• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Elimden geleni yaoiyorum ama bir olay var ki olumsuz dusunceden huzunden kendimi alamiyorum…Gec kalmislik dusuncesi beni zorluyor. Bugun bir an akkima geldi,Uzaniyordum.Gpzlerim yaslandi.Hemen kalktim.Hava guzeldi..Kendimi diasari yuruyuse attim.Bu duygumdan yillardir kurtulamiyorum.Belki hepimiz biliyoruz.Bu konu cok eski ve ilk acildigi gunden beri takip ediyorum.Son zamanlarda bu tarz konular gundemde…Her yerde karsiniza cikiyor…Ben yillardir bu islerle ugrasan biri olarak hala bu duygu ile savasiyorum..Nerde ne karar aldim da boyle oldu diyerek ve bulamadigim icin derinlerde sanki bir seyler eksik gibi geliyor…Bilmiyorum…bilmiyorum..😔
"Nefes alıyorsanız, hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz!
New York, California'dan üç saat ileride ancak bu California'yı yavaş yapmaz.
Kimi 22 yaşında mezun olur ama sağlam bir iş bulmak için beş sene bekler.
Kimi 25 yaşında CEO olup 50 yaşında ölürken kimi 50 yaşında CEO olur ve 90'ı görür.
Kimi evlenir kimi ise bekar kalır.
Obama 55 yaşında emekli oldu Trump ise 70 yaşında görevine başladı.
Bütün dünyadaki herkes 'kendi zamanına' göre yaşar.
Etraftaki bazı insanlar senden bir adım ileride gözükebilir, bazıları ise senin gerinde gözükebilir.
Ancak herkes kendi yarışında, kendi zamanında.
Onlara kıskançlık da besleme taklit de etme.
Onlar kendi zamanında sen kendi zamanında yaşayacaksın.
Hayat harekete geçmek için doğru zamanı beklemektir.
Yani sakin ol.
Geç kalmadın.
Erken de değil.
Tam zamanında yaşıyorsun."

Her şey "an" dadır. Geçmiş ölmüştür, gelecek doğmamıştır bile; artik ikisi de illüzyondur. Kendine tertemiz bir ajanda al ve bol bol yaz.Şükûrlerini yaz önce, nefesinden başla önce; sen kontrol etmeden çalıšan tüm organlarına; hücrelerine. Sonra an' ına eşlik eden,sana aynalik eden her şeye. Tüm her şey bizim enerji karşıligimiz, biz enerjimizi yükselttigimizde onlarin da enerjisi yükselecek. Yüksek enerjili durumlar, şeyler bize eşlik edecek. Neyi nasıl daha farklı yapabilirim, nasıl daha farklı düşünebilirim,hangi bakış açıları var diye sor ve bırak. Evren boşluk sevmez, sorularla boşluk enerjisi açıyoruz dolması gereken. O yûzden soruyoruz. Bilim de felsefe de o yüzden sorar hep; çocuk gibi merakli olun sürekli sorun der. Soruları yazın mesela; ne istediginizi, neler sevdiginizi sorun mesela. Belki başkalarının mutluluk tanımları ile hep yaşadınız; şimdi kendi mutluluk tanımlarınızı oluşturmanin vakti gelmiştir 🥰💫
 
"Nefes alıyorsanız, hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz!
New York, California'dan üç saat ileride ancak bu California'yı yavaş yapmaz.
Kimi 22 yaşında mezun olur ama sağlam bir iş bulmak için beş sene bekler.
Kimi 25 yaşında CEO olup 50 yaşında ölürken kimi 50 yaşında CEO olur ve 90'ı görür.
Kimi evlenir kimi ise bekar kalır.
Obama 55 yaşında emekli oldu Trump ise 70 yaşında görevine başladı.
Bütün dünyadaki herkes 'kendi zamanına' göre yaşar.
Etraftaki bazı insanlar senden bir adım ileride gözükebilir, bazıları ise senin gerinde gözükebilir.
Ancak herkes kendi yarışında, kendi zamanında.
Onlara kıskançlık da besleme taklit de etme.
Onlar kendi zamanında sen kendi zamanında yaşayacaksın.
Hayat harekete geçmek için doğru zamanı beklemektir.
Yani sakin ol.
Geç kalmadın.
Erken de değil.
Tam zamanında yaşıyorsun."

Her şey "an" dadır. Geçmiş ölmüştür, gelecek doğmamıştır bile; artik ikisi de illüzyondur. Kendine tertemiz bir ajanda al ve bol bol yaz.Şükûrlerini yaz önce, nefesinden başla önce; sen kontrol etmeden çalıšan tüm organlarına; hücrelerine. Sonra an' ına eşlik eden,sana aynalik eden her şeye. Tüm her şey bizim enerji karşıligimiz, biz enerjimizi yükselttigimizde onlarin da enerjisi yükselecek. Yüksek enerjili durumlar, şeyler bize eşlik edecek. Neyi nasıl daha farklı yapabilirim, nasıl daha farklı düşünebilirim,hangi bakış açıları var diye sor ve bırak. Evren boşluk sevmez, sorularla boşluk enerjisi açıyoruz dolması gereken. O yûzden soruyoruz. Bilim de felsefe de o yüzden sorar hep; çocuk gibi merakli olun sürekli sorun der. Soruları yazın mesela; ne istediginizi, neler sevdiginizi sorun mesela. Belki başkalarının mutluluk tanımları ile hep yaşadınız; şimdi kendi mutluluk tanımlarınızı oluşturmanin vakti gelmiştir 🥰💫
aslinda ne sevdigimi ne istedigimi bile unuttum..Sonra en buyuk hayalim geldi aklima..Onlari harekete gecireyim diye cabaliyorum..Iste bu noktalarda gec kalmislik duygusu geliyor,sonra baska noktalar…
Defter olayi benim de aklima geldi ama nasil dolduracgimi bile bilemedim.Ara ara bir deftrler dolduruyorum,sukur defterleri,baska seyler,ama yine de bir eksiklik hissi…Ben bu olumsuz
uk duygularindan kurtulmaya calisiyorum.Baris Muslu‘sundan, tutun Abdullah Canitez‘in demolarina kadar her seyi deniyorum..Genel anlamda mutluyum cok sukur…Ama su olumsuz dusuncelerden kurtulma cirpinislarim …
 
Biraz önce canım kızım geldi ve dediki anne bak arkadaşım kitap dağıttı hepimize; senin bana anlattıklarından bahsediyor. Çoook sevindim hem enerjisinde olmasina hem de bu şekilde eşleştirmesine. Buraya da yazayım bir sayfa açıp;

"Evrende karşılığını en verimli şekilde bulan değer sevgidir. Sevgi sınırsız ölçüde yeni sevgiler yaratır.Sevginiz üzerinde hesaplar yapmazsaníz, karşılık beklemezseniz, sevginiz gerçekse ve içten geliyorsa, ulaştığı her yerde, her insanda daha büyük sevgiler görürsünüz. Üstün Dökmen'in bir şiiri vardır;" Yola çıkınca her sabah, bulutlara selam ver, taşlara,kuşlara, atlara,otlara,insanlara selam ver. Üleştir dostluğunu varlığa, bir kısmî seni de sarsîn" Sevginizi sınırsız ve ayrımsız bir şekilde vermeden sevgi bulamazsınız, sevgi içinde yaşayamazsınız. Sevginizde sınır,ayrım ve koşul olursa, o sevgi değil, sevgi kılığına bürünen bencillik ifadesi olur. Tüm yaratılanları içtenlikle sevmeyen, -onu sevmem bunu sevmem - diyen insan "seviyorum dedigi seyleri bir gün sevmeyebilir. Onum sevgisine güven olmaz. Güven içermeyen sevgi ise yaşamaz, yeni sevgiler yaratamaz. "
İnal Aydınoğlu

Ne güzel yine karşıma onca yerli yabancı yazar arasindan Üstün Dökmen çıktı sayfalarda , enerjileri ve enerji yasalarını çok ama çooook seviyorum ❤🥰🙏🎉
 
Biraz önce canım kızım geldi ve dediki anne bak arkadaşım kitap dağıttı hepimize; senin bana anlattıklarından bahsediyor. Çoook sevindim hem enerjisinde olmasina hem de bu şekilde eşleştirmesine. Buraya da yazayım bir sayfa açıp;

"Evrende karşılığını en verimli şekilde bulan değer sevgidir. Sevgi sınırsız ölçüde yeni sevgiler yaratır.Sevginiz üzerinde hesaplar yapmazsaníz, karşılık beklemezseniz, sevginiz gerçekse ve içten geliyorsa, ulaştığı her yerde, her insanda daha büyük sevgiler görürsünüz. Üstün Dökmen'in bir şiiri vardır;" Yola çıkınca her sabah, bulutlara selam ver, taşlara,kuşlara, atlara,otlara,insanlara selam ver. Üleştir dostluğunu varlığa, bir kısmî seni de sarsîn" Sevginizi sınırsız ve ayrımsız bir şekilde vermeden sevgi bulamazsınız, sevgi içinde yaşayamazsınız. Sevginizde sınır,ayrım ve koşul olursa, o sevgi değil, sevgi kılığına bürünen bencillik ifadesi olur. Tüm yaratılanları içtenlikle sevmeyen, -onu sevmem bunu sevmem - diyen insan "seviyorum dedigi seyleri bir gün sevmeyebilir. Onum sevgisine güven olmaz. Güven içermeyen sevgi ise yaşamaz, yeni sevgiler yaratamaz. "
İnal Aydınoğlu

Ne güzel yine karşıma onca yerli yabancı yazar arasindan Üstün Dökmen çıktı sayfalarda , enerjileri ve enerji yasalarını çok ama çooook seviyorum ❤🥰🙏🎉
Ustun Dokmeni hep cok sevmisimdir,
 
aslinda ne sevdigimi ne istedigimi bile unuttum..Sonra en buyuk hayalim geldi aklima..Onlari harekete gecireyim diye cabaliyorum..Iste bu noktalarda gec kalmislik duygusu geliyor,sonra baska noktalar…
Defter olayi benim de aklima geldi ama nasil dolduracgimi bile bilemedim.Ara ara bir deftrler dolduruyorum,sukur defterleri,baska seyler,ama yine de bir eksiklik hissi…Ben bu olumsuz
uk duygularindan kurtulmaya calisiyorum.Baris Muslu‘sundan, tutun Abdullah Canitez‘in demolarina kadar her seyi deniyorum..Genel anlamda mutluyum cok sukur…Ama su olumsuz dusuncelerden kurtulma cirpinislarim …
Bu duygu bendede var eksiklik hissi birşey geç kalınmışlik iyiki yazdiniz buraya buttrfly buttrfly innsorulari aklıma hiç gelmemişti
 
aslinda ne sevdigimi ne istedigimi bile unuttum..Sonra en buyuk hayalim geldi aklima..Onlari harekete gecireyim diye cabaliyorum..Iste bu noktalarda gec kalmislik duygusu geliyor,sonra baska noktalar…
Defter olayi benim de aklima geldi ama nasil dolduracgimi bile bilemedim.Ara ara bir deftrler dolduruyorum,sukur defterleri,baska seyler,ama yine de bir eksiklik hissi…Ben bu olumsuz
uk duygularindan kurtulmaya calisiyorum.Baris Muslu‘sundan, tutun Abdullah Canitez‘in demolarina kadar her seyi deniyorum..Genel anlamda mutluyum cok sukur…Ama su olumsuz dusuncelerden kurtulma cirpinislarim …
Olumsuz düşünceler hepimizde var bende de var. Geldigi zaman dırdır ettiği zaman radyonun sesini kısar gibi kıs; benliginden gelen sese kulak vermeye çalış. Bunun içinde an' a dal; kahve yap kokusunu al,tadın al.Kendini an' a daldırmak adına deģişik dokulu kumaşlar seç; yumuşak pamuk gibi,saten ya da semsert zımpara gibi dokunma hissini çalıştır. Zamanın içine dağıl ve buradan şükürlere gir ve buradan da sorularını sor; beni gerçekten ne mutlu eder?? diye sor ve bırak ve diger sorularini da.
 
Finansal sisteminde değişmesi gerektigini söyleyen bir tweet daha karşıma çıkan;
Tam da meditasyonumda dünyanın ihtiyaçlarından konuşmam daha çok duyurmam gerektigi ilhamını aldıgimin üzerine 🥰🙏
 

Eklentiler

  • 7Twitter.webp
    7Twitter.webp
    42,1 KB · Görüntüleme: 51
Üstteki paylaşımda dedim ya dünyanın ihtiyaçları diye... Evet dünyanın bizim sevgi enerjimize ihtiyacı var. Dünyada sevgi enerjisi kadar yüksek bir enerji yoktur herhalde. Hayatta kalma sebebimiz bu sevgi duygusu degilmi, tüm canlıların annesine bahşedilmiş yavrusunu korusun kollasın baksın diye. İşte dünyamız bizden bu sevgiyi yaymamızı istiyor. Tek bir kişinin enerjisi ile bile neler neler oluşturuyor ki hele içinde evrensel duygular varsa. En son basamaktır psikolojide,sosyolojide,eğitimde... evrensellik basamağı; en yûksek enerjili basamaktir. Hep ona ulaşmaya çalışırız, bu basamağa az da olsa yapacağınız enerji aktarımı dalga dalga yayılacak.
Tam bunları düşünürken belki kendisini tanımazsınız ama dünyaca ünlü fotoğrafcı Mert Alas ın instagramına bakmak ilham oldu evet diyordu ki
"Imagination is only weapon in the war against reality"
Evet imajinasyon gerçeğe karşı savaşta tek silahtır.

Mert Alas'ın ciddi bir imajinasyoncu olduğuna o kadar emindim ki.

Arıların ciddi anlamda sayıları azalıyor bu da biyolojik cesitliligi azaltiyor ki kıtlık enerjisine işaret... Dünya çok ciddi bir ısınmanın etkisinde ve tabiki savaş; Ukraynalılar ve çoooktan mülteci durumundaki insanlar... Lütfen hepsini içine alan bir Mor Küre
ritüeli yapın, ilk defa bir şey istiyorum sizden sanırım böyle. Dünyamizin,enerjilerin buna ihtiyaci var ❤❤❤

Gözümüzü kapatalım, ellerimizin arasında mor bir küre olsun, hepsini küremize alalım. Kalbimizden harika enerjilerin çıkıp sevgimizi aktardigini görelim. Bu enerji tüm dünyaya yayılıyor emin olur, sevginin hele de böyle evrensel enerjinin yapamayacagi şey yok💫🎉🙏
 

Eklentiler

  • Instagram.webp
    Instagram.webp
    26,1 KB · Görüntüleme: 38
ALBERT EINSTEIN’DAN KIZINA MEKTUP:
EVRENSEL GÜÇ OLAN SEVGİ HAKKINDA

1980’lerin sonunda ünlü dehanın kızı olan Lieserl, Einstein’ın yazdığı 1400 mektubu Yahudi Üniversitesine bağışladı; tek bir şartı vardı: babasının ölümünün üzerinden 20 yıl geçene kadar içerikleri yayınlanmayacaktı. Bu okuyacağınız mektup Lieserl Einstein için olanlardan bir tanesi…

İzafiyet kuramını açıkladığım zaman çok az kişi beni anladı, şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılma ve önyargıyla çarpışmaya mahkum.
Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum, ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.
Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor , evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.

Bu evrensel güç SEVGİDİR.

Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

Sevgi Işıktır, onu alıp verenleri aydınlatan.

Sevgi yer çekimidir, çünkü insanların birbirine çekim hissettmelerini sağlar.

Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır, ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemesine izin verir.

Sevgi için yaşarız ve ölürüz.

Sevgi Tanrıdır ve Tanrı sevgidir.

Bu güç herşeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir, çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.

Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım.

Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz: sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.

İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekte ki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur.
Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.

Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.

Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jenaratör var.

Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, herşeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz, çünkü sevgi hayatın en özlü kısmıdır.

Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor : seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.

Baban Albert Einstein
 
ALBERT EINSTEIN’DAN KIZINA MEKTUP:
EVRENSEL GÜÇ OLAN SEVGİ HAKKINDA

1980’lerin sonunda ünlü dehanın kızı olan Lieserl, Einstein’ın yazdığı 1400 mektubu Yahudi Üniversitesine bağışladı; tek bir şartı vardı: babasının ölümünün üzerinden 20 yıl geçene kadar içerikleri yayınlanmayacaktı. Bu okuyacağınız mektup Lieserl Einstein için olanlardan bir tanesi…

İzafiyet kuramını açıkladığım zaman çok az kişi beni anladı, şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılma ve önyargıyla çarpışmaya mahkum.
Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum, ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.
Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor , evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.

Bu evrensel güç SEVGİDİR.

Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

Sevgi Işıktır, onu alıp verenleri aydınlatan.

Sevgi yer çekimidir, çünkü insanların birbirine çekim hissettmelerini sağlar.

Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır, ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemesine izin verir.

Sevgi için yaşarız ve ölürüz.

Sevgi Tanrıdır ve Tanrı sevgidir.

Bu güç herşeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir, çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.

Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım.

Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz: sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.

İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekte ki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur.
Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.

Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.

Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jenaratör var.

Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, herşeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz, çünkü sevgi hayatın en özlü kısmıdır.

Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor : seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.

Baban Albert Einstein
Ah Einsteiin üzümlü kekim😍😍 ne kadar yüksek frekanslı bir yazı. İşim geregi fizikle yakından ilgilendiğimden bu mektubu ilk okudugumda m=bizim boyutumuz yani madde, c^2 bizi sarmalayan sonsuz olasılıklarla dolu kuantum evrenin hızı, E de sevgi yani en büyük güç (kim neye inanıyorsa) oldugunu düşünmüştüm. Böyle bir farkındalıgı bizim boyutumuzda gözlemleyen birinin frekansına hayran olmamak elde değil🥰tesekkurler buttrfly buttrfly paylaşım için
 
Bugün sürekli dilime takıldı;

Bize ne masallar ninniler söylediler dünya üstüne
Aldatıldık Aldatıldık
Dünya böyle değil...



Evet hep aldatıldık canım yaaa Dünya güzel değil aslında çoook çooooook güzel, hep bizi uyuttular kuzum yavrummmm 🎉🎉

Hangi bilmediğin nice tatlar,sesler,görüntüler,kokular,dokular var dünya nüfusunun sadece %1 nin yaşayıp senin gibi %99 unun yaşamadığı???

( bknz: Dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin serveti yüzde 99'un toplamına eşit - BBC News Türkçe )
 
Bugün sürekli dilime takıldı;

Bize ne masallar ninniler söylediler dünya üstüne
Aldatıldık Aldatıldık
Dünya böyle değil...



Evet hep aldatıldık canım yaaa Dünya güzel değil aslında çoook çooooook güzel, hep bizi uyuttular kuzum yavrummmm 🎉🎉

Hangi bilmediğin nice tatlar,sesler,görüntüler,kokular,dokular var dünya nüfusunun sadece %1 nin yaşayıp senin gibi %99 unun yaşamadığı???

( bknz: Dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin serveti yüzde 99'un toplamına eşit - BBC News Türkçe )

Sorun bir harika tekrar ediyorumm, hangi bilmediğim tatlar, sesler, görüntüler, kokular var dünya nüfusunun sadece %1inin yaşayıp benim gibi %99unun yaşamadığı.
 
Sorun bir harika tekrar ediyorumm, hangi bilmediğim tatlar, sesler, görüntüler, kokular var dünya nüfusunun sadece %1inin yaşayıp benim gibi %99unun yaşamadığı.

Ne mutlu bana tatlımm.

Yok yok yok artık "gerçek" değişim vakti. Bu kadar cahillik yeter🤣 Çok cahilsin keşke ölsen cümlesi çooook garip gelirdi. Şimdi diyorum ki biraz yumşatıp cahilliğin kaynağı olan tüm inançları,kodlar ölsün, yok olsun 💣💣💥

Çok değil kimimizin 2 ya da 3 nesil öncesi aile büyüklüklerinin yanında çocuklarını sevemezmiş, bunu utanç kaynağı görürmüş. Sevgi ve utanç ???
Ögretmenlere veliler ne derdi? Eti senin kemigi benim. Nedir bu ya?? Yok dünya çok kötüymüş artık, sanki önceden cennetti ya Heidi nin gerçek hikayesini biliyorsunuzdur belki. İsviçre'nin utancı yazın, verdingkinder yazın neler çıkıyor; doktorların isyanlarini da okuyun ama o dönemlere ait. Tüm bu nefret,cahillik,sömürü enerjileri lütfen hepsi kaynağına 💣💣💥💥💥
 
Ne mutlu bana tatlımm.

Yok yok yok artık "gerçek" değişim vakti. Bu kadar cahillik yeter🤣 Çok cahilsin keşke ölsen cümlesi çooook garip gelirdi. Şimdi diyorum ki biraz yumşatıp cahilliğin kaynağı olan tüm inançları,kodlar ölsün, yok olsun 💣💣💥

Çok değil kimimizin 2 ya da 3 nesil öncesi aile büyüklüklerinin yanında çocuklarını sevemezmiş, bunu utanç kaynağı görürmüş. Sevgi ve utanç ???
Ögretmenlere veliler ne derdi? Eti senin kemigi benim. Nedir bu ya?? Yok dünya çok kötüymüş artık, sanki önceden cennetti ya Heidi nin gerçek hikayesini biliyorsunuzdur belki. İsviçre'nin utancı yazın, verdingkinder yazın neler çıkıyor; doktorların isyanlarini da okuyun ama o dönemlere ait. Tüm bu nefret,cahillik,sömürü enerjileri lütfen hepsi kaynağına 💣💣💥💥💥
Bişe dicem ama topici sabote etmek gibi de olmasın senin başarını çok takdir ediyorum öncelikle sevgili buttrfly fakat ben kaç senedir girdiğim kısır döngüden yok çıkamıyorum. Geçmişe dair kendimi suçlamak hissi de geçmiyor. Kaç kere kapattım kaç kere içimde tamamen hesaplaşıp bitirdim iptaller ettim bilmiyorum. Tetikleyici bişe çıkıyo hop sıfırdan aklımda 🤦🏻‍♀️ Olumlamalar yaptım , bir sürü şey okudum neler yaptım ama hala sonuç alamadım . Alacak gibi olduğumda hop geri kaçtı. Resmen bende sıkışıp kitlenip kalmışlık hissi var çevremde istediğim insanları göremiyorum bir türlü çıkamıyorum çemberden. Nasıl çıkabilirim , nasıl istediğim insanları çevreme çekebilirim ? Nasıl kendimi bu sıkışmışlık hissinden bu sınırlardan çıkarabilirim ? Nasıl daha iyi, tatmin olabildiğim bir hayat yaşayabilirim ? Bunlar için neler mümkün ? Evrene soruyorum …
 
Chandler Bing Chandler Bing begenilerine çoook tesekkur ediyorum canım benim, şu çok sevdigim Mevlana yazisini her kelimesini sindire sindire okumaya çalıştım; LarkeTanner LarkeTanner canım benim şiddetle tavsiye ederim. Ben bir dönem bunlari madde madde yazıp ajandama üzerine de esmaları eklemiştim. O kadar muazzam hisler gelmişti ki o iç coşkusu,huzur... o aradığım insanlar hep etrafımda oldu. Bak ben var ya inanılmaz yargılarla dolu bir annenin çocuğuyum, sağolsun o da beni ben yapmak için görevini yapıyordu. Yıllardır özellikle ilk çocugum dogdugundan beri hem kendilerinden aldigim yargılar hem de dna kodlarimda yer alan kalıpları açığa çıkartįyorum. Neler çıkıyor,hangi enerjiler çıkıyor; ama muhteşem bir şey. Benim doğum haritam 8. ev akrep stelyumlu. Akrep ve 8. ev stelyumu anka kuşu demekmiş,zaten öyle sürekli küllerimden yeniden doğuyorum her bir alanda. Ama olsun o kadar kişiye faydam oluyor,örnek oluyorum ki çevremdekilere.

Neyse ajandana yaz mutlaka, üzerine teker teker düşün. Sorular sor, ders gibi yap kendine tatlim.

Ne demiş Mevlana sen yürüyen bir evrensin ve daha neler der;

1. Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin.

Büyük bir potansiyelle doğdun. İdeallerin, hayallerin, gerçekleştirmek istediklerin var. Kanatların var. Sürünmek için değil, uçmak ve yaşamak için doğdun. Elinde ipin var olduğunu bilirken ne diye kuyunun dibinde durmaya devam edersin? Evren senin dışında değil, evren senin içinde.

2. Yapman gereken şey, senin için anlamlı olan bir hayat sürmektir, başkalarına değil.

İnsanların ne düşündüğünün gerçekten bir önemi yok. Sadece, kalbine ve aklına yatan hayatı yaşamakla sorumlusun.

3. Kendine dair umutlarından asla vazgeçme.

Zor bir zaman geçiriyor olabilirsin. Herşey sana karşıymış gibi gözükebilir. Bir dakika bile sabrın kalmamış olabilir. İşte o nokta, herşeyin değişeceği noktadır. Hüzünler, sevince hazırlanman içindir. Hüzün, evini temizler, yeniye ve sevince yer açar. Hüzün, kalbindeki sararmış yaprakları temizler. Böylece artık yeni yeşil otlar açabilir. Hüzün kalbini kapladığı zaman rahat ol, yakında çok feraha ereceksin demektir.

4. Cehalet hapishanedir.

Cehalet seni hapishaneye sokar. Bilmek ise Allah’ın sarayıdır. Bilmek lütuftur, bilginin kıymeti yüksektir.

5. Dışarıdaki zenginlikler, içindeki zenginliklerle kıyas bile edilemez

Zaten boynunda var olan elmas gerdanlığa sahip olmak için oradan oraya koşturursun. Eğer kendini bir kaç dakikalığına hakikat penceresinden görebilseydin şaşar kalırdın. Sevinç ve güzelliklerle dolu evine geri dön. Kendine geri dön. İçindeki hazineye geri dön. Evrendeki herşey senin içinde. İçinde sonsuz bir kaynak mevcutken, elinde boş bir kova ile sokaklarda dilencilik yapma.

6. Olduğun kişiyi bırakabilirsen, asıl varlığına uyanırsın.

Güvende olma ihtiyacını bırak. Korktuğun şeylerin üzerine git. Şan, şöhret, görüntü ve sahte kimlikleri bir kenara koy. İnsanların anlattığı sınırlayıcı hikayelere inanma. Kendi hikayeni yarat. Kendi ateşini kendin yak. Kendi ateşiyle eriyen kar gibi ol. Kendini kendinden uzaklaştır, kendini yıka. Sonra yeniden doğ.



7. Dünyadaki herkesten daha iyi yaptığın birşey mutlaka vardır.

Herkesin dünyaya yapmak için geldiği, en iyi yaptığı en az birşey vardır. Ve bunu yapmak için gerekli olan istek herkesin kalbine yerleştirilmiştir.

8. Merdivenin tümünü görmek zorunda değilsin, sadece ilk adımı at.

Yolu yürümeye başla. Başladıktan sonra yolun devamı görünecektir.

9. Bir işi yaparken onu tüm kalbinle yap.

Yarım akılla, yarım kalple Yaradan’a ulaşmaya çalışmak nafile bir çabadır. Yola çıkıyorsun ama yolun yarısında vazgeçip pes ediyorsun. O zaman niye yola çıkarsın? Ruhtan/kalpten gelen istekle yaptığın her iş sevince dönüşür. Eğer istek kalbinden gelmiyorsa, o sevinç yok olur. Her ne yapıyorsan ve her kimsen, kalple yap, kalple ol.

10. İyi şeyler son bulur, böylece daha iyi şeylere yer açılır.

Üzülme. Hüzünlenme. Kaybettiğin herşey başka bir formda sana geri döner.

11. Yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir.

Seni acıtan, üzen, yara açan herşey seni aynı zamanda kutsar. Karanlık, senin aydınlatıcı mumundur. Yıkımın olduğu yerde hazine bulunur. Yaralarından kaçma. Yaraların, ışığın içine nüfuz edeceği yerdir. Hüzünlerin olduğu zaman şefkatin artar. Yeter ki açık kalpli ol. Acının, şefkate dönüşmesine izin ver.

12. Sevdiğin işi yap ve onu sevgiyle yap.

Sakince, sevdiğin şeyi yapmaya doğru çekilmene izin ver. Direnme. Gerçekten değer verdiğin şeylerle meşgul ol.

13. Daha az düşün, daha çok hisset.

Söz konusu olan sevgiyse, onun sebeplerinin anlamı yoktur. Düşüncelerini unut. Düşüncelerinin, kalbinin üstüne geçmesine izin verme. Düşünmeyi bırak… Kalbinde yanmayı bekleyen bir mum var. İçinde dolmayı bekleyen bir boşluk var. Hissediyor musun? Endişe etmeyi bırak. Düşünmeyi bırak ve hissetmeye geç.

14. Sevgi için herşeye değer.

Hakiki insan, sevgi için herşeyi kaybetmeyi göze alabilir. Eğer sen o değilsen, bu işe hiç girme. Bırak sevgilin deli olsun. Sevgi için herşeye değer.

15. Hayatındaki iyiye ve kötüye – herşeye eşit şekilde şükret.

Her kim geliyorsa karşına, ona şükran duy. Hepsi sana öte alemden bir hediye ile gelmiştir. Eğer kötü’den dolayı sinirlerin bozuluyorsa da şükret, bu sayede kendini yenileme fırsatın olacak.

16. Kendini değiştir, dünya kendiliğinden değişir.

Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istiyordum. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum.

17. Bizler sevgiden yapıldık ve sevmek için yaratıldık.

Sevgi bizim hammaddemizdir. Sevgiyi aramak yanlıştır. Sevgiyi arama. Sevmene engel olan bariyerlerini ara, onları bul. Sevgi sayesinde tüm acı azalır, bakır altına, hüzün sevince dönüşür.



18. Ruhun bu dünyadan değildir ama bedenin bu dünyadandır.

Tüm gün düşünürüm bazen, nereden geldim, nereye gidiyorum diye. Bil ki ruh bu dünyadan değildir. Ancak bilirim ki beden bu dünyadandır.

19. Ruh mertebesinde hepimiz biriz.

Güneşin duvarın bir tarafına vuruşu ile diğer tarafına vuruşu farklı sonuçlar doğurur. Ancak güneş tek ve birdir. Doğu ya da Batı.. Kuzey ya da Güney. Fark etmez. Ruh mertebesinde ayrım yoktur.

20. Ruhunuz herşeyden daha kıymetlidir.

Elle tutulur, maddi şeylere fazla önem verme. Kendi ruhunun kıymetini bildiğin zaman, onların ne kadar değersiz olduğunu anlarsın.

21. Eşini bilgece seç.

Aranda rekabet olmayan, daha zengin olma peşinde koşmayan, kaybetmekten korkmayan, benliğine tutunmayan birisini eş olarak seç.

22. Gerçek sevgi madde dünyasını dönüştürür. Bedenleriniz ayrı kalsa bile ruhlarınız her daim birliktedir.

Ayrılıklar sadece gözleri ile görenler içindir. Sevenlerde ayrılık yoktur. Ruh mertebesine ayrılık yoktur.

23. Kelimelerinin gücünü yükselt, sesini değil.

Sesini yükseltmek fayda etmez. Kelimelerinin gücünü arttır. Çiçekleri büyüten şey yağmurdur, fırtına değil.

24. Sessizlik, Yaradan’ın sesidir.

Sessizlik Yaradan’ın sesidir. Diğer seslerin hepsi basit birer çeviri denemesidir. Kelimeler yüzeydedir. İnsanlar, kelimelerin ötesi ile iletişime geçerler. Kelimelerle savrulmayı bırak. Sessizliğe teslim ol, bırak herşey o şekilde açığa çıksın.

25. Hayatta olmak yaşamak demek değildir.

Sadece nefes aldığın için yaşadığını mı sanıyorsun? Bu hayat, hayat değildir. Bu hayat sınırlarla doludur. Sevgiye teslim ol ve gerçekten yaşa. Sevgiye teslim ol ve sonsuza dek yaşa
 
Chandler Bing Chandler Bing begenilerine çoook tesekkur ediyorum canım benim, şu çok sevdigim Mevlana yazisini her kelimesini sindire sindire okumaya çalıştım; LarkeTanner LarkeTanner canım benim şiddetle tavsiye ederim. Ben bir dönem bunlari madde madde yazıp ajandama üzerine de esmaları eklemiştim. O kadar muazzam hisler gelmişti ki o iç coşkusu,huzur... o aradığım insanlar hep etrafımda oldu. Bak ben var ya inanılmaz yargılarla dolu bir annenin çocuğuyum, sağolsun o da beni ben yapmak için görevini yapıyordu. Yıllardır özellikle ilk çocugum dogdugundan beri hem kendilerinden aldigim yargılar hem de dna kodlarimda yer alan kalıpları açığa çıkartįyorum. Neler çıkıyor,hangi enerjiler çıkıyor; ama muhteşem bir şey. Benim doğum haritam 8. ev akrep stelyumlu. Akrep ve 8. ev stelyumu anka kuşu demekmiş,zaten öyle sürekli küllerimden yeniden doğuyorum her bir alanda. Ama olsun o kadar kişiye faydam oluyor,örnek oluyorum ki çevremdekilere.

Neyse ajandana yaz mutlaka, üzerine teker teker düşün. Sorular sor, ders gibi yap kendine tatlim.

Ne demiş Mevlana sen yürüyen bir evrensin ve daha neler der;

1. Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin.

Büyük bir potansiyelle doğdun. İdeallerin, hayallerin, gerçekleştirmek istediklerin var. Kanatların var. Sürünmek için değil, uçmak ve yaşamak için doğdun. Elinde ipin var olduğunu bilirken ne diye kuyunun dibinde durmaya devam edersin? Evren senin dışında değil, evren senin içinde.

2. Yapman gereken şey, senin için anlamlı olan bir hayat sürmektir, başkalarına değil.

İnsanların ne düşündüğünün gerçekten bir önemi yok. Sadece, kalbine ve aklına yatan hayatı yaşamakla sorumlusun.

3. Kendine dair umutlarından asla vazgeçme.

Zor bir zaman geçiriyor olabilirsin. Herşey sana karşıymış gibi gözükebilir. Bir dakika bile sabrın kalmamış olabilir. İşte o nokta, herşeyin değişeceği noktadır. Hüzünler, sevince hazırlanman içindir. Hüzün, evini temizler, yeniye ve sevince yer açar. Hüzün, kalbindeki sararmış yaprakları temizler. Böylece artık yeni yeşil otlar açabilir. Hüzün kalbini kapladığı zaman rahat ol, yakında çok feraha ereceksin demektir.

4. Cehalet hapishanedir.

Cehalet seni hapishaneye sokar. Bilmek ise Allah’ın sarayıdır. Bilmek lütuftur, bilginin kıymeti yüksektir.

5. Dışarıdaki zenginlikler, içindeki zenginliklerle kıyas bile edilemez

Zaten boynunda var olan elmas gerdanlığa sahip olmak için oradan oraya koşturursun. Eğer kendini bir kaç dakikalığına hakikat penceresinden görebilseydin şaşar kalırdın. Sevinç ve güzelliklerle dolu evine geri dön. Kendine geri dön. İçindeki hazineye geri dön. Evrendeki herşey senin içinde. İçinde sonsuz bir kaynak mevcutken, elinde boş bir kova ile sokaklarda dilencilik yapma.

6. Olduğun kişiyi bırakabilirsen, asıl varlığına uyanırsın.

Güvende olma ihtiyacını bırak. Korktuğun şeylerin üzerine git. Şan, şöhret, görüntü ve sahte kimlikleri bir kenara koy. İnsanların anlattığı sınırlayıcı hikayelere inanma. Kendi hikayeni yarat. Kendi ateşini kendin yak. Kendi ateşiyle eriyen kar gibi ol. Kendini kendinden uzaklaştır, kendini yıka. Sonra yeniden doğ.



7. Dünyadaki herkesten daha iyi yaptığın birşey mutlaka vardır.

Herkesin dünyaya yapmak için geldiği, en iyi yaptığı en az birşey vardır. Ve bunu yapmak için gerekli olan istek herkesin kalbine yerleştirilmiştir.

8. Merdivenin tümünü görmek zorunda değilsin, sadece ilk adımı at.

Yolu yürümeye başla. Başladıktan sonra yolun devamı görünecektir.

9. Bir işi yaparken onu tüm kalbinle yap.

Yarım akılla, yarım kalple Yaradan’a ulaşmaya çalışmak nafile bir çabadır. Yola çıkıyorsun ama yolun yarısında vazgeçip pes ediyorsun. O zaman niye yola çıkarsın? Ruhtan/kalpten gelen istekle yaptığın her iş sevince dönüşür. Eğer istek kalbinden gelmiyorsa, o sevinç yok olur. Her ne yapıyorsan ve her kimsen, kalple yap, kalple ol.

10. İyi şeyler son bulur, böylece daha iyi şeylere yer açılır.

Üzülme. Hüzünlenme. Kaybettiğin herşey başka bir formda sana geri döner.

11. Yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir.

Seni acıtan, üzen, yara açan herşey seni aynı zamanda kutsar. Karanlık, senin aydınlatıcı mumundur. Yıkımın olduğu yerde hazine bulunur. Yaralarından kaçma. Yaraların, ışığın içine nüfuz edeceği yerdir. Hüzünlerin olduğu zaman şefkatin artar. Yeter ki açık kalpli ol. Acının, şefkate dönüşmesine izin ver.

12. Sevdiğin işi yap ve onu sevgiyle yap.

Sakince, sevdiğin şeyi yapmaya doğru çekilmene izin ver. Direnme. Gerçekten değer verdiğin şeylerle meşgul ol.

13. Daha az düşün, daha çok hisset.

Söz konusu olan sevgiyse, onun sebeplerinin anlamı yoktur. Düşüncelerini unut. Düşüncelerinin, kalbinin üstüne geçmesine izin verme. Düşünmeyi bırak… Kalbinde yanmayı bekleyen bir mum var. İçinde dolmayı bekleyen bir boşluk var. Hissediyor musun? Endişe etmeyi bırak. Düşünmeyi bırak ve hissetmeye geç.

14. Sevgi için herşeye değer.

Hakiki insan, sevgi için herşeyi kaybetmeyi göze alabilir. Eğer sen o değilsen, bu işe hiç girme. Bırak sevgilin deli olsun. Sevgi için herşeye değer.

15. Hayatındaki iyiye ve kötüye – herşeye eşit şekilde şükret.

Her kim geliyorsa karşına, ona şükran duy. Hepsi sana öte alemden bir hediye ile gelmiştir. Eğer kötü’den dolayı sinirlerin bozuluyorsa da şükret, bu sayede kendini yenileme fırsatın olacak.

16. Kendini değiştir, dünya kendiliğinden değişir.

Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istiyordum. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum.

17. Bizler sevgiden yapıldık ve sevmek için yaratıldık.

Sevgi bizim hammaddemizdir. Sevgiyi aramak yanlıştır. Sevgiyi arama. Sevmene engel olan bariyerlerini ara, onları bul. Sevgi sayesinde tüm acı azalır, bakır altına, hüzün sevince dönüşür.



18. Ruhun bu dünyadan değildir ama bedenin bu dünyadandır.

Tüm gün düşünürüm bazen, nereden geldim, nereye gidiyorum diye. Bil ki ruh bu dünyadan değildir. Ancak bilirim ki beden bu dünyadandır.

19. Ruh mertebesinde hepimiz biriz.

Güneşin duvarın bir tarafına vuruşu ile diğer tarafına vuruşu farklı sonuçlar doğurur. Ancak güneş tek ve birdir. Doğu ya da Batı.. Kuzey ya da Güney. Fark etmez. Ruh mertebesinde ayrım yoktur.

20. Ruhunuz herşeyden daha kıymetlidir.

Elle tutulur, maddi şeylere fazla önem verme. Kendi ruhunun kıymetini bildiğin zaman, onların ne kadar değersiz olduğunu anlarsın.

21. Eşini bilgece seç.

Aranda rekabet olmayan, daha zengin olma peşinde koşmayan, kaybetmekten korkmayan, benliğine tutunmayan birisini eş olarak seç.

22. Gerçek sevgi madde dünyasını dönüştürür. Bedenleriniz ayrı kalsa bile ruhlarınız her daim birliktedir.

Ayrılıklar sadece gözleri ile görenler içindir. Sevenlerde ayrılık yoktur. Ruh mertebesine ayrılık yoktur.

23. Kelimelerinin gücünü yükselt, sesini değil.

Sesini yükseltmek fayda etmez. Kelimelerinin gücünü arttır. Çiçekleri büyüten şey yağmurdur, fırtına değil.

24. Sessizlik, Yaradan’ın sesidir.

Sessizlik Yaradan’ın sesidir. Diğer seslerin hepsi basit birer çeviri denemesidir. Kelimeler yüzeydedir. İnsanlar, kelimelerin ötesi ile iletişime geçerler. Kelimelerle savrulmayı bırak. Sessizliğe teslim ol, bırak herşey o şekilde açığa çıksın.

25. Hayatta olmak yaşamak demek değildir.

Sadece nefes aldığın için yaşadığını mı sanıyorsun? Bu hayat, hayat değildir. Bu hayat sınırlarla doludur. Sevgiye teslim ol ve gerçekten yaşa. Sevgiye teslim ol ve sonsuza dek yaşa
Teşekkür ederim 🤩 her zaman yardımcı olmaya cevap vermeye çalışıyorsun kalbinin güzelliği yüzüne yansımış 💐
 
Üstteki paylaşımda dedim ya dünyanın ihtiyaçları diye... Evet dünyanın bizim sevgi enerjimize ihtiyacı var. Dünyada sevgi enerjisi kadar yüksek bir enerji yoktur herhalde. Hayatta kalma sebebimiz bu sevgi duygusu degilmi, tüm canlıların annesine bahşedilmiş yavrusunu korusun kollasın baksın diye. İşte dünyamız bizden bu sevgiyi yaymamızı istiyor. Tek bir kişinin enerjisi ile bile neler neler oluşturuyor ki hele içinde evrensel duygular varsa. En son basamaktır psikolojide,sosyolojide,eğitimde... evrensellik basamağı; en yûksek enerjili basamaktir. Hep ona ulaşmaya çalışırız, bu basamağa az da olsa yapacağınız enerji aktarımı dalga dalga yayılacak.
Tam bunları düşünürken belki kendisini tanımazsınız ama dünyaca ünlü fotoğrafcı Mert Alas ın instagramına bakmak ilham oldu evet diyordu ki
"Imagination is only weapon in the war against reality"
Evet imajinasyon gerçeğe karşı savaşta tek silahtır.

Mert Alas'ın ciddi bir imajinasyoncu olduğuna o kadar emindim ki.

Arıların ciddi anlamda sayıları azalıyor bu da biyolojik cesitliligi azaltiyor ki kıtlık enerjisine işaret... Dünya çok ciddi bir ısınmanın etkisinde ve tabiki savaş; Ukraynalılar ve çoooktan mülteci durumundaki insanlar... Lütfen hepsini içine alan bir Mor Küre
ritüeli yapın, ilk defa bir şey istiyorum sizden sanırım böyle. Dünyamizin,enerjilerin buna ihtiyaci var ❤❤❤

Gözümüzü kapatalım, ellerimizin arasında mor bir küre olsun, hepsini küremize alalım. Kalbimizden harika enerjilerin çıkıp sevgimizi aktardigini görelim. Bu enerji tüm dünyaya yayılıyor emin olur, sevginin hele de böyle evrensel enerjinin yapamayacagi şey yok💫🎉🙏
Canım inanır mısın bu meditasyonu 2 yıldır falan yapmıyordum savaş çıktığından beri bir kaç kez yaptım sonra bugün bu paylaşımını görünce burda da paylaşayim artı 5 kişi yapsak bile güzel dünyamıza merhem olsun meditasyonu Mor Alev paylaşmıştı yıllar önce bana Mor Alevi’de öneren sensin 🙏😇😘🦋içimden bir ses paylaş çoğalsın dedi 💜❤️🌸🌼💕
Yapacak olan arkadaşlara NOT ⭐⭐⭐
kayıtta geçen terimlere takılmayın inancınız dininiz ne olursa olsun herkesin inancı özgür iradesi kendi kalbidir ve tek bir yol var ışık için o da SEVGİ ve sevgi bizi yargılamaz dışlamaz 🕊🌎🍀
O ZAMAN BARIŞ VE HUZUR İÇİN 🌺 ŞİFA NİYETİNE ve öyle Olsun Amin 🤲
💜💜💜
 
Son düzenleme:
Güzel , sade anlatımlı, faydalı bir yazı, dönüp dönüp hatırlamam gerekenlerden ,,,,

****
- Olumlu Düşünme Alışkanlığı - Psk. Tuğba Demiröz -

Olumsuz (çarpık, yanlış, kötümser…) düşünce alışkanlıklarından kurtulmak ve olumlu düşünme alışkanlığı kazanmak için, öncelikle olumsuz düşünce alışkanlıklarının farkına varmak gerekir. Farkına varamadığınız bir şeyi değiştiremezsiniz. Ancak farkına vardığınız şeyleri, değiştirilmesi gerektiğine inanırsanız, değiştirebilirsiniz.

Olumlu düşünmeye başlamak için önce niyet etmek, sonra karar vermek, daha sonrasında ise alınan kararın arkasında ısrarla durmak gerekir. Herhangi bir karar verildikten sonra, kararı veren birey, iki sistemle mücadele etmek durumunda kalır. Bu sistemlerden biri İç Sistem, diğeri ise çevre; yani Dış Sistem’ dir. Daha iyi anlaşılması için, önce İç Sistem’in ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bir örnekle anlatmak istiyorum.

İç Sistem (Bilinç)’in İşleyiş Mekanizması:

1'nci Adım: Birey kendi İç Sistem’inde dengesizlikler, çarpıklıklar, yanlışlıklar, zararlı düşünce kalıpları, yanlış etiketler… olduğunu bir yolla –okuduğu kitaplardan, katıldığı eğitimlerde edindiği bilgilerden, kendisine yöneltilen eleştirilerden – olumsuz düşündüğünün ve bu düşünce şeklinin kendini sınırladığının, bir şekilde farkına varır.

2'nci Adım: İç sistem’ini düzenlemek için, yeni bir karar alma niyetine girer.

Örneğin, “Olumsuz düşünmek bana ciddi anlamda zarar verdi. Nice teklifi sırf bu düşünme şeklim yüzümden geri çevirdim. Benim olmaz dediğim işleri, başkaları yaptı ve hiç de zannettiğim gibi olmadığını gördüm. Bu düşünme şeklimden vazgeçmeli ve bir şekilde olumlu düşünme alışkanlığı kazanmanın yollarını aramalıyım.”

3'ncü Adım: Niyete ulaşmanın yolları aranır.

Örneğin, olumlu düşünme konusu araştırılır. Konuya dair kitaplara ulaşılarak, onlardan bilgiler edinilir. Olumlu düşünme alışkanlığının nasıl kazanıldığıyla ilgili desteklere ulaşılır…

4'üncü Adım: Edinilen bilgiler ışığında, niyeti gerçekleştirecek hedef belirlenir.

Örneğin, “Şu andan itibaren olumlu düşünüyorum. Hedefim olumlu düşünme becerisi kazanmak.”

Bu aşamadan itibaren İç Sistem (Bilinç) işin ciddiyetini anlar ve devreye girer. Bu aşamaya kadar atılan tüm adımlar, İç sistem için sanki birer fantezi, birer oyun ya da hayaldir. Bu yüzden, İç Sistem müdahale etmez. Hedefin belirlenmesi ise, İç Sistem’e durum ciddi mesajını iletir. Çünkü karar verilmiştir. (İç Sistem ancak ani alınan kararlarda hemen devreye girer.)

5'inci Adım: Kişi belirlediği hedef doğrultusunda yürümeye başlar.

Hedefin belirlenmesiyle devreye giren İç Sistem, hedef doğrultusunda atılan ilk adımla karmaşa yaşar. Çünkü kişi, o ana kadar olumsuz düşünce kalıplarıyla yaşamını sürdürdüğünden, İç Sistem’i o duruma uygun bir denge geliştirmiştir. Bu sebeple alışık olmadığı, yeni ve yabancı bir şeyle karşılaşan İç Sistem, telaşlanır. Alıştığı dengeyi korumak için, kişiyi aldığı bu yeni karardan caydırmaya çalışır. Yeni durumla nasıl baş edeceğini henüz bilemediğinden, var olan eski durum, ne kadar kötü olursa olsun, en azından tanıdıktır ve o durumda ne yapacağını bilmektedir.

Bu durum çok uzun yıllar hapishanede ya da hastanede yaşayan bireylerin, bulundukları mekandan çıkmak zorunda kaldıklarında yaşadıkları duruma benzer. Uzun yıllar kapalı mekanda yaşadıklarından, yeni ortama uyum sağlama süreci, onlar için kolay olmaz. Tanıdık mekanlarına geri dönmek istemeleri, bizlere ne kadar tuhaf gelse de durum böyledir. Çünkü İç Sistem, alıştığı dengesini korumaya çalışmaktadır.

Beşinci adım, belirleyici ve önemli bir adımdır. Bu adımda kişi ya İç Sistem ile mücadeleye girerek altıncı adımı atar ya da başladığı yeni macerasını sürdüremez.

6'ıncı Adım: İç Sistem’in dengesinin bozulması pahasına, İç Sistem ile mücadeleye girilir.

İç Sistem, kişinin bilincidir. Kişi olumlu düşünme becerisini geliştirmek için yaptığı her davranışta İç Sistem ile çatışır. Onun hali hazırdaki dengesini sarstığından, bilinç, bilinçaltına yaptığı baskıyı azaltır. Bilinçaltında bastırılan malzemeleri yavaş yavaş çıkararak, kişiye göstermeye başlar. (Bilinç, kişiyi korumak için, onu rahatsız eden şeyleri bilinçaltına iten ve orada kalmaları için baskı uygulayan sanal beyin bölümüdür)

Bu durumda kişi, ya bilinçaltı malzemeleriyle yüzleşmeyi seçer -ki böylece kendini biraz daha aşmış ve yeni farkındalıklar kazanarak yoluna devam etmiş olur- ya da bilincin ona kurduğu tuzağı göremediğinden, bilinçaltıyla yüzleşmek yerine, bu malzemelerin taşıdığı kötü duygusal içeriklerle oyalanmaktan, aldığı kararın arkasında duramaz.

İç Sistem’in; yani bilincin tuzaklarına karşı uyanık olmak ve yüzleşmeyi seçmek sancılı olsa da, bu sadece bir süreçtir. Yolun ilk kilometreleri sarp ve dikenli olabilir; nihayetinde bir yoldur ve mutlaka her yolun bir sonu vardır.

Kişi, aldığı karar doğrultusunda ısrarla yürüdükçe, İç Sistem sert tepkiler vermeyi bırakır; çünkü yabancıyı yol boyunca tanımaya, onu daha iyi anlamaya, onun dost olduğunu kavramaya başlar. İlk zorlukların atlatılmasıyla beraber, yol giderek düzleşmeye, manzara giderek güzelleşmeye başlar. Yolun tamamlanması, aslında İç Sistem’in yeni dengesini bulmasıdır.

Dış Sistem (Çevre)

Bildiğiniz gibi, alınan kararları çevreyle paylaşmanın hem avantajları hem de dezavantajları olur.

Mesela, yukarıdaki örnekte olduğu gibi. “Bundan sonra olumlu düşünmeye karar verdim.” şeklinde yaptığınız bir açıklama sizi bağlar, sözünüzün arkasında durmanız gerektiği yönünde baskı yapar, bilinçdışı aldığınız kararı uygulatma yönünde sizi programlar, aldığınız kararla çelişen davranışların ayırtına çok daha hızlı varma farkındalığınız gelişir ki, elbette bunlar birer avantajdır.

Yanı sıra ettiğiniz her laf, ilerde aleyhinize delil olarak kullanılma potansiyeline sahip olur, gözlerin üzerinize daha fazla yönelmesine neden olur, her davranışınız diğerleri tarafından an be an izlenir, açıklarınız yakalanmaya çalışılır ki, bunlar da işin dezavantajlarıdır.

Bu durumları, bir şeyleri değiştirmeye karar veren ve verdiği kararı çevresiyle paylaşan her birey yaşamıştır. Çünkü, kişi aldığı karar doğrultusunda ısrarla yürürken, davranışlarını yeni aldığı karara uygun olarak düzenlerken yaptığı yolculuk da, bir yandan İç bir yanda da Dış Sistemler ile mücadele etmek durumunda kalır. Örneğin, sigarayı bırakmaya karar veren kişi, bu kararını uygulamaya koyduğu andan itibaren, İç Sistem ile ciddi savaşlar vermek zorundadır. Çay ile beraber içiyorsa, her çay içtiğinde aklına gelmesi normaldir. Üzüldüğünde içiyorsa, üzgünken aklına gelmesi de normaldir. Yemekten sonra içiyorsa, yemek sonrası yoksunluk yaşaması da normaldir. Bağımlılıktan kurtulmak için, büyük savaşlar verilir. Hele bir de kararını çevresine açıkladıktan sonra, çevresinde onun kararını destekleyenler olacağı gibi, “Yak bir tane, bir kereden bir şey olmaz, nasılsa ölmeyecek miyiz?” şeklinde desteklemeyenler de olacaktır. Yani kişi, her iki sistemle de başa çıkmaya çalışacaktır.

Çevre Sistem’i de tıpkı İç Sistem gibi, hali hazırda bir denge içinde olduğundan, yeni durum ona da yabancı gelir. O da kendi dengesini korumayı amaçlar. Yalnız Çevre Sistemi, İç Sistem’den farklı dinamiklere de sahiptir. İç sistem kişiye özel, biricik ve tektir. Bununla beraber, kişi kendi İç Sistem ile değişik Çevre Sistemlerine katılır. Şöyle ki, normal şartlarda her birey, önce bir aile çevresi içinde dünyaya gelir. Küçük yaşlarda yakın akraba çevresi, komşu çevresi önemli rol oynarken, büyüdükçe arkadaş çevresi, okul çevresi, diğer sosyal kurumlar ve gruplar, iş çevresi… gibi çevrelerin de içine girmeye başlar.

Görüldüğü üzere, aynı kişi farklı çevreler içine girdiğinde, her çevrenin kendi iç dengesiyle de mücadele etmek durumda kalır. Kişinin kendine edindiği farklı çevreler, birbirleriyle ve kişinin İç Sistemi ile benzer özelliklere sahipse, o çevrelere uyum kolay gerçekleşir. Çevreler arası farklılıklar belirginleştikçe, uyum daha fazla çaba gerektirmeye başlar. Çünkü hem çevreler birbiriyle uyumlu olmalı hem de kişinin İç Sistem’i ile uyum içinde olmalıdır.

Denilebilir ki, alınan kararlar, sadece İç Sistemi değil, Çevre Sistemi’ni de etkiler. Örneğin, başka bir ülkeye yerleşmeye karar verirsem, bundan sadece ben değil, ailem, akrabalarım, dostlarım, arkadaşlarım, iş çevrem, sürdürdüğüm çalışmalar, alışveriş yaptığım dükkanlar, gittiğim restoranlar da etkilenecektir. Hatta bırakın ülke değiştirmeyi, semt değiştirmem bile, sistemi etkileyecektir. Verdiğimiz her karar tüm sistemi etkiler.

Verilen kararlar sisteme uygunsa, uyum süreci kolaydır. Bazen de karar bir çevreye uygun diğer bir çevreye ters düşebilir. Ters düşülen çevre, kararı en yabancı algılayan ve kendi iç dengesini koruma yönünde, başlangıçta en sert tepkiler gösteren çevredir. Tıpkı İç Sistem gibi davranır. Zamanla tepkileri yumuşar ve yeni duruma uyum sağlamayı öğrenir.

Aldığınız kararları uygulama aşamasında, ne kadar çok karşıt tepki alırsanız alın, bunun bir uyum süreci olduğunun bilinciyle hareket etmenin, işinizi kolaylaştırdığını gözleyebilirsiniz.

“Kimse kimseyi değiştiremez.”

Bu sözün sırrına ermem çok uzun sürdü. Çok uzun zaman ailemin, arkadaşlarımın, eşimin, kardeşlerimin değişmesi için uğraştım durdum. Sonunda çabalarımın boşuna olduğunu, sadece kendimi değiştirebileceğimi, geç de olsa anladım. Bununla beraber değişimin ancak ben istersem ve emek verirsem olacağını, bunun kolay olmadığını, var olan düşünce kalıplarını yıkmanın, yeniyi kabul etmeye çalışmanın bile başlı başına büyük bir iş olduğunu deneyimledim. İç Sistem’in dengesini bozarak, ona yeni ve sağlıklı bir denge oluşturmaya çalışmak; bir yandan çevreyle mücadele etmek; zaman alan, sabır isteyen ve biraz da acıları göğüslemeyi gerektiren, eğitici bir süreçti.

Ve bence, yaşam yolculuğu içinde kazanılması gereken en önemli alışkanlık, doğru düşünme alışkanlığıdır. Buna, “olumlu düşünme becerisi” demeyi uygun görüyorum. Bu şekilde kavramsallaştırmamda ki en önemli sebep, olumlu olana dikkati yöneltmek ve o konudaki farkındalığı arttırmaktır. Her birey bu yetiyi kazanabilmeli ki, asıl önemli olan şeylere yönelebilsin. İstiyorum ki, doğru düşünme becerisini hep beraberce kazanalım. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce, aklım yettiğince sizlere bu süreci aktarmaya çalışacağım. Aslında bu benim yolculuğumdu. Şimdi hepimizin yolculuğu olabilir. Millet olarak doğru düşünme alışkanlıkları; yani olumlu düşünme becerisi kazanmaya ihtiyacımız olduğunu görüyorum. Psikolog olduğum için benim sizlere yapabileceğim katkı ancak bu olabilir, çorbaya ancak kendi tuzumu koyabilirim.

Kendinizi geliştirmek ve hayat kalitenizi yükseltmek isterseniz, öncelikle olumlu düşünme alışkanlığı kazanabilir, dünyayı pozitif bir pencereden seyretmenin siz de uyandıracağı huzura tanık olabilirsiniz. Düşüncelerin inançları şekillendirdiğini, inançların davranışları etkilediğini, davranışların da çevreyle kurulan iletişimin kalitesini belirlediği düşündüğünüzde, olumlu düşünme alışkanlığı edinmenin ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu kavrayabilirsiniz.
........
1 Ocak 2018 den syf 461
TEKRAR iyidir Sahra dön oku uygula hayatına tekrar dahil et 💜
 
Canım inanır mısın bu meditasyonu 2 yıldır falan yapmıyordum savaş çıktığından beri bir kaç kez yaptım sonra bugün bu paylaşımını görünce burda da paylaşayim artı 5 kişi yapsak bile güzel dünyamıza merhem olsun meditasyonu Mor Alev paylaşmıştı yıllar önce bana Mor Alevi’de öneren sensin 🙏😇😘🦋içimden bir ses paylaş çoğalsın dedi 💜❤️🌸🌼💕
Yapacak olan arkadaşlara NOT ⭐⭐⭐
kayıtta geçen terimlere takılmayın inancınız dininiz ne olursa olsun herkesin inancı özgür iradesi kendi kalbidir ve tek bir yol var ışık için o da SEVGİ ve sevgi bizi yargılamaz dışlamaz 🕊🌎🍀
O ZAMAN BARIŞ VE HUZUR İÇİN 🌺 ŞİFA NİYETİNE ve öyle Olsun Amin 🤲
💜💜💜

Aynı enerji alanındayız yıllardır canım benim. Telepati,ayna nöron,etkileşme,benzeşme,... mutlaka biri olmuştur 🤣💫
 
LarkeTanner LarkeTanner biraz önce bir ilhamla @ehealingla ma yazdım. Ama kulağıma bir fısıltî geldi vee dediki bu Larke içindi. Enerjiyi onurlandırmışsın evet sırf bu yüzden❤🥰🥰

Zaman zaman boşluk dönemlerine gireriz. Bu boşluklar evrenin insanlara tanıdığı özel zamanlardır enerjilerini yükseltmesi için.

Hasta olduğumuzda nasıl ki vücudumuz bizi korumak için her şeyi uzaklaştıyor savunma adına; işte enerjiler de bizi insanlardan hatta bazen işimizden bile ayırıyor; bazen de enerjiyi takip edip bizzat kendimiz herkesten uzak duruyoruz. İnzivaya çekilip artık enerjinle hizalanmak, merkezine girmek zorundasın diyor enerjiler bu zamanlarda.

Bu boşluk döneminde bol bol kendimize zaman ayırmalı, olanı olduğu gibi kabul etmemiz; akışa geçmeliyiz, an' da kalmalıyız.

Esas nokta burası değildi tabiki 😎

Etrafınızdaki insanlar bir şekilde sizden ayrılacak dedim ya belki en sevdikleriniz bile. " Düşte gör" ... gibi ne kadar inançlar varsa hepsini iptal ediyorsunuz💣💣💥
Hatta o kişilere bu yolda size eşlik ettikleri için sevgi bile gönderebilmelisiniz ki bu boşluk anlamını bulsun yeri dolsun,yerine çok güzel olay ve kişiler eklenebilsin ❤❤💫🥰🎉
 
Back
X