Iste esinin yasadigi acaip bir travma, bir manipülasyon. Tarikat mensubu gibi. Ömrün onun gözlerini açmasini çabalama ile geçer ve çok mutsuz olursun. Bazen bir ilerleme görürsün ve umutlu olursun, sonra bir olay olur ve asil hiçbirseyin degismediginin farkina varirsin ve umutlarin yer ile bir olur.
Bunu tekrar tekrar yasamaman için iste bosanman lazim. Sinirlerin harp olmadan, hasta olmadan. Yoksa böyle bir evlilik ile sadece sinir hastasi olursun.
Sevgili T Tearss benim de evliliğimin ilk ayında bunları yaşadım. Sizden farklı olarak ben sadece 1 ay sabredebildim. Blöf yapmayı sevmediğim için evi terketmedim. Onun yerine direkt boşanma kararı aldım. Eşim de blöf yapmadığımı bildiği için hemen kendini düzeltti. Hala anam anam deseydi şu an evli değildik.
Maalesef eltim de sizin gibi senelerce katlandı. 3 çocuğu var ve hala mutsuz.
Kadın esini seviyor ve kalmak icin bahaneler arıyor bunu göremiyor musunuz? Düşüncene saygı duyuyorum fakat benim düşüncem öncelikle herşeyin sakince konuşulup çözülmesi yönünde, boşama demiyorum yazdıklarımı iyi okursan sevinirim. Baktı kı laftan anlayan Yok inceldiği yerden kopsun o zaman boşasın.Ortada yuva mi var ki? Sence kv'de bilmiyormu yaptiklarini? Allasen kim damat ve gelinini dügün gecesi yemege çagirir? Ertesi gün kahvaltiya çagirir? Ve birsürü olay daha. Adam karisinin yemegini degil, iki sokak ötede kv'denin yemegini yiyor. Kv'de diyemiyormu "oglum bende degil, evinde yemek ye" diye? Diyebilir ama demiyor çünkü hosuna gidiyor.
Yuva yuva diye binlerce, milyonlarca kadin mutsuz mutsuz evlilikler sürdürdü. Kadin sabahtan aksama kadar ailesinin yaninda olsa, evde yemek yapmasa, esi ile zaman geçirmez ise, kimse erkege "ama yuva, ama sabir et" demiyor. "Bosa, ellini sallasan.." diyorlar. Hep tüm yük kadinlara atiliyor, diger kadinlar tarafindan. Ve bence bu bitmeli. Asil kadinlarda dayanisma olmali, güç vermeli. Evet gerekirse, bosanmak için güç vermeli.
Çok doğru söylüyorsunuz. Ve sanki böyle birini tanımış gibi yazmışsınız, güzel tasvir etmişsiniz.
Kadın esini seviyor ve kalmak icin bahaneler arıyor bunu göremiyor musunuz? Düşüncene saygı duyuyorum fakat benim düşüncem öncelikle herşeyin sakince konuşulup çözülmesi yönünde, boşama demiyorum yazdıklarımı iyi okursan sevinirim. Baktı kı laftan anlayan Yok inceldiği yerden kopsun o zaman boşasın.
Evet taniyorum, hatta çok iyi taniyorum. Esim degil tabiki (yoksa gerçekten çoktandir bosanirdim). Ama anlattigim genel olarak sadece ana kuzulugu için geçerli degil. Evliliginde beklentilerin karsilanmadigi durumundada böyledir.
Sİnsi kaynana modeli. En tehlikelisi buEşim çarşamba günleri izinli perşembe günleri geç gidiyor. Bugünler zaten anasında koskoca bi gün. Bazı günler eve gelmeden annesinede uğruyor.izinli olduğu gün Eve geliyorum uyandığı gibi evden çıkmış pijamaları bile çıkardığı yere bırakmış. İzin günlerinde ev işlerini ortaklaşa yapıcaz diye konuşmuştuk nerdeeeeee işi geçtm bari pijamalarını kaldır. Neyseee çarşamba orda perşembe orda cmtsi akşam 7de gelio bende izinliyim. Tek vakit geçirme günümüz. Bi gün özel yemek hazırlıyorum sofra kuruyorum mum filan bile aldım. Ogün eşim aradı napıosun filan dedi akşam için bişiler hazırlıyorum konuyu bi şekilde annesine getirdi bugün uğrayalım mı dedi. Kan beynime sıçradı daha 2 gün önce ordaydın nereden çıktı bu. Birliktede gitmeliymişiz dedi başladı bağırmaya ailesini ihmal ediyormuşum. Bu arada kendisi benim aileme 2 ayda 3 ayda bir gider bunuda belirtiyim. Bağırdı çağırdı bende ona bağırdım tabii . Sonra düşündum bu adam neden durup dururken böyle yapıo dedim bi hışımla kaynanama gittim kapıyı çaldım içeri girdigimde ağlıyodu kaynanam ben her kapı çaldığında sizsiniz diye açıyorum kapıyı gözüm yolda ne zaman geliceksiniz diye bekliyorum ama ne ağlamak insanın içi parçalanır. Bende onlarca kez anlattığım eşiminde daha önce bi çok kez izah ettigine şahit olduğum durumu bi kez daha sabırla anlattım. Bizim birlikte geçirebilecegimzi zamanımız yok eşim 11de gelio ben 5.30 işe gidiyorum yeni evliyiz. Sadece haftada bi gün evimizde yemek yiyebiliyoruz diye tekrar anlattım. Ve ogün anladımki eşimin anneme gitmiyoruz gelmiyoruz diye evde kavga çıkarmasının nedeni kayınvalidemin evlat kaybetmişcesine ağlaması ve yakınmasıymış. Kocamda annesinin bu durumuyla baş edemedigi için öfkesini bana kusuyormuş. Ben bunları hakediyormuyumm tabiiiki hayırrrrrrrrrr
Sİnsi kaynana modeli. En tehlikelisi bu
Annesi ne derse onu yaptı, annesini eleştirdiğimde yatağı ayırdı, annesi harçlık ver dediğinde verdi miktarı da anası belirliyordu -çünkü çalışmıyordum-, annemle iyi geçin diye baskı kuruyordu, bizim evde değil annesinde yerdi yemeğini, gece yarısına kadar annesindeydi ve beni çekiştirirlerdi hep. Yani konu sahibi ve sizler neler yaşadıysanız fazla/eksik hepsini yaşadım. Hem de balayı dediğimiz ilk ayda.Ben kim ne konu açmış bulmayı öğrenedim hala, yeniyim de özür dilerim. Eski konularınızda bahsettiyseniz nasıl bulabilirim? Yani merak ettiğim ne onu da diyeyim; ne derece bağlıydı annesine, ve ne sürede düzeldi..
ben bu kaynanaları hiçbir şekilde anlamıyorum Yahu evladını eli'nin altında tutacaktın neden evlendiriyorsun Benimki de böyle ben bir yaşıyorum Bir de hiç saygı görmüyorum hep sıkıldım Sanki benim evim değil de başkasının eviymiş gibi Sanki onun evliymiş gibi Tamam Evet Kayınvalidemin evi ben buraya gelin geldim ama sonuçta gelin Geldikten sonra o ev Gelin indir halıyı bir kızım var 3 aylık 3 senedir evliyim zaten Bir oğlum olsa asla böyle bir şey yapma oğlunu paylaşamıyorsunuz neden evlendiriyor Sun bacımMerhaba kızlar hayatımda ilk defa bir problemimle ilgili böyle bir platforma yazıyorum. Çaresizlik insana neler yaptırıyor. Amacım hem cinslerimden yardım ve destek almak. Benimle benzer şeyleri yaşayanlar varsa belki karanlığıma ışık tutarlar. Eşimle birbirimizi çok severek evlendik masallardaki prensimi bulmuştum adeta bulutların üzerinde gibiydik.aramızda bi çok kültürel ailesel farklılıklar olsada o an için hiç sorun olmadı ve hiç sorun olmıcak gibi geldi. Benim ailem oldukça çağdaş ve modern, onun ailesi daha muhafazakardı. Ama bu evlenene kadar aramızda hiç sorun olmadı. Bu arada ikimizinde yaşı çok küçük değil ben 29 eşim 30 yaşında idi. 2 yıl flört döneminin ardından evlendik. Ne zaman evlilik yoluna girdik işin işine aileler girdi bulutların üzerinden gerçek dünyaya döndük. O anlayışlı duygusal sevgi dolu adam gitti sinirli baskıcı beni ailesinin kurallarına uydurmaya çalışan bi adam geldi. Düğün stresidir dedim geçer dedim. Ama geçmedi tam 4 yıl oldu. Dertlerin sorunların yaşadıklarımızın ardı arkası kesilmedi. Kıyafetlerim arkadaşlarım oturmam kalkmam ve hatta gülmem bile sorun oldu. Ailesinin yanında kot pantolon bile üzerine kıçımı kapatan bişey giymeden giyemez oldum ki ben açık bir bayanım 30 yaşıma kadar ailem tarafından kılığıma kıyafetime hiç karışılmadı serbestçe giyindim eşimde benimle evlenmek isterken bunların gayet farkındaydı. (Bunlar tabi eşimin değil ailesinin istekleri imiş)Bunların bi şekilde üstesinden geldim öyle yada böyle. Evlendik ve gördümki eşim annesinin güdümünde bütün istekleri ihtiyaçları annesi tarafından karşılanmış çayına şekerine kadar annesi karıştırır giyecegi çorabına kadar annesi verir neredeyse yemeğini kaşıkla annesi yediricek o kadar düşkün oğluna ve hayattaki tek gayesi oğlunu doyurmak yemek yedirmek. Eşimde annesinin her dedigini yapmaya çalışan asla hayır diyemeyen annesinden bağını koparamamış tek başına birey olamamış biri imiş. Annesi gel der gider git der gider. Annesi onun yerine herşeyi düşündügü için onun her işine koştuğu için maalesef hiç bir sorumluluk duygusu gelişmemiş. ne yazıkki evlenene kadar hiç fark edemedim. Evlenmeden önce ikimizde çalıştığımız için evin sorumluluğunu ortak paylaşıcaz diye konuştuk. İş bölümü yapıcaz vs vs... evlendikkkk. Düğün bitti biz o gece balayına gidicez benim valizim hazır değil ve ilk gecemiz. Kv düğün sonrası yemek yemeye evine götürmek istedi. Gitmek istemedim eşime söyledim bugün bizim günümüz ne işimz var kaynana evinde hem valizim hazır değil çok işim var dediysemde kaynanama yemeğe gittik. Ve o gün eve döndügümüzde ben uçak saatine kadar valiz hazırladım tek başıma eşim koltukta uyuyakaldı ilk geceme kaynana yemeği damgasını vurdu ve uyandıgında ilk gecemizi bu şekilde geçirdik diye sabahın 5inde kavga etti benimle. Daha ilk günümüz bismillah kavgayla başladı.balayına gittikk hergünnn annesi aradı napıosunuz diye annesi arıo kapatıo babası arıo kapatıo ablası arıo ben artık bu durumdan bi kıllanmaya başladım. Balayındayız yaaa bi rahat bırakın di mi. Balayından döndük evimizdeki ilk günümüz ilk sabahımız heyecanlı heyecanlı tencerelerimi çıkardım sana ne yemek yapiim aşkım dedim ilk yemeğimiz olucak. Daha lafımı yeni bitirdim kv aradı kahvaltıya çağırdı ve eşim döndü bana gider miyiz diye sordu şaka gibi. Ve biz o gün bu sebebten dolayı kavga ettik. İnsan evindeki ilk gününde neden aranır hadi aradın neden yemeğe davet edersin. Bu zaten hayatımızın özeti gibi eşimle evimizde olacagımız her an saolsun hep aradı.Neysee ailesine yakın oturuyoruz ben çalışıyorum eşimde çalışıyor. Eşim vardiyalı çalışıo ve eve haftanın 4 günü 23 te gelio ben ise sabah 5.30da kalkıp işe gidiyorum. Ortak tek bi günümüz yok o geldiginde ben uyku modunda oluyorum ben geldigimde o olmuo sadece cmtsi akşamları 7de gelio o zaman görüşebiliyoruz. Vakit problemimiz var birbirimizi göremiyoruz yeni evliyiz birbirmize ihtiyacımız var vs vs. Sanıyorum ama görüşemiyoruz diye fırsatlar yaratmaya çalışıyorum ama her yarattığım fırsatta eşim annesiyle birlikte olmamızı istio düğün günü oldugu gibi, evimizdeki ilk gününde oldugu gibi. İzin günlerinde ben çalışıyorum.annesinin telefonuyla evden çıkıo benim eve gelmeme yakın gelio sabahları annesine kahvaltıya gidio. Sonrada tek görüşme günümiz olan cmtsi günü ailesine vakit ayırmadığım için evde benimle tartışıo. Bu arada benim ailem yok gibi zaten bi kerede senin ailene gidelim annen nasıl demek yok. Ayrıca annesine gitmekten evdeki hiç bir sorumluluğunu yerine getiremiyor çünkü vakti yok.Bütün evin sorumluluğunu sırtıma yükledi.evlenmeden önce konuşulan hiç bişi olmadı. Ev işlerinde bana yardımcı olmadı zaten eşimin bu hayattaki tek sorumluluğu annesinin yemeklerini yemek. Saolsun oda hiç bir gün davet etmeyi eksik etmedi görüşemedigimzi defalarca kez belirtmemize ragmen. Ben izin günlerimde temizlik yaparım üti yaparım çamaşır yaparım anneme gdcek vaktim olmaz o ise sabah uyandıgı gibi annesinde.Bu arada yemeğe gittiğimzdede kalkmak bilmio sabah 5.30da kalktığımı bilmesine rağmen gece yarılarına kadar oturur. Yeni evliyim kocama yemek pişirmek istiyorum vakit geçirmek istiyorum ama bunu dile getirdigimde kavga çıkıo. Bu arada işten gelince hergün en az 2 çeşit yemek yaparım hatta eşimin kahvaltısına kadar hazırlar dolaba koyarım ama eşim onu dolaptan çıkarıp yemeye bile üşenir onun yerine bi mahalle ötede oturan annesine gider koşa koşa kahvaltısını orda yapar.
annesine gitmezsede mutlaka annesine o gün ne yaptığının ve ne yediginin raporunu verir. Birlikte dışarı çıktığımızda arar annesine haber verir. Benden önce vardia saatlerini annesi bilir, yemek yapar ve bizi davet eder. Gitmezsen ağlar. Yada kocanla kavga edersin. Artık telefonum çaldığımda ve üzerinde kaynanamın adını gördügümde telefonumunu kırıp parçalamak istiodum.O kadar sorun yaşadımki o kadar kavga ettik ki kaç kez evi terkettim. Eşime durumu anlatmaya çalıştığımda hep suçlu oldum birlikte başbaşa vakit geçirmek istedgm için suçlandım. sinir krizleri geçirdi evde ne cam kaldı kırılmadık ne çerçeve. Konu komşuya rezil olduk. eşim kocadan daha çok anasının evladı 5yaşında bebek. Sanki anasının sütünden kesilmemiş.ama evde kükreyen aslan ben nasıl farkedemedim diye kendimi yedim bitirdim. Ama inanın evlenene kadar hiç böyle bir belirtisi yoktu asla. Zaten şaşırdıgım noktada bu oldu....Kv bu tavırları yüzünden eşim evini bilemedi sorumluluklarını bilemedi evliliğe alışamadı çocukluktan adamlığa geçemedi bi karısı oldugu anlayamadı beni evimi hep 2. plana attı. Aile olamadık kısacası. Anasının evinde tv bozulur hemen yapmaya gider bizim evmizde kombi bozulur 2 ay öyle bozuk durur.......Ve maalesef aramıza her anlamda soğukluk girdi. Ben kv davetlerine icabet edemedigim için ve evde sürekli kavga yaşandığı için işimi bıraktımm. 1. hatam evlenmek ise 2.si bu oldu ya son pişmanlık fayda etmez. Eşime hep sordum bu kadar annenin evine meraklıydın neden evlendin. ben sanki hayatlarında fazlalıkmış gibi hissettim her zaman ve bu problemler psikolojimi çok bozdu, bizi çok yıprattı. Zaten çok bizde olamadık. Şimdi 4 yıl oldu ben resti çektim kendim gitmiyorum kocamda eskisi gibi değil ama evliliğimiz hiç sağlam temeller üzerine kurulmadı en güzel yıllarımız en özel günlerimiz hep kavga içinde geçti. Ve bu soğukluk yüzünden çocuk yapmak istemedim cesaret edemedim. Şuanda da öğrendimki erken menepoz dönemine girmek üzereymişim çocuk sahibi olmam çok zormuş.bu haberi aldığımdan beri yıkıldım ama eşimin umrunda bile değil. Senin yüzünden annen yüzünden erteledim çocuk yapmayı. Şimdi eşimin yüzünü bile görmek istemiyorum. Boşanmak istiyorum. Bana yaşattıklarını affedemiyorum unutamıyorum. Benimle benzer durumları yaşayanlar var mı. Bu durumu nasıl atlatabilirim?
Sadece sinsi değil. Aynı zamanda hasta. Oğlu da gelini de izah etmiş başka görüşebildiğimiz gün yok diye, hala ısrar edip ağlıyormuş. Tedavi olması lazım.
Ama asıl suç eşte. Annesi hasta diye bunu karısından çıkarmak zorunda değil, annesinin de haksız olabileceğini ve hata yapabileceğini kabul etmek zorunda.
[/QUOT
Eşinin gözleri kör olmuş annesinin yaptıklarının farkında bıie değil rabbim yardımcın olsun bacım işin zor ama baktın olmadı tek yol boşamak
Annesi ne derse onu yaptı, annesini eleştirdiğimde yatağı ayırdı, annesi harçlık ver dediğinde verdi miktarı da anası belirliyordu -çünkü çalışmıyordum-, annemle iyi geçin diye baskı kuruyordu, bizim evde değil annesinde yerdi yemeğini, gece yarısına kadar annesindeydi ve beni çekiştirirlerdi hep. Yani konu sahibi ve sizler neler yaşadıysanız fazla/eksik hepsini yaşadım. Hem de balayı dediğimiz ilk ayda.
Ben tartışmadım, kavga çıkarmadım ya da ikna etmeye çalışmadım. 25 yaşındaki reşit insan bunları zaten bilmeli diye düşündüğüm için değiştirmek için kendimi paralamadım. Bir ayın sonunda mutsuz olduğumu ve boşanma kararı aldığımı söyledim. Çünkü gerçekten kararlıydım. Eşim blöf yapmadığımı anladığı için konuşmak için yalvardı. İşte o zaman o 1 ayı önüne döktüm. Eşim defol git de diyebilirdi, bunu zaten göze almıştım. O ayrılmak istemedi ve değişeceğine söz verdi. O söz verdiği gün aldığımız ilk karar kv den uzağa taşınmaktı. Hemen ev bulup taşındık ve telefon nolarımızı değiştirdik. Biz evliliğimizi düzene koyana kadar görüşmedik.
Dediğim gibi reddetseydi evli değildim. Çünkü şu 3 günlük ömrümü değer görmediğim bir evcilik için feda etmek istemedim.
Son bi kaç konuyu okuduğumda kendim yazmışım gibi geliyor. Yani diyorum sanki başka üye adıyla kaydolup yazmışım. Ne kadar benzer şeyleri yaşıyormuşuz meğer...
Çok üzüldüm senin adına.. insan hayaller kurduğu evliliği, adamı bulamayınca ağır bir bunalıma giriyor.. çıkamıyorsun hemen içinden.. deni çok iyi anlıyorum..
Benim eşim ailesinden ayrı olan, haftada bir aynı sofraya oturan, aileyi aramayan bir adamken evlenince annemi her gün görmeliyime döndü, sizinki gibi.
3 yıldır çerçeveleri ve saati duvara çaktıramadım, aynı adam iki gün annesinin çatısında amele gibi çalıştı :)))
Ve senin gibi kçtü olan hep ben oldum. “Ya bu kadar gidilmez, bu kadar gelinmez” dediğimde “Kadın her gün yoruluyor buraya bizi görmeye geliyor. Bizim için yemek hazırlıyor. Sen nankörsün. “ dendi.. Anlatamadım “annesinin oğlunu yanından ayırmak istemediğini, gezmeyi seven biri olduğu külfet olmayı sevdiği için her gün bize geldiğini, ben bu evin parçasıyım imajını verdiğini, özel günlerimi bile bu yüzden mahvettiğini”..
Değişmiyorlar, sakın bekleme. Aynı süreçlerden geçtim, uyum sağlar evliliğe, zamanla annesinin yüzünü görür dedim. Benim eşim gitmez, aramaz annesini ama her gün bize gelmesi, arkamdan dedikodu etmesini umursamaz.
Kendini kurtar.. böyle ana-oğullarla vakit geçmiyor.