• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eşim beni aslaa anlamıyor

çok çok ses yapıyor hem de. Yatıya gelen misafir de aynı şeyi söylüyor çünkü

aynı benim eniştem
190 üstü boya yüz bilmem kaç kilo adam
bir de tap tap tap yürüyor
ev yıkılıyor

dolaplar kapılar telefon -gecenin 2sinde bağır çağır konuşur

yav evde yatılı misafir var hadi beni takmıyon kayınvaliden kayınpederin var (ki benim babam 11 dedin mi yatan uyuyan bir insan yani) senede zaten 3 gün kalıyor maksimum bu insanlar evinde ve sana yardım edecekleri bir sebeple geliyor yani zaten ağırlamıyorsun kimseyi..azıcık dikkat et ya...

üstelik sabah giyinip evden çıkamaz
çorabını bulamaz
kemerini bulamaz
çantasını 85376354376540 kere evin içinde kaybeder
anahtarı 143485794869 kere bulamaz
her şey için karısına ünler Ayşeeeee (ismi attım) saat sabah 7.30-8.30 arası mesela evde 32357046 kere ayşeeee ayşeeeee

valla şu adam bir gitse evden ve gelmese diye dört gözle beklerim oradayken.

neyse işte
bu bizdeki model böyle yetişmiş
evleri sürekli sürekli gürültülü bağırtılı çığırtılı
onlara gitmek zorunda kaldım 1-2 kere (çünkü bebekler var babaanne bakıyor)
başım ağrıyor her seferinde
adam farkında değilki
zaten umrunda da değil öyle bir etrafı nasıl rahatsız ediyorum farkındalığı inceliği yok yani
hep ben ben ben diyerek büyümüş
hiç ezilmemiş, empati yapmamış, böyle alışmış. adam farkında bile değil!

bu adam üniversite mezunu
hali vakti yerinde
çok medeni filan pozlarda. üstelik daha yaşı 30 değil.

ama böyleyken böyle işte.

ha ben de uyku konusunda hassasım uyuyamama hastalığım var
ve tabii ki bu benim kocam değil tabii ki benim ona hissettiklerimle sizin sevdiğiniz adama karşı hisleriniz aynı olamaz ama böyle bir modelse kolay gelsin derim size ancak.
 
Haklı olmanın hiçbir işe yaramadiğını anlayali uzun zaman oldu. Büyüyünce sen de anlarsın.
Beni örselediğinizi falan mı sanıyorsunuz böyle yazarak? Sizden büyüğüm ama küçük gördüyseniz ne mutlu bana, ruhum çocuk kalmış demek ki. Bu çok önemli bir meziyet.

Gerçi kendimi yere atıp ağlamıyorum çocuklar gibi, o açıdan da biraz olgunlaşmışım sanki. Baya baya iyi bişey olmuşum ben bakın örnek alın. Bir yanı çocuk ruhlu bir yanı olgun kadın. Kocamı da diş fırçalayan cinsten seçmişim. Değmeyin keyfime.
 
Beni örselediğinizi falan mı sanıyorsunuz böyle yazarak? Sizden büyüğüm ama küçük gördüyseniz ne mutlu bana, ruhum çocuk kalmış demek ki. Bu çok önemli bir meziyet.

Gerçi kendimi yere atıp ağlamıyorum çocuklar gibi, o açıdan da biraz olgunlaşmışım sanki. Baya baya iyi bişey olmuşum ben bakın örnek alın. Bir yanı çocuk ruhlu bir yanı olgun kadın. Kocamı da diş fırçalayan cinsten seçmişim. Değmeyin keyfime.
Dişini fırçalayan her erkek mutlu etseydi boşanma diye bir şey olmazdi. İnanın bana siz çok mutsuz bir insansınız. Çünkü etrafınıza nefret saciyorsunuz. İçinizdeki kin tohumunu her gün büyütüyorsunuz. Ona çok iyi bakıyorsunuz. Ben mutluluğumu da üzüntümü de istediğim gibi yaşıyorum. Bu halimi de çok seviyorum. Umarım siz de kendinizi seversiniz ve mutlu olursunuz.
 
aynı benim eniştem
190 üstü boya yüz bilmem kaç kilo adam
bir de tap tap tap yürüyor
ev yıkılıyor

dolaplar kapılar telefon -gecenin 2sinde bağır çağır konuşur

yav evde yatılı misafir var hadi beni takmıyon kayınvaliden kayınpederin var (ki benim babam 11 dedin mi yatan uyuyan bir insan yani) senede zaten 3 gün kalıyor maksimum bu insanlar evinde ve sana yardım edecekleri bir sebeple geliyor yani zaten ağırlamıyorsun kimseyi..azıcık dikkat et ya...

üstelik sabah giyinip evden çıkamaz
çorabını bulamaz
kemerini bulamaz
çantasını 85376354376540 kere evin içinde kaybeder
anahtarı 143485794869 kere bulamaz
her şey için karısına ünler Ayşeeeee (ismi attım) saat sabah 7.30-8.30 arası mesela evde 32357046 kere ayşeeee ayşeeeee

valla şu adam bir gitse evden ve gelmese diye dört gözle beklerim oradayken.

neyse işte
bu bizdeki model böyle yetişmiş
evleri sürekli sürekli gürültülü bağırtılı çığırtılı
onlara gitmek zorunda kaldım 1-2 kere (çünkü bebekler var babaanne bakıyor)
başım ağrıyor her seferinde
adam farkında değilki
zaten umrunda da değil öyle bir etrafı nasıl rahatsız ediyorum farkındalığı inceliği yok yani
hep ben ben ben diyerek büyümüş
hiç ezilmemiş, empati yapmamış, böyle alışmış. adam farkında bile değil!

bu adam üniversite mezunu
hali vakti yerinde
çok medeni filan pozlarda. üstelik daha yaşı 30 değil.

ama böyleyken böyle işte.

ha ben de uyku konusunda hassasım uyuyamama hastalığım var
ve tabii ki bu benim kocam değil tabii ki benim ona hissettiklerimle sizin sevdiğiniz adama karşı hisleriniz aynı olamaz ama böyle bir modelse kolay gelsin derim size ancak.
Neredeyse benim eşimi anlattinz iste. İnsan kendini bir yerde ailesine karşı da mutsuz hissediyor. Benimki de okumuş modern güya. Ablaniza da üzüldüm Allah yardımcısı olsun :)
 
Toplum neler yaptırmıyor ki. Neler demiyor ki. Kadın erkek eşitsizliğinde kadınları bilinçlendirmek için 100 tane seminer gerçekleştirdim. 10000 kadına ulaştım. Çok şükür çok kişinin hayatına olumlu yönde dokundum. Ama sıra kendine gelince sanırım bir yerde tıkanıp çözümsüz kalıyorsun. Hepsi bir yana gerceten dediğiniz gibi yapilan nefret yorumlarina uzuldum . Annelik çok güzel bir şey asla tarif edilemez. Ama anne rolü taa çocukluğumuzdan bize dayatılan sırf erkeğin yükünü hafifletmek, erkeğin yükünü kolaylaştırmak için kadınlara atfedilen bir görev. Neden sadece annelik. ? Babanın da evladı değil mi? Baba işe gidiyor ama. Kadın evde çocuk bakıyor. Babanın yükü daha ağır. Onun kesinlikle öpülüp ise gonderilmesi gerek. Kadının yükü yok. Valla eşini işe öperek uğurlayana saygi duyuyorm ama daha çok öpülüp koklanmasi gereken kişi benim, Kadınlardır.
Konuyu kadın erkek eşitsizliğine nasıl bagladiniz Daydream_ Daydream_ ile birlikte tebrikler 🤣
Surda size yazan kadinlarin çoğu calsiyordur ben işi bırakalı bir ay oldu .size kim eşiniz çocuğa gece kalkmasın o "errrkek adam" dedi ? Erkek ya da kadın olmakla konunun ne ilgisi var . Kadının düşmanı kadına kadar getirmişsiniz yine konuyu . Annelik rolü bize dayatıliyor falan demişsiniz de siz yazdınız gece 11 de sabah 5 tr kalkıyorum diye bebek ağlıyor diye . Size yapılan yorum dogurdugunuza göre bakacaksiniz eşiniz bakmasin o ise gidiyor siz bakın mi yazmış birisi ? Oraya sundurup buraya sunduruyorsunuz . Madem seminer verecek kadar yetkin bir insansınız konu sahibi bir ilişkinin devam etmesi için karşılıklı erdem gerektiğini bilirsiniz. Bu kadar insan sizi bir noktada haksız buliyorsa durup bı kendinizi sorgulasaniz mesela acaba ben nerde yanlis davranıyorum diye ?

Başkasının sizden nefret ettiğini ya da bu kadar insanın kötü ilişkisi olduğu için sizden hırsını çıkarması daha akıl karı geldiyse bence iş kendinize gelince nesnelligi çok kaybediyorsunuz .
 
İki taraftan da anlayış ve özen gerekiyor. Tek taraflı değil o da.

Şimdi müsait zaman yaratabilmişken, kaldığım yerden yazayım dedim. Konunuza dair yazmadım, güldüm geçtim tövbest çekerek; çünkü eşinizle haliniz bizim evliliğimizin bir döneminde yaşadığımız çatışmanın çok benzeri. Diş fırçalamak gibi asgari temizlik alışkanlıklarından bahsetmiyorum, bunun eğitimi çocukken verilir, koskoca adam yani.

Neyse, sizin uyku tilki uykusu dediğimiz şey. Kulaklarınız hassastır artı uykuya dalmada zorlanıyorsunuzdur da. Bu bi tık alışılmışın üstü bir hal. Benimki daha olağandışı bir hal, şöyle ki ilaçsız kolay kolay uyuyamadığım zamanlarım olur, tık sesine dikilirim ayağa ve öfkelenirsem de o uyku o gün yalan olur.

Eşim, yastığa kafasını koyduğu an uyuyabilengillerden, yanında davul çal uyanmak bilmeyeninden de... Evliliğimizin ilk senesi hatta öperek uyandırmaya çalıştığım kocam uyanmamaya başladıkça, defalarca işe geç kaldıkça bana sinir gelirdi ve dahi onun işe geç kalmaması için o sorumluluğu dahi benim üstlendiğimi sonradan fark ettim. Uyandırmak için defalarca öp, defalarca "Hadiii" de... Güç bela.

Gece de sesler çıkarır dururdu eşim, ben uykuya dalmakta zorlanırım. İlaç kullanıyordum sorun yoktu.

(İşte aradaki sevgi ve saygının zorlandığı o dönemler)
Sonrasında bebekli döneme girdik. İlaç kullanmıyorum, bebeğe kalkmam lazım artı iyi uyku alamazsam tetiklenecek hastalığım var... Tabii annemden ve kvmden de destek almak durumundaydık evet aile olmak bunu gerektirir (Ha sizin konunuzda kvnizin gerçekten bakacak hali yoktur, kadın da öyle söylemiştir, onu da gözetmek lazım, soğuyuvermeyin derim bi kötülüğünü görmediyseniz)

Oğlum kolik bebekti, uyku tam bir sorundu.
Çaresizlikle oturup çok ağladığımı bilirim. :)

Eşim de çok yardımcı oldu, bir yandan gece kalktı baktı, yattı etti vs.

Ama yıprandım.
Eşim kendime olan "Yapamıyorsun anneliği!" öfkemin hedefi haline gelmeye başladı. Ne ağır bir hüküm giydirmişim kendime, bakınca yine gülümsedim.

Neyse...
Ömrünün hiçbir döneminde uyku için itinalı davranılması gerektiği bir hal ile karşılaşmamış eşim, bu konuda elbette özensizdi. Tam dalacağım, şak bir ses, ben zıplardım yerimden, çocuğu uyandırmak üzereydin diye parlardım. Defalarca dikkat edeceğim dedi, özürler diledi, defalarca tatlı tatlı konuştum, ancak her seferinde unuttu. :) Belki de o aşırı ses yapmıyordu, ben aşırı işittiğim ve tahammül seviyem zorlandığı için yaptığı sesler aşırı geliyordu. Evin içinde ninja gibi dolaşamazdı ya? Ama çıkarken kapıyı hızlı kapattığı da olurdu, odaya girerken çat diye ışığı açtığı da, uyanırdım işte. Bana rahatsızlık veriyor mu, veriyor, daha ne?


Bir süre bunun savaşını verdim. Her seferinde kabul etti, üzüldü ve yine unuttu.
"Sadist misin?" diye de sordum artık hususi yapıyor gibi geliyordu.

Ama eşim, beni tüm yüreğiyle seven bir adam bunu da biliyorum. Ancak işte "Seven dikkat eder bu kadar zor mu, özenir ya biraz sevdiğine!" de diyordum.

Ama adam gerçekten unutuyordu. Ben yüklendikçe hatası artıyordu, bazen kendimi tutamayıp sesimi yükselttikçe eli ayağına dolaşıyordu nasıl gönlünü alırım diye. Çok sağlıksız bir hal aldı. Eşim o dönem fazla mesailere kaldı. Birbirimizi yemeyelim diye, akıllı adammış. Ama ona da sinirlenirdim "İhtiyacım varken neredeydin?" diye.
Neyse işte çok sağlıksız bir hal.

Sonra çift terapisi denedik, onda biraz yoluna koyduk ancak devamı gelmedi. "Kabullenin"e gelecekti neticede. Ya böyle kabul edeceksin, ya dövüşüp duracaksın ya da yolları ayıracaksın. Bu.

Biz birbirimizi seven bir çiftiz ama her zaman değil. "Bugün seni pek sevmiyorum" derim ben arada eşime. :) Evet, o gün başka hislerim ağır basar, sevgimi gölgeler olabiliyor napayım? Sevgiyi duyumsayamadığım küçücük bir anda mı karar vereceğim? O anda ne yapacağım? Ben artılarımıza eksilerimize çok baktım. Defalarca baktım. Her seferinde artı terazisini kırdık. :) (Böyle anlatmayı seviyorum daha şiirsel ve romantik geliyor kulağa)

Siz de bakın.
Oradan geçerseniz de, uyum sağlamaya çalışma zamanlarınız olacak.

Eşim hiç alışkın olmadığı bir "Dikkat" aralığına elinden geldiğince alıştı, ancak bunun için ben de biraz kendimden ödün verdim. Sıfır ses uyuyabilen ben, beyaz gürültüde rahat uyuyabildiğimi keşfettim. İnsan sevince bir yol buluyor galiba.
Siz de bunun üzerine bir düşünün derim.
 
Bu kadar az uyumanıza, uykunuz olmasına ve bu kadar yorulmanıza rağmen hala uyumakta zorlanıyor, her sese uyanıyorsanız doktora gidin derim ve ciddiyim.

İnsan uykusuz olunca oturduğu yerde karmaşının içinde bile uyuyakalıyor. Eşiniz belki gerçekten çok gürültü yapan bir insandır ama siz de gerginsiniz bence ve uyuyamamanızın asıl nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Stresli veya gergin olunca uyuyamıyor insan ve her şeyden rahatsız oluyor. Eşiniz ses çıkarmasa komşudan gelen sese takılırsınız. Emin olun kafanız rahat olsa o kadar uykusuzlukla yattığınız gibi bayılırsınız
Ben ne kadar yorgun olursam olayim deliksiz uyuyamıyorum. Hele ses varsa hiç.
 
Konuyu kadın erkek eşitsizliğine nasıl bagladiniz Daydream_ Daydream_ ile birlikte tebrikler 🤣
Surda size yazan kadinlarin çoğu calsiyordur ben işi bırakalı bir ay oldu .size kim eşiniz çocuğa gece kalkmasın o "errrkek adam" dedi ? Erkek ya da kadın olmakla konunun ne ilgisi var . Kadının düşmanı kadına kadar getirmişsiniz yine konuyu . Annelik rolü bize dayatıliyor falan demişsiniz de siz yazdınız gece 11 de sabah 5 tr kalkıyorum diye bebek ağlıyor diye . Size yapılan yorum dogurdugunuza göre bakacaksiniz eşiniz bakmasin o ise gidiyor siz bakın mi yazmış birisi ? Oraya sundurup buraya sunduruyorsunuz . Madem seminer verecek kadar yetkin bir insansınız konu sahibi bir ilişkinin devam etmesi için karşılıklı erdem gerektiğini bilirsiniz. Bu kadar insan sizi bir noktada haksız buliyorsa durup bı kendinizi sorgulasaniz mesela acaba ben nerde yanlis davranıyorum diye ?

Başkasının sizden nefret ettiğini ya da bu kadar insanın kötü ilişkisi olduğu için sizden hırsını çıkarması daha akıl karı geldiyse bence iş kendinize gelince nesnelligi çok kaybediyorsunuz .
Yorumlara bakınca bu durumu yaşayan anlar sonucuna verdim benim esim de bu konuda dikkatsiz kendi uyurken ben üç çocuğa ses yaptırmadan oynatirim mesela ama biz gece yatmisiz ben cocuklar uyuyoruz o kalkar cat cat ceviz kirrar mutfakta yer içer dolap kapakları açılırkapanır sabah ise gidecekse pat diye banyo kapısını acar banyo cocuk odasının karşısında u da çıkarken evin kapısını illaki sesli acar ben kapıları açıp kaparken cocuklar uyuyorsa özellikle dikkat ederim
Ama tabi sizin farklı durumlariniz da var sanırım dış fircalamamak vesaire gibi
 
Off su herşeye uyanip sonra daha uyuyamayan insanlara uyuz oluyorum. Benim kvde öyle hemen çıt sesine uyanır biz uykumuzdayken! duymayinca da siz duymadınız mi nasıl duymadınız diye çok şaşırmış gibi sorar 😂 yav sorun bizde değil sende işte 😂
Ama eşinizin biraz daha dikkatli olması tabiki daha iyi olur hele çocuk küçükken insan cidden zar zor uyuttugu bebeği uyandirilinca çok sinirleniyor. Dis fırçalama konusunda da bunu alışkanlık haline getirmemis belliki çok zor şimdiden sonra aliskanlik kazanması maalesef
 
İyi geceler uykusu bolundukten sonra en az yarım saati tekrar uykuya geçmek için bekleyenlerden im, daha kötüsü uykum bölünunce sabah migren atakları ile uyanirdim bekarken gece uyanmak yada uyandirilmak bnm için üç günün yok olmasıydı,sonra evlendim zor bı bebekle baş etmeye çalıştım 40 dk da bir uyanan benim fiziksel tüm enerjimin yok olmasına sebep olan bu durum psikolojik olarakta çok yipratmisti, kan değerlerim en alt seviyelerde seyretmeye başladı dahasi gece kalkıp bayıldığım bile oldu, uyku bukadar onmli mi nazlanmak diye bahsedenler için diyor bazıları için ihtiyaçtan ziyade olmazsa olmazı eğer bnm gibi iseniz sizi çok iyi anlıyorum, uykusuzluktan ağladığımi bnde biliyorum, eşiniz bu duruma herkes gibi nazlanmak olarak bakıyor olabilir , bazı insanlar çok duyarsizdir bence siz kapida gizli bir bölmeye anahtar koyun o da anahtarı unutunca onu kullansın evdeki gürültüler içinde ihtiyaç duyacağı kıyafetlerini çıkarıp oturduğu odaya koyun dolap kapakları açılmaz en azından , ağız bakımı için bir çözüm bulamıyorum ama çalkalama suyu alın en azından ağzını calkalasin
 
Ya
Şimdi müsait zaman yaratabilmişken, kaldığım yerden yazayım dedim. Konunuza dair yazmadım, güldüm geçtim tövbest çekerek; çünkü eşinizle haliniz bizim evliliğimizin bir döneminde yaşadığımız çatışmanın çok benzeri. Diş fırçalamak gibi asgari temizlik alışkanlıklarından bahsetmiyorum, bunun eğitimi çocukken verilir, koskoca adam yani.

Neyse, sizin uyku tilki uykusu dediğimiz şey. Kulaklarınız hassastır artı uykuya dalmada zorlanıyorsunuzdur da. Bu bi tık alışılmışın üstü bir hal. Benimki daha olağandışı bir hal, şöyle ki ilaçsız kolay kolay uyuyamadığım zamanlarım olur, tık sesine dikilirim ayağa ve öfkelenirsem de o uyku o gün yalan olur.

Eşim, yastığa kafasını koyduğu an uyuyabilengillerden, yanında davul çal uyanmak bilmeyeninden de... Evliliğimizin ilk senesi hatta öperek uyandırmaya çalıştığım kocam uyanmamaya başladıkça, defalarca işe geç kaldıkça bana sinir gelirdi ve dahi onun işe geç kalmaması için o sorumluluğu dahi benim üstlendiğimi sonradan fark ettim. Uyandırmak için defalarca öp, defalarca "Hadiii" de... Güç bela.

Gece de sesler çıkarır dururdu eşim, ben uykuya dalmakta zorlanırım. İlaç kullanıyordum sorun yoktu.

(İşte aradaki sevgi ve saygının zorlandığı o dönemler)
Sonrasında bebekli döneme girdik. İlaç kullanmıyorum, bebeğe kalkmam lazım artı iyi uyku alamazsam tetiklenecek hastalığım var... Tabii annemden ve kvmden de destek almak durumundaydık evet aile olmak bunu gerektirir (Ha sizin konunuzda kvnizin gerçekten bakacak hali yoktur, kadın da öyle söylemiştir, onu da gözetmek lazım, soğuyuvermeyin derim bi kötülüğünü görmediyseniz)

Oğlum kolik bebekti, uyku tam bir sorundu.
Çaresizlikle oturup çok ağladığımı bilirim. :)

Eşim de çok yardımcı oldu, bir yandan gece kalktı baktı, yattı etti vs.

Ama yıprandım.
Eşim kendime olan "Yapamıyorsun anneliği!" öfkemin hedefi haline gelmeye başladı. Ne ağır bir hüküm giydirmişim kendime, bakınca yine gülümsedim.

Neyse...
Ömrünün hiçbir döneminde uyku için itinalı davranılması gerektiği bir hal ile karşılaşmamış eşim, bu konuda elbette özensizdi. Tam dalacağım, şak bir ses, ben zıplardım yerimden, çocuğu uyandırmak üzereydin diye parlardım. Defalarca dikkat edeceğim dedi, özürler diledi, defalarca tatlı tatlı konuştum, ancak her seferinde unuttu. :) Belki de o aşırı ses yapmıyordu, ben aşırı işittiğim ve tahammül seviyem zorlandığı için yaptığı sesler aşırı geliyordu. Evin içinde ninja gibi dolaşamazdı ya? Ama çıkarken kapıyı hızlı kapattığı da olurdu, odaya girerken çat diye ışığı açtığı da, uyanırdım işte. Bana rahatsızlık veriyor mu, veriyor, daha ne?


Bir süre bunun savaşını verdim. Her seferinde kabul etti, üzüldü ve yine unuttu.
"Sadist misin?" diye de sordum artık hususi yapıyor gibi geliyordu.

Ama eşim, beni tüm yüreğiyle seven bir adam bunu da biliyorum. Ancak işte "Seven dikkat eder bu kadar zor mu, özenir ya biraz sevdiğine!" de diyordum.

Ama adam gerçekten unutuyordu. Ben yüklendikçe hatası artıyordu, bazen kendimi tutamayıp sesimi yükselttikçe eli ayağına dolaşıyordu nasıl gönlünü alırım diye. Çok sağlıksız bir hal aldı. Eşim o dönem fazla mesailere kaldı. Birbirimizi yemeyelim diye, akıllı adammış. Ama ona da sinirlenirdim "İhtiyacım varken neredeydin?" diye.
Neyse işte çok sağlıksız bir hal.

Sonra çift terapisi denedik, onda biraz yoluna koyduk ancak devamı gelmedi. "Kabullenin"e gelecekti neticede. Ya böyle kabul edeceksin, ya dövüşüp duracaksın ya da yolları ayıracaksın. Bu.

Biz birbirimizi seven bir çiftiz ama her zaman değil. "Bugün seni pek sevmiyorum" derim ben arada eşime. :) Evet, o gün başka hislerim ağır basar, sevgimi gölgeler olabiliyor napayım? Sevgiyi duyumsayamadığım küçücük bir anda mı karar vereceğim? O anda ne yapacağım? Ben artılarımıza eksilerimize çok baktım. Defalarca baktım. Her seferinde artı terazisini kırdık. :) (Böyle anlatmayı seviyorum daha şiirsel ve romantik geliyor kulağa)

Siz de bakın.
Oradan geçerseniz de, uyum sağlamaya çalışma zamanlarınız olacak.

Eşim hiç alışkın olmadığı bir "Dikkat" aralığına elinden geldiğince alıştı, ancak bunun için ben de biraz kendimden ödün verdim. Sıfır ses uyuyabilen ben, beyaz gürültüde rahat uyuyabildiğimi keşfettim. İnsan sevince bir yol buluyor galiba.
Siz de bunun üzerine bir düşünün derim.
 
Şimdi müsait zaman yaratabilmişken, kaldığım yerden yazayım dedim. Konunuza dair yazmadım, güldüm geçtim tövbest çekerek; çünkü eşinizle haliniz bizim evliliğimizin bir döneminde yaşadığımız çatışmanın çok benzeri. Diş fırçalamak gibi asgari temizlik alışkanlıklarından bahsetmiyorum, bunun eğitimi çocukken verilir, koskoca adam yani.

Neyse, sizin uyku tilki uykusu dediğimiz şey. Kulaklarınız hassastır artı uykuya dalmada zorlanıyorsunuzdur da. Bu bi tık alışılmışın üstü bir hal. Benimki daha olağandışı bir hal, şöyle ki ilaçsız kolay kolay uyuyamadığım zamanlarım olur, tık sesine dikilirim ayağa ve öfkelenirsem de o uyku o gün yalan olur.

Eşim, yastığa kafasını koyduğu an uyuyabilengillerden, yanında davul çal uyanmak bilmeyeninden de... Evliliğimizin ilk senesi hatta öperek uyandırmaya çalıştığım kocam uyanmamaya başladıkça, defalarca işe geç kaldıkça bana sinir gelirdi ve dahi onun işe geç kalmaması için o sorumluluğu dahi benim üstlendiğimi sonradan fark ettim. Uyandırmak için defalarca öp, defalarca "Hadiii" de... Güç bela.

Gece de sesler çıkarır dururdu eşim, ben uykuya dalmakta zorlanırım. İlaç kullanıyordum sorun yoktu.

(İşte aradaki sevgi ve saygının zorlandığı o dönemler)
Sonrasında bebekli döneme girdik. İlaç kullanmıyorum, bebeğe kalkmam lazım artı iyi uyku alamazsam tetiklenecek hastalığım var... Tabii annemden ve kvmden de destek almak durumundaydık evet aile olmak bunu gerektirir (Ha sizin konunuzda kvnizin gerçekten bakacak hali yoktur, kadın da öyle söylemiştir, onu da gözetmek lazım, soğuyuvermeyin derim bi kötülüğünü görmediyseniz)

Oğlum kolik bebekti, uyku tam bir sorundu.
Çaresizlikle oturup çok ağladığımı bilirim. :)

Eşim de çok yardımcı oldu, bir yandan gece kalktı baktı, yattı etti vs.

Ama yıprandım.
Eşim kendime olan "Yapamıyorsun anneliği!" öfkemin hedefi haline gelmeye başladı. Ne ağır bir hüküm giydirmişim kendime, bakınca yine gülümsedim.

Neyse...
Ömrünün hiçbir döneminde uyku için itinalı davranılması gerektiği bir hal ile karşılaşmamış eşim, bu konuda elbette özensizdi. Tam dalacağım, şak bir ses, ben zıplardım yerimden, çocuğu uyandırmak üzereydin diye parlardım. Defalarca dikkat edeceğim dedi, özürler diledi, defalarca tatlı tatlı konuştum, ancak her seferinde unuttu. :) Belki de o aşırı ses yapmıyordu, ben aşırı işittiğim ve tahammül seviyem zorlandığı için yaptığı sesler aşırı geliyordu. Evin içinde ninja gibi dolaşamazdı ya? Ama çıkarken kapıyı hızlı kapattığı da olurdu, odaya girerken çat diye ışığı açtığı da, uyanırdım işte. Bana rahatsızlık veriyor mu, veriyor, daha ne?


Bir süre bunun savaşını verdim. Her seferinde kabul etti, üzüldü ve yine unuttu.
"Sadist misin?" diye de sordum artık hususi yapıyor gibi geliyordu.

Ama eşim, beni tüm yüreğiyle seven bir adam bunu da biliyorum. Ancak işte "Seven dikkat eder bu kadar zor mu, özenir ya biraz sevdiğine!" de diyordum.

Ama adam gerçekten unutuyordu. Ben yüklendikçe hatası artıyordu, bazen kendimi tutamayıp sesimi yükselttikçe eli ayağına dolaşıyordu nasıl gönlünü alırım diye. Çok sağlıksız bir hal aldı. Eşim o dönem fazla mesailere kaldı. Birbirimizi yemeyelim diye, akıllı adammış. Ama ona da sinirlenirdim "İhtiyacım varken neredeydin?" diye.
Neyse işte çok sağlıksız bir hal.

Sonra çift terapisi denedik, onda biraz yoluna koyduk ancak devamı gelmedi. "Kabullenin"e gelecekti neticede. Ya böyle kabul edeceksin, ya dövüşüp duracaksın ya da yolları ayıracaksın. Bu.

Biz birbirimizi seven bir çiftiz ama her zaman değil. "Bugün seni pek sevmiyorum" derim ben arada eşime. :) Evet, o gün başka hislerim ağır basar, sevgimi gölgeler olabiliyor napayım? Sevgiyi duyumsayamadığım küçücük bir anda mı karar vereceğim? O anda ne yapacağım? Ben artılarımıza eksilerimize çok baktım. Defalarca baktım. Her seferinde artı terazisini kırdık. :) (Böyle anlatmayı seviyorum daha şiirsel ve romantik geliyor kulağa)

Siz de bakın.
Oradan geçerseniz de, uyum sağlamaya çalışma zamanlarınız olacak.

Eşim hiç alışkın olmadığı bir "Dikkat" aralığına elinden geldiğince alıştı, ancak bunun için ben de biraz kendimden ödün verdim. Sıfır ses uyuyabilen ben, beyaz gürültüde rahat uyuyabildiğimi keşfettim. İnsan sevince bir yol buluyor galiba.
Siz de bunun üzerine bir düşünün derim.
Yaa. Ne kadar güzel yazmışsiniz. Tamamen eşimi anlattiniz bana hem de benden daha iyi :) yani sanki benim eşimi bana anlattiniz. Yalnız olmadığımı farkediyrim. Ama sanırım benim tahammül seviyem kalmamış. İnceldigi yerden kopsun moduna girmek üzereyken sizin yazınızı okumak iyi geldi. Bu aralar takmamak için uğraşacağım umarım başarılı olurum 😄
 
Merhabalar sevgili kadınlar
Bir derdim var ki sormayın. Biraz uzun olabilir şimdiden vaktinizi aldığım için kusura bakmayın.
3 yıllık evliyim. Eşimle evliliğimizin ilk yılları aşırı tartışmalarla geçti hala da devam ediyor. Sanırım birbirimizi anlamıyoruz ne kadar konuşsam da tık yok. Özellikle evdeki gürültüsü.. yani beni onlarca kez uykumdan uyandırıyor. Yürürken bile çok ses çıkarıyor. Doğum iznine ayrıldım asla uyuyamadım sabah erkenden işe giderken beni hep çıkardığı seslerle uyandırdı. Doğum iznimden hiçbir şey anlayamadım. Uyku konusunda çok hassasım bir kez uyandım mı tekrar uyuyamıyorum. Canım lütfen dikkatli ol diyorum. Çok abartıyorsun diyor. Bazen de tamam diyor ama yok yine aynı düşünün 3 yıldır bu böyle. Lohusa dönemim felaket geçti. Zaten oğlum zor bir bebeklik geçirdi çok zor uyuyordu. Uyuyunca ben de uyuyayım derken eşim tak ikimizi de uyandırıyordu. Ya kapıyı bir hışınla aşar ya dolapları çarpar. Ya kayar düşer, Ya telefonla konuşur. Ya dışarı çıkar anahtarı unutur kapıyı çalar. Defalarca söyledim dışarı çıkarken anahtarı al diye ama maalesef sürekli unutur. Bir ara lohusa dönemimde uykuya deli gibi hasretken zorla oğlumla uyuduk. markete gitti anahtarı unutup tekrar kapıyıçalınca ben kendimi yerlere atıp ağlamaya başladım artık. Öptü özürler diledi ama ben im uykum gitmişti artık. Şimdi oğlumda uyku bozukluğu başladı. O da artık çok hassas şu an 1 buçuk yaşında. Dün yatağa girdiğimde mesaj attım canım lütfen odaya gelirsen sessiz ol diye. İnanın 3 kez uyandırdı bizi. Bir de sabah erken işe gidiyorum Ne yapacağımı şaşırdım artık. Çok düşüncesiz. Ne yapacağım ben ??? Bunun dışında annesini de sevemiyorum bir keresinde oğlum 2 aylıkken kayınvalideme çok ihtiyacım vardı acilen hastaneye gidip rapor çıkarmam gerekiyordu. Oğluma bir saatliğine bakmasını istedim gelemem ben çocuk bakamam dedi. Nasıl yani o kadar çocuğun var onlara nasıl baktın dedim? artık çok acizim şu an bakamam dedi. O an çok kırıldım hala da çok kırgınım asla ısınamıyorum. Eşim de bunun farkında bazen beni zorla götürme istiyor annesine ya ne zormuş insanın kayın validesine ısınamaması... Hazır yazıyorken biraz daha içimi dökeyim. Eşim dişini fırçalamıyor ne yapsam da. Onunla aynı yatağa girmek istemiyorum artık. Çok dağınık. Sürekli tartışıyoruz. Bazen ne yaptım da evlendim diyorum. Hatta bu aralar her gün soruyorum kendime. Neden bu adamla evlendim. Çok güzel bir kadınken, Çok başarılı, girişken bir kadınken çok mutlu olabilecekken neden bu evliliği seçtim diyorum. Eşime sevgim ve saygım bitmek üzere. Ne yapmalıyım sevgili kadınlar? Lütfen yardımm
Birisi buyuk birisi orta boy 2 tane celik tencere kapagini aliyorsunuz.(cam olmasin) esiniz her uyuduğunda uykusunun en tatli yerinde yatak odasina olabildigince yakin bir yerde birbirine vurmak suretiyle gurultu cikarip mutfaga kaciyorsunuz. Koca kisisi kosarak geldiginde bulasik diziyom ben yaaa diyerek salaga yatiyorsunuz. Ve bunu mutemadiyen devam ettiriyorsunuz.

Yalniz dis kismi fena ya kokar agzi esil esil. Bosan bence. Ama once uykusuna et.
 
İyi geceler uykusu bolundukten sonra en az yarım saati tekrar uykuya geçmek için bekleyenlerden im, daha kötüsü uykum bölünunce sabah migren atakları ile uyanirdim bekarken gece uyanmak yada uyandirilmak bnm için üç günün yok olmasıydı,sonra evlendim zor bı bebekle baş etmeye çalıştım 40 dk da bir uyanan benim fiziksel tüm enerjimin yok olmasına sebep olan bu durum psikolojik olarakta çok yipratmisti, kan değerlerim en alt seviyelerde seyretmeye başladı dahasi gece kalkıp bayıldığım bile oldu, uyku bukadar onmli mi nazlanmak diye bahsedenler için diyor bazıları için ihtiyaçtan ziyade olmazsa olmazı eğer bnm gibi iseniz sizi çok iyi anlıyorum, uykusuzluktan ağladığımi bnde biliyorum, eşiniz bu duruma herkes gibi nazlanmak olarak bakıyor olabilir , bazı insanlar çok duyarsizdir bence siz kapida gizli bir bölmeye anahtar koyun o da anahtarı unutunca onu kullansın evdeki gürültüler içinde ihtiyaç duyacağı kıyafetlerini çıkarıp oturduğu odaya koyun dolap kapakları açılmaz en azından , ağız bakımı için bir çözüm bulamıyorum ama çalkalama suyu alın en azından ağzını calkalasin
Evet baş ağrısı oluyor bende de :( dediklerinizi deneyeceğim. Teşekkür ederim
 
Ahah
Birisi buyuk birisi orta boy 2 tane celik tencere kapagini aliyorsunuz.(cam olmasin) esiniz her uyuduğunda uykusunun en tatli yerinde yatak odasina olabildigince yakin bir yerde birbirine vurmak suretiyle gurultu cikarip mutfaga kaciyorsunuz. Koca kisisi kosarak geldiginde bulasik diziyom ben yaaa diyerek salaga yatiyorsunuz. Ve bunu mutemadiyen devam ettiriyorsunuz.

Yalniz dis kismi fena ya kokar agzi esil esil. Bosan bence. Ama once uykusuna et.
Aahahahahaah. Çok iyi :)
 
Neredeyse benim eşimi anlattinz iste. İnsan kendini bir yerde ailesine karşı da mutsuz hissediyor. Benimki de okumuş modern güya. Ablaniza da üzüldüm Allah yardımcısı olsun :)
insan birazcık yontulmuş olsa
evdeki misafirden (misafir dediğim ben filan değil başka bildiğin misafir) çay istemez ayağına
ya da evde uyuyan insanlar varken açıp müzik dinlemez -kulaklıkla değil normal o da bir de marş dinliyor
diyorum ya anasının evinde şehzadeymiş anası lokmasını ağzına ütülü gömleğini sırtına vermiş...bu da yaşı 30 oluyor 2 çocuğu var hala demiyor ki" koca adam oldum ben bi etrafa ne yapıyorum bakayım"...

valla kardeşim neyine sevdi bu adamı ben bilmiyorum
ben evli kalamam mesela böyle bir insanla. yapamam. sizin eşiniz bu derecede ise Allah sabır versin.

yok bu derecede değilse; sizinki bebek uykusuzluk uzun süren kış derken... dönemsel bir tahammülsüzlük olabilir....

ben evli değilim.
erkek arkadaşım da üniversite mezunu filan olmayan, kalabalık aileden gelen, düz bi adam
ama benim uyku sorunum var diye ayakucunda yürür valla. ki asla demedim gürültü yapma filan diye. ama ben biraz fazla hassasım biliyorum uyku konusunda o yüzden mesela onun farkında olmadan yaptığı bir gürültü olsa da demem ben ona yapma diye (belki 3 5 sene evli olsak oraları geçmiş oluruz derim ama şu anda incitmek istemem. çünkü zaten dikkat ediyor adam... zaten ayda 2-3 kere birlikte uyuyoruz çok üstünde durmuyorum, her gün uykumu almamla ilgili bir mesele olsa farklı olurdu muhtemelen)
bu kişilik meselesi bence.
 
Back