olayı doğu- batıya indirgeyen arkadaşım gerek kendi mesleğimde gerekse doktorluk mesleğinden olan çok fazla doğulu ve güneydoğulu arkadaşım var. onlar bile doğuya gitmek istemiyorlar. askeriye, polislik ve doktorluk mesleği dışında zorla yaşantısı bozulan meslek grubu yok. sen memleketinde çalışmak istemezsen ben niye isteyim ki düzenim bozulsun. eşim pratisyenlik yaparken 5000 nüfuslu küçük bir ilçede çalıştık. halk tarafından çok saygı görüyorsun alçak gönüllükle işini iyi yapınca ve seviliyorsun. sağlık konusunda çektiğin sorunlarda sonuna kadar haklısın ama sanki sağlık sorunu bir kaç aç gözlü doktordan kaynaklanıyormus da onlar düzelse sistem düzelecekmiş gibi görmeyin. uzman dr arkadaşlar küçük ilçelere atanıyorlar ve ameliyathane şartlarının yetersizliği, enfeksiyon riski, malzeme yetersizliği, kalifiyeli yardımcı sağlık personelinin olmayışı ve doktor hatalarından kaynaklanan tazminatların çok yüksek olmasından dolayı her ameliyatı yapamadıkları, sevk ettiklerini söylüyorlar. yani sadece dr göndermekle iş bitmiyor.
eşim asistan dr ve neler çektiğini bir ben bilirim bir Allah. tus sınavı çok zor bir sınav. aynı üniversite sınavı gibi dersaneye gitmek zorundasın ve oldukça pahallı bir dershaneler. 5-6 ay gidiyorsun ve 8000 lira gibi bir para ödüyorsun. babasının maddi imkanları olanlar dersaneye gidebiliyor, olmayan pratisyenlik yapmak zorunda dershane masrafını karşılayabilmek için. Asistalığının ilk yılı gün aşırı nöbet, gündüzleri zaten işte. bu şartlar altında evde eşiniz yokken çocuk yapmanız mümkün bile olmuyor. hayatınızı ertelemek zorundasın. her gece evde ders çalışmak zorunda olan, dizi izlerken bile yanında kitabı duran bir mesleğe hangimiz sahibiz. ayrıca kitap ücretleri de çok pahalı. daha dün 250 TL ye kitap satın aldık. 24 saat nöbetten sonra ertesi gün eve gelmeyip poliklinik yapan ve doktor yüzümüze gülmüyor, ilgilenmiyor gibi suçlanan ve kasten kimsenin acı çekmesini istemeyeceği halde halen beceriksizlikle suçlanan, işini düzgün yaptığında ve fedakarlık gösterdiğinde bile Allah razı olsun demeyen ve bu senin görevin yapmak zorundasın gibi tavır takınılan ve her an seni aç gözlü, kan emici biri gibi gören, 3-5 kişi yüzünden tüm bir camianın lekelendiği bir meslek. doktorlara karşı düşmanca tavır takınan insanları görünce inşaallah çocukları da doktor olur, hem de cerrahi bir branşı olur da o zaman anlar diyorum. akrabası doktor olanlar bu durumu anlamıyor. kendi çalıştığım kurumdaki öğretmenlerin(M.E.B DEĞİL) hiçbir şey yapmadan dr olan eşimle aynı kazancı olduğunu görünce inan çok üzülüyorum. eşim hep bu meslek para için yapılmaz manevi tatmini çok fazla der ama son yıllarda bu kadar doktor düşmanlığı olan gördükçe kahroluyorum. ancak doktoru da maddi yönden tatmin etmek durumundasın. avrupa ülkelerinde en yüksek maaşı dr lar kazanır. dr. maddi sorunlarına yoğunlaştığında bu sorunlarını düşündüğünde geri dönüşü olmayan hatalar yapmasına ve hasta ile arasına para ilişkisi girmesine yol açar. ben de devlet memuruyum ve iş yerimde ne kadar ekmek o kadar köfte mantığında olan insanlar var. dr da bu şekilde düşünürse o zaman hastalar için kötü olur. bu ülkede herkes işini en iyi en mükemmel şekilde yapmıyor ama eleştirilmiyorlar. çünkü hatayı kapatabilecekleri işlere sahipler ama doktorluk hata kabul etmez. konuyu çok dağıttım. hızla derdimi anlatmaya çalışırken. saygılarımla....