- 4 Nisan 2014
- 634
- 80
- 43
Bilimsel makaleler üzerinden konusulsa bile degismeyecektir ki durum. Cünkü internette bir sürü ve her görüsü kapsayan bilimsel makale bulabilirsiniz. Önemli olan sizin neye inandiginiz.
Ben yurtdisinda okurken bunu konferans konusu olarak secen bir Amerikali vardi. Cocugun hareketlerinden "gay" oldugunu tahmin etmistim ama tam bilmiyordum tabi. Önce bize bir dünya haritasi verdi, hangi ülkelerde bu konunun özgürce konusulabildigine, yasal olarak korunduguna falan degindi, tabi dünyanin büyük bir cogunlugu tabu gibi görüyo, Türkiye de dahil pek cok ülkede yasal düzenleme de yok. Olan ülkelere de bir hayli gec gelmis. Sonra bir Afrikali adamin hikayesini anlatan bir kagit dagitti. Adami "gay" diye öldürmüslerdi. Anlatirken sesi titriyo, agladi aglayacak gibiydi. O kadar sarsiciydi ki bütün konusmasi, cünkü kendisi de bunu yasayan biri, cok etkilendim. Üzerine cok bir bilgim arastirmam yoktu öncesinde ama canli canli bunun cocugun elinde olmayan bir sey oldugunu görmüs oldum. Cidden, hani birakin milyonlarca bilimsel makaleyi bir kenara, adamin kendinden anlattiklari, gözlerinin dolusu falan yetmisti. Dersten sonra diger escinsellerle birlikte yemege gittik, cok sacma hatta bana göre kirici sorular soranlara bile ictenlikle yanit verdiler.
Ama zaten söyle düsünün, farkli olanin sürekli dislandigi bir dünya geleneginden gelmiyor muyuz? Kadinlari "insan" olarak görmeyen tarihi bir gecmisten gelmiyor muyuz? Unutmayalim bunlari, kadinin verdigi mücadeleyi... Siyah tenlilerin dini söylemlere dayandirilarak Tanri`nin cezasi olarak degerlendirildigi de olmustu, asagi irk, alinip satilan mahluklar diye falan...Sonra ateistler de var... Yani hep bir kilif uydurmusuz dislamak icin, sonradan normallesmis seylerin gecmisini bir okusak neler neler var. Bu da ayni sey,bazisi hormonlardan degil der, bazisi sapkinlik der fantazi der, ama kücük yaslardan beri bununla yasayan, saklayan, hor görülenler, öldürülenler, yasanmis hikayeler görülmez. Bir biyolog arkadasim da söyle demisti, bu cok normal hayvanlarda bile escinsellik varken...
Ben yurtdisinda okurken bunu konferans konusu olarak secen bir Amerikali vardi. Cocugun hareketlerinden "gay" oldugunu tahmin etmistim ama tam bilmiyordum tabi. Önce bize bir dünya haritasi verdi, hangi ülkelerde bu konunun özgürce konusulabildigine, yasal olarak korunduguna falan degindi, tabi dünyanin büyük bir cogunlugu tabu gibi görüyo, Türkiye de dahil pek cok ülkede yasal düzenleme de yok. Olan ülkelere de bir hayli gec gelmis. Sonra bir Afrikali adamin hikayesini anlatan bir kagit dagitti. Adami "gay" diye öldürmüslerdi. Anlatirken sesi titriyo, agladi aglayacak gibiydi. O kadar sarsiciydi ki bütün konusmasi, cünkü kendisi de bunu yasayan biri, cok etkilendim. Üzerine cok bir bilgim arastirmam yoktu öncesinde ama canli canli bunun cocugun elinde olmayan bir sey oldugunu görmüs oldum. Cidden, hani birakin milyonlarca bilimsel makaleyi bir kenara, adamin kendinden anlattiklari, gözlerinin dolusu falan yetmisti. Dersten sonra diger escinsellerle birlikte yemege gittik, cok sacma hatta bana göre kirici sorular soranlara bile ictenlikle yanit verdiler.
Ama zaten söyle düsünün, farkli olanin sürekli dislandigi bir dünya geleneginden gelmiyor muyuz? Kadinlari "insan" olarak görmeyen tarihi bir gecmisten gelmiyor muyuz? Unutmayalim bunlari, kadinin verdigi mücadeleyi... Siyah tenlilerin dini söylemlere dayandirilarak Tanri`nin cezasi olarak degerlendirildigi de olmustu, asagi irk, alinip satilan mahluklar diye falan...Sonra ateistler de var... Yani hep bir kilif uydurmusuz dislamak icin, sonradan normallesmis seylerin gecmisini bir okusak neler neler var. Bu da ayni sey,bazisi hormonlardan degil der, bazisi sapkinlik der fantazi der, ama kücük yaslardan beri bununla yasayan, saklayan, hor görülenler, öldürülenler, yasanmis hikayeler görülmez. Bir biyolog arkadasim da söyle demisti, bu cok normal hayvanlarda bile escinsellik varken...