Yorumlardan o kadar sinirim bozuldu ki 10. sayfadan sonrasını okumadım.
Benim kız kardeşim yok ama kız kardeşim yerinde bir arkadaşım var. Nişanlım ona "Şu yakışmış, bu yakışmamış" dese hiç alınmam. Hatta herhangi birine dese de alınmam. Bu öyle "Sana da kırmızı babydoll ne gider ama be" demek gibi bir şey değil ki. Saç rengi sonuçta. Hepi-topu saç.
Kendimi ablanızın yerine koyuyorum; yukarıda bahsettiğim arkadaşım erkek arkadaşının benimle ilgili yapacağı yoruma "Sana ne, sen karışma" dese ben de ona gider "Saçma sapan konuşma, kıskanıyormuşsun gibi oldu. Bir daha söyleme böyle bir şey" derim. O da bana der. Çünkü biliriz ki birbirimizden kıskanmanın bir anlamı yok. Bizim hayatımızdaki erkekler bir diğerimize sarkacak kadar adi olsalar bile -ki değiller- ağzının payı verilir. Yani ablanızın bu lafında da bir anormallik yok.
Hele "baş başa sigara içme" laflarına hiç anlam veremedim. Sigara içmek ön sevişme değildir arkadaşlar; "Baş başa sigara içen kadınla erkek dumanı birbirlerinin boynuna üfledikten sonra dudakları şehvetle buluşur" senaryosu
sadece bir senaryo. Ayrıca sigara içen insanların balkonlara hapsedilmesini de kınıyorum.
Tabii eğer siz ablanızın saç rengini yorumlamasından rahatsız oluyorsanız eşinizi bu konuda uyarın. Bunu baş başayken yapın. Aklınıza burada kurulan senaryoları getirmeyin ve örnek verilen konuyu kafanıza takmayın. O konuda abla çıplak bacaklarını konu sahibinin eşinin kucağına uzatıyordu. Hiç alâkası yok iki durumun.