Konum uzun olacak. Okuyanlara şimdiden teşekkurler.
Ben kendimi bildim bileli sürekli içen, küfür eden, karısına şiddet gösteren bir babam oldu. Memurdu, emekli olmadan önce sadece haftasonlari içerdi ama ben o mübarek cuma günlerinden nefret ederdim. Annemin babası, babamın öz dayısı ve biz aynı binada oturuyorduk. Onlarla ilgili sürekli tartışmalar çıkıyordu ve içkiyle beraber sokaklara taşan büyük kavgalara dönüşüyordu. Küçücük çocuktum babam annemi odaya kilitleyip yumruklarken. Kapıyı açtığında suratı tanınmaz haldeyken, ertesi gün yerdeki kanları silerdim ilkokul çocuğuyken. Annem babasının evine giderdi, aradan biraz zaman geçince babam gidip ikna ederdi, o da el mahkum evine dönerdi. Bizi hiç dovmedi ama buna sukredecek durumda değilim. Böyle böyle büyüdük. Kendi ailesiyle ilgili de hep sorunlar çıkardı. Zaten amcalarim babamın kötü halı, siz düşünün. Hayatım kiminle konuşup kiminle konusmamamiz gerektiğini takip etmekle gecti, çünkü sürekli birileriyle kusuyorduk.
Okudum, üniversiteden mezun oldum. Aynı gün babam emekli oldu 50 yaşında. Evde can sıkıntısından iki günde bir içmeye, her içtiğinde yaşanılanlar daha da agirlasmaya başladı. Annem korktuğu için boşanmadi, hep dilindeydi ama yapmadı. İki çift güzel laf, bir de artık yapmayacağına dair söz verince hep başa döndük ama ben bu arada psikolojik olarak coktum. Bir de maddi konular başladı. Gitti emekli.ikramiyesinin üstüne kredi çekip ev aldı ve ben ödedim o krediyi üç kuruş maasimla. Kardeşim de okuyordu aynı zamanda. Sürekli maddi sorunlardan konuşuyordu ama ickisinden de geri kalmıyordu. Neyse buraları çok uzatmayacagim.
Çok şükür ilk kpssye girdiğimde atandım ve doğuya gittim. Orda eşimle tanistim, evlendim. Yazın baba evine el öpmeye gittim on gün kalacaktık. Ne oldu? İki günde bir aynı rezillikler. Benim eşim de babasından aynı şeyleri görerek büyümüş ve nefret ediyor. Ağıza alınmayacak küfürler. Bağırmalar hem de balkonda. Sebep yok ama. Canı birşeye sıkılmış anneme sarıyor. Artık gitmemize iki gün kala kahvaltıda içmeye başlayınca o gün bende ipler koptu. Tartışmayla aldım valizleri çıktım. Biz atandigimiz ile annem de İstanbul'a gitti bizle beraber evden ayrılıp. Biz yokken neler.neler yapmış hepsini anlattı bir bir.
Sonra ne oldu? Yine barıştı. Ben baristim siz de barışın diye zorladı. Eşim konuşmak istemiyorum dedi, saygı duydum ama ben sadece özel günlerde babamı arıyordum. Bu arada babam bizimle barışmak için elinden geleni yaptı ama eşimi hiç aramadı. Ben bu arada hamile kaldım doğuma bir ay kala annem yanıma geldi. Gayet güzel ağırladık eşim de ben de. Doğum yaptım iki gün sonra babam bebeği görmeye gelecekti. Eşim ben babani otogardan almaya gitmem, buyursun gelsin burası senin de evin ama beni adam yerine koymadi gidip almam dedi. Biz bunu konuşurken annem sinir krizine girdi resmen. Eşime saydirmaya başladı. Sen kimsin, sen ne oldun böyle, kendini begenmis falan filan. Tartışıyor kocası için ama hiç ne beni gözü görüyor ne bebeğimi. Tartışmadan sonra da çıkmış balkonda söylenmeye devam ediyor. Biz duymuyoruz sanıyor ama bir de eşime beş para etmezmis dedi. Ben yanına gittim niye böyle konuşuyorsun ne yaptı o adam sana diye. Hala kocasını savunuyor. Başına bir iş gelse yine babam arkanda durur diyor bana. Bir de arkamdan Allah senin belanı versin diye beddua ediyor kinle, öfkeyle. Bu arada KV de yanımızda. Öyle uyumadan sabah oldu. Bebeğim daha iki üç günlük ben sezeryanla doğum yapmışım. Sabah oldu babam geldi. Eşim sadece hoşgeldin baba dedi onun dışında konuşmadı. Ama babamda bir havalar hiç karşısına alıp.konusmaya tenezzül etmiyor. Sanki biz suçluyuz. O ne yaparsa yapsın biz arayıp saygı gostermeliydik çünkü o baba. Ben kaldıkları sürece elimden geldiğince vakit geçirdim onlarla yine de ama sütüm yeni yeni gelmeye başlamış. Bebeğimi sürekli emzirmem gerekiyor. Kendi başıma zor dogruluyorum yatakta. Bu arada annem benimle degil kocasıyla ilgileniyor. Sürekli boynuna sarılmalar, opmeler. Bize laf sokmalar. Şoka giriyorum. Eşim de stresten uçuk cikti dudağında adamın. En son gidecekleri gün annem bana patladı. Niye konusmuyorsunuz, kocan bir günaydın bile demiyor. Kus muyuz hiç bizimle oturmuyorsun diye söyleniyor. Ben de içimde ne varsa anlattım. Madem bu kadar seviyordun kocani niye bizi düşman ettin dedim. Eski defterler açıldı ve sonucunda annem bana saldırmaya kalktı. KV ile kavga ediyorlar diğer taraftan. Babam sakin sakin ayırmaya çalışıyor. Birbirlerine sayıp sovuyorlar ben öyle şokta izliyorum. Zaten önceden KV ile de bir tartışmışliklari var biz balayindayken. En sonunda annem ben burda beş dakika daha durmam diye eşyaları toplamaya gitti. Eşim de tamam o zaman pilinizi pirtinizi toplayın gidin dedi. Evet demeseydi iyiydi ama o demeden ben diyecektim artık. O günden beri bana sürekli bir iyi bir beddua dolu mesajlar atıp duruyor. Tam diyorum annem beni düşünmeye başladı sanırım diye bir bakıyorum ertesi mesajda bir sürü beddua. Gece sabaha kadar düşünmekten yoruldum. Ben ne annemi ne babamı görmek istemiyorum. Şimdi ben mutsuz olacağımı bile bile görüşmek zorunda mıyım? Yani bu adam bizi doyurdu, giydirdi, okula gönderdi diye o travmaları unutmali miyim? Ben onun içkili halini görmeyi bırakın sesini bile duyunca elim ayağım buz tutuyor. Bu anlattıklarım yasadiklarimin milyonda biri ve benim öz annem biz bunları hiç yasamamisiz gibi beni yüzüstü bıraktı. Yine kocasının peşine gitti. Şimdi de o ne istiyorsa o olsun istiyor. Ben konuşmadikca da sürekli moral bozucu mesajlar atıyor. Çok yoruldum artık çok. Ne zormuş böyle anne babaya evlat olmak.