En beğendiğiniz şiir dizeleri...

Akan suyu severim ben
Işıldayan karı severim
Bir yeşil yaprak
Bir telli böcek
Yeşeren tohum
Güneşte görsem
Sevinç doldurur içime
Bir günü
Güzel bir günü
Güneşli bir günü
Hiçbir şeye değişmem...


Necati Cumalı - Güneş Delisi
 
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.

Edip Cansever
 
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlenmedin benden türküler
Benim aşkım uymaz öyle her saza
En güzel türküyü bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
 
Bir gündü, hava ılık
Ve cadde kalabalık...

Bir kadın sapıverdi önümden dönemece;
Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince.
Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
Çarpıldım sendeledim.

Bir gündü mevsim bayat
Ve esnemekte hayat...

Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
Yalnız bir ahenk sezdim, çerçevede bir endam.
Ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım;
Bir köşede ağladım.....

Necip Fazıl Kısakürek / Dönemeç
 
Kasımdayız şimdi,
Fırtına, boran,
Önümüz Aralık...
Önümüz kış...
Geçer !
İğdelere, eriklere karışır bahar,
Peşi sıra yaz gelir,
Masmavi gök,
Allı pullu sahiller,
Karpuz kabukları derken,
Bir bakmışsın Eylül girer bacadan,
Sararır, dökülür yapraklar,
Al işte sana,
Yine Kasımdayız,
Yine sonbahar...
Mevsimler su gibi billahi...
Ömür geçip gidiyor,
Yaşıyoruz ya,
Yaşayabildik mi sahi ?
 
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..
Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..
Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..
Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter.. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter..........
 
Yavuz Bülent şiiri görmek beni çok mutlu etti, özellikle teşekkür etmek istedim
 
Sen üzülme dedi annem
El fettah çek yüz kere
İnsan dedi
Kaybolunca kendi evreninde
Ne asansör işe yarar evladım
Ne vinç ne füze
İnsanın içinde bir merdiven var
Sen şairsin görebilirsin
İnsanın içinde
Kuşlar var
Sen bilirsin sevmeyi
El fettah çek yüz kere

(Özcan Ünlü)
 
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!

Şükrü Erbaş
 
Çok Güzel Şey

Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey

Çok güzel şey doğrusu.

Melih Cevdet Anday
 
Sırrı Hayal Etmek

Bir şey vardır ki
her şeyi içerir.
Yer ve gökten önce
gelendir.
Kıpırdamaz, gövdesiz,
hep kendi başına, değişmezdir,

her şeye sızar,
hep hareket eder.
Ki her şeyin
anası olabilsin.
Gerçek adını bilmediğimiz için,
Yol deriz ona yalnızca.

İlle de bir isim verilecekse,
Ulu olsun adı.
Ululuk yola devam etmektir,
devam etmek uzağa gitmek,
uzağa gitmek geri dönmek demektir.

O yüzden derler ki: "Yol uludur,
gökler uludur,
yeryüzü uludur,
insanlık uludur;
dört ululuk vardır dünyada,
insanlık içlerinden biridir."

İnsanlar yeryüzünü izler,
yeryüzü gökleri,
gökler Yol'u izler
Yol ise olanı.


Lao Tzu - Tao Te Ching
Çevirmen: Bülent Somay, Ezgi Keskinsoy, Derleyici: Ursula K. Le Guin, Metis Yayınları, s.53
 
Salondaki büyük saati sattım
Saatin ölçebileceği
Herhangi bir zaman parçası yok
Gittiği yeri bilmeyen böcekler gibiyim
Bir oyuğa, oyulmuş bir yaşama
Ne gereği var ki saatin
Balkona çıkıyorum sürekli
Yollar yollar yollar katediyorum sanki böylece
Bir semtin ilk rengini alıyorum
Örneğin Ümraniye'de bir çay bahçesindeyim
Bazen
Anılardan anılara bir yol
Ve
Anılardan anılara sallanan bahçe
Hangi yaprağı koparsam son anı avucumda kalıyor
iyi.

Yeniköy'de bir kahve içer miyiz, dedim bu sabah
Bu sabah bu sabah
Oralı olmadı kimse —pazartesi miydi—
Oyuğumdan çıkmıştım tam, begonyamsa güller içinde
Nasıl?
Güllerse güller içinde yani
Ve balkon demirinde bir martı. Dedim ki
Deniz şuralarda bir yerde olmalı
Çıt yok evin içinde
Deniz şuralarda bir yerde olmalı
Çıt yok
Sanki dünyadaki bütün cay ocakları kapalı
Ve göklerden tepelere inen bir sokak
Ya da bir akarsuyum ben
Denizse
şuralarda..
Yok önemi bir iki gün kaldı —martı—
Balkonda
Deniz de öldü sonra, martı da
iyi iyi.

Manastırlı Hilmi Bey'e Birinci Mektup - Edip Cansever
 
Şimdiden bir hatırasın
Bulutsa, tozsa, uçarsa
Bütün (aşklar) paranteze alınsın
Rüzgar çanısın, rüzgarın diline dolanırsın
Ne bir şarkısın
Ne de dillerde nağme adın
Artık bazı şarkılar kadar yaralısın ...

Didem Madak
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…