Selamlar,
Hayatım boyunca hiç zayıf olamadım. Hep böyle biraz toplu balık eti denebilecek biriydim ve 10 yaşımdan beri kiloma takık vaziyetteyim. Üniversiteye hazırlandığım sene, üniversiteden mezun olduğum sene ve işe yeni başladığım sene gibi belirli vakitlerde çok kilo aldım. Lise sonda 66 kilo olmuştum mesela bu boya. O da eriştiğim maksimum kilo. Sonra üniversiteyi kazanınca spora falan gittim yediklerime çok dikkat ettim 58 kiloya kadar düştüm. Ama yine istediğim kadar zayıf değildim. Üniversiteyi bitirirken ders,proje bilme ne telaşı derken 62'yi falan gördüm. Sonra diyetisyene gittim 2.5-3 ayda 56 oldum. Bu sefer daha ince idim. Ama yine zayıf denemez ! :)
Derken, iş dolayısıyla bir şehir değişikliği yaşadım ve bir başka şehre gittim. 2 yıl yalnız yaşadım Balıkesir'de.56 kilo idim oraya gittiğimde. Şimdi döndüm artık Ankara'da çalışıyorum 1 aydır, ve geldiğimde 66 kilo idim. Yani 2 senede yalnız başıma kendime bakamamaktan, abur cubura yönelmekten, yalnızlıktan, can sıkıntısından, hareketsizlikten, kullandığım bipolar bozukluk tedavisi yapan ve de iştah açan ilaçlardan, tembellikten bazen de oburluktan yani bir çoğumuzda ortak olan bu sorunlardan ötürü 10 kilo aldım. Bir süre önemsemedim. Yemeye devam ettim. Bir gün yersem bir gün dikkat etmeye çalıştım. Bir günü serbest gün ilan edip, kendimi hiç kısıtlamaksızın istediğim her şeyi yedim. Ertesi gün ise bunun diyetini ödercesine kendimi açlığa mahkum ettim. Ama her zaman olduğu gibi yine popomu kaldırıp spor, en azından yürüyüş bile, yapamayacak kadar tembeldim ve yorgun hissediyordum. Ve erteledikçe erteledim. İş kıyafetleri içinde, bir de topuklu ayakkabıları ayağıma geçirdiğimde çok da kötü görünmediğimi düşünerek kendimi avutuyordum. Bu arada yeri gelmişken belirtmekte fayda var 17 yaşımdan bu yana (şu an 24 yaşındayım.) topuklu ayakkabı giyiyorum. Topuksuz ayakkabım yok gibi bir şey. Zamanların %98'inde falan ayakkabılarım topuklu:) Neden ? Çünkü uzun süre boy kompleksi yaşadım. Annem babam uzun boylu değiller. Ama anane, teyze,dayı falan uzun. Kız kardeşim var 19 yaşında o da benden uzun 1.66 falan boyu. Kuzenlerim de uzun. Herkes uzun! Ailemin de en kısası benimTopuklu ayakkabı giydiğimde kendime daha çok güveniyorum. Kısa boylu ve şişman olmaktansa, topuklu ayakkabılarımla biraz uzun ve kalıplı iyi duruyorum sanki.
Ama spor kıyafetlerle daha büyük sorun yaşıyordum. Kot pantolonlarım dar geliyordu, eteklerimle sakladığım fazlalıkları örtemiyordum pantolonlarla. Bu arada, vücut tipimden de biraz bahsetmekte fayda olabilir. Bacaklarımın ayak bileğinden dizime kadar olan bölümü ince ve düzgün. Dolayısıyla diz hizasında etek giydiğimde fena durmuyor. Kalçam büyük ve baldırlarım kocaman. Dar etek giydiğimde arkadan kocaman bir kütle fırlıyor:) Ve evet göbeğim de var. Kat kat. Göğüslerim ne büyük ne küçük. yuvarlak sayılırlar. Kollarım da kalın değil ama çok ince de sayılmazlar. Armuta yakın bir vücudum var diyebilirim. Dukan'ın sitesindeki teste göre ince kemikliyim. Yüzümün güzel olduğunu söylerler açık tenli sarı saçlı mavi gözlüyüm.
24 yaşındayım. 3 senedir çalışıyorum. Mühendisim. İyi okullardan mezunum. İyi bir ailem var. Çok şükür para da kazanıyorum. Hayatımda her şey yolunda gibi görünüyor. Bir çok kişinin gıpta ettiği özelliklerim var(mış). Ama ben çok mutlu sayılmam. Çevremdeki herkes ( ya da çoğu) benden zayıf ! Bir çok şeyi başardım ama hayatım boyunca dal gibi incecik olmayı bir başaramadım. Yüzü benden çirkin olan incecik kızları görünce sinirim bozuluyor. Kafası çalışmayan, derinliği olmayan insanların giyinip kuşanıp incecik bedenleriyle etrafta salınmaları canımı acıtıyor ve kendime çok kızıyorum. Bu kızgınlığım zaman zaman nefrete dönüşüyor. size belki tuhaf gelebilir ama blumik olmayı denemiştim bir ara. Tuvalete gidip saatlerce yediklerimi kusmaya çalışıyordum. Ama onu bile başaramadım sonunda.. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki şişman olacağıma ölmenin daha iyi olacağını bile düşündüm. Ama gözüm yemedi tabi ki ölmeyi de beceremedim. Aslında inanç sahibi biriyim. Nerden böyle abuk subuk düşüncelere kapıldığımı bilmiyorum ama düşüncelerim, duygularım beni ele geçiriyor bazen. Ve evet dış görüntümü takıyorum kafaya. İyi görünmek istiyorum. Zayıf olmak. Sanki zayıflarsam daha mutlu olucam, kendimi daha çok sevicem, kendimle iftihar edicem. Ve sanki böyle olursam ruh halim daha iyi olacak ve bir kaç senedir mücadele ettiğim bipolar bozukluk biraz durulacak..
Peki şimdiye kadar yazdığım bu dereden tepeden şeylerin Dukan ile ne alakası var?
Bir erkek arkadaşım var. 2 sene önce tanıştık. Ben 56 kilo iken.Kilolu kızları beğenmediğini çok sık söylemeye başladı. Sonra yediklerine dikkat demeler. Diyetisyene git bilmem ne...Ben sevdiğini biliyorum. Evlenmek gibi planlarımız da var. Ama benim onu elde ettiğim için, onu cepte saydığım için artık kendime bakmadığımı düşündüğünü söyledi. Bu canımı çok sıktı. Onun daha önceden beraber olduğu kadınları düşünmeye başladım yine. Acaba nasıldılar, kaç kiloydular, benden güzel miydiler? Kendimi, hiç tanımadığım ve hayalimde canlandırdığı insanlarla kıyasladım, yarıştırdım. Çok kötü hissettim ve çok yoruldum.
Sonra erkek arkadaşım kendi iş yerindeki 50 yaşlarındaki bir hanımın Dukan Diyetiyle eridiğini söyledi. Her yeni çıkan diyet kitabı gibi Dukan Diyeti de benim kitaplığımda idi zaten. Bunu duyunca kitabı raftan çıkardım. Okudum. Ve sonra Allahım dedim bana yardım et, ben bu işe başlıyayım. Zaten oldum olası sabırsızım bir şey hemen sonuç versin garantili olsun isterim. Dukan öyle geldi bana. İnandım ve çok şükürler olsun ki başladım.
Evet arkadaşlar, 04.03.2013 Pazartesi günü Dukan Diyeti'ne başladım.
Boy:160 cm
Kilo:65.3 kg
Bugün atak evresinin 5. günündeyim. Sabah tartıldım ve 64.0 kg geldim. Sonuçtan çok memnun değilim, ben daha hızlı tepki vermesini isterdim vücudumun ama buna şükür. Bu arada belirtmeliyim, çok spor yapmadım sadece günlük hayatımdaki hareketi arttırdım. İşten servisle geldim mesela, indiğim yerden eve kadar yürüdüm. İlk iki gün yulaf kepeği yemeyi unuttum. Ama hiç kaçamak yapmadım. Arkadaşlarım önümde bonny food yedi, ondan bile yemedim. Sabahları biraz yorgun uyandım ve baş dönmesi, ağrısı karışık bir şeyle uyandım ama iş yerine gelince hep düzeldim. Günde 3 litreye yakın sıvı tükettim. Sabahları iki katı yumurta, light beyaz peynir. Öğlenleri yemekhanede çıkan yemeklerin sadece protein ihtiva eden kısımları:) Öğleden sonra light yoğurt, süt,ayran, kefir...Allah ne verdiyse:) Arkadaşlarım önümde lezzetli yemekler yerken ben yemedim! 4 gün boyunca bunu başardım:)
Şu an tek isteğim diyeti bırakmamak. Çünkü kendimi iyi tanıyorum. Sabırsızlık iğrenç bir özellik. Her şey hemen olsun bitsin istiyorum. Çok emek verdiğimi ve hemen sonuç almayı hak ettiğimi düşünüyorum. Ama biliyorum ki bu bir süreç işi... İstikrar, azim ve motivasyon tek ihtiyacım, ihtiyacımız olan...Ve Allah'a diyeti bırakmamak için dua ediyorum.
Bu foruma yazıyorum, çünkü baya göz attım yazılanlara. İlk sayfalardan başladım ve burada ciddi bir paylaşım gördüm. Aynı dertlerden muzdaribiz. Yazdıklarınızı okudukça yalnız olmadığımı hissettim ve bu bana güç verdi. Bundan sonra aranızda olmaktan mutluluk duyarım. Belki benim buraya yazdıklarım da bir başkasının kendisini daha iyi hissetmesine sebep olur. Benim sizlere çok ihtiyacım olacak çünkü uzun bir yolum var 14 kilo kadar...ve motivasyonumun kırılmasından çok korkuyorum. Bunu başarmam lazım, yoksa kendime inancım kalmayacak. Ve başarırsam bu benim hayattaki en büyük başarım olacak..
Sevgiler,selamlar.
MERHABA TATLIM senin sorununun aynısını bende yaşadım.yani 13-14 yaşından beri bende balık etliyim benimde boyum 160 ama bunu takıntı yapmıyorum eşim 180 boyunda .kızları 170 boyundalar bana cep annesi diyorlar.yanlarında ufak tefek kalıyorum.minyonlar asla yaşlanmaz kısa boyluların kanburu çıkmaz.benden küçüklerden bile daha genç gözüküyorum.birde bunları düşün .şimdi hayatındaki erkek hep kilonu sorun ediyor.ya ilerde anne olunca ister istemez kilo alacaksın.ne yapacak ozaman.seni terkmi edecek.şimdiden bunu diyen ilerde neler der.seni böyle üzmesine izin verme .seni sevecekse bu halinle sevsin.evlilik öyle reklamlardaki gibi olmuyor.ben eğilip ayak tırnaklarımı kesemedim.belim kilitlendi yürüyemedim.ama eşim deste oldu.benim eşimde kiloma laf söyler.ama arkasından ben seni her halinde severim der.kırmadan uyarır.çünkü benim ailemde obez çok yani normal kilonun üzerine çıma riskim var.onalrı görüp yaşadıkları sağlık sorununu görünce endişe ediyor.bende onun tatlı uyarılarını dinler kilo aldımmı vermeye çalışırım.sporumu yaparım.bu yüzden kilomun 7-8 kg aşağısını gösteririm.yani sana tatlı destek veriyorsa bu çok güzel.ama inciterek diyorsa birdaha düşün derim.bu diyet esnasında bak bakalım sana destekmi olacak lafmı sokacak.hayatı destekle paylaşmak çok önemli.evliliğin amacı bir evde oturmak deyil birbirine destek olmaktır.