Delirmek üzereyim sanırım


Aynen öyle kardeşim. Tamamen pasifliğinden kaynaklı maddi sorun yaşıyorum. Beni delirten daha az para değil, bu pasifliği. Maalesef ki Türk kadını her fedakarlığı yapayım da koca yaşasın yeter diye düşündüğünden anlaşılmayabilir benim derdim. Ve evet çalışmaya başladığımda bu düzen böyle sürecek ise ben de eve zerre katkıda bulunmayacağım. Paşam istediği işte kalsın, ben çocuk ev iş üçgeninde yıpranayım aman yeter ki o rahat olsun istediği iş yerinde kalsın. Oldu anacım.
 
Ha bak bu ayrı sorumsuzluk apayrı bi olay. Anne yada babaysan özellikle sorumsuz olma hakkı yok maalesef evladına harcaması gereken parayı tembelliğe harcarsa çok sıkıntı
 
Sizin yerinizde olsam bende dayanamazdım heralde çalışmaya başlamak size iyi gelecek parayı kendinize ve oğlunuza harcayın yeyip içip gezin bakalım eşinizin tepkisi ne olacak
 
Ha bak bu ayrı sorumsuzluk apayrı bi olay. Anne yada babaysan özellikle sorumsuz olma hakkı yok maalesef evladına harcaması gereken parayı tembelliğe harcarsa çok sıkıntı

Sorun sadece işi değil zaten. İşini değiştirmem sebebi de rahatlık, borçlanma sebebi de. Beni deli eden mevcut borçlarına rağmen hala çaba sarf etmiyor oluşu. Bir şey deyince de insanların binlerce TL borcu varmış ben ne abartmışım üç beş bini.
 
Sizin yerinizde olsam bende dayanamazdım heralde çalışmaya başlamak size iyi gelecek parayı kendinize ve oğlunuza harcayın yeyip içip gezin bakalım eşinizin tepkisi ne olacak

Planım tam olarak bu. Kendisine de söyledim. Kendi gelip "bak bu böyle olmaz bizim bir çocuğumuz var ben de bir şeyler yapayım birikim yapalım" deyinceye kadar maaşımı oğlumla birlikte harcayacağım.
 
ben sıze oglumu anlatsam belkı ıkı rekat sukur namazı kılarısnız:)))))gececek ınanın gececek..
ne bu yaptiginiz ben anlayamadim herkesin hayati kendine gore zorludur cocuk mu yaristiriyoruz tavrınız cok yanlis sizin ogkunuz evet cok zor olabilir ama kimseye de sen benimki ni gör deme hakkınız yok her anne kendi yaşadığı zorlugu bilir
 
 
aynen oyle ne kadar anlatabirsen o kadar anlaşır ve herkesin bakis acisi farklidir teselli etmek istersen dersin ki tabiki her cocuk zorludur benimki de oyleydi ama gecici insallah ha buna eyvallah ama yok benim cocugu gorsen sukur namazi kilarsin ne anlama geliyor çözemedim k9nu sahibide emin ol seni cok iyi anlamistir neyse iyi forumlar cevaba lüzum yok dedigin gibi fikir ayriligi konu sahibi beni anlamistir gerisi hiccc muhim degil ...
 
Yeni işin sartlarını bilemem ama bu devirde iş değiştirmek bana güvenilir gelmiyor. Yeni iş yeriyle yıllanmış bir ilişki olmadığı için işten çıkarma da o kadar kolay olur. Siz bunalmışsınız. Çocuk bakmak başlı başına zor. Bide çalışmaya alışık biriyseniz evde oturmak iki kat bunalıma sokuyor insanı. Sizin stresiniz de yansır çocuğunuza
 

Ben artık alıştım böyle tepkilere o yüzden cevap vermedim. Anneler bayılır çocuklarını ya da kendi yorgunluklarını yarıştırmaya. Benim oğlan kendine zarar veriyor dersin, ooo o da bişey mi benimki balkondan aşağı atlıyor derler. Benim oğlan aşırı hareketli dersin, o ne ki benimki hep koltuk tepesinde derler. Çözümden ya da empatiden ziyade en yorgun anne benim savaşına girerler. Ben şaşırmıyorum artık bu duruma. Esasında derdim oğlum da değildi ya neyse :)
 

Artık karışmıyorum zaten ne hali varsa görsün işi ve maddi durumu ile alakalı. Ben bunaldım evet. Başıma gelecekleri bildiğim halde oğlumla sosyalleşme çabamın her seferinde tır çarpmış bir anne yorgunluğuyla sonuçlanmasından, bari on beş dakika kuaföre gideyim diye düşünüp oğluma bakacak bir Allahın kulunu bulamamaktan, duş almak için bile zaman planı yapmaktan, maddi zorluklardan, ölümlerin sonrasında hepimiz aynı acıyı yaşarken her daim kendi acılarının daha fazla olduğunu düşünüp yakınan ve teselli bekleyen insanlara destek olmaktan, bu insanların bir kez bile "yahu sen iyi misin senin de canın yanıyor değil mi?" diye sormamasından bunaldım.

Hala gözümün önünde o sahne ve cümle. Dostum ölmüş. Abimin eşi, annemin de gelini. Ama benim dostumdu. Haftada birkaç kez konuştuğum, her sıkıştığımda telefonun diğer ucunda sabırla beni dinleyen kişiydi. Her neyse öldü. Ben annemin her zamanki zayıflığıyla bayılmasının akabinde hastanede başında bekliyorum. Çünkü o zayıf olan kişi. Ben ona sahip çıkmalıyım. Ağlama ve üzülme lüksüm bile yok. Kendimi o kadar kasmışım ki birilerini toparlama derdinden. Teyzem geldi yanıma ve "yavrum rahat bırak kendini, yapma bunu" dedi. Sonra hastane bahçesinde bitmek bilmeyen ağlama krizi. Şimdi bunları niye yazıyorum onu da bilmiyorum. Bunalmaktan nereye geldi konu.

Anneler zayıf olmamalı. Fıtratında zayıflık varsa da bari taş sandıkları evlatlarının da dermanının kalmadığı zamanlar olabileceğini bilmeli.

Hayatımda iki insan oldu derdimi, kendimi açabildiğim. Biri canım dayım, biri yengem. İkisi de peş peşe öldü ki bu da hayatın bana "sen taş olmaya devam et" deme şekliydi sanırım.
 
konunu okumadım ancak cocuk pskiyatristi veya işini iyi yapan cocuk piskologu öneririrm oyun terapsisi ile cocukta ne var anlayp yatrdm ediyor
 
Yengenize Allah Rahmet eylesin.Geride kalan çocuklarına,eşine ,sizlere Allah dayanma gücü ve sabır versin.Bu tür travmatik yasantilardan sonra insanın hayatinda daha keskin kararlar almaya eğilimli olduğunu düşünüyorum.Bu problemler evlilik hayatınızda hep vardı ama artık siz yeni bir deneyimle hayata bakıyorsunuz."Yarın hiç olmayabilir, bu gün benim kontrolümdeyken ona şekil vermeliyim" dusuncesi bir kez zihninize girdi artık.
 
Ben de size hak verdim.
Bundan boşanılır mı bilemicwm, sanki biraz daha dürtüp zorlayabilirsiniz gibi geliyor.
Eşimi dürte dürte 3. İstifasını verdirdim.
Kaçıncı zam talebini yaptırdım bilmiyorum da.
Küçük düşünüyor genelde, bense hakettiğini düşündüğünü talep etmezsen her zaman zarardasın diyorum. İşveren her zaman kendi çıkarını düşünür. Zamanında bana kızdığı da çok oldu, ama tüm bu deneyimlerden sonra artık ben hanımcıyım diyor. Her zaman işverenin pis yüzünü gördü çünkü.
 
Idrakyollariiltihabi Allah kimseyi bir başkasının derdini çekmesi için yaratmıyor. İmkan bulan herkes sırtındaki kamburu atıp,yoluna baksın derim ben. Hayat çok kısa. İnsanın içinde yüzlerce hevesle yaşamaya çalışması çok acı. Hep duygusala bağlıyorum bu konularda. Çünkü ablam hayatını hep maddi-manevi sorunlarla geçirdi. Bütün hevesleri yarım kaldı.
Kimse yaşamasın böyle.
Ne biliyim herkesin hayatı Pınar Beyaz "Günaydın" reklamı gibi olsa keşke.
Oysa hepimiz gözümüzü dağınık odalara,yıkanması gereken tuvalete/banyoya,süpürülecek,silinecek eve,değiştirilecek çarşaflara,tozu alınacak mobilyalara,yıkanıp ütülenecek çamaşırlara açıyoruz. Üstüne bir de doyurulacak,ne yiyip içildiği takip edilecek,oyun kurulacak çocuklar....
Bizim ülkemizde çalışsa da çalışmasa da iş yükünün çoğu kadında maalesef.
E bari bütün bu sorumlulukların yanında eş kişisi sorun çıkarmasın bir zahmet.
İmkanları zorlayın,ikna etmeye çalışın. Millet zaten şükürcülüğe alıştırılıyor.
Durumundan şikayet eden herkese "şükret işte domuz pislik" deniyor.
Alıştık napalım gebersek de,mutsuzluktan yüreğimiz dağlansa da şükrediyoruz.
Ablamın hep dediği gibi " bunu da şükür"
Peki nerede ablam? Eniştem şimdi sapasağlam gezip tozarken ablam nerde?
Öldü...
Yengeniz aynı zamanda dostunuzmuş sanırım. Allah rahmet eylesin.
Etrafınızda sizi dinleyecek biri varsa arayın konuşun.
Benim yakın bir arkadaşım var mesela.
Maddi-manevi sorunları olan. Hemen hemen her gün arar. Ortalama 1 saat konuşur. Dinlerim onu tavsiye vermem gereken yerde veririm. Kalıcı çözümler bulamam belki ama rahatlıyor anlatınca.
Ben onun zaten sorunlarına ciddi çözümler bulamam ki o da farkında.
Eşi ile verdiğim son tavsiye Diyarbakırlı "Şeğe Koteka'ya gidip bir muska yaptırıp yastığının içine koyması" oldu
Olsun ümit etmek güzeldir. Koteka'nın çözüm bulacağı ümidiyle yaşamak da güzeldir.
İstersen beni ara. Dinlerim seni. Koteka'ya göndermem merak etme.
 

Evet sanırım tam olarak hissim bu. Yengem de çok fazla maddi manevi sıkıntılar yaşadı. Abim çok iyi bir insandır ama o da ev idaresini pek bilmezdi. Son nefesine kadar borç içindeydi yengem. Ne kaldı geriye? Stres ve sıkıntı içinde geçmiş kısa bir ömür... Onun ölümünden sonra boş yaşıyormuşum gibi geliyor. Sanki ben de son nefesimde bu ne biçim hayattı deyip gideceğim gibi.
 

Heh aynı benim koca. Küçük düşünen, aman sağlığım yerinde olsun da ile cümleye başlayan zatı muhterem. Yahu tamam sağlık da yerinde olsun maddi imkanlar da. Niye seçim yapıyoruz ikisi bir arada istenmiyor mu, duada ya da talepte kısıtlama mı var. Sanki ben geleceğin için çabala ama dalağı böbreği masaya bırak diyorum.

Umarım benim eşimin de işverenin pisliğini görecek kadar ufku açılır.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…