- 6 Ağustos 2010
- 1.892
- 3.809
-
- Konu Sahibi Jupiter neptun
- #81
Bir örnek daha vereyim. Büyük-küçük kavramı..Bunların ne olduğunu merak ettim
Yani kreş ve anaokulunda öğretilen yanlışlar ne olabilir ki
Örneğin karenin bir diktörtgen olmadığını öğretiyor. Oysa kavramsal olarak, kare bütün kenar uzunlukları eşit olan özel bir dikdörtgendir.
Bir örnek daha vereyim. Büyük-küçük kavramı..
İki nesne (örn.bardak) gösterip, hangisi büyük gibisinden sorular sorulacak etkinlikler yapılıyor. Çocuklar birini seçiyor büyük diye. Neye göre, boyu mu, eni mi, hacmi mi? Nesi diğerinden daha büyük?
Sonra aşağıda anlatacağım diyalogları çevresi ile paylaşan, kavram kargaşası yaşayan çocuklar yetişiyor.
Bir gün dolmuşta arkamda bir bayan 3-4 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim oğluyla yolculuk yapıyordu... Yıl 2006...
Dialog şöyle:
Çocuk: anne! kamyon mu büyük araba mı?
Anne: kamyon büyük oğlum.
Çocuk: Annee! babam mı büyük sen mi?
Anne: baban büyük oğlum.
(o sırada kırmızı ışıkta dolmuş duruyor)
Çocuk: Anneee! Kırmızı ışık mı büyük, yeşil ışık mı?
Anne: (ses yok)
1.soruda(2. soruda) anne kamyon (baban) cevabını verirken büyük kavramıyla neyi kastediyor?
Anne büyük diye neye diyor ki kırmızı ışık ile yeşil ışığı değerlendiremiyor bu eksik/yetersiz/her durumda işlevsel olmayan kavramsal alt yapıyla...
Umarım anlaşılır olmuştur.
Bir örnek de çizgi filmlerden vereyim.Bunların ne olduğunu merak ettim
Yani kreş ve anaokulunda öğretilen yanlışlar ne olabilir ki
Oğlunuz doğru düşünüyor. Kendi sağı ile evin sağı noktasında.yani şekil olarak bu kare bu dikdörtgen diye öğretiliyor
Anladım
Ama bu sıkıntılar hep var ileriki sınıflarda da
Mesela oğlum evin sağındaki ağaç kavramına gıcık
Ev resmi var penceresi kapısı var
Kağıdın sağında ağaç var
İşte o ağaç evin dağındaki aoaçmış
Oğlum diyor ki evin önü kapısının olduğu yer ise evin sağı kağıdın soludur o ağaç evin değil benim sağımda
Anlatamadım pek ama görsel anlatılan ile sözel anlatılan örtüşmüyor işte
Mesela kare dikdörtgen örneğiniz de diğer sınıflarda da devam ediyor
Esasen görsel ile ezberletme modunda eğitim sistemimiz
Bir örnek de çizgi filmlerden vereyim.
TRT çocukta KARE isimli kavram öğreten bir çizgi film var.
Konu ettiği kavramları (örneğin hızlı ve yavaş) anlatan bir hikayeyi eğlenceli bir şarkıyla tamamlıyor...
Birinin sözleri şöyle:
Araba hızlıdır, bisiklet yavaş.
Bu cümle kavramsal olarak hatalı. Araba ne zaman, hangi durumda neyden hızlıdır/yavaştır. Hızlı nedir yavaş nedir?
Bu çocuklar lisede türev öğrenirken anlık hız, ortalama hız hesaplayacak!! Hangi kavramsal altyapıya dolu zihinleri hıza dair?
Oğlunuz doğru düşünüyor. Kendi sağı ile evin sağı noktasında.
Malesef bu kavramsal yanılgılar öğretmenlerde de kitap yazanlarda da var. Bu nedenle tıpkı oğlunuzun sahip olduğu bu berrak düşünme becerisi, sınıf seviyesi arttıkça azalıyor malesef. Bu nedenle ilk olarak ne kadar geç okulla muhatap olur o kadar iyi bence.
Kesinlikle katılıyorum, zıt iki kavram üçüncü bir referans üzerinden "den daha" ifadeleri kullanılarak öğretilmeli.Peki ben sizi anladım da
Yani çocuk ilkokula gidince de aynı kavramlar yok mu
Özetle bu bilgiler zaten böyle öğretilmiyor mu
İlkokula göndermeme şansımız yok ki
Sonuçta lisede türevde o sıkıntıyı anaokuluna gitse de yaşar gitmese de
Hızlı ve yavaş mesela 3 bileşenli öğretilmiyor yani araba bisiklet ve yaya mesela bisiklet arabaya göre yavaşken yayaya göre hızlı vs
Ama bu sadece kreşe çocuğu göndermeyince çözülmez ki
İleriki yıllarda çözüm önerilerinizi merak ettim
araba hızlıdır bısıklet yavas derken genelden bahseder neye gore kıme gore kavramları ortaokul zamanında zaten ogretılır bırsey ogrenırken hıc bır zaman dırek en son olmus halı ogretılemez kı hazırlarsınız asama asamaBir örnek daha vereyim. Büyük-küçük kavramı..
İki nesne (örn.bardak) gösterip, hangisi büyük gibisinden sorular sorulacak etkinlikler yapılıyor. Çocuklar birini seçiyor büyük diye. Neye göre, boyu mu, eni mi, hacmi mi? Nesi diğerinden daha büyük?
Sonra aşağıda anlatacağım diyalogları çevresi ile paylaşan, kavram kargaşası yaşayan çocuklar yetişiyor.
Bir gün dolmuşta arkamda bir bayan 3-4 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim oğluyla yolculuk yapıyordu... Yıl 2006...
Dialog şöyle:
Çocuk: anne! kamyon mu büyük araba mı?
Anne: kamyon büyük oğlum.
Çocuk: Annee! babam mı büyük sen mi?
Anne: baban büyük oğlum.
(o sırada kırmızı ışıkta dolmuş duruyor)
Çocuk: Anneee! Kırmızı ışık mı büyük, yeşil ışık mı?
Anne: (ses yok)
1.soruda(2. soruda) anne kamyon (baban) cevabını verirken büyük kavramıyla neyi kastediyor?
Anne büyük diye neye diyor ki kırmızı ışık ile yeşil ışığı değerlendiremiyor bu eksik/yetersiz/her durumda işlevsel olmayan kavramsal alt yapıyla...
Umarım anlaşılır olmuştur.
Ağustos eylül hemen hemen aynı dönemOğlum 25 aylık kreşe başladı yarım gün
30 aylıkken tam güne geçti
73 aylık okula başladı
Ağustos doğumlu
4 yıl kreşe gitti
4 yıl daha olsa giderdi
Bu yıl 4 e geçti 3 yıllık ilkokul hayatında da hiç okuldan sıkıldığını dile getirmedi
Okul seçimi doğru olunca çocuk sıkılmıyor ya da benimkinin öyle bir sıkıntısı yok
Ben de 2 yık anaokuluna gittim okuka başlamadan bir önceki sene evde yalnız kaldım annen babamın işi uyuşmadığında
Bizim zamanımızda kreşe giden çocuk dahi yoktu ama okuldan vs bıkmadım
Geçmiş olsun üzüldüm bende nazar mi değdirdik yaValla bugün alırken ablası dedi bir arkadasının bacağını ısırmış bildiğin kanatmış, çok moralim bozuldu gayet iyi huylu hiç kavgası olmayan anlayışlı ısırmayan vurmayan bi çocuktu şok oldum. Isırdım diye anlatıyor hala ne yapacağımı şaşırdım. Yuvadan tabii çocugu söylemiyolar da kazık kadar çocuk yani kimi ısırdığını anlattı
Ağustos eylül hemen hemen aynı dönem
Bende muhtemelen 24 aylikken başlatmayı düşünüyorum ama henüz net karar veremiyorum işin maddi boyutunu da düşünmem gerekiyor
Ama siz tecrübe etmişsiniz sıkılmaz diyorsunuz ne güzel inşallah bizde de öyle olur teşekkürler
Henüz net bir karar veremedim aslinda %50 %50 okula baslayana kadar kaç yıl kreşe gidecek o yüzden onu düşünmem gerekiyorSiz kreşe vermeye karar vermişsiniz zaten. Okula başlama yaşına niye takılıyorsunuz ki? Uygun yaşlar geldiğinde bakarsınız, durumuna göre bir sene erken veya geç birinci sınıfa başlatırsınız.
Ama şahsi fikrim kreş için şu an çok küçük olduğu yönünde.
Ben anaokulunda calisirken 3 yastan itibaren aldigimiz cocuklar vardi. Inanin 5yasinda da anaokuluna gelince cocuklar sıkılıyor. Sıkılmayan ogrencimiz hic olmadi simdiye kadar. Ayni seylero tekrar tekrar ogreniyorlar. Bildiklerini tekrar onlara vermeye calismak cok sıkıcı oluyor. Ogretmen de zorlaniyor. Mesela kareyi bilen bir cocuga 3 yil kareyi vermek gercekten cok sıkıcı oluyor. Biz cozumu kucuk yastan beri gelenleri ayni sinifta toplayarak bulmustuk. Ama o bile zorlamisti bizi.tebrikler başarılarızın devamını dilerizyüksek lisans ve masterla taçlandırıın
ama işte her çocuk bir değil ki
Ben 3 yaşındaki kızıma öğretiyorum. Beyin gelişimi ne kadar fazla uyarana maruz kalırsa o ölçüde desteklenir. Diyorum mesela çizgi filmde birlikte izlerken: duran bir araba, ablanın sürdüğü bisikletten hızlı olabilir mi? (uyaranı veriyorum düşünsün diye). Çocuk hızlı olmanın hareket eden bir durumda bahis mevzuu olduğunu farkediyor. Ya da soruyorum iki oyuncak arabayı iterken hangisi hangisinden daha hızlı gitti kapıya, pembe olan mı kırmızı olan mı? Bütün arabalar da aynı hızda değil demeli... Düşünüp farketsin, hızı ayırdetsin.araba hızlıdır bısıklet yavas derken genelden bahseder neye gore kıme gore kavramları ortaokul zamanında zaten ogretılır bırsey ogrenırken hıc bır zaman dırek en son olmus halı ogretılemez kı hazırlarsınız asama asama
3 yasındakı cocuga neye gore kıme gore kavramını nasıl ogretelım mesela ? cocugu bunla nıye yorayım ılk okul zamanı zaten ogrenecek
turkıyede okuyan 6 aylıktan berı krese gıden bınlerce basarılı cocuk ve ogrencı var :) hepsıde kavramları dogru bılıyor :) bızlerde kavramları dogru bıldıgımıze gore demek kı sıkıntı yok
3 çocuğunuz var anladığım kadarıyla ne güzelİki tane çocuğum Eylül doğumlu.
13 Eylül 2011 ve 15 eylül 2017.
Eylül 2011 doğumlu çocuğumu eylül 2017de 1.sınıfa başlamak üzere ilkokula verdim.
Daha önce kreş ya da anaokuluna göndermedim. Evde bakıcı teyzelerle idare etti. Kavramsal olarak yanlış şeyler öğreneceğine güvenilir bir teyzeyle muhabbet etmesini tercih ettim. Hiç pişman olmadım.
Şimdi 22 aylık 2017 Eylül bebeğimi düşünüyorum da, dediğiniz gibi kreşe bu yaşta (mecbur değilsem) asla vermek istemem. Henüz çok küçük... evde istediği zaman uyuyup, istediği zaman uyanıp, eşyaya istediği gibi özgürce hükmetme gelişim aşamasındayken, onu kuralların içine sokmak yerine, güvenilir, tatlı dilli bir bakıcı teyzeyi onun kurallarına dahil etmeyi daha mantıklı buluyorum.
Eğer mecbur kalmazsam, ocak 2016 ve eylül 2017 bebeklerimin ilk evden ayrılışlarının tıpkı ablalarında olduğu gibi 72 ayını doldurdukları sene Eylül ayında 1.sınıfta olmasını planlıyorum. Değil kreş, ana okuluna bile göndermek istemiyorum.
Ay yok kendi de bilmiyor sebebini, sordum. Isırdığını anlatıp duruyor. Kavga bile etmemişler. Sanırım testesteron patlaması yaşıyor. Ses yükselterek asi asi konuşuyor şu ara. Sonra yine melek gibi konuşuyo . İçine şeytan kaçtı sankiGeçmiş olsun üzüldüm bende nazar mi değdirdik ya
Belki bir şeye tepki olarak filan mi yapmıştır kendini de savunmuş olabilir umarım tekrarı olmaz
Tv izletirken önemsemiyorsunuz beynine verdiğiniz zararı da yuvanın vereceği zararı önemsiyorsunuz bu komik olmuş işteBen 3 yaşındaki kızıma öğretiyorum. Beyin gelişimi ne kadar fazla uyarana maruz kalırsa o ölçüde desteklenir. Diyorum mesela çizgi filmde birlikte izlerken: duran bir araba, ablanın sürdüğü bisikletten hızlı olabilir mi? (uyaranı veriyorum düşünsün diye). Çocuk hızlı olmanın hareket eden bir durumda bahis mevzuu olduğunu farkediyor. Ya da soruyorum iki oyuncak arabayı iterken hangisi hangisinden daha hızlı gitti kapıya, pembe olan mı kırmızı olan mı? Bütün arabalar da aynı hızda değil demeli... Düşünüp farketsin, hızı ayırdetsin.
:)
Ben okudukça ne kadar az biliyormuşum kavramları anladım.
Çocuklarımı büyütürken de kavramları doğru anlamaya yeni yeni başladım. Mesela, ayakkabısını kendi başına giymeye çalışırken 2 yaşındayken ilk kızıma yanlış ayakkabıyı alıp sağ ayağına giydirmeye çalışırken "o sağ ayak (için) değil" dediğim an düşünmeye başladım.
Ayak sağ ayak, ayakkabı sağ (ayak için) değil.
2.ve3.çocuklarıma daha doğru bir ifadelerle ayakkabı giymeyi kavramsal olarak öğretiyorum: o sağ (sol) ayakkabı sağ (sol) ayak için, o sol (sağ) ayakkabı sağ (sol) ayak için değil.
Not. Anaokuluna, ya da kreşe gidenlerde sıkıntı var demedim. Gittikleri yerde ne tür uyaranlara maruz kaldıklarının önemini anlatmak istedim. Ben önemsiyorum bunu çocuklarımı yetiştirirken. Sadece tecrübemi paylaştım hepsi bu. İsteyen istifade etsin, istemeyen kendisi bilir.
Evet aslında evde olup kaliteli vakit geçirmek de çok önemli çünkü biz bile yetemiyoruz bir yerden sonra bakıcı vs.ne yapsınBen o dönem çalışmıyordum
Ama evde geçen süre beni çok bunaltmıştı
Oğlum da çok içe kapanıktı zira hiç kimse yoktu çevrede bildiği tanıdığı
Kışın dışarı da çıkarmayacaktık o nedenle başlattım
Sabah gitti kahvaltısını yaptı öğlen yemek yedi sonra aldım 30 aylıktan sonra da full devam etti
Benim oğlum 2.5 yaşında bu bahsettiğiniz kavramların farklı şeyler olduğunu kendi sora sora keşfede keşfede buluyor yani, asıl evde oturup çizgifilm izleyerek büyüyen çocuklar bu yaşa geldiğinde bunları soruyor mu ? O kıvama geliyor mu ? Bence bu düşünülmeli. Yani ben tv izletmiyorum ama izletene de lafım yok ama yuvaya laf edip tv izletmeyi örnek gösterince biri orda dengelerim değişiyor vallaaraba hızlıdır bısıklet yavas derken genelden bahseder neye gore kıme gore kavramları ortaokul zamanında zaten ogretılır bırsey ogrenırken hıc bır zaman dırek en son olmus halı ogretılemez kı hazırlarsınız asama asama
3 yasındakı cocuga neye gore kıme gore kavramını nasıl ogretelım mesela ? cocugu bunla nıye yorayım ılk okul zamanı zaten ogrenecek
turkıyede okuyan 6 aylıktan berı krese gıden bınlerce basarılı cocuk ve ogrencı var :) hepsıde kavramları dogru bılıyor :) bızlerde kavramları dogru bıldıgımıze gore demek kı sıkıntı yok
Yaa işte siz direk içerden bildiriyorsunuzBen anaokulunda calisirken 3 yastan itibaren aldigimiz cocuklar vardi. Inanin 5yasinda da anaokuluna gelince cocuklar sıkılıyor. Sıkılmayan ogrencimiz hic olmadi simdiye kadar. Ayni seylero tekrar tekrar ogreniyorlar. Bildiklerini tekrar onlara vermeye calismak cok sıkıcı oluyor. Ogretmen de zorlaniyor. Mesela kareyi bilen bir cocuga 3 yil kareyi vermek gercekten cok sıkıcı oluyor. Biz cozumu kucuk yastan beri gelenleri ayni sinifta toplayarak bulmustuk. Ama o bile zorlamisti bizi.
Benim de sadece 1 yil bakiciya birakma durumum olacak. Ve kizim 2yasina baslayinca benimle birlikte okula gelecek. Simdiden onun endisesini yasiyorum cunku gercekten sıkılıyorlar. Ama calisinca mecbur kaliyorsun iste. Birakacak kimse de yok .