arkadaşlar her şeyden önce içinde kuşkular olanlar için şöyle bir açıklamada bulunayım.
hamilelik öncesi genetik testlerle sperm dna testi apayrı şeyler.
sperm dna testi- spermin yumurtayı delebilmesi için dairesel hareketi yapıp yapamadığına ve dna kodunun bozuk olup olmadığına bakılan bir test. erkekten hem kan hem de sperm alınarak bakılıyor. sayınız, hızınız, morfolojiniz iyi olduğu halde bozuk çıkabiliyor. ya da tam tersi de olabiliyor. test sonucunda sorun varsa erkeğe klomen gibi ilaçlarla fsh verilerek tedavi ediliyor. ama eşinizin fsh'si benim eşim gibi normalse bu testi yaptırmak çok anlamlı olmuyor çünkü bozuk çıksa da bu sefer de fsh'nin aşırı yükselmesi ihtimali olduğundan tedavi göremiyorsun. ayrıca tüp düşünüyorsanız doktorlar bu testi ve tedaviyi gerekli görmüyor. ha bana kalırsa imkanınız varsa yaptırın, bir şey kaybetmesiniz ama tüpte bozuk dnalı spermi ayıramadıklarını da söyleyeyim. yani teknolojik olarak imsiyle de bakılsa anlaşılmıyor.
kadına ve erkeğe yapılan karyotip analizi(halk arasında kromozom testi diye geçiyor ama aslında kromozom testleri çok çeşitli olduğundan tam olarak doğru değil)- kadından ve erkekten aç tok fark etmez kan alınarak bakılıyor. annenizden ve babanızdan aldığınız 23er kromozomda bir sorun olup olmadığına bakıyorlar. mesela down sendromlu, mongolizm sorunlu kardeş, yeğen falan varsa, yaşınız ileriyse buna muhakkak baktırmakta fayda var. sizin de özürlü çocuk sahibi olma ihtimalinizi belirliyor. ağır erkek infertilitesi olan çiftlerde ayrıca yaptırın diyorlar. XY kromozomlarında bir sorun olmasından dolayı da kısırlık olabiliyormuş. diyelim ki bu testiniz benim gibi temiz çıktı, bedensel ya da zihinsel özürlü bir çocuk riskiniz tamamen yok demek olmuyor. sadece genetik taşıyıcı olmadığınızı gösteriyor. yani riskiniz çok daha az ama her zaman herkeste bu ihtimal var.
anne adayına yapılan trombofili paneli(pıhtılaşma testi diye de geçiyor ama aslında bu da yanlış çünkü kanınızın pıhtılaşmasına bakılan sıradan kan testiyle karıştırılıyor)- genetik olarak taşıdığınız kalıtsal trombofillere bakılıyor. çok basit olarak açıklarsak emboli riskinize bakıyorlar. şayet anneniz babanızda kalp damar hastalıkları varsa,/kendinizin şimdiden kalp damr tansiyon sorunlarınız varsa ya da daha önceden sebepsiz düşükler yaşadıysanız buna muhakkak baktırın. ha bana kalırsa devlet zaten bedava bu testi yapıyor her halükarda yaptırın ki içiniz rahat olsun. bu testin iki çeşidi var 4lü/kısa trombofili paneli var bir de 9lu/uzun trombofili paneli var. 4lüsünü yaptırmak yeterli. bazı özel laboraturlar 9lusuna bakalım deyip ekstra para koparmaya bakıyor sakın kanmayın. bu testte 3 çeşit sonuç var. 1- bu 4 faktörün hiç birini taşımadığınız çıkabilir. bu demektir ki emboli sebebiyle düşük ihtimaliniz yok ve aynı zamanda genetik olarak ailenizden geçen bir kalp damar hastalığı riskiniz de yok. yani uzun vadede yaşandığınızda da tansiyon, kalp , damar sorunlarına ekstrem bir şey falan olmadığı sürece uzaksınız. 2- bu 4 faktörden bazılarına taşıyıcı yani heterozigot çıkabilirsiniz. bu ebeveynlerinizden birinden bu genleri aldığınız anlamına gelir. telaşa gerek yok, tüp bebek transferi sonrası ya da doğal yolla hamile kalınca aspirin ve omega gibi bazı takviyelerle kanınız sulandırılıp bu riski atlatabilirsiniz. şayet hayatınız boyunca düşük kolesterollü beslenip, takviyeler alıp, dikkat ederseniz, yaşlandıkça kalp krizi, beyin kanaması riskiniz de çok olmayacaktır. (ben bu gruptayım)
3- bu faktörlerden bazılarına/hepsine pozitif yani homozigot çıkabilirsiniz. yani her iki ebeveyninizden bu genleri almışsınızdır. bu durumda hamilelikde muhakkak ciddi kan sulandırıcılar kullanmanız gerekmektedir. kullanmazsanız her hamilelikde düşük riskiniz yüksektir. ayrıca ileriki yaşlarda kalp damar sorunlarınız olma ihtimaliniz yüksektir. yarın öbür gün yaşlandıkça doktora gitmeyi ihmal etmemeniz, verilen kalp, kolesterol ilaçlarını dikkatle kullanmanız gerekir. damar tıkanıklığı riskine karşı şimdiden yavaş yavaş beslenmenizi ayarlamanız, katı yağlardan uzak durmanız, kalp sağlığına faydalı takviyeleri kullanmanız tavsiye olunur. hani duyarız 40-45 yaşında kalp krizi geçirmiş, 50sinde by pass olmuş ya da gencecik yaşta beyin kanaması geçirmiş insanlar vardır(benim aklıma hep ebru gündeş geliyor) işte o kişiler bu gruptaki kişiler. genetik taşıyıcı oldukları halde bir de düzensiz hayat, kötü beslenmeyle hayatları riske giriyor.
bu testi de bir çok doktor bir kaç düşük yaşamadığınız sürece gidin yaptırın demiyor(çünkü pahalı testler ve her yerde yapılmıyor) ama tamamen şahsi fikrim bence yaptırın. daha önce düşüğüm olmadığı halde ben yaptırdığımda 4 faktörden 3ünde heterozigot yani taşıyıcı çıktım. bunu bilmesem benim de düşük riskim vardı. belki homozigot olanlar kadar yüksek değildi ama yine de vardı. şimdi ufak tefek önlemlerle, takviyelerle bunu önleme imkanım var. o risk gerçekleşip de testi sonra yaptırsaydım, durumumu öğrenseydim, tüp için çektiğim onca maddi manevi sıkıntı boşa gidecekti. bir düşüğün getirdiği onca psikolojik sıkıntı üzüntü zaten hiç bir şeyle kıyaslanmaz.