyle olunca devlet yardım parası veriyor , ayrıntısını bilmiyorum ama hastane size bilgi verir
 
uzunsa okuma yorum yapma arkadaşım.

sanki 100 sayfa roman var önünde. toplasan 500 kelime var. onu da okuyun bir zahmet.

konu sahibi devletin tüm kurumlarına başvurun.
 
Boşanan ve maddi imkanları olmayan kadınlara Kaymakamlık aracılığıyla maddi yardım yapılıyor diye biliyorum, bağlı bulunduğunuz yerin Kaymakamlığına gidip sosyal yardımlaşmadan birileriyle görüşün, dışarı da çalışma imkanı olmayan, geliri olmayan kadınlara ve çocuklarına yardım ediyorlar, okul parası vb veriliyor diye de hatırlıyorum, belediyeden de erzak ve alışveriş çeki, kömür yardımı gibi yardımlar oluyor, bunun da detaylarını muhtardan öğrenebilirsiniz.

 
Öncelikle Rabbim evladiniza saglik sihat versin ve evlatlarinizi size bagislasin. Kendinizi bukadar yipratmayin devlet eyer ayrilmis kadina az da olsa yardim ediyorsa, yaedimi alin ve mahkemede aylik nafakanizida isteyin. Bu aradada evden yapabilicek is bulun kendinize bos zamanlarinizda kurabiyeler oastalar kekler yapip satin azda olsa bir ihtiyacinizi giderirsiniz. Hersey gönlünüzce ve cok güzel olur insallah.
 
Çok üzüldüm. Ablanızın eşine ayrı, sizin eşinize ayrı kıl oldum. İğrenç düşünceli mahlukatlar.. İngilizceniz iyi ise evden çeviri işi yapabilirisniz. Muhtarlıkla görüşüp durumu anlatırsanız belki bir yardım vs olabilir. Nafaka konusunda ise ısrarcı olun lütfen.
 
X