Erdoğan: Anneliği reddeden, evini çevirmeyen kadın yarımdır

Evinin kadının, çocuklarının annesi olarak zaten çok önemli bir işi üstlenen kadınlar, artık iş hayatında da daha fazla yer almaya başladı. Kadının iş hayatındaki konumu onun anneliğini asla geriye atmamalıdır.
diyor ben bunu anladim.
cocukta yapin kariyerde diyor.ama kariyer yapcam caliscam diye cocuk yapmamazlik yapmayin diyor.bi neslin devami icin cocuk nufusu da onemli degilmi..diyor..hali vakti yerinde olupta saglik sorunu olmayan keyfi cocuk yapmayanlar bigun kendini eksik hissedebilir..siz cocugu olmayanlar yarimmi diyorsunuz.Allahin kararindan hesab sorulmaz.onlar istisna..nufus azaliyor yaslaniyor bilmem kac yil sonra nufus iyice azalacak adamlar arastirmalar calismalar yapiliyor bu konuda.ee bi cbasbakani olarak bunu soylemiycek de kim soyluycek.cbaskanligini napayim ben onun o zaman.gecenlerde bi avrupa basbakanida cagri yapti bu konuda..ha once terorden evlatlarimizi sehit vermiyelim onun onune gecelim.erdoganci falan oldugumdan degil ulkenin gelecegini de bi vatandas olarak dusunuyorum.tabi cocuk bakmak buyutmek kolay degil herkesin kendi verecegi karar.
 
Can güvenliği, mal güvenliği var ama neslin güvenliği de önemli.

Bu lafa çok güldüm.. Hey can güvenliği.. mal güvenliği neredeysen çık gel..
Nedir bu kadınların sizin gibi erKeklerden çektiği... Kadın nasıl olmalı- böyle olmalı-söyle olmalı demeyi bırakıpta.. Erkek şöyle olmalı- böyle olmalı- deme vakti gelmedimi artık..
 
ama kariyer yapcam caliscam diye cocuk yapmamazlik yapmayin diyor.bi neslin devami icin cocuk nufusu da onemli degilmi..diyor..
Yani, bilerek çocuk yapmayan kadın yarım kadındır diyor siz de aynı şeyi anlamışsınız işte. Çocuğu olmayan kadınlar konusunda farklı düşünülebilir kabul ama kim hangi hakla bir kadının doğurmak isteyip istememesine göre onu yarım kadın olmakla itham edebilir?

hali vakti yerinde olupta saglik sorunu olmayan keyfi cocuk yapmayanlar bigun kendini eksik hissedebilir..
Erdoğan öyle ah gün gelir bir yanınız eksik kalır diye ince düşünecek adam değil. Dümdüz yarımsınız demiş.

nufus azaliyor yaslaniyor bilmem kac yil sonra nufus iyice azalacak adamlar arastirmalar calismalar yapiliyor bu konuda.ee bi cbasbakani olarak bunu soylemiycek de kim soyluycek
Algılarımızla pek güzel oynadı Erdoğan. Şimdi yaptığı her şeyi Cumhurbaşkanı görevlerinden sanıyoruz. Yanılıyorsunuz, Cumhurbaşkanının nüfus planlaması yapmak ve teşvik etmek gibi bir görevi yok. Bugünlerde yaptığı başka bir sürü faaliyet gibi bu da görev dışı. O söylemeyecek de kim söyleyecek gibi bir durum yok yani. Hükümetin işi ne? Onlar söyleyecek elbette. Ve tabii ki bu tip bir üslupla değil.
 
Bana göre ,bir kadın çocuk istemiyor diye onu yarım olarak gören kişi yarımdır asıl.
Bu nasıl bişey ya herkes anne olmak zorunda mı bu düşünce yapısı yüzünden aklı başında insanlar yetişmiyor zaten
Bu kadar özel hayata değilde şu ülkenin sorunlarına dikkatlerini verseler keske
 
tek kelime ile yazık ...
Kadına şiddet sadece kaba kuvvet ile olmaz. Dönem dönem de benim de üzülerek yazıyorum yaptığım gibi bu sözle tacizin acısının daha fazla olduğunun farkındayım. Kaba kuvvetin acısı geçer fakat bu sözlü tacizin izi asla silinmez...
Eşref günüme denk gelip kalbini kırdıklarımdan özür dilerim...
 
bu konu ile ilgili ekşide bir yorum vardı, düşüncelerimi yansıttığı için paylaşmak istiyorum ama yasaksa Kazen hiç gözünün yaşına bakma sil yorumu :)

çok kısa yazmaya çalışıp gideceğim, devletlünün burada asıl demek istediği şey "ortadoğu tipi ataerkil ailenin kölesi olmayı reddeden kadınlar keşke ölse."

madem ana olmamı çok istiyorsun, o zaman de ki "isteyen kadın evlenmeden de çocuk sahibi olabilir, kadınlara karışmayın". ama demez, niye? çünkü anne olun derken türkiye'de ve gelişmemiş ülkelerde bir kadının bir çocuğa sahip olmak için sırtına yüklemesi gereken her şeyi, bir kaynana ve kayınpederi, sürekli hizmet bekleyen bir erkeği, ev çekip çevirme sorumluluğunu (hatta eşin ailesi ve çeşitli akrabalarıyla aynı evde/apartmanda yaşamanız çok daha harika olur), yaşlı bakımını vb. tepemize indirmek istiyor. şu yeni gelin evleri benzeri sayfalara aşırı dadandığım bir zaman 18-19 yaşında koşa koşa evlenen dürdaneler görüyordum, okumamış, kaynana evinde bir odaya veya aile apartmanında bir daireye her akşam yemeği sülalece yiyip bulaşığını yıkamak, kaynanasına bakmak, kayınpederine ve eşinin başka erkek akrabalarına hizmetçilik etmek, kadın akrabalarına evini her an temiz göstermek üzere gelin gidiyor. bu iç anadolu kasaba kültüründe doğup büyümüş bir kadının başına sıklıkla gelen kader, büyük şehirlerde biraz form değiştirip hafiflese de okumuş, iş güç sahibi kadınların da başına geliyor, çalışsa da evin tüm sorumluluğu, çocuğun tüm sorumluluğu yine kadında. bu defa sonuç whatsapp gruplarında, sosyal medyada, arkadaş buluşmalarında mütemadiyen çocuktan konuşan, anlayarak okumaya vakti olmadığı için eat pray love gibi beyin gerektirmeyen kitaplar okuyan, haftasonu bruncha gitmeyi ya da arkadaşlarıyla bir kahve zincirinde makiyato fırapaçinatte içmeyi modern hayat, nefes almak zanneden kadınlar. her iki durumdaki kadında da sorgulama yok, hayatını değiştirme lüksü yok, mutlu olacağı şeyi yapma seçeneği yok, kehribarın içindeki kelebek gibi o hayata sıkışmış.

adamın istediği sadece biri asgari ücretle 12 saat çalışırken gideri şehit olacak fason nüfus değil, adam kadınların yukarı bakmasını istemiyor, mutlu olmasını, kendini ve toplumu değiştirmesini istemiyor. taşradakinin tuvaleti tuz ruhuyla pırıl pırıl yapmaktan, şehirdekinin iki çocuğa bakmak için işi tamamen bırakıp eve kapanmaktan başka bir şey düşünmediği kadın tipleri istiyor. olay sadece çocuk değil, sen hala anlamadın mı?

ben anne olmayı hatta tam bir kadın anam olmayı istediğim halde tayyar ne zaman açıklama yapsa eş zamanlı olarak şu repliği okurum, size de tavsiye ederim:

"ben o kadınlardan olamam denis, kocasının kollarında sessiz sakin hayat süren kadınlardan. veya mutfakta yalnız başına bulaşık yıkayan kadınlardan. hayatın bi anlamı olmalı denis, yemek yapmanın, temizlik yapmanın, çocuk yapmanın ötesinde... hayat bunlardan ibaret olmamalı. bir çay fincanı yıkarken ölemem ben."*


https://eksisozluk.com/entry/60973749
 

Gayet öylesiniz.
Peki Cb bu açıklamayı yapmadan önce çocukların geleceklerinin iyi olması adına neler yapıldığını söyler mi ?
nufüs planlaması elbette yapılmalı. Geleceği düşünmek gerek ama doğur demeden önce uygun ortam hazırlanması gerekmez mi? Örnek verdiğiniz Avrupa ülkelerindeki hayat şartları ile bizimkisi bir mi?
Ülkenin yarısı asgari ücretli. Söyler misin? Bizim ülkemizde açlık sınırı asgari ücretin üzerinde. Bu ne demek?
Gelecekte ülkemiz kıtlıktan açlıktan telef olacak çocukları bu dünyada getirmek mantıklı mı ? Bir anne bir baba hakkını vererek bakamayağı, iyi bir gelecek hazırlayamayacağı çocuğu dünyaya getirerek neyi sağlamış olacak. Kendi çocuğuna karşı hiç mi mesuliyet hissetmez? Nasıl kıyar o canlara?

Lütfen aşağıdaki açıklanan verileride inceler misiniz?

Araştırmaya göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı açlık sınırı bin 385 lira 26 kuruş, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzer ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4 bin 512 lira 25 kuruş oldu.
Kaynak: http://haber365.com.tr/ekonomi/2016-yoksulluk-siniri-aciklandi-h751.html
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Milletin titisinden tütüsünden aklını bi alamadı gitti.
Ona ne acaba?
Seviye sıfır.
 
Dün seyrettiğim bir ev yenileme programındaki hayat hikayesi tamda bu haberle öyle örtüşüyor ki.
Bir anne düşünün 3 çocuğu var, eşiyle birkaç yıl önce ayrılmışlar ve ayrıldıktan sonra eski eş ne kadınla görüşmüş, ne çocuklarıyla, ne maddi ne manevi desteği yok.

Kadının hayatta tek dayanağı 3 çocuğu, kömürlükten bozma, kapısı olmayan, kapı diye muşamba çakılan bir evde, çevredekilerin verdiği eşyalarla, kömür ve erzak yardımlarıyla ayakta durmaya çalışan, çocuklar seyretsin diye verilen televizyonu faturaları ödemek için satmak zorunda kalan bir anne canlandırın gözünüzde.
Öyle bir anne düşünün ki kendisi kalp hastası, sağlık sorunu ve kapısız evde çocuklarını bırakamama korkusu yüzünden çalışamayan.
Hani bize en az 3 çocuk yapın, biz bakarız, çocuk yardımı yaparız diyor ya devlet büyüklerimiz, bu kadıncağızın 3 çocuğu var, devlete 3 çocuk için başvurmuş, tek çocuk için para bağlamışlar, 590 TL.

Hadi şimdi bu kadıncağızın yerine koyun kendinizi, kömürlükten bozma, kapısı dahi olmayan bir yerde, 590 lirayla 3 çocuğunuzu büyütmeye çalışın.

Şimdi de şu soruyu sorun hani 3 çocuk devlet bakar deniyordu, neden tek çocuk parası ödeniyor? Demek ki devlet tek çocuk için bütçe ayırabiliyor ailelere, o zaman neden 3 çocuk çağrısı yapılıyor?
 
Muhtemelen ya hepimizin gemicikleri,vakıfları var zannediyor yada Türkiye'nin Cb olduğunun farkında değil..
 
ay ne saçma ya herkes çocuk istemeyebilir ki yada herkesin çocuğu olmuyor burda resmen aşağılama olmuş çocuğu olmayan insanlara yarım kadın diyor resmen iyice saçmaladılar iyice
 
Muhtemelen ya hepimizin gemicikleri,vakıfları var zannediyor yada Türkiye'nin Cb olduğunun farkında değil..

Dün dinlediğim bu hayat hikayesi çok etkiledi beni, annenin çocukların gözyaşları içimi acıttı, bu sadece tek bir hikaye TV sayesinde haberdar olduğumuz, bunun gibi niceleri yok mu bu ülkede?
Soğuktan penceresiz evde donarak ölen bebe unutuldu mu mesela?

Doğuralım hadi, yapalım 3-5 çocuk ama bakacak durumda olmadıktan sonra, gözümüzün önünde donarak öldüklerini gördükten sonra 10 çocuk doğursak neye yarar?


Çocuklar geleceğimiz diyoruz kabul, ama geleceğimizin açlıktan, yokluktan, soğuktan yitip gitmesine seyirci kalmak pahasına doğuralım mı?
Hani kişisel hak ve özgürlükler, doğurmamak benim kişisel hak ve özgürlüğümdür.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…