Bu tür yorumları bende gördüm. Yalnız Ebru Gündeş ve eşinin kazançları ile ne hayır işlediklerini bilmemekle beraber ülkenin ekonomik durumunun ve osmanlı döneminden kalma düşük refah seviyesinin bu konuyla ilintilenmesini doğru bulmuyorum. Farkındayım, yazı ilk bakışta oldukça duygusal, doğru ve acı verici noktalara parmak basılmış bir yazı.
Ama iki dakika düşünelim derim arkadaşlar,
Açlıktan kırılan ülkeler var ve biz cebimize geçen parayla alışveriş yaparken, yeni ve ihtiyacımız olmayan kıyafetleri alırken düşünüyor muyuz?
Açık olalım. Hiçbirimizin aklına gelmiyor. Haberlerde görünce ve yardım kampanyası başlatılınca telefonumuzdan 5 tl'lik yardım yapıyoruz. Ki bu aşamada dahi öncelikle haber izleyen, sonra vicdanen rahatsız olan ve sonra da telefonunda kontör yada ay sonunda o faturayı ödeyebilecek kadar parası cebinde paran olması gerekliliği gibi üç faktör var.
Şimdi Reza Zarrab'dan çok daha zengin Türkiye'nin önde gelen isimlerini niye sorgulamıyoruz? Sizce onlar isimleri medyaya yansımadı yolsuzluk olaylarıyla diye mi aklanıyorlar? Böyle bir mantıkla komünizm yandaşı olalım madem. Bana uyar. Peki yükselme ihtimalinden kaç kişi vazgeçebilir bu ülkede? Fakirliğe üzülüp de kendi gelirinden kaç kişi vazgeçecek?
Bu ülkede hiçbir zengin kendi eliyle bağış yapmak zorunda değil, saygı duyulan ve takdir edilen bir davranış örneği bu sadece. Bunu toplum değil devlet sağlamalı. Vicdana bırakılan her beklenti görecelidir. Sokaktaki dilencilere kiminin 10 kuruş, kiminin 5 tl kiminin cebinde olan neyse onu vermesi gibi.
Bakın 850 tl ile geçinen bir aile için doğalgaz bir ihtiyaç, ama aylık 5.000 tl ile geçinen biri için her yere götürmesi gerektiğine inandığı ipad'i, internete girmesini sağlayan son model işlevli telefonu da ihtiyaç. Bu ülkede vergi sistemi adı verilen bir sistem var. Yapılacak olan vergiyi yükseltmek olur ancak. Kazanan adama (Reza Zarrab'ı kastetmiyorum) neden kazanıyorsun diyebilir miyiz?
Birini MEDYA MAYMUNU yapmak oldukça basit. Ama özellikle Ebru Gündeş ile aç kalan birini kıyaslamak yerine o aç kalan insandan, soğuktan donarak ölen insandan devleti sorumlu tutmak, gerekliyse zengin kesimin vergi oranlarında farklılık için bir şeyler yapılmasını talep etmek gerekiyor. Ebru Gündeş'in eşinin yaptıklarından haberi olsa ne olur? bende aç kalan aylık kredisi ayın yarısında biten öğrenciler için hesap sorayım Ebru Gündeş'den?
Afrikada aç yaşayan insanlar da bizden sorsunlar hesap, ısınabiliyorsunuz siz, bizim ekmeğimiz yok oha? desinler.
Burada gerçekleşmesi gereken üst kesimin zenginliğini eleştirmek değil, sosyal devlet ilkesine bağlı olarak devletten alt kesimin refahını yukarı çekmesini beklemek.
Ebru Gündeş bugüne kadar çalışmış, yıllardır da sanatına emek vermiş bir kadın. Ondan önce hesap sorulması gereken, emeksiz kazanç sağlayan birçok kişi var. Ajitasyonla, mantıktan uzak iç dağlayıcı propagandalarla bu maalesef mümkün görünmüyor.
Duygusal bir milleti damarına basarak değil o damara kan vererek canlandırabilirsin. Ajitasyonların sonuç getirmediğini yıllardır yaşadık, gördük.