Mesleği tehlikeye girerse zarar vermesinden korkuyorum açıkçasıSize sararsa ne yapar zarar verebilecek bir tip mi eski eş
2,5yasindatipik erkek. şaşırmadım. çocuk kaç yaşında
Ben kendi adıma konuşarak yorumunuzu cevaplamak istiyorum. Biz de kumar ve ilgisizlik vardı. Varigini yoğunu satan, çocuğun ve eşin birikimini alan ve inatla devam eden bu nedenle evle ilgili sorumluluğunu yerine getirmeyen ve ilgisiz olan bir eşi bosuyorum kısacası.Bu fikrim muhtemelen çoğu kişiyi rahatsız edecektir fakat bence boşanacak olan kişiler zaten çocuğu tek ebeveyn olarak büyütmeyi düşünerek boşanmalı. Şu an her ne kadar yeni dönem fikri olarak "boşandığında da çocukla aile olabilirsin, ne var canım kavgalı gürültülü evden daha iyi" denilse de boşandıktan sonra "aile" kavramı yok. Ben kadınlarımızın fazla gaza geldiğini bunu anlayamadığını düşünüyorum, yani yabancı romantik filmler gibi işlemiyor hayat. Eşiniz size demiş ki "2 saat gördüğüm çocukla ne bağ kurayım"? Haklı. Burada onlarca konu var en ufak bir anlaşmazlıkta mahkeme kararına dayanarak göstermem diyen kadınlarla dolu. Görüş sistemi bile bir ceza mekanizmasına döndürülebilyor ya da icra mesela.
Evden giden bir birey var, istediğiniz kadar kişisel gelişim kitabı okuyun, "mutlu anne mutlu çocuk" gibi sloganlar vs, eski aile düzeni yok, boşandığınız gün bitti ve olmayacak da. Yani asla ve asla çocuk babasını eskisi gibi göremeyecek. İkinci yanlış, evliymişçesine maddi destek beklentisi. Hayır "evli olsa" diye bir şey yok; onun da artık ister bekar olsun, ister yeniden evlensin kendi masrafları kirası, kredisi, yeme içme olacak. Mesela siz "evliymişçesine" eski kocanızın evine gidip yemek, bulaşık, ütü temizlik yapıyor musunuz masraf etmesin diye? O nedenle bu da gerçekçi değil.
3. Yanlış; çocuğu "boynu bükük kalmasın" diye zoraki ve gerçekçi olmayan ilişkiler ağı içine hapsetmek. Yaşı kaç olursa olsun iki ev arasında pin pon topu gibi, görüş günlerinde çoğunlukla da babaanneye, halaya, dedeye atılan çocuklar. Ya da en iyi ihtimalle; erkek yeniden sağlıklı bir evlilik yapsın da en iyi ihtimalle çocuk (çocuktan boşanılmadığı için) haftasonlarını ve tatillerini babasının yeni eşiyle, onun çocukları ya da kardeşle geçirsin. Aslında asla "ait olmadığı" bir yerde "yeni modern akımda" kabul görmeye çalışsın, ben istisnalar hariç (onlar da eğitim, sosyo-kültürel ve ekonomi düzeyi çok yüksek aileler oluyor) bu konuda başarılı olan görmedim.
Yani siz istediğiniz kadar farklı ideallerle anlatın, gerçekler bunlar. Anne baba olmak bir nevi ortaklıktır, birbirini icraya veren ortak gördünüz mü? Elinde mahkeme kozu olan ortak gördünüz mü? Türkiye de zaten evlilik birliği içerisinde birbiriyle "partner" "yol arkadaşı" olamamış insanlar, boşanınca mı ( yeni eşlerin, çocukların ve yeni durumların da katıldığı denkleme) sağlıklı ebeveyn olacak? İnsan doğasına ters. Nafaka, görüş günleri, velayet gibi durumlarda zaten "anne" avantajlı yani çocuk extrem durumlar dışında zaten anneden alınmadığından, kadınlar bunu bilerek çocuk yapmalı. Zaten "çocuktan boşanılmıyor" olsaydı mahkeme neden görüş günü versin, 15 dakika gecikse ceza alır ihbar etseniz. Bu konuda kadınların elinde sürekli bir havuç-sopa kozu var. Bu da bir gerçek. Kendi hayatından biri yokken ya da belki barışırız diye düşünürken kendi evine çocuğu göstermek için eski kocasını rahatça alıp, sorun yok babası deyip sonra sevgilisi olduğunda "çocuğu ancak kendi günlerinde görebilirsin" diyen ya da adamın evleneceğini öğrendiğinde "çocuktan boşanmadın, çocuksuz gibi evlenemezsin diye" adama (sadece adama değil çocuğa yabancı bir kadının evine ki bu durumda "ne var babasının evi deniyor, hayır babası+eşinin evi) gönderen de çok kadın var. Yani burada çocuk için "çok sağlıklı bir ortam " mı gözetiliyor? Bir konu vardı burada "çocuksuz bilinerek evlenemez" diye zorla eski kocasının düğününe çocuğunu göndermeye çalışan, bekar rolü yapamazlarmış düğünde. Sanki adam dini nikahla ikinci eşi alıyor.
Ben çocuksuzum anlayamam belki ama bence boşanırken, boş hayallere kapılmamalı kadınlar. En basit ihtimalle baba iş için yurtdışına gidebilir, uzun yıllar nadir gelebilir, artık karışamazsınız, sizin gitmeniz gerekse o da karışamaz. Çocuk da böyle bir denklemde olmak zorunda, Yani boşanılmamışcasına aile birliği bekliyor olmak bana biraz gerçekdışı geliyor. Bir de üzerine zaten aile birliğiniz çocuğunuz için sağlıklı ve uzlaşmacı olsa zaten çocuğa rağmen boşanmazdınız, e bu durumda çocuk için ne fayda kalabilir?
Bence fazla "pembe gözlüklerle" bakılarak boşanılıyor.
Ben mutlu anne mutlu çocuk düşüncesine katılıyorum. Anne ne kadar mutluysa çocuk o kadar mutludur. Evdeki gerilim, şiddet emin olun çocuğu daha çok etkiliyorÇok güzel yazmışsınız gerçekleri,o yüzden ciddi anlamda merak ettim çocukları tüm bu saydığınız karmaşalara sokmamak için boşanilmamali mi mesela ben şiddet gördüğüm için boşandım her gece değildi evet ama yılda bir 8 ayda bir şiddet görüyordum sözler verildi tutulmadı en son boşandim 2 çocuğum var,boşanmamali mıydım o zaman kendime saygım kalmayacaktı fikriniz nedir
ah çok küçük yavrum. umarım vicdana gelir eski eşiniz2,5yasinda
Kısmet bakalım artıkah çok küçük yavrum. umarım vicdana gelir eski eşiniz
Bu fikrim muhtemelen çoğu kişiyi rahatsız edecektir fakat bence boşanacak olan kişiler zaten çocuğu tek ebeveyn olarak büyütmeyi düşünerek boşanmalı. Şu an her ne kadar yeni dönem fikri olarak "boşandığında da çocukla aile olabilirsin, ne var canım kavgalı gürültülü evden daha iyi" denilse de boşandıktan sonra "aile" kavramı yok. Ben kadınlarımızın fazla gaza geldiğini bunu anlayamadığını düşünüyorum, yani yabancı romantik filmler gibi işlemiyor hayat. Eşiniz size demiş ki "2 saat gördüğüm çocukla ne bağ kurayım"? Haklı. Burada onlarca konu var en ufak bir anlaşmazlıkta mahkeme kararına dayanarak göstermem diyen kadınlarla dolu. Görüş sistemi bile bir ceza mekanizmasına döndürülebilyor ya da icra mesela.
Evden giden bir birey var, istediğiniz kadar kişisel gelişim kitabı okuyun, "mutlu anne mutlu çocuk" gibi sloganlar vs, eski aile düzeni yok, boşandığınız gün bitti ve olmayacak da. Yani asla ve asla çocuk babasını eskisi gibi göremeyecek. İkinci yanlış, evliymişçesine maddi destek beklentisi. Hayır "evli olsa" diye bir şey yok; onun da artık ister bekar olsun, ister yeniden evlensin kendi masrafları kirası, kredisi, yeme içme olacak. Mesela siz "evliymişçesine" eski kocanızın evine gidip yemek, bulaşık, ütü temizlik yapıyor musunuz masraf etmesin diye? O nedenle bu da gerçekçi değil.
3. Yanlış; çocuğu "boynu bükük kalmasın" diye zoraki ve gerçekçi olmayan ilişkiler ağı içine hapsetmek. Yaşı kaç olursa olsun iki ev arasında pin pon topu gibi, görüş günlerinde çoğunlukla da babaanneye, halaya, dedeye atılan çocuklar. Ya da en iyi ihtimalle; erkek yeniden sağlıklı bir evlilik yapsın da en iyi ihtimalle çocuk (çocuktan boşanılmadığı için) haftasonlarını ve tatillerini babasının yeni eşiyle, onun çocukları ya da kardeşle geçirsin. Aslında asla "ait olmadığı" bir yerde "yeni modern akımda" kabul görmeye çalışsın, ben istisnalar hariç (onlar da eğitim, sosyo-kültürel ve ekonomi düzeyi çok yüksek aileler oluyor) bu konuda başarılı olan görmedim.
Yani siz istediğiniz kadar farklı ideallerle anlatın, gerçekler bunlar. Anne baba olmak bir nevi ortaklıktır, birbirini icraya veren ortak gördünüz mü? Elinde mahkeme kozu olan ortak gördünüz mü? Türkiye de zaten evlilik birliği içerisinde birbiriyle "partner" "yol arkadaşı" olamamış insanlar, boşanınca mı ( yeni eşlerin, çocukların ve yeni durumların da katıldığı denkleme) sağlıklı ebeveyn olacak? İnsan doğasına ters. Nafaka, görüş günleri, velayet gibi durumlarda zaten "anne" avantajlı yani çocuk extrem durumlar dışında zaten anneden alınmadığından, kadınlar bunu bilerek çocuk yapmalı. Zaten "çocuktan boşanılmıyor" olsaydı mahkeme neden görüş günü versin, 15 dakika gecikse ceza alır ihbar etseniz. Bu konuda kadınların elinde sürekli bir havuç-sopa kozu var. Bu da bir gerçek. Kendi hayatından biri yokken ya da belki barışırız diye düşünürken kendi evine çocuğu göstermek için eski kocasını rahatça alıp, sorun yok babası deyip sonra sevgilisi olduğunda "çocuğu ancak kendi günlerinde görebilirsin" diyen ya da adamın evleneceğini öğrendiğinde "çocuktan boşanmadın, çocuksuz gibi evlenemezsin diye" adama (sadece adama değil çocuğa yabancı bir kadının evine ki bu durumda "ne var babasının evi deniyor, hayır babası+eşinin evi) gönderen de çok kadın var. Yani burada çocuk için "çok sağlıklı bir ortam " mı gözetiliyor? Bir konu vardı burada "çocuksuz bilinerek evlenemez" diye zorla eski kocasının düğününe çocuğunu göndermeye çalışan, bekar rolü yapamazlarmış düğünde. Sanki adam dini nikahla ikinci eşi alıyor.
Ben çocuksuzum anlayamam belki ama bence boşanırken, boş hayallere kapılmamalı kadınlar. En basit ihtimalle baba iş için yurtdışına gidebilir, uzun yıllar nadir gelebilir, artık karışamazsınız, sizin gitmeniz gerekse o da karışamaz. Çocuk da böyle bir denklemde olmak zorunda, Yani boşanılmamışcasına aile birliği bekliyor olmak bana biraz gerçekdışı geliyor. Bir de üzerine zaten aile birliğiniz çocuğunuz için sağlıklı ve uzlaşmacı olsa zaten çocuğa rağmen boşanmazdınız, e bu durumda çocuk için ne fayda kalabilir?
Bence fazla "pembe gözlüklerle" bakılarak boşanılıyor.
Kesinlikle öyleAdamlar görüyor karşısında güçlü kadın. Ne yapsa yıkamıyor. En son çocuk üzerinden cezalandırıyor mercimek beyniyle..
Bunları yazan kişi ya erkektir ya da ilk eşinden çocuğu olup boşanmış bir erkeğin 2. eşi! Hangisisiniz?Bu fikrim muhtemelen çoğu kişiyi rahatsız edecektir fakat bence boşanacak olan kişiler zaten çocuğu tek ebeveyn olarak büyütmeyi düşünerek boşanmalı. Şu an her ne kadar yeni dönem fikri olarak "boşandığında da çocukla aile olabilirsin, ne var canım kavgalı gürültülü evden daha iyi" denilse de boşandıktan sonra "aile" kavramı yok. Ben kadınlarımızın fazla gaza geldiğini bunu anlayamadığını düşünüyorum, yani yabancı romantik filmler gibi işlemiyor hayat. Eşiniz size demiş ki "2 saat gördüğüm çocukla ne bağ kurayım"? Haklı. Burada onlarca konu var en ufak bir anlaşmazlıkta mahkeme kararına dayanarak göstermem diyen kadınlarla dolu. Görüş sistemi bile bir ceza mekanizmasına döndürülebilyor ya da icra mesela.
Evden giden bir birey var, istediğiniz kadar kişisel gelişim kitabı okuyun, "mutlu anne mutlu çocuk" gibi sloganlar vs, eski aile düzeni yok, boşandığınız gün bitti ve olmayacak da. Yani asla ve asla çocuk babasını eskisi gibi göremeyecek. İkinci yanlış, evliymişçesine maddi destek beklentisi. Hayır "evli olsa" diye bir şey yok; onun da artık ister bekar olsun, ister yeniden evlensin kendi masrafları kirası, kredisi, yeme içme olacak. Mesela siz "evliymişçesine" eski kocanızın evine gidip yemek, bulaşık, ütü temizlik yapıyor musunuz masraf etmesin diye? O nedenle bu da gerçekçi değil.
3. Yanlış; çocuğu "boynu bükük kalmasın" diye zoraki ve gerçekçi olmayan ilişkiler ağı içine hapsetmek. Yaşı kaç olursa olsun iki ev arasında pin pon topu gibi, görüş günlerinde çoğunlukla da babaanneye, halaya, dedeye atılan çocuklar. Ya da en iyi ihtimalle; erkek yeniden sağlıklı bir evlilik yapsın da en iyi ihtimalle çocuk (çocuktan boşanılmadığı için) haftasonlarını ve tatillerini babasının yeni eşiyle, onun çocukları ya da kardeşle geçirsin. Aslında asla "ait olmadığı" bir yerde "yeni modern akımda" kabul görmeye çalışsın, ben istisnalar hariç (onlar da eğitim, sosyo-kültürel ve ekonomi düzeyi çok yüksek aileler oluyor) bu konuda başarılı olan görmedim.
Yani siz istediğiniz kadar farklı ideallerle anlatın, gerçekler bunlar. Anne baba olmak bir nevi ortaklıktır, birbirini icraya veren ortak gördünüz mü? Elinde mahkeme kozu olan ortak gördünüz mü? Türkiye de zaten evlilik birliği içerisinde birbiriyle "partner" "yol arkadaşı" olamamış insanlar, boşanınca mı ( yeni eşlerin, çocukların ve yeni durumların da katıldığı denkleme) sağlıklı ebeveyn olacak? İnsan doğasına ters. Nafaka, görüş günleri, velayet gibi durumlarda zaten "anne" avantajlı yani çocuk extrem durumlar dışında zaten anneden alınmadığından, kadınlar bunu bilerek çocuk yapmalı. Zaten "çocuktan boşanılmıyor" olsaydı mahkeme neden görüş günü versin, 15 dakika gecikse ceza alır ihbar etseniz. Bu konuda kadınların elinde sürekli bir havuç-sopa kozu var. Bu da bir gerçek. Kendi hayatından biri yokken ya da belki barışırız diye düşünürken kendi evine çocuğu göstermek için eski kocasını rahatça alıp, sorun yok babası deyip sonra sevgilisi olduğunda "çocuğu ancak kendi günlerinde görebilirsin" diyen ya da adamın evleneceğini öğrendiğinde "çocuktan boşanmadın, çocuksuz gibi evlenemezsin diye" adama (sadece adama değil çocuğa yabancı bir kadının evine ki bu durumda "ne var babasının evi deniyor, hayır babası+eşinin evi) gönderen de çok kadın var. Yani burada çocuk için "çok sağlıklı bir ortam " mı gözetiliyor? Bir konu vardı burada "çocuksuz bilinerek evlenemez" diye zorla eski kocasının düğününe çocuğunu göndermeye çalışan, bekar rolü yapamazlarmış düğünde. Sanki adam dini nikahla ikinci eşi alıyor.
Ben çocuksuzum anlayamam belki ama bence boşanırken, boş hayallere kapılmamalı kadınlar. En basit ihtimalle baba iş için yurtdışına gidebilir, uzun yıllar nadir gelebilir, artık karışamazsınız, sizin gitmeniz gerekse o da karışamaz. Çocuk da böyle bir denklemde olmak zorunda, Yani boşanılmamışcasına aile birliği bekliyor olmak bana biraz gerçekdışı geliyor. Bir de üzerine zaten aile birliğiniz çocuğunuz için sağlıklı ve uzlaşmacı olsa zaten çocuğa rağmen boşanmazdınız, e bu durumda çocuk için ne fayda kalabilir?
Bence fazla "pembe gözlüklerle" bakılarak boşanılıyor.
Eski mesajlarınıza baktım şimdi. Hiç şaşmaz değil mi? Aynen üstteki mesajımda yazdığım gibiymiş durumunuz. Erkek değilmişsiniz ama çocuklu ve boşanmış bir erkeğin 2. eşiymişsiniz. Biraz daha okuyayım bakalım, neler çıkacak?Çok üzüldüm ben de daha önce konunuza yazmıştım, benzer durumdayız, benim de çocuğum yok ve eşimin ikinci evliliği. Biz de nafaka ödüyoruz, 8 yaş yaklaşık 7000tl civarı bir rakam, zaten her yıl maaş zammı oranında artıyor yasal şekilde. Biz başka bir ödeme yapmıyoruz, ben size o mesajımda da söylemiştim, burada eşinizin duruşu çok önemli diye kendi eşimden yola çıkarak. Eşiniz yeni bir aile kurdu, fakat sizi sahiplenmiyor. Siz ta en başından bunları hiç konuşmadan mı evlilik yaptınız detayı hiç bilmiyorum fakat eşiniz tamamen fiyasko davranıyor şu durumda. Maddi konular çok ama çok önemli. Burada belki bana karşı çıkanlar olacaktır fakat bir erkek değer verdiği kişiyi, hele de artık aile olmuşsa birinci planda tutmalı. Ben sizin eşinizin size öncelik verdiğini düşünmüyorum, sanırım bir daha eski eşiyle (o istemediği için) beraber olamayacağını anlamış ve sizinle evlenmiş, yani yoluna devam etmiş. Siz neden 3 yıl boyunca böyle pasif davrandınız bilmiyorum, ama en azından çocuk olmadan bu konularda sınırlar çizilmeliydi. Eşiniz haddini çok aşmış.Eğer şartlarınızı kabul etmezse asla evli kalmayın, kendinizi kullandırtmayın. Eski eş ne yaparsa yapar, ama maalesef bu yüzü veren eşiniz. Benim eşimin eski eşi de sizinkinden çok daha kötüydü, fakat benim eşimin ailesi benim o da bunu bildiği için beni hiç utandırmadı bu konularda. Bana ve aileme verdiği tüm sözleri tuttu; fakat ben de sınırlarımı en başından ona açıklayarak çizdim. Bunları size yazıyorum çünkü burada olay eşinizde bitiyor. Sizin artık dönüp arkanızı gitmeniz, tavrınızı kesin olarak ortaya koymanız gerekli. Tek başına siz doğru olanı yapsanız bile eşiniz böyle davranırsa yapabileceğiniz bir şey yok. Lütfen artık bu insanlara kendinizi kullandırtmayın, eğer hatasını kesin olarak anlayıp dönmezse size hiç değer vermemiştir. Sizle evlenmeseydi bugün kolej konusu konuşulamazdı bile. Ama ben yine söylüyorum belki evlenirken iyi niyetli düşündünüz ama çocuk yapmadan önce çok net maddi-manevi sınırları çizmeliydiniz. Ben bu forumda kimseye boşan demedim bugüne dek ama eşinizin tavrını eşim bana yapsa bu evliliğe dair en ufak bir güven duygum kalmaz. Bırakın gitsin, yalnız kalsın, iletişime geçmeyin. Konuştuğunuz zaman da açıkça bu evlilikte şüpheye düştüğünüzü, bu şekilde devam ederse güven duygunuzun bittiğini söyleyin. Bu arada eski eşte zaten çocuğu kullanarak sizi son noktaya kadar zorlamış, eşiniz de parmağında oynamış. Bir evlilikte güven kaybolursa her şey biter, anlamsızlaşır. Evet imza olarak evlisiniz, çocuk var ama üzgünüm ki eşiniz sizi "ailesi" olarak görmüyor ve sahiplenmiyor. Umarım bir an önce netleşip, çıkarsınız bu durumdan.
Bunları yazan kişi ya erkektir ya da ilk eşinden çocuğu olup boşanmış bir erkeğin 2. eşi! Hangisisiniz?
Eski mesajlarınıza baktım şimdi. Hiç şaşmaz değil mi? Aynen üstteki mesajımda yazdığım gibiymiş durumunuz. Erkek değilmişsiniz ama çocuklu ve boşanmış bir erkeğin 2. eşiymişsiniz. Biraz daha okuyayım bakalım, neler çıkacak?
İkinci eşmiş! Artık öyle tecrübe edinmişim ki şu hayatta, üslubundan hayat hikâyesini anlayabiliyorum ya. Bir de kendilerini öve öve bitiremezler mi, şaşkınlıkla okuyorum. Atalarımız ne demiş: Büyük lokma ye, büyük söz söyleme. Ülkemizde kadınlar gaza gelip boşanıyormuş da bilmem ne de… Hadi ya, ciddi misiniz? Dövüle dövüle elinden parası alınan kadın da mı gaza geliyor acaba? Ya da eski bir konuya verdiğiniz cevabı okuyun kendiniz. “Eşim beni birinci plana almayıp eski eşini ve çocuğunu önemsese bir dakika durmam” mealinde yazmışsınız. O zaman böyle bir durum yaşayıp boşanırsanız cevabımız şöyle olur: “Eften püften bir sebeple gaza gelip boşanmışsınız.” Adil bir cevap olur sanırım!2. Es olmalı.
Nasıl yetenek bu bacımEski mesajlarınıza baktım şimdi. Hiç şaşmaz değil mi? Aynen üstteki mesajımda yazdığım gibiymiş durumunuz. Erkek değilmişsiniz ama çocuklu ve boşanmış bir erkeğin 2. eşiymişsiniz. Biraz daha okuyayım bakalım, neler çıkacak?
Ben çoğu kadının son noktaya gelene kadar direndiğini düşünüyorum gaza gelen daha çok erkekler benceİkinci eşmiş! Artık öyle tecrübe edinmişim ki şu hayatta, üslubundan hayat hikâyesini anlayabiliyorum ya. Bir de kendilerini öve öve bitiremezler mi, şaşkınlıkla okuyorum. Atalarımız ne demiş: Büyük lokma ye, büyük söz söyleme. Ülkemizde kadınlar gaza gelip boşanıyormuş da bilmem ne de… Hadi ya, ciddi misiniz? Dövüle dövüle elinden parası alınan kadın da mı gaza geliyor acaba? Ya da eski bir konuya verdiğiniz cevabı okuyun kendiniz. “Eşim beni birinci plana almayıp eski eşini ve çocuğunu önemsese bir dakika durmam” mealinde yazmışsınız. O zaman böyle bir durum yaşayıp boşanırsanız cevabımız şöyle olur: “Eften püften bir sebeple gaza gelip boşanmışsınız.” Adil bir cevap olur sanırım!
Zaten boşanınca erkekler rahat olan kadın ve çocuklara oluyor.çevremde ne kadar boşanan varsa erkekler hemen sevgili yapıp ya evlendi ya nişanlandı.kadınlarsa 2-3 çocukla bir başına kaldı.ben çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum büyük sorumluluk özellikle anne için.Böyle şeyler okudukça ileride çocuk sahibi olmak hiç istemiyorum ya
Allah erkekleri bildiği gibi yapsn çocuklarını kadının başına atıp kayboluyorlar
Valla büyüyünce anlar diyorsun ama anlamıyor demek bazıları yapacak birşey yok bende şaşırmıştım belki boşandı diye anneyi suçluyordur kim bilir?Çocukta babaya çekmiş ne kimi seveceğini biliyor nede kime hak vereceğini.
İkinci eşmiş! Artık öyle tecrübe edinmişim ki şu hayatta, üslubundan hayat hikâyesini anlayabiliyorum ya. Bir de kendilerini öve öve bitiremezler mi, şaşkınlıkla okuyorum. Atalarımız ne demiş: Büyük lokma ye, büyük söz söyleme. Ülkemizde kadınlar gaza gelip boşanıyormuş da bilmem ne de… Hadi ya, ciddi misiniz? Dövüle dövüle elinden parası alınan kadın da mı gaza geliyor acaba? Ya da eski bir konuya verdiğiniz cevabı okuyun kendiniz. “Eşim beni birinci plana almayıp eski eşini ve çocuğunu önemsese bir dakika durmam” mealinde yazmışsınız. O zaman böyle bir durum yaşayıp boşanırsanız cevabımız şöyle olur: “Eften püften bir sebeple gaza gelip boşanmışsınız.” Adil bir cevap olur sanırım!
Ben çoğu kadının son noktaya gelene kadar direndiğini düşünüyorum gaza gelen daha çok erkekler bence
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?