ESOGÜ Tıp Fakültesi Üreme Sağlığı Merkezi'ne müracaat eden 9 yıllık evli ev hanımı Yasemin (29) ve devlet memuru Selim Bilici (33) çifti, bir yıl tedavi gördükten sonra öncül sperm hücresiyle elde edilen ilk
tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi oldu. 9 yıldır çocuk hasreti çeken çift, 3 bin 70 gram ağırlığında ve 51 santim boyunda doğan erkek bebeklerine, armağan anlamına gelen "Andaç" adını verdi. x
Doktorlarına teşekkür eden Yasemin Bilici, "Çok mutluyuz, oğlumuz oldu. Hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz, hepsinden Allah razı olsun. Bizi çok mutlu ettiler, hiç umudumuz yokken çocuğumuz oldu. 9 yıllık evliyiz, 9 yıldır çocuk bekliyorduk. İlk defa burada tüp bebek yöntemini denedik, bir sene kadar tedavi gördük. Hocalarımızın sayesinde çocuğumuz oldu. Gebelik dönemim de çok iyi geçti, bir sıkıntı yaşamadım. Oğlumuzun adını; Allah'ın, doktorların bize hediyesi olarak düşünüp armağan anlamına gelen 'Andaç' koyduk" dedi.
Baba Selim Bilici ise, 2004 yılında Bayburt'tan Eskişehir'e tüp bebek yöntemini uygulamak için geldiklerini anlatarak, "2006-2007 sezonunda tedaviye başladık. Tedavi sürecinde bütün hocalarımız bizimle tek tek ilgilendi. Şu ana kadar bizim yanımızda oldular, bu başarı onların başarısı. Burada bir aile olduk. Bize bir mutluluk tattırdılar. Kendilerine teşekkürlerimizi borç biliriz. İkinci bebek için 2 yıl geçmesi gerekiyor. 2 yıl sonra tekrar hocalarımıza başvuracağız" diye konuştu.
Merkez Başkanı Prof. Dr. Hikmet Hassa da ilk olan gebelikle ilgili düzenlediği basın toplantısında, spermlerin olgunluğa bazı dönemlerden geçerek ulaştığını belirterek, "Bu dönemlerden bir tanesi de öncül hücreler grubu. Bu öncül hücreler içinde gebelik olabilmesi ise Türkiye'de, dünyada da çok nadir. Bugün sonucunu almış olduğumuz Bilici bebek, işte bu testislerden elde edilen öncül sperm hücreleri ile anneden alınan yumurtanın döllenmesiyle ortaya çıkan bir gebeliğin ürünüdür. Oldukça düşük olan ve Türkiye'de parmakla gösterilecek sayıda ve dünyada da bu konuda hakikaten az olan sağlıklı gebeliğin sonuçlanması, bizleri mutlu etti" dedi.
Olgun sperm üretimi bulunmayan, normal şartlarda sperm tetkiklerinde sıfır sperm çıkan erkeklerin de 1995 yılından beri çocuk sahibi olabildiğini vurgulayan Hassa, şunları söyledi:
"Bugünkü olgumuz, bunlar içinde testislerinin içine girip de olgunlaşmış sperm bulunabilirse bile bu gebelik olabilirken, bu olgunlaşmışın dışında daha geri düzeylerde, öncül, daha olgunlaşmamış spermlerle de gebeliklerin olabildiğidir. Biz pek çok olguda hiç sperm çıkmadığı halde testislere parça alıp, oradan elde edilen olgun spermlerle gebelik sağlayabiliyoruz. Bu doğal bir olay haline geldi. Ama onların dışındaki öncül sperm hücreleriyle gebelik elde edebilmek, oldukça sınırlıdır. Eskişehir ve dünyada da kaynaklara girecek olan bu ilk vaka, öncül spermlerdir. Spermleri bulunamayan erkekler ya da bu erkeklerle bağlantılı çiftlerin huzursuz olmamaları gerekiyor. Bu alanda kendilerine tıp yardımcı olabiliyor. Bu merkezlerden birisi burası. Türkiye'de bu konuda yardım edecek merkez sayısı ise, şu an için 107."
Hikmet Hassa, Eskişehir'e ve çevre illere hizmet veren Üreme Sağlığı Merkezi'ndeki başarının devamı için bilimsel platformda ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını kaydederek, "1-31 Ocak tarihleri arasında bize müracaat eden 20 çifte yumurta toplaması yapıp bunlar içinde de 15 çifte oluşan erken gebeliğin transferi yapıldı. Bunlardan şu anda 12'sinin sonuçlarını aldık. Burada da 5 oluşmuş gebelik söz konusu. İnşallah, onlarda doğuma gider. Bu bağlamda annelere verdiğimiz embriyo transferi başına şu anda gebelik hızı yüzde 41.7 gibi bir rakam. Bu bilgiye ve başarıya yıllar içinde ulaştık. Bu başarı hiçbir şahsın başarısı değil, gece-gündüz, cumartesi-pazar demeden çalışan 1 kişiyle 15 kişiye varan bir uğraşı grubunun emekleri sonucunda elde edildi" diye konuştu. Prof. Dr. Hassa, bebeğin sağlığının gayet iyi olduğunu sözlerine ekledi.
ESOGÜ Rektörü Fazıl Tekin de Hassa ve ekibini kutlayarak başarılarının devamını diledi.Bilici ailesi, toplantı sonunda doktorlarıyla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi
İHA
Yayın Tarihi : 16 Şubat 2009 Pazartesi 17
00
tülaycım çok mutlu oldum.. allah tamamına erdirsin inşallah.. bu duyguyu yaşamayı hepimize nasip etsin...AMİN