her şey 9 mart'ta uzun uğraşlar sonucu aldığım mutlu haberle başladı.bir rüyaydı oğluşuma hamile olduğumu öğrenişim adeta.her birlikteliğin ardından 2 gün geçince yaaptığım negatif sonuçlu gebelik testlerinin ardından daha deneyimli ve tecrübeli davranıp mutlu sona ulaştığımın resmiydi o gün ki pozitif sonuçlu kan testim.eşim kamptan yeni dönmüştü ve ona da harika bir dönüş hediyesi oldu.ağlamakla gülmek arası tepkilerle yaşadık o müthiş mutluluğumuz ve derken bir masal başladı artık. her geöen gün ve hafta heyecanla takip ettim oğlumun gelişimlerini.1 mm ve 1 gram olduğunu okuduğumda ne kadar büyümüş benim oğlum diye sevindiğim anlar dün gibi aklımda(şimdi oğlum 4 kilogram:) )sonrasında bebişimin tatalı kığırtılarını ultrasonda seyredalışımız,adığımız belli belirsiz kapkara ama bizim için anlam yüklü ultrason resimlerimiz..bebişimizin tahmini ağırlığını netten okuduğumzda evde o ağırlığa denk gelen bisküvi paketi vb şeylerle bebişimizin ağırlığını tahmin etmeye çalışmalarımız..ve bunun gibi dışardaki insanlara anlamasız gelebilecek ama bizim için hayatın anlamı olabilcek pek çok şey..
16 . haftamızdı heyecan içinde doktorun yolunu tuttuk çünkü içimdeki canavarın cinsiyetini öğrnenecektik kız da olsa erkek de olsa önemli olan sağlıklı olması temennilerinin eşiliğinde dopktorun yolunu tuttuk ve hiç çaba sarfetmden ultrason cihazına girer girmez bebişin cinsiyetini öğrendik,oğlumun pipisi gözlermizin önünde ölece duruyodu
o dakika eşimin kulaklarına varan ağzını görünce anladımki kız da olsa erkek de olsa önemli olan sağlıklı olması diyen eşim aslında daha çok erkek olsa taraftarıymış
doktorumuzun çok hevesli olan babamıza verdiği yakın plan pipi resmi hala saklanmakta
bebişimiz günden güne büyüyordu,kontrollerimizi ödevlerini aksatmayan çalışkan bir öğrenci edasıyla ciddiye alıyor doktorun her söylediğini ise asli bir görev addedip harfiyen yapıyorduk.sırayla önce 2li testimizi yaptırdık sonra zamanı geldi ve 3lü testimizi yaptırdıko ana kadar her şey yolunda olduğu için en ufak bir endişe duyamdan günlerimizi geçiriken test sonucunu öğrendiğimiz gün yıkıldık adeta.doktorum sonuca baktı ve şaşkınlığı hem gözlerine hem yüzüne hemde sözlerine yansımıştı.'bu hiç beklediğim bir sonuç değildi,her şey çok normal görünüodu'dedi.oğlumuzun down sendromlu olma riski normalden çok çok fazlaymış e bana amniosentez ve sonrasından eğer istersem bebeğim özürlü olacak olursa diye akürtaj seçeneğini sordu
(
nasıl konuşacaağımı bilemedim kelimeler ağzımda düğüm düğüm oldu,konuşabildiğim ilk an şunları söyeldim'bbekler dünyaya gelemden önce anne ve babalrını kendileri seçerlermiş,benim bebeğim de beni seçti.o halde beni seçen bir bebeği reddetmek istememek bana düşmez.o benim her koşulda evaldım.istemiyorum 'dedim ve ağlamaya başladım.bu durumda tek seçenek ileriki haftalarda ayrıntılı ultrasonla ve kalp ekosuyla down sendromu olup olmadığını anlamaktı ve çok şükür bu 2 konuda uzman profesörlere gittik ve güzel sonuçlarla döndük.
bundan sonrası her mutlu mesut ve bebeğini seven anne gibi beslenme,bebekle konuşma,doğumu kolaylaştırmak için düzenli spor,hayallerle dolu bekleyişler,bebiş için yapılan hazırlıklarla geçti.her şey gayet güzeldi,normaldi.ta kiiiiii 31. haftamda bi gece aralıklarla girip çıkan kasılmalara kadar.yemek hazırlıcam ama girip çıkan ve gitgide şiddetlenen kasılmalarım buna müsade etmiyordu.en sonunda eşim yemeği bırak şimdi hadi gidelim doktora dedi.2mizin de aklında gelip geçici bir sancı olması dışında bir ihtimal yoktu.acile giriş yaptık,tahliller yapmadan kadın doğuma sevketmediler ve beklemeye koyulduk,o sırada (ki bu bekleme 1 saat,i buldu) dakika tutmaya başladım ve sancılarım 3 dakikada bir düzenli olarak girip çıkıyordu.Rabbim nasıl bir mucize ya inanılmaz çok düzenli sanki saat kurulmuş gibi hep aynı düzende devame diyordu.derken tahlil işleri bitti ve yukarı çıktık,ilk kez tanıştığım nst bana çok acı bir şeyi gösterdi ve bu gerçeği doktr söyledi,ben doğum sancısı çekiyordum.ve bebeğim daha bana muhtaçken ve daha çok küçükken doğmak üzereydi.apar topar yatış verdiler ve sancı durdurmak için iğnelr serumlar haplar ..derken 3 gün sonrasından hele şükür riski atlattık.
sonrasında kontrollerimin bir klasiği olmuştu nst de çıkan sancılar,doktorum bile çok şiddetli olmadıkça ciddiye almamya başlamıştı.vee 37 .haftada doğum nişanım geldi,tanrım ne büyük bir heyecan ya.yeğenim yanımda onunla oyun oynuyoruz derken açmaşırımda feci bir ıslaklık hissettim ve baktım evet çok garip hiç görmediğim renk kıvam ve fazlalıkta akıntıydı.doktorumu aradım ve beni hemen beklediğini söyledi,çünkü doğum nişanı doğumun başaldığını gösterebilirdi.eşimle heyecan içinde doktora gitttik nstede hep sancısı çıkan ben heyecandan hiç sancım çıkmıyordu,gereksiz derece sakindim,ama emniyet olsun diye o gece hastanede kaldık.ertesi sabah ellerim boş ve doğurmamış şekilde hastaneden çıkmak benim için büyük yıkıntıydı,çünkü bıkmıştım artık hastane köşelerinden
tam bir hafta sonra geceydi,yine kadınlar kulübünde takılıorum eşim hadi yatalım dedi ama aca,p kasılmalarım var,sırf gene doğuramaıcam nasılsa diye eşime ses etmiyorum.neyse yattık yatağa.eşim başladı zaten horul harıl hırıl tuhaf seslerle uyumaya:)ama ben gözümü bile kapatamıyorum,kasılmalarım şiddetlenio ama sonra geçer gibi oluyo.dakika tutuyorum düzenli ama ya geçerse diye kokrumdan yarım saat daha dayanıyım diyip diyip saatler geçirmeye çalışıorum.en sonunda saat 1 buçuk falandı 11den o yana çektiğim sancılara artık dayanamz hale geldim.eşimi uyandırdım.daha önce hazırlamış olduğmuz çantamızı da alıp koyulduk yola.yolda hiç sesimi çıkarmıyordum çünkü yine doğurmayacak olursam da eve dönersem diye içim içimi yiyordu .acile giriş yaptık artık acildeki doktorlar beni merhabe özgül hanım diye karşılıyordu.yukarı çıktık eşimle,nsteye o gebeliğimin son dönemleri yoldaşım olan o sevgi dolu alete bağladılar beni,inanılmazdı 3 dakikada bir 127lere varan şiddetli ve düzenli sancılarım vardı,doktor geldi,doğuracaksınız inşallah dedi,rahmimde halen 2cm açıklık vardı(br hafta önce nişan geldiği gün 2 cm açıklık vardı)doktor yatış istedi çünkü bu sancı şiddeti aaçıklığı artırablirdi.sabaha kadar sancılarım sürdü ama bazen şiddetli bazense çok azdı.gözümü bile kırpmadım bense,sabah hastaneden yien doğum olmıcak diye çıkacağımı düşünmekten strese giriyor için için sıkılıyordum.ki başıam böle bir durum geleceğini düşünen kocam okula öğrencilerinin yanına koştu.
sabah erkenden doktor geldi ve açıklığa baktı inanılmazdı 3 cm olmuştu.doktor haydi özgül toplan doğumhanede devam edeceksin burdan sonraki kontrollere,bugün doğuracaksın inşallah dedi.Allah'ım nasıl bir heyecandı o nasıl bir korku endişe ve garip hisler karmaşası.yalnız başıma gittim doğumhaneye o komik kıçı açık gömleği giydim.ve o büyük boş yerde başladım bi başıma uzanmaya,bi taraftan lavman diğer taraftan serumlar derken artık doğuma hazırlanıordum.sık sık doktor gelip açıklığı kontorl ediyordu.açıklık nihayet 4 cm olmuştu.o arada annem geldi,tabi sulugöz beni öle uzanmış ve doğumhanede görünce hemen ağlamaya başladı,belkide başıam gelecekleri hissetmişti
hayatımda heralde o kadar çok ellendiğim başka bir gün olmadı ve olmayacak:S
annem geldiği sıralarda rahattım sancılarım beni henüz hayattan kopartmıyordu şiddeti 127ye varsa bile halen konuşup sohbet ediyordum.doktor girip çıkıyordu ancak 2-3 saatten ancak 1 cm açılmam oluyordu nerdeyse.doktor en sonunda suyumu boşaltmaya karar verdi,çünkü rahmimdeki açılmayı bi şekilde hızlandırmamız gerekiyordu ve bu bir yöntem olabilirdi.Allah'ım en korkunç deneyimlerimden biriydi nerdeyse,çok acı çektim,ardından sıcak ve kaygan bir şeyin kontorlüm dışından bacakalrımın arasından sızması:Szordu işte,ama bir anda karnım küçücük kalmıştı.neyse beklemeye koyulduk ama artık kasıklarımdan ve karnımda daha güçlü kasılmalar olmaya başladı,başlarda hafif hafif inlerken artık ağlamaya ve uğunömaya başlamıştım.kasılmam gittiği vakit gözümü açıp etrafa bakıyor neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.annem hıçkıra hıçkıra başımda ağlıyordu.kasılma tekrar geldiğinde dünyaları unutuyor o alemden uzaklaşıp Allah'tan yalnzı ama yalnız kurtulmayı diliyordum.sancım girdikçe Allah diye bağırabildiğimi hatırlıyorum.sonra sancımın geçtiği bi anda eşimi gördü gözlerim şaşkındı ve bi o kadar bitkin gözleri dolu bana bakıyordu,ona gülümseyip moral vermeyi çok istedim ama yine sancım girdi ve moral vermek yerine sancıdan inleyip ağlayarak onunda ağlamasına neden olabildim sadece.
en sonunda doktorum doğumu yavaşlatabilme olumsuzluğuan rağmen halimi perme perişan görünce epidural yapmayaı önerdi bu sayede sancı çekecektim ama daha az hissedecektim.o sancının arasından bir de epidural için oturur pozisyonda beklemek bile benim için işkenceydi.ama epidural yapan doktoruma hala duacıyım biraz olsun nefes aldım,epiduralin etkisi yaklaşık 1 buçuk saat sürecekti ve 4 buçuğa kadar doğurmak için sürem vardı yoksa aynı korkunç sanıc ile kıvranacaktım.sık sık yapılan çatı kontrolleri gösteriodu ki epdiural rahmimin açılmasını yavaşlatmaıştı 6 cm açılmada bir artış olmuyordu.saat 4buçuğa gelmişti ve artık yavaş yavaş eski korkunç anlarıma geri dönüyordum.rahmin açılmasını hızlandırır diye sancım girdikçe şüddetle ıkınmaya başladım,Allah'ım dayanılmazdı benim için ama her şey ebbeğim içindi,her şey onun içindi,ağlıyordum ıkındıkça kıpkırmızı kesiliyorum nefes alamıyordum adeta ama rahmim açılmalıydı.doktorum geldi 7 cm olmuş dedi,ben ıkınmaya ve kıvranmaya devam ettim tekrar geldi ve 8 cm derken ssat akşam 5buçuk olduğunda hala 9cm olabilmiştik ve acıdan ne konuşabiliyordum ne de doğru düzgün etrafta ne olup bittiğini anlayabiliyordum.doktorum çaresiz başıam gelip gidiyor hala 9 cm olduğunu ve beni kıvaranırken gördükçe o da çaresiz kalıyordu.saat 18:00 da doktorum artık bebeğin de benimde hayati tehlişkemiz olabilceği için sezeryan önerdi ,yarı baygın kabul ettim,eşimden de onay almış.ve apartopar sezeryan için beni hazırlamaya başladılar.etrafımda koşturan insanlar,bağırıp emirler yağdıran doktorumun sesi,beni sedyeyle sürüyen ve bana cesaret vermeye çalışan o doktorun sesi,annemin asansöre binmeden önce ellerimden tutuşu,ameliyattan önceki dokunduğum hissettiğim son sıcak şeydi,bir de eşimin endişe dolu bana bakan buğulu gözleri
amaeliyathane buz gibi,tabi sonradan anlıyorumki bana bu kadar soğuk gelmesi tüm gün doğumhanede ameliyat önlüğü ile yarı çıplak uzanıp üşümem.her neyse ameliyathanede herkes koşturuyor ve ekip halinde görev paylaşımıyla bişeyler yapıolar ama tam anlıyor deilim.doktorum ameliyata başlamadan önce son kez kontrol etmek istedi ve açılmamın 10 cm olduğunu gördü.tamam dedi özgül son fırsatımız inşallah olacak haydi ıkın dedi,bana cesaret veriyor ellerimi tutuyor haydi diyordu.çığlıklar atıyordum kıvranıyorrdum ben ıkındıkça dayanılmaz ale gelen sancım katlanıyordu adeta,yapamadım bebek gelmiyor ben ıkınmayı bırakınca geri kaçıyodrdu
doktor özgül bırak yoksa vücudun kaldıramıcak dedi.hemen epidural yaptılar ama ben belden aşağımı hissediyordum:S10 dk geçmişti ve hala hissediyordum,daha fazla vakit kaybedemeyiz dedi doktor ve ameliyata başladı,acıyı hissedttim,ve ahhhhhh sesimi duyunca apar topar
genel anestezi yapıldı.sonrasını kendime gelene kadar bilmiyorum.!
40 ta bebişim dünyaya gelmiş,1 saat kadar sonra ise beni çıkarmışlar.ameliyathaneden sedyeyle beni odaya götürülerken anestezi etkisiyle konuşacak gücü henüz kendimde bulamıyordum ama gözlerimle de bebeğimi arıyordum nerdeydi,niye yanımda yoktu? asansörden indiğimden kapının önünde eşim annem ablam beni bekliyordu,eşim ellerimi tuttu.ilk sorduğum'bebeğim,onu gördün mü?' dedim,tabiki görmüştü.güzel mi diye sordum,dünyalardan da oldu cevabı.işte odaya girince yatağa yatırılma vb sancılı safhaların hemen ardından göğsüme beni emmeye programlanmış halde çirkin mi çirkin cennet kookulu ufacık bişi verdiler.işte o zaman anladımki yukarda anlattığım her şeye ama her şeye değerdi o mükemmel an.Allah kimsenin kollarını boş koymasın.