Düğün öncesi yaşanan kötü durumlar

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bakın arkadaşlar ben tüm yorumları okudum ben asla babamı haklı bulmuyorum diger tarafa da bu olsun olacak babam ne dediyse o demiyorum. Bu konular beni çok yıprattı bi insan ailesiyle sevdiği arasında kalması çok acı bi durum. Babam icin cahil paragöz denmiş hadi cahilliğine verelim kim ailesini silmek ister. Ben altın altın diye yırtınıp almiyosan bitsin demedim adet adet diyen bazı arkadaşlar olmuş bizede nişanda takılan kıza kalir ki nişan masraflarini karşılasın diye ben salonu fotoğrafçıyı vs kendim karşıladım o takilarida bizim için kenara ayirdim, çeyiz alınırken ev döşenirken bizim de adetlerimizde. Yatak odası mutfak kiza oturma odası erkeğe aitdir kizin nişan elbisesini erkek erkegin takımını kiz tarafi alir bunlarda tartisma çıkmadı ben herseyimi eksiksiz yaptım yaparim da mobilyaları anlatmamın sebebi de bu ben yük olmamak için birlikte yapalım dedim. Bilezik konusuna gelince ben o 3 bileziğe hayır diyip kenara çekilmedim. Hee çoğu kişi de aşagılayıp hakaret ederek yorum yapmış canınız sagolsun babası bunları yapmayıp çok güzel gecirenler de olmuş keşke böyle olsaydım bende ama benim babam da bu napıyım babamı mı sileyim alıp karşıma konuşmadım mı babamı konuştum ben sadece kafam çok dolu fikir alayım diye buraya paylaştım anlatacak kimsem yok diye. Ben bu konuyu da hallettim bu arada 3 tane aldilar tamam ben 4. Yü kendim alıcam onlar almış gibi gostericem yeterki bizim aramız bozulmasin nisanlimla benim aramda bunların konusu asla olmuyor zira annemle de öyle annemde bu konulara asla takılmaz ama babam işte 🤷‍♀️ ben konuyu kaba taslak anlattım sadece sizlere. Heee bu arada yine de sagolun bende kör cahil bi insan değilim okuduklarimdan ders çıkaran bi insanım babama herseyi danışıp bu konular da okadar da doğrucu olmamak lazımmış. Ben hic aileme yalan söylemedim alışık da degilim benim de cahilliğime gelmis olabilir ama dediğim gibi benim parayla işim yok. Lütfen yorum yaparken insaflı olun her kültürü dusunerek yazın. şimdi güzel herkes kendine göre yorum yapmış da ben de olani anlatıyorum ben köstek olmaya calismiyorum bu kadar seviyosan baban anlamiyosa kaç o zaman diyenlerde çıkar simdi amcamın kızı kaçtı 1 sene olmadan geri geldi ben arkamda annemi kardeşimi bırakıp biyere gidemem herkes baba konusunda sizin kadar sanslı olmayabiliyor ben bugüne kadar babamdan bisey görmedim beklemedim de ama annem ve kardesim benim herseyim
 
Bakın arkadaşlar ben tüm yorumları okudum ben asla babamı haklı bulmuyorum diger tarafa da bu olsun olacak babam ne dediyse o demiyorum. Bu konular beni çok yıprattı bi insan ailesiyle sevdiği arasında kalması çok acı bi durum. Babam icin cahil paragöz denmiş hadi cahilliğine verelim kim ailesini silmek ister. Ben altın altın diye yırtınıp almiyosan bitsin demedim adet adet diyen bazı arkadaşlar olmuş bizede nişanda takılan kıza kalir ki nişan masraflarini karşılasın diye ben salonu fotoğrafçıyı vs kendim karşıladım o takilarida bizim için kenara ayirdim, çeyiz alınırken ev döşenirken bizim de adetlerimizde. Yatak odası mutfak kiza oturma odası erkeğe aitdir kizin nişan elbisesini erkek erkegin takımını kiz tarafi alir bunlarda tartisma çıkmadı ben herseyimi eksiksiz yaptım yaparim da mobilyaları anlatmamın sebebi de bu ben yük olmamak için birlikte yapalım dedim. Bilezik konusuna gelince ben o 3 bileziğe hayır diyip kenara çekilmedim. Hee çoğu kişi de aşagılayıp hakaret ederek yorum yapmış canınız sagolsun babası bunları yapmayıp çok güzel gecirenler de olmuş keşke böyle olsaydım bende ama benim babam da bu napıyım babamı mı sileyim alıp karşıma konuşmadım mı babamı konuştum ben sadece kafam çok dolu fikir alayım diye buraya paylaştım anlatacak kimsem yok diye. Ben bu konuyu da hallettim bu arada 3 tane aldilar tamam ben 4. Yü kendim alıcam onlar almış gibi gostericem yeterki bizim aramız bozulmasin nisanlimla benim aramda bunların konusu asla olmuyor zira annemle de öyle annemde bu konulara asla takılmaz ama babam işte 🤷‍♀️ ben konuyu kaba taslak anlattım sadece sizlere. Heee bu arada yine de sagolun bende kör cahil bi insan değilim okuduklarimdan ders çıkaran bi insanım babama herseyi danışıp bu konular da okadar da doğrucu olmamak lazımmış. Ben hic aileme yalan söylemedim alışık da degilim benim de cahilliğime gelmis olabilir ama dediğim gibi benim parayla işim yok. Lütfen yorum yaparken insaflı olun her kültürü dusunerek yazın. şimdi güzel herkes kendine göre yorum yapmış da ben de olani anlatıyorum ben köstek olmaya calismiyorum bu kadar seviyosan baban anlamiyosa kaç o zaman diyenlerde çıkar simdi amcamın kızı kaçtı 1 sene olmadan geri geldi ben arkamda annemi kardeşimi bırakıp biyere gidemem herkes baba konusunda sizin kadar sanslı olmayabiliyor ben bugüne kadar babamdan bisey görmedim beklemedim de ama annem ve kardesim benim herseyim
Babanda resmen kendi annemi gördüm. Arada kalıyorsun iki tarafında gönlü olsun istiyorsun biliyorum kıyamam ama olan sana olacak sen yıpranacaksın. Şimdiden kayınvalide ile yüz göz olmuşsunuz takı muhabbeti yüzünden inşallah ilk ve son olur düzelirsiniz. Durumları gerçekten yoksa imitasyon altın ile 5 e tamamlarsın ama sadece sen ve eşin bilsin kaynanan gerçek bilsin bi şekilde borçla aldık dersiniz. Böylelikle iki tarafında gönlü olmuş olur. Hayırlısı olsun, mutluluklar dilerim
 
Kızım 12 yaşını yeni bitirdi :işsiz:Ne yapsaydım? Sizin içiniz rahatlasın diye doğar doğmaz sanayiye çırak verip, evlenirken de ağırlığınca altın mı isteseydim?
Benim kızlarım da 14 ve 12 yaşlarında. Sanayiye çırak vermeyin ama her şeyin hazır deyip önüne sermeyin. Doğdukları gün dedeleri döviz hesabı açtı ve düzenli para yatırıyor oraya. İleride ne isterlerse onu yapsınlar o parayla ama bundan haberleri bile yok çocukların.

12 yaşındaki kızım köpek gezdiriyor hafta sonları. 14 yaşındaki de bebek bakıcılığı yapıyor. Bebek dediysem 3-4 yaşında çocuklara bakıyor. Evde çocukla iki üç saat aktiviteler yapıyor.

Ayrıca evin toplanmasına yardım etmek, bulaşıkları makineye dizmek, kendi kurumuş çamaşırlarını katlayıp yerleştirmek, küçük çaplı alışveriş yapmak... bunları yaparak harçlıklarını çıkarıyorlar.

Mesela arkadaşımın 2 çocuğu var, onun 13 yaşındaki kızı bakım evinde yaşlılara kitap okuyor. 9 yaşında olanı çöpleri atık alanına götürüyor. Çöp dediğim kağıt karton ve plastik. Öyle km lerce uzağa değil, binaların ortak alanında var çöp ayrıştırma konteynerleri. Bu arkadaşım İsviçre'de üst düzey özel bankacı. Senelik geliriyle lüks ev alınır İstanbul'da.

Diğer bir arkadaşımın kızı yine çocuk bakıcılığı yapıyor, benim kız da onun sayesinde başladı buna.
Yine burada çocuklar kullanmadığı eşyalarını veya oyuncaklarını bir kutuya koyup çok cüzi rakamlara satıyor. Belki size komik gelecek ama 5 yaşında çocuk bile bitmiş tuvalet kağıtlarını değiştiriyor. Annesi babası kumbarasına para atıyor.

Bir gün kütüphane taşındı ve bütün çocuklardan gönüllü yardım istediler. 3-4 çocuğa bir kategori verdiler kutulama için. Çocuklarla beraber kutuladılar ve her grup kendi kitaplarını yerleştirdi yeni kütüphanede. Sonunda da pasta yiyerek kutladılar. Bu işe gönüllü oldu çocuklar ama biz de dahil çoğunluğun ailesi para verdi çocuklara. Daha çok örnek var böyle ama demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir. Çocuğa küçük yaşta sorumluluk almayı öğreniyor. Şimdi bu çocuklarla, yüksek lisans eğitiminin bitimine kadar bütün masraflarını ailesinin karşıladığı bir çocuk aynı frekansta olamıyor.

Dikkat ederseniz ödevlerini düzenli yapan derslerine çalışan iyi notlar getiren demedim. Çünkü onlar zaten yapmak zorunda oldukları şeyler. Daha küçük yaşta başlatıyorlar para kazanmayı öğretmeye. Biz her şeyi eksiksiz verelim de çocuğumuz başarılı olsunla olmuyor. Bir şey istiyorsa onu elde etmek için çaba göstermeleri gerektiğini biliyor çocuklar.
 
okulun öğretmenleri bu çocuğu al bu okuldan diyorlar yahuu.iyi devlet okulları kaç tane ki?onların yanındaki evlerin kirası 7 8 binden başlıyor bundan haberleri yok konuşuyorlar.her mahallede iyi okul olsa neden kolej diye yırtınalım?okulda iyi spor aktiviteleri olsa neden extra kurslara gönderelim.resim dersi var yeminle tek bir resim tekniği öğretilmedi bunca yıl.bilişim dersi var öğrenilen devede kulak.ing almanca zaten yok.yurtdışına göndersek dil eğitimi için para yok kur yüksek.bizler de kendi çapımızda en iyisini yapmaya çalışıyoruz.ben taşınacağım yazın mesela sırf çocuğun okulu için.bunları yapınca şımarık olmuyor çocuklarımız.
Sizin aracılığınızla genel bir uzun yazacağım öncelikle, kusura bakmayın ama toplumumuz için çok büyük bir sorun bu eğitim sistemi. Türkiye'de yaşasaydım ben de mecbur özel okula gönderirdim bu şartlarda. Kimseyi kınamak ya da eleştirmek değil amacım ben de sizler kadar üzülüyorum bu durum için çünkü okul çağında üç yeğenimiz var.

Ben 12 senedir burada yaşıyorum. İki çocuğum var ve kreş yaşından 9. sınıfa kadar bu yurtdışı okul sisteminin içindeyim. Çocuğunu al bu okuldan demezler çocuk sınıfta kalır. Yani sene tekrarı yapar, eskiden bizde de vardı hatırlarsanız. Çocuklar sınıfta kalmaktan utandığı için elinden geleni yapardı sınıf geçmek için. Şimdi Türkiye'de anaokullarında bile takdirname veriliyor. 1 notla teşekkürname kaçıracağım için üzülürdüm, öğretmene gider not isterdim. Karşılıksız da değil sözlü yapardı öğretmen. Sözlüyü geçersem verirdi notu. Şimdi öğretmen zayıf not vermeye korkar olmuş. Başarılı veya başarısız olmasına bakılmadan herkesin çocuğu sınıf geçsin, mezun olsun sene tekrarı yapmasın olmuş. Biraz da kendimizde arayalım suçu, öğretmenin çocuğunuz yetersiz, bir sene daha aynı sınıfa gitmesi lazım lafını hanginiz kabul eder?

Ben 1975 doğumluyum ve benim zamanımda her okul kaliteliydi. Eğitim sistemi çok ciddi ve disiplinliydi. O zamanlar 2 ya da 3 tane özel okul vardı İstanbul'da benim bildiğim. Ders çalışan başarılı olurdu, parayı bastıran değil. Şimdi sokak arasında bile kolej var. Bırak sene sonunu, ara tatilde bile kep giydirip, takdir teşekkür belgesi veriyorlar 5-6 yaşında çocuklara. Nedense bunlar hiç sorgulanmıyor. Böyle şovlar yok işte yurtdışında. Mayıs ayının ilk haftası ülkedeki tüm okul çağında çocukların evine mektup gelir. Yeni okul yılında sınıfınız şu, öğretmenlerin isimleri iletişim bilgileri bunlar, sınıf listesi bu... diye. Okul sabahı çocuk çantasını alır okula gider o kadar. Üniforma yok, defter kitap alma yok. Hatta her sınıfta kalemlik yazma çizme malzemeleri var. İstersen onları da alma. Okulda çocuklar ve öğretmenler ev terliği ev ayakkabısı giyer. Terlikle dolaşan öğretmeni hoş karşılar mısınız? Tişört giyen makyajsız atıyorum beyazları çıkıp saçını boyamamış orta yaşta öğretmeni mi tercih edersiniz yoksa genç bakımlı havalı olanı mı?

Bir okuldan beklenmesi gereken sadece kaliteli bir eğitim olmalıdır bana göre. Süper yeni bina akıllı sistemler falan değil. Mesela her sınıfta üçlü bir ders tahtası var duvarda ek olarak. Bu tahta münazara için kullanılıyor. Öğrenciler üç gruba ayrılıyor, ortadaki kısım da tarafsız olanlar için. İlk okul birinci sınıfta bile çocuklar fikirlerini düşüncelerini karşılıklı söylüyorlar.

Burada sadece iki tip özel okul var, engelli çocukların gittiği okullar ve yabancı çalışanların çocukları için eğitim veren okullar. Diplomat ailelerin veya ülkeye kısa süreli çalışmaya gelenler çocuklarını bu okula veriyor.
Geri kalan hepsi devlet okulu. Zenginin de fakirin de çocuğu mahallesindeki okula gider. Okul öncesi çocuk bile sadece ilk 6 ay ebeveyniyle gidiyor okula, 6 ayın sonunda küçük çocuklar kendi gidiyor okula.

Evlerin kirası 7-8 binden değil semtine göre daha fazla rakamdan başlıyor ama yeni kurlarla asgari ücretler de 40 bin TL den başlıyor. Hele İsviçre'de asgari ücret 50 binden başlıyor. Bu asgari ücretle çalışanlar da göçmenler ve part time çalışan gençler. Nedense masraf TL'ye çevriliyor ama gelir çevrilmiyor.

Eğitimin pahalı ve üstelik kalitesiz olmasında herkesin payı var. Herkes her şeyi son sistem istiyor. Ben ve mahallemdeki tüm arkadaşlarım yürüyerek gider gelirdik okula. Her sabah okul yolu çocuk dolardı ve anne babasız tek başımıza giderdik. Şimdi sabah servislere bindiriyorsunuz çocukları. İçinizde var mı her sabah çocuğunu kendi okula götürüp dönüşte kendi alan? Evet biliyorum çoğunuz çalışıyorsunuz ve çocuğu götürüp alacak vaktiniz malesef yok. Burada buna da çözüm üretmişler. Okul 15.30'da bitiyor ve 18.00'e kadar çocuk başka bir bölümde okul sonrası kalabiliyor. Hem derslerini ödevlerini yapıyor hem arkadaşlarıyla oynayabiliyor. Okul içinde ama oyun temalı bir yer. Sessizlik odaları var, isteyen kitap okuyor isteyen dinleniyor bu odada.

Benim çocukların gittiği yurtdışındaki okul 40-50 senelik bina. İçi çok eski ama temiz. Hanginiz gönderir eski püskü okul binasına? Öğretmenler desen en eskisi 1994 yılından beri orada çalışmaya devam ediyor. Eğitim ve sağlıkta özelleştirme yok buralarda. O nedenle devlet eliyle bütün okullarda tek tip eğitim veriliyor. Yani iş sonunda dönüp dolaşıp böyle yöneticileri seçen halka geliyor.

Yine kurslar demişsiniz, ben bir gün araştırdım bunu. Yani biz çok az bir rakam ödüyoruz bu kurs öğretmeni nasıl iyi para kazanıyor diye sordum kendime. Çünkü kaliteli bir şekilde olabilmesi için atıyorum en fazla 5 çocuk kabul ediyor eğitimci. Meğer devlet karşılıyormuş geri kalan ücreti. Yani amaç öğretmek eğitmek.

Ortaokul seviyesi bitince öğretmenlerin yıllar boyu doldurdukları öğrenci dosyasına göre çocuk ya meslek okuluna gider ya da Gymnasium dedikleri, üniversiteye devam edebilecekleri liseye gider. Bu lise zordur ve her çocuk otomatik başlamıyor liseye. Burada duydukları ilk cümle "kötü nota alıştır kendini". Sınıfta kalma olduğu ve kimsenin gözünün yaşına bakılmadığı için çocuk kaytaramaz, yaaa başka okula verir beni ailem diye rahat rahat totosunu yayamaz.

İpin ucu malesef kaçmış. Eğitim sistemi kadar halk da suçlu bu durumdan. Arz talep dengesi, herkes özel okul isterse her yer özel okulla dolar. Aslında özel okul dediğiniz yurtdışında sıradan bir mahalle okulundan daha iyi eğitim vermiyor. Burada devlet hele bir eğitim ve sağlık sistemiyle oynamaya kalksın, "özelleşsin ya zenginin çocuğu daha iyi eğitim alsın, fakir de kendini zorlasın zorlayamayanın çocuğundan bana ne" desin bir. Halk biner tepelerine, gün yüzü göremez o siyasetçiler. Bakın seçimi falan bekleyip oy vermemekten bahsetmiyorum, bunu yapmaya kalktığı an indiriler koltuğundan.

Sabır gösterip okuyanlara teşekkürler, gözleriniz kör olmadı inşallah :)
 
Yurtdışında boyu posu zekası huyu güzel çocuklar harçlıkları için part time çalışıyorlar. Onlar da 2-3 dil konuşuyorlar anadil seviyesinde hemde. Ayrıca zenginin çocuğu da mutlaka çalışmak zorunda. Beleşe alıştırmıyorlar çocuklarını. Lev..s kotlarının varisi Mcd...ld's ta part time çalışyor haberiniz olsun. Kendileri çalışarak Avrupa'yı geziyorlar, telefonmuş bilgisayarmış bunlar için para biriktiriyorlar. Biz kızımıza her şeyi verdik diyorsunuz ama yurtdışında bunun kıymeti yok. Siz çok yanlış gelmişsiniz. Hiç çalışmayan da mutlaka bir sosyal yardım kuruluşunda gönüllü görevler alır ve bunlar iş başvurularında kriterdir. Bir iş başvurusu yapıldığı zaman, öğrencilik zamanlarında çalışmamış kişiye göre çalışmış olanı tercih ederler.

Bu dediğiniz imkanlar Türkiye için geçerli. Avrupa'da kendi birikimlerini kendileri yapar bu gençler. Özel okul falan yok, herkes devlet okuluna gider ve zekası olan iyi yere gelir parası olan değil. Öğretmenin görüşüne bağlı üniversiteye veya meslek okuluna gitmek. Yine parayı veren üniversiteye giremiyor. Ailesinin yanından taşınacağı zaman evi eşyaları kendileri halleder. 18 yaşına gelmiş bir genç birey kendi hayatını kuracağı parayı kendi kazanır. Ailesi ister zengin olsun ister fakir olsun kimse al şu parayı oğlum kızım demez. Prens prenses falan yok oralarda.

Kızınız bizim ülkemizde "sizin" paranızla bir yerlere gelebilir ama yurtdışında başka özellikler ararlar. Evladınızın bahtı şansı açık olsun ama her şeyi önüne serip kolay yoldan eline verirseniz hep size bağımlı olur. Ayrıca ailesinin önüne para yığdığı biriyle kimse kolay kolay arkadaş olmaz buralarda bilginize.

Benim eşimin ailesi de zengin. Bağdat Cad., Zekeriyaköy, Bebek... hep buralarda evleri var ve yurtdışından bir hayli döviz gelirleri oluyor. Benim kayınpeder bir kez önlerinde söylemiş bulundu bunların hepsi sizin diye, ben lafını bitirmesine müsade etmedim. Hayır kızım onlar dedenle babaannenin bizim değil diye. Biz babanla çalışıp aldık her şeyi dedenlerden istemedik, senle kardeşin de kendiniz çalışacaksınız kendi ayaklarınızın üstünde duracaksınız dedim. Sonuçta evet miras bunlar ve en nihayetinde onlara kalacak. Ama hem babalarının hem de benim hayat görüşüm ikisi de bir meslek sahibi olmalı ve mesleklerinde iyi bir konuma gelmeliler. Bizden bağımsız hareket etmek isteyecekleri zaman kendi işlerini kendileri halletmeliler.

Onune butun imkanlarin serilmesi ile kendi ayaklarinin ustunde durmasi ters orantili olmak zorunda degil ki? Ben de imkanlari oldukca yuksek bir ailede onume her sey serilerek buyudum. Ama 18 yasindan beri ailemden ayri yasiyorum, yurtdisinda doktora yaptim, evlendim, yonetici kadrosunda calisiyorum. Hic de azimsiz bir insan olmadim ama cok donanimli bir insan oldum ailem sayesinde.

30 yasina geldim ailem hala her imkanini onume serer. Onlarin ebeveynlik anlayisi bu, bu sekilde mutlu oluyorlar, ben bana zarar verilmedigi surece neden ellerinden alayim bunu? Kendi ailem dahi olsa kimsenin ebeveynlik anlayisini sorgulamiyorum. Sinirlarima girmeye kalkarlarsa sinir cekiyorum, onun disinda tesekkur ediyorum yaptiklarina.

Bu arada ben de yurtdisindayim benim de kopegim ve kopek gezdiricim var ve asla 12 yasinda bir cocuga emanet etmem.
 
Onune butun imkanlarin serilmesi ile kendi ayaklarinin ustunde durmasi ters orantili olmak zorunda degil ki? Ben de imkanlari oldukca yuksek bir ailede onume her sey serilerek buyudum. Ama 18 yasindan beri ailemden ayri yasiyorum, yurtdisinda doktora yaptim, evlendim, yonetici kadrosunda calisiyorum. Hic de azimsiz bir insan olmadim ama cok donanimli bir insan oldum ailem sayesinde.

30 yasina geldim ailem hala her imkanini onume serer. Onlarin ebeveynlik anlayisi bu, bu sekilde mutlu oluyorlar, ben bana zarar verilmedigi surece neden ellerinden alayim bunu? Kendi ailem dahi olsa kimsenin ebeveynlik anlayisini sorgulamiyorum. Sinirlarima girmeye kalkarlarsa sinir cekiyorum, onun disinda tesekkur ediyorum yaptiklarina.

Bu arada ben de yurtdisindayim benim de kopegim ve kopek gezdiricim var ve asla 12 yasinda bir cocuga emanet etmem.
Ne güzel başarmışsınız bir istisna olmuşsunuz.
Benim demek istediğim de bu. Para maddi güç varsa bile çocuk reşit olduğu gün kendi başına yaşayabilme becerisi olmalı. Önüne imkan sunulsun ama çocuğa “senin her şeyin hazır, hiç uğraşmana gerek yok” hissi öğretilmesin. Derslerinde başarılı olduğu takdirde iyi okullara girebileceği söylenmeli, aile kaynaklarıyla değil. Kimi sizin gibi hazmeder başarıyla tamamlar eğitimini ama çoğunluk “yaa nasılsa para var, hiç olmadı dönerim, belki iş kurarım” der.

Köpeği bırak çocuk emanet ediyorlar 12 yaşındakine. Çünkü çocuk ters bir durumda panik yapmadan kimi arayacağını ezbere biliyor. Bütün gün bakmadan bahsetmiyorum en fazla iki üç saat duruyorlar yanlarında. Bir değil üç köpek gezdiriyor benim kız. Küçük boy köpekten bahsediyorum tabii.
Okul öncesi çocuklar yangın tatbikatlarına götürülüyor. Okula polis memurları gelip eğitim veriyorlar. Hangi durumda hangi numarayı aramaları gerektiğini öğretiyorlar.

Amerika hakkında yüzeysel konuşabilirim ama özellikle orta ve kuzey Avrupa ülkelerinde durum bu.
 
Konu sahibinin konusunu daha fazla sabote etmek istemiyorum. Son olarak şunu ekleyeceğim.

Burada kiliselerde pazar günü ibadet ayin yaparlar, geri kalan günler kilise halka açıktır. Burada enstrüman müzik kursları yapılır. Cumartesi günlerinde de kursa giden çocuklar amatör konser verir veya profesyonel müzisyenler klasik müzik çalar. Yani kurslar ucuz deniyor ya mesela kira vermiyorlar. Ya da sorunu problemi olan insanlara grup terapisi gibi yardımlar yapılır. Veya gönüllüler giysi ayakkabı falan toplar ihtiyacı olanlara dağıtmak için.

Bizde her mahallede cami var, mümkün mü böyle bir şey? Yani kızlı erkekli camide enstrüman dersi yapılır mı? Önce mahalleli engel olur izin vermez bırak görevlileri.
 
Tarifeyi açıklıyorum;

Güzel yüz: 2 bilezik
Uzun boy: 1 bilezik
İdeal kilo: 1 bilezik
Küçük el ayak: 1 bilezik
İnce bilekler : 1 bilezik
Dik meme, güzel popo: 1 bilezik
Güzel huylar: 2 bilezik
Diploma: 1 bilezik
Kızın geliri asgari ücret ise 1, asgari ücret üstüyse 2, asgari ücretin 2 katından fazlaysa 3 bilezik.
Ederim 12 bilenzikmiş. 1 puan boyumdan kırıldı maalesef. Hemen kayınvalideme atıyorum geriye dönük yapsın beleş mi geldik beleş ölecek değiliz?!?!(!,!,!,,????!!!!!!
 
Benim kızlarım da 14 ve 12 yaşlarında. Sanayiye çırak vermeyin ama her şeyin hazır deyip önüne sermeyin. Doğdukları gün dedeleri döviz hesabı açtı ve düzenli para yatırıyor oraya. İleride ne isterlerse onu yapsınlar o parayla ama bundan haberleri bile yok çocukların.

12 yaşındaki kızım köpek gezdiriyor hafta sonları. 14 yaşındaki de bebek bakıcılığı yapıyor. Bebek dediysem 3-4 yaşında çocuklara bakıyor. Evde çocukla iki üç saat aktiviteler yapıyor.

Ayrıca evin toplanmasına yardım etmek, bulaşıkları makineye dizmek, kendi kurumuş çamaşırlarını katlayıp yerleştirmek, küçük çaplı alışveriş yapmak... bunları yaparak harçlıklarını çıkarıyorlar.

Mesela arkadaşımın 2 çocuğu var, onun 13 yaşındaki kızı bakım evinde yaşlılara kitap okuyor. 9 yaşında olanı çöpleri atık alanına götürüyor. Çöp dediğim kağıt karton ve plastik. Öyle km lerce uzağa değil, binaların ortak alanında var çöp ayrıştırma konteynerleri. Bu arkadaşım İsviçre'de üst düzey özel bankacı. Senelik geliriyle lüks ev alınır İstanbul'da.

Diğer bir arkadaşımın kızı yine çocuk bakıcılığı yapıyor, benim kız da onun sayesinde başladı buna.
Yine burada çocuklar kullanmadığı eşyalarını veya oyuncaklarını bir kutuya koyup çok cüzi rakamlara satıyor. Belki size komik gelecek ama 5 yaşında çocuk bile bitmiş tuvalet kağıtlarını değiştiriyor. Annesi babası kumbarasına para atıyor.

Bir gün kütüphane taşındı ve bütün çocuklardan gönüllü yardım istediler. 3-4 çocuğa bir kategori verdiler kutulama için. Çocuklarla beraber kutuladılar ve her grup kendi kitaplarını yerleştirdi yeni kütüphanede. Sonunda da pasta yiyerek kutladılar. Bu işe gönüllü oldu çocuklar ama biz de dahil çoğunluğun ailesi para verdi çocuklara. Daha çok örnek var böyle ama demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir. Çocuğa küçük yaşta sorumluluk almayı öğreniyor. Şimdi bu çocuklarla, yüksek lisans eğitiminin bitimine kadar bütün masraflarını ailesinin karşıladığı bir çocuk aynı frekansta olamıyor.

Dikkat ederseniz ödevlerini düzenli yapan derslerine çalışan iyi notlar getiren demedim. Çünkü onlar zaten yapmak zorunda oldukları şeyler. Daha küçük yaşta başlatıyorlar para kazanmayı öğretmeye. Biz her şeyi eksiksiz verelim de çocuğumuz başarılı olsunla olmuyor. Bir şey istiyorsa onu elde etmek için çaba göstermeleri gerektiğini biliyor çocuklar.
Bu saydıklarınızın çoğunu burada bilinçli aile çocukları bedava yapıyor zaten. Ev işlerine katkıda bulunmanın ya da yaşlılarla zaman geçirmenin ya da yardıma ihtiyacı olana yardım etmenin parasal bir karşılığı olmuyor bizim kültürümüzde. Bu bence biraz tehlikeli de bir yaklaşım, her işin hatta her iyiliğin parasal karşılığı olduğunu öğrenerek büyüyor çocuklar. Yani sandığınız ve anlattığınız kadar muhteşem bir şey değil.
 
Sizin aracılığınızla genel bir uzun yazacağım öncelikle, kusura bakmayın ama toplumumuz için çok büyük bir sorun bu eğitim sistemi. Türkiye'de yaşasaydım ben de mecbur özel okula gönderirdim bu şartlarda. Kimseyi kınamak ya da eleştirmek değil amacım ben de sizler kadar üzülüyorum bu durum için çünkü okul çağında üç yeğenimiz var.

Ben 12 senedir burada yaşıyorum. İki çocuğum var ve kreş yaşından 9. sınıfa kadar bu yurtdışı okul sisteminin içindeyim. Çocuğunu al bu okuldan demezler çocuk sınıfta kalır. Yani sene tekrarı yapar, eskiden bizde de vardı hatırlarsanız. Çocuklar sınıfta kalmaktan utandığı için elinden geleni yapardı sınıf geçmek için. Şimdi Türkiye'de anaokullarında bile takdirname veriliyor. 1 notla teşekkürname kaçıracağım için üzülürdüm, öğretmene gider not isterdim. Karşılıksız da değil sözlü yapardı öğretmen. Sözlüyü geçersem verirdi notu. Şimdi öğretmen zayıf not vermeye korkar olmuş. Başarılı veya başarısız olmasına bakılmadan herkesin çocuğu sınıf geçsin, mezun olsun sene tekrarı yapmasın olmuş. Biraz da kendimizde arayalım suçu, öğretmenin çocuğunuz yetersiz, bir sene daha aynı sınıfa gitmesi lazım lafını hanginiz kabul eder?

Ben 1975 doğumluyum ve benim zamanımda her okul kaliteliydi. Eğitim sistemi çok ciddi ve disiplinliydi. O zamanlar 2 ya da 3 tane özel okul vardı İstanbul'da benim bildiğim. Ders çalışan başarılı olurdu, parayı bastıran değil. Şimdi sokak arasında bile kolej var. Bırak sene sonunu, ara tatilde bile kep giydirip, takdir teşekkür belgesi veriyorlar 5-6 yaşında çocuklara. Nedense bunlar hiç sorgulanmıyor. Böyle şovlar yok işte yurtdışında. Mayıs ayının ilk haftası ülkedeki tüm okul çağında çocukların evine mektup gelir. Yeni okul yılında sınıfınız şu, öğretmenlerin isimleri iletişim bilgileri bunlar, sınıf listesi bu... diye. Okul sabahı çocuk çantasını alır okula gider o kadar. Üniforma yok, defter kitap alma yok. Hatta her sınıfta kalemlik yazma çizme malzemeleri var. İstersen onları da alma. Okulda çocuklar ve öğretmenler ev terliği ev ayakkabısı giyer. Terlikle dolaşan öğretmeni hoş karşılar mısınız? Tişört giyen makyajsız atıyorum beyazları çıkıp saçını boyamamış orta yaşta öğretmeni mi tercih edersiniz yoksa genç bakımlı havalı olanı mı?

Bir okuldan beklenmesi gereken sadece kaliteli bir eğitim olmalıdır bana göre. Süper yeni bina akıllı sistemler falan değil. Mesela her sınıfta üçlü bir ders tahtası var duvarda ek olarak. Bu tahta münazara için kullanılıyor. Öğrenciler üç gruba ayrılıyor, ortadaki kısım da tarafsız olanlar için. İlk okul birinci sınıfta bile çocuklar fikirlerini düşüncelerini karşılıklı söylüyorlar.

Burada sadece iki tip özel okul var, engelli çocukların gittiği okullar ve yabancı çalışanların çocukları için eğitim veren okullar. Diplomat ailelerin veya ülkeye kısa süreli çalışmaya gelenler çocuklarını bu okula veriyor.
Geri kalan hepsi devlet okulu. Zenginin de fakirin de çocuğu mahallesindeki okula gider. Okul öncesi çocuk bile sadece ilk 6 ay ebeveyniyle gidiyor okula, 6 ayın sonunda küçük çocuklar kendi gidiyor okula.

Evlerin kirası 7-8 binden değil semtine göre daha fazla rakamdan başlıyor ama yeni kurlarla asgari ücretler de 40 bin TL den başlıyor. Hele İsviçre'de asgari ücret 50 binden başlıyor. Bu asgari ücretle çalışanlar da göçmenler ve part time çalışan gençler. Nedense masraf TL'ye çevriliyor ama gelir çevrilmiyor.

Eğitimin pahalı ve üstelik kalitesiz olmasında herkesin payı var. Herkes her şeyi son sistem istiyor. Ben ve mahallemdeki tüm arkadaşlarım yürüyerek gider gelirdik okula. Her sabah okul yolu çocuk dolardı ve anne babasız tek başımıza giderdik. Şimdi sabah servislere bindiriyorsunuz çocukları. İçinizde var mı her sabah çocuğunu kendi okula götürüp dönüşte kendi alan? Evet biliyorum çoğunuz çalışıyorsunuz ve çocuğu götürüp alacak vaktiniz malesef yok. Burada buna da çözüm üretmişler. Okul 15.30'da bitiyor ve 18.00'e kadar çocuk başka bir bölümde okul sonrası kalabiliyor. Hem derslerini ödevlerini yapıyor hem arkadaşlarıyla oynayabiliyor. Okul içinde ama oyun temalı bir yer. Sessizlik odaları var, isteyen kitap okuyor isteyen dinleniyor bu odada.

Benim çocukların gittiği yurtdışındaki okul 40-50 senelik bina. İçi çok eski ama temiz. Hanginiz gönderir eski püskü okul binasına? Öğretmenler desen en eskisi 1994 yılından beri orada çalışmaya devam ediyor. Eğitim ve sağlıkta özelleştirme yok buralarda. O nedenle devlet eliyle bütün okullarda tek tip eğitim veriliyor. Yani iş sonunda dönüp dolaşıp böyle yöneticileri seçen halka geliyor.

Yine kurslar demişsiniz, ben bir gün araştırdım bunu. Yani biz çok az bir rakam ödüyoruz bu kurs öğretmeni nasıl iyi para kazanıyor diye sordum kendime. Çünkü kaliteli bir şekilde olabilmesi için atıyorum en fazla 5 çocuk kabul ediyor eğitimci. Meğer devlet karşılıyormuş geri kalan ücreti. Yani amaç öğretmek eğitmek.

Ortaokul seviyesi bitince öğretmenlerin yıllar boyu doldurdukları öğrenci dosyasına göre çocuk ya meslek okuluna gider ya da Gymnasium dedikleri, üniversiteye devam edebilecekleri liseye gider. Bu lise zordur ve her çocuk otomatik başlamıyor liseye. Burada duydukları ilk cümle "kötü nota alıştır kendini". Sınıfta kalma olduğu ve kimsenin gözünün yaşına bakılmadığı için çocuk kaytaramaz, yaaa başka okula verir beni ailem diye rahat rahat totosunu yayamaz.

İpin ucu malesef kaçmış. Eğitim sistemi kadar halk da suçlu bu durumdan. Arz talep dengesi, herkes özel okul isterse her yer özel okulla dolar. Aslında özel okul dediğiniz yurtdışında sıradan bir mahalle okulundan daha iyi eğitim vermiyor. Burada devlet hele bir eğitim ve sağlık sistemiyle oynamaya kalksın, "özelleşsin ya zenginin çocuğu daha iyi eğitim alsın, fakir de kendini zorlasın zorlayamayanın çocuğundan bana ne" desin bir. Halk biner tepelerine, gün yüzü göremez o siyasetçiler. Bakın seçimi falan bekleyip oy vermemekten bahsetmiyorum, bunu yapmaya kalktığı an indiriler koltuğundan.

Sabır gösterip okuyanlara teşekkürler, gözleriniz kör olmadı inşallah :)
evet olması gereken sizin yazdıklarınız ama olmayınca ne yapalım?ben de 1978 doğumluyum.zamanımda zengin de fakirde devlet okuluna giderdik beraber.çalışkan olanlarımız iyi üniversite kazanırdı.okul biter bitmez de iş sahibi olurdu.dil falan aranmıyordu bu kadar.dili de hazırlık okurken öğreniyorduk bazılarımız.eskiden sınıfta 2 3 kişi takdir alabilir 3 4 kişid e teşekkürdü.artık hemen herkese bu belgelerden veriliyor.çocuğun derleri berbat ama belgeleri var.vayy ben neymişim diyor ders çalışmıyor eksiklerini tamamlamıyor .saygısızlık diz boyu çocuklar arasında.evinin perdesini gereksiz yenileyen ama çocuğuna kitap almayan müzik aleti almayan veliler var.ben evden çalışabilirim sağlığım gereği.dil de biliyorum.1 kişi bana başvurmadı çocuğuma dil öğret başka derslerine yardımcı ol diye ki ücret de istemeyecektim.15 yaş altı çocukların saatlik çalışabilecekleri tek iş yok ülkemizde maalesef.anca okulu bırakırlarsa çırak oluyorlar.marketlerde işsizlikten mühendisler öğretmenler çalışıyor.durumumuz bu hocam.umudumuz da yok.çocuklar için çabalıyoruz.uykularımız kaçıyor.eski zamanları bile özler olduk
 
Türkiye'de cocuk isci calistiramazsin, 12 yasinda bir cocuk calisamaz. Hayal dunyasindan cikilsa iyi olur, burada o yasta bir cocugu calistiracak biri olsa bile emanet edecek yer yok. Ortalik iyice dingonun ahiri oldu. Ben cocugum olsaydi gozumun onunden ayirmazdim birak calistirmayi. Ayrica her zengin aile cocugu calismiyor. Cok zengin bir ailem var, ilk bisikletim, montum italya'dan geldi, dadimiz vardi kardesimle, ilkokulda ozel arabayla gidip geldik okula, dadimiz ayri soforumuz ayriydi sadece kardesimle benim icin calisan. ornek olsun diye veriyorum bunlari. Uni bitene kdr calismadim. Guzel meslegim var, iyi para kazaniyorum, cok caliskanim, hirsliyim, zeki, atik, gicik bir Turk kadiniyim diye noktayi koyayim. Yani bu ulke ile yurt disini kiyaslamak 'alice in wonderland' icinde yasamak gibi bence.
 
Yurtdışında yasayanlarin çoğunda var bu durum ( olmayanları tenzih ederim) Kendi çocuklarına en iyi imkanları devlet eliyle hem de bedavaya sağlarken bizim burada, üstelik küçük bir kesimin , canımızı disimize takıp çocuklarımıza o imkanlarin onda birini sağlamaya çalışmamızı bile şimariklik olarak görüyorlar. İstiyorlar ki burası hep geri kalsın, sadece onların çocukları iyi eğitim alsın, iyi yaşasın, Euro bozdurup bizim topraklarımızda tatil yapsın, mal mülk edinsin. Bizimkiler de hep onlara hizmet etsin. Tuhaf bir kafa gerçekten.

Onu simariklik olarak görenler ama kendi cocuklarini da göndermiyordur
 
Tarifeyi açıklıyorum;

Güzel yüz: 2 bilezik
Uzun boy: 1 bilezik
İdeal kilo: 1 bilezik
Küçük el ayak: 1 bilezik
İnce bilekler : 1 bilezik
Dik meme, güzel popo: 1 bilezik
Güzel huylar: 2 bilezik
Diploma: 1 bilezik
Kızın geliri asgari ücret ise 1, asgari ücret üstüyse 2, asgari ücretin 2 katından fazlaysa 3 bilezik.
Kudra ya bı listeyi sekiz sene önce atman lazımdı tüh. Ben bilmediğimden beş bilezik taktılar demek benim 7 bilezik hakkım varmış 😂😂😂 iki bilezik kazıklanmışım
 
Onu simariklik olarak görenler ama kendi cocuklarini da göndermiyordur
çocuğumla beraber yaşlı bir teyzenin her gün ekmeğini market ihtiyacını alırız okuldan dönerken.kendisi gidemez rahat yürüyemiyor bile.kapak topluyor tekerlekli sandalye kampanyası için.maddiyatı kötü bir iki çocuğa kitap kırtasiye falan alıp hediye ediyor arada.hayvan besliyoruz bazen bareber sokakta.yapabileceğimiz sosyal sorumluluklar hepsi bu.kimse köpek gezdirtttirmez çocuğunu emanet edip para vermez oyun arkadaşı ol diye.ya da yakın bir işyeri sorumluluk öğrensin diye gel 1 saat çalış demez günde.bunlar ütopik şeyler ülkemiz için.hastaneye giderken çocuğumu bırakacak kimse bulamıyordum yakın akraba dışında.öyle evime gel 3 4 saat çocuğa bak para vereyim diyecek kimse yok.olsa da güvenilir kişiler bulamayız evi emanet edecek.
 
Benim halimden anlamayip bide üzerine boyle konusanlardan bahsediyorum yaşamadan anlamazsiniz anlayin diyorum sadece yada susun konusmak icin konuşan çok var bu sitede belliki yapin prinlerinizi siz devam böyle
Oğlum var. Evleneceği kızın ailesi şu kadar bilezik diye tutturursa almam. Hatt evde vermekten vazgeçerim. Kendileri ne yaparlarsa yapsınlar. Olacak işi de bozarım. Bu zamanda bu kafada bu anlayışsızlıkta bir aileye dünür olacağım diye uğraşmam yani. Beddua değil hayır duası adeta belki oğlum da kötü bir evlilikten kurtulur
 
Ben bir de emzirmekten o canım memelerimden oldum. Onu da oğlanı evlendirirken dünürden tahsil edeceğim. Damatları sarkıttı meme parası bir bilezik de onlar bana taksın
Ahahah süt parasının güncel versiyonu meme parası. Meme estetiği oğlan evlenirken kaç paraysa ona göre bir altın gramı belirle öyle bilenzik alsınlar.
 
Ahahah süt parasının güncel versiyonu meme parası. Meme estetiği oğlan evlenirken kaç paraysa ona göre bir altın gramı belirle öyle bilenzik alsınlar.
Öyle yapacağım valla iyi valla kız anaları bilezikleri isterken iyi😄 Biz de çocuk doğurduk neticede bizim de hakkımız diyeceğim 😂😂
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X