• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

En beğendiğiniz şiir dizeleri...

Seni, anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül- gürül akan bir dünya
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini


Ahmet Arif
 
“ne birlikte olabilmeyi öğrendim, ne de seni kaybetmemeyi. Biz aşk değil, aşksızlık acısı çekiyoruz.”

Kahraman Tazeoğlu
 
Yalnızca ‘sol’ anahtarı olanlar mı kalp çalabilir?
Seviyorum anlıyor musun?
Kırgınım.
Gidişin değil, kırılmışlığım batıyor avuçlarıma.
Üzgünüm,
‘Biraz daha kal’ diyemediğim için sana.
Yalnızım, anlayabiliyor musun korunmasızlığımı?
Ve hissedebilir misin hiç sarılmadan savunmasızlığımı?
Ö(z) lüyorum sadece,
Aldırma…

***

Allah kimseye taşıyamayacağı dert vermezmiş. Elbette ayrılıktan ölmeyiz. Ama yine de sen gitme biz’den. Ayrılık ne kadar derinse, dayanma gücü de o kadar çoktur. Sen asıl sana yan; çünkü meleklerin ölme hakkı yoktur! Kalbinden öpüyorum.

Seni seviyorum…

Kahraman Tazeoğlu
 
Bir kuş uçuyor,
Bir çiçek dalından kopuyor,
Bir çakıl taşı denizde sekiyor,
Dut ağacı meyvelerini döküyor,
Toprak yol, tozu dumana katıyor,
Tahta kapı, sövesinden kopayazıyor.
Kalbim çarpıyor,
İçim içime sığmıyor,
Sen geldin diye deliriyorum!
Tüm zamanlarımı seni beklemek için değerlendiriyorum.
Bir saniye boş vaktim yok.
Şimdi içeri girsen, hazırlıksız yakalayamazsın beni.
Hazırım, seni bekliyorum.
Bana ördüğün kazağım sırtımda…
Atkım boynumda…
Yaz kış çıkartamıyorum…
Gelirde görürsün diye, bîtamam bekliyorum.
Dışarıda bir çıt çıksa, kapının ardında bitiyorum.
Biliyorum, vakitsiz zamanlarda iş çevirmeye bayılırsın.
Kışın, denize ayağını sokmaya…
Yazın, boğazlı çizmelerini giymeye…
Baharda somurtup durmaya…
Bayılırsın biliyorum.
Terslik sen de mi; ben de mi… bilemiyorum.
Çok meraklısı da değilim zaten…
Ben sadece seni seviyorum.
Ne tersliğe, ne de kim de olduğuna aldırmıyorum.
Benim canımı acıtan…
İçimi bunaltan…
Beni kederden kudurtan…
Yanımda olmayışın şu an!
Telefona bakıyorum, çalmıyor.
Mutfaktaysan “bir su getir” diye bağırıyorum.
Su içmekliğim yok… seni sınıyorum.
İnsan günde elli bardak su içemez ya!
Hastayım biliyor musun?
Bilsen yanımda olurdun, şüphem yok.
Yalancıktan hastalanayım diyorum…
Gelesin diye bir ateş çıksın benden…
İnce hastalığa tutulmuş gibi öksüreyim…
Elimi karnıma tutup ağlayayım istiyorum.
Sonra vazgeçiyorum… Çocukça şeyleri sevmezsin sen…
Zaten biliyorum; bir evde bir kişi şımarır…
Bizim evin şımarığı sensin.
Peki, ben ne olacağım?
Hastalanmak, şımarmak, seni sıkmak yok.
Peki, ben ne olacağım?
Kapı beklemekten, mutfak kollamaktan, telefon kurcalamaktan korkuyorum.
Aslında seni kaybetmekten korkuyorum.
Benden nefret ettiklerini anladığım en yakın arkadaşlarım…
Bekleme diyorlar!
Bakar mısın, seni beklememeliymişim!
Gelmeyecekmişsin çünkü. Boş laf!
Sen beni ebediyen terk edebilir misin?
İçinde kocaman bir boşluk olmaz mı o zaman?
Anlamıyorlar işte bütün bunları, beni sevmediklerini yeni anladığım en yakın arkadaşlarım.
Ama sende bunca zamandır bir telefon olsa açsaydın ne olurdu?
Kızgınsız biliyorum, beni cezalandırıyorsun.
Ancak bu kadar yeter, ben dersimi aldım.
Bundan sonrası beni öldürmeye girer.
Arkamızdan dedikodu ediyorlar biliyor musun?
Güya sen başka biriyle delicesine sevişiyormuşsun!
Dedikoduları azdırma çabuk dön.
İçim sızlıyor, yalan olduğunu bildiğim halde…
Yine kızma bana, yalan da insanın içini acıtabilir.
Gel yanıma, geç karşıma, “yok öyle şey” de bana.
Sana inanmaya yazgılıyım ben, meraklanma.
Ortalıkta benim için, “bu kız uğruna kafayı yedi” diyorlarmış, aldırma.
Kafayı yemedim ya, bu aralar gelsen hiç fena olmaz.
Bir kuş uçuyor,
Bir çiçek dalından kopuyor,
Bir çakıl taşı denizde sekiyor,
Ben sensin sanıyorum.
Millet beni deli sanıyor.
Bu aralar gelsen hiç fena olmaz.


Ceyhun Yılmaz

Biraz uzun ama çok güzel..
 
Görmediğimden değil
Yanımda olsan yine özlerdim.
Ve bil ki bu kadar sevmem senden değil..
Gitsen benden,
Ben gidişini bile severim.
Aramızda hep aynı fark;
Sen gitmeyi bilirsin,
Ben sevmeyi.
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni..

Cemal Süreya
 
‎"Can durağını arıyorsan ey can ;
Can da sensin, durak da sensin.
Bir lokma ekmekse peşinden koştuğun,
Elbet ekmek de sensin.
Eğer akıl erdirebiliyorsan bu sözün sırrına;
Bil ki her ne arıyorsan o sensin."
 
En çok Azrail’i kıskandım
Aynı zamanda her yerde nasıl olabiliyordu
Bir görüş vaktinde elbet soracaktım bunu
Ama ölmek en çok anneme yakışırdı
Azrail’i reddeder
... En şık ölümleri giyer çıkarırdı
En son babam terk ettiğinde öyle bir öldü ki
Bir daha ölecek hali kalmadı

Oyunlarını bir tekmeyle yarına atmış
Çek defterine yazılmış baba sevgisiyle büyüyen
Eli yüzü ölüm kokan bir çocuktum
Hayata sıkı tutun demişti annem
Acısın avuçların, kanasın
Bırakırsan
Ölüme düşersin
Çalakalem düşler doğururken şiir şiir
Toprak kanar diz(e)lerin
Durduramazsın
 
...kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür...

sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
ki tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim

...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile

Kahraman Tazeoğlu
 
Ben seni sevdiğime pişman değilim
Yinelense yüreğim yinede seni severim
Çünkü benim yüreğim; Aklıma hür, vicdanıma kelepçeli sevgilim.

Kahraman Tazeoğlu
 
Uyanınca sen aklıma geldiğinde.
Kendimi gülümserken yakaladım.
ve anladım...
Damarlarımda adın, aşkın tam karşılığı artık.
Bu yaşadığım korkutmasın seni,
Çekinme unutmaki ...
İncinmek sözcüğü benim sözlüğümde de var.
Senin güneşin beni ısıtırken,
yağmurundan ıslanmayı göze alıyorum ben, ya sen?

Ceyhun Yılmaz
 
eşimle çok sevdiğimiz bir şiir var,sizinlede paylaşmak istedim.daha henüz arkadaşken oturuyoruz bir gün,ben bir şiir var çok seviyorum dedim.yanımızdaki bir arkadaşım da bir oku hangisi dedi.şiiri biraz okudum birden eşim gözlerimin içine bakarak devamını okmaya başladı.o günden beri bu şiir çok özel bizim için..

LOKMAN HEKİMİN SEV DEDİĞİ

Bu yürek
Seni seveceğini biliyordu herhalde
Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir
Bire bin veren buğday
Elmadaki mayhoşluk
Hukuki beşer
Çınçınlı hamam
Çizmedeki kedi
Sanki elleriyle koymuşlar gibi
İkimizden bir işmar
Seni sevmemiş olsam , sözlerim yarı yarıya
Gözlerim yarım
Ellerim çolak hüseyin eli
Seni sevmesem , nefes almayı beceremem ki
Bugün günlerden ne ?
Cumartesi
Seni sevdiğim için , Cumartesi elbet
Seni sevdiğim için , bak temmuz ayındayız
Ayşe onbaşı , pir sultan abdal , büsbütün sevdalıyım sana
Bu gemiler nereye gidiyor , seni sevdiğim için
Seni sevdiğimden , suyun akası geliyor
Bacaların tütesi
Nurhayat’ın halleri , seni sevdiğim için güzel
İbrahim’in dilleri
İnsan seni sevince , tutsaklığa kızar tabi
Savaşın adı geçse , cinifrit olur
Ereğli’nin kömürünü düşünür , ne kömür o be
Raman’ı düşünür , Çukurova’yı düşünür
Seni sevdiği için , Haliç’te bir uğultu
Marmara’da bir deniz
Isparta bahçesinde güller
Seni sevdiği için goncalanıyor
Seni sevdiğim için , kilim dokuyor Avşar’da
Yarın sabahlar , seni sevdiğim için icat edildi
Penisilin , halk şiiri , canlı sinema
Mapushaneler , yedi düvel , harbi ispanyol nezlesi
Sultan Hamid , don civani
Ne bilsinler seni sevdiğimi
Başaklanmayan yulafa söylemeli
Cılk yumurtaya
Paslı demire
Kulağını bükmeli kurtlu kirazın
Hoşnut değilllerse bu gidaşattan
Akıl etsinler seni sevdiğimi ,
Yeşille turuncunun kafa barıştırması , bu sevdadan ötürü
Tepemizdeki o göçmez tavan
Sulardaki yakamoz , ortancadaki pembe
Ben seni sevdim diye
Bingöl vilayetinde , kamyondan inince
Tığ gibi bir delikanlıya soruyorum
Siz nerenin bulutlarısınız böyle ?
Biz sizin sevdanızın bulutlarıyız
Bir yıldızlı akşamı varsa Ankara’nın
1953 kışları içinde
Karnı tok , sırtı pekse hısım akrabanın
Konu-komşu , dirlik düzenlik içindeyse
Birbirimizi daha çok sevelim diye
İnsan seni sevince iş-güç sahibi oluyor
Şair oluyor mesela
Meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri
Caysın be güzel
Caysın be iyi
Tütünü bırakıyor , tütün neyime zarar
Keseme zarar , ciğerime zara , sevdama zarar
Seni sevince adamın papuçları eskimiyor
Beti-benzi yeni çarktan çıkmış gibi
Seni sevince insan bilgili saygılı gönlü gani şen
Saçları zencefilli
Erkencecik evine dönmek istiyor canı
Hep seni düşün
Hep seni yaşat
Hep seni yıka
Seni doyur üç öğün
Seni bir kanım uyut , sonra uyandır
Lokman hekim , seni sev diyor bana
Seni sevmeseydim , ilkbaharı kodunsa bul gayrı
İstanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde
Umut diye bir şey yoktu ki , seni sevmeseydim
Hak , hukuk , bereket diye
Eşitlik , kardeşlik , hürriyet diye
Yüreğime sağlık ne iyi ettim..!

METİN ELOĞLU
 
İki dudağından çıkan her cümleye beni kat..
Ekmeğinden bir parça,
kana kana içtiğin su’dan bir yudum
ve aldığın her nefesten bir umudu bana yolla.

Senle doldur yüreğimin boşluklarını
Sahibim, ömür sebebim,
gönül güzelliğim ol..
Islat beni sevda sözcüklerinle..
Sonra ıslattığın her damlayı gözlerindeki sevda güneşiyle ısıt..
Hadi sonum ol
varlığımın başlangıcı yüreğinle…
Sonsuzluğum ol ellerinden Cennet tadındaki şerbeti içerken…

Sözlerini unutulmuş binlerce şarkıyı fısılda kulaklarıma..
Her notasında beni haykır..
Avaz avaz sus ne olur
Her susuşun varlığımın anlamı olsun…
İç ceplerime zamansızlığın, uzaklığımın kelimelerini bırak
Gözlerinin rengin ile boya yüreğimin gökyüzünü..
Sana en çok yakıştırdığım beyazları giydir toprak rengi umutlarımaa..

Delice ak susuz ovalarıma
Dol kıyılarıma..
Kana kana içeyim sevgini
Kokunu
umudunu
mutluluğunu
ve adınla özdeşleşmiş bir mintan huzuru bırak avuçlarıma..

-alıntı-
 
Mantıksız olan aslında aşktır…
Ve aşka tutunduğu an insan; aklını yitirip; “mutlu”laşır…
“Yalnızlığı seviyoruz belki de kim bilir” der sonra veda anında…
Ve koşarak gider yalnızlığına
Aklına geri kavuşur…
Ve mutsuzdur artık…
Lakin; tercihi de budur...
 
KELİMELER...
Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.

Özdemir ASAF
 
ROBOT

Ellerim dallar gibi açılır bazen Allah’a.

Ki Allah’tır veren bu güçsüz ellerimi benim.

Senin ellerinden güçlü ellerim ki ben verdim,

Onlar kapalıdır Allah’a.

Bir parça demirden ibaretsin Allah’a göre.

Sana verdiğim bir ömürdür,

Ki yaşamadan sürüyorsun sen onu.

Sana bu ömrü verenler senden çabuk ölür.

Çeliğin çürümesi kadar uzaktır bir robotun sonu.

Allah, Allah olduğu için yarattı beni.

Ben Allah olamıyorum ne kadar yaratsam.

Ve tapmıyor bana benim yarattığım adam,

Beni yaratana ben nasıl tapıyorsam…



Bülent Ecevit / 1940
 
daha az seviyorum seni
giderek daha az
unutur gibi seviyorum
azala azala
aramızdaki uzaklığın karanlığında
geceler kısalıp gündüzler uzuyor öyle olunca
daha az seviyorum seni
kendini iyileştiren bir yara gibi
daha az
ve zamanla.

sen geceyi tutuyorsun, ben nöbetini
uzak dağ kışlalarında
görmüyoruz birbirimizi
usul usul sis iniyor
kopmuş yollara
ışığı hafif, uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin
bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda
sevgilim, sevgilim
yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da.

artık daha az seviyorum seni
unutur gibi, ölür gibi daha az
yeniden ödetiyorum kendime
onca aşkın öğretemediğini.
kolay değildi
yalnızca sevgilimi değil, evladımı da kaybettim ben
kaç acı birden imtihan etti beni.

bir tek gece vardır insanın hayatında
ömür boyu sürer nöbeti
bu da öyleydi
iyi ol
sağ ol
uzak ol
ama, bir daha görme beni!

Murathan Mungan

süperrrr gercekten
 
SEVDAN BENİ

Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Ahmed ARİF :ssz:
 
Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;
Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden

Ömer Hayyam
 
Back