çocuğundan bul

mervecik01 mervecik01
şimdi sana bişey söyleyeceğim çok şaşıracaksın
bilimin türleri var mesela pozitif bilimler, davranış bilimleri, sosyal bilimler vs... şimdi bu türler farklı özneleri farklı yöntem ve tekniklerle analiz ediyorlar. okuyabildiğim kadarıyla- hepsini okuyamadım çünkü öznel akıl yürütmelerin beni üniversite birinci sınıf günlerimize döndürdü, sınıfta yapılan beyin fırtınalarında böyle konuyu yanlış bi yerden tutturup, spekülasyon üzerine spekülasyon yapan arkadaşlar vardı- dediğim gibi okuyabildiğim kadarıyla sen bilim türü olarak sadece "pozitif" bilimleri temel alıyorsun ve aynı şartları diğer bilim türleri sağlayamadığı için onları tümden reddetme yolundan gidiyorsun
suyun 100 derecede kaynamasının deterministik yapısını insan davranışı üzerinde uygulayamazsın
sana bu konuda destan yazarım ama sen şunu bil yeter: psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler genelleme yapmazlar, nitel araştırma yöntemleri kullanarak daha sağlıklı sonuç alırlar, problem sorusuna göre nicel ve deneysel çalışmalar da yapabilirler ve olması gerekeni değil var olanı ortaya çıkarma gayesi güderler.

son birkaç mesajını okumadım bundan sonra yazdıklarını da okumak istemiyorum çünkü beynim çöplüğe döndü.
 
suçlu ve suçsuzu kanunlar belirlenir. sucun hukuka uygunluk halleri de aynı şekilde kanunla maddeler halinde sıralanmıştır ve bunu psikologlar değil kanunlarımızı belirleyen kabul edenler yapmıştır.

ayrıca tıb önceden doğru olarak kabul ettiği bir çok yöntemi yanlış olarak ilan etmiş ve değiştirmiştir o zaman tıb bilimini de aynı mantıkla kabul etmiyor olman gerekir?

dünya ve teknoloji gelişen bir yer buna baglı olarak da bir çok doğru bilinen yanlısların düzeltilmesi o bilimi yok etmez. eğer öyle olsaydı ne tıb ne hukuk ne psikoloji hic bir bilim dalı yeryüzünde var olmazdı.

saçmalanın da bir sınırı olmalı.
 
neden sadece işinize gelen bilgileri paylasıyorsunuz?
psikoloji tartısmasını zaten orada bırakıyorum,
ancak yorumumu yine anlamadıgınızı bilmek üzücü, hem tartısmanın bitmesini yazan kim? çözümlerden ve çelişkilerden bahsediyorum.
tıp alanında bugun yanlıslanan kabulleri de her yönüyle yazarsanız o zaman yanlıs ve dogruları tartısacak, kıyaslama yapabilecek daha saglam bir zemin olusturmus olursunuz.
uzulerek soyluyorum ki sadece bilgi degil, yontem olarak da cok eksiginiz var mervecik01.

ayrıca konu sahibine ve kızına faydayı hatırlatmısken (aynı hatayı yaptıgım icin konusahibinin kendisinden de cok ozur diliyorum ) yepyeni bir soruyla devam etmeniz... anlam veremiyorum.
icinizde dolup tasanları aktarma, konusma isteginizi anlıyorum,
ama bunun icin arkadas edinmenizi tavsiye ederim... ya da sayısını cogaltabilirsiniz.

iyi forumlar dilerim...

Tıp'taki yanlışlamalar bilimseldir. Bilimsel önermeler bilimsel şekilde yanlışlanırlar. Bu zaten olması gerekendir. Psikoloji ile ilgisi yok bunun ve ben de bundan bahsediyorum zaten. Psikolojinin önermeleri yanlışlanabilir degiller. Halkın hoşuna gitmedi diye bir hastalık kategoriden çıkarılır mı? Tıpla psikolojiyi aynı kefeye nasıl koydun anlamak mümkün degil. Biri nesnel digeri hurafe. Tıptaki bir hastalıgı halkın hoşuna gitmiyor diye kategoriden çıkaramazsın. Bilimsel olarak yanlışlayabilirsin sadece. Yani benim yöntemim modern bilim felsefesi üzerinedir.

Yöntem demişken senin yöntemini eleştireyim ben de.

Bir önceki yorumunda aynı düşünmüyorum diye, ''çocuklugunda kim bilir neler yaşadı'' dedin, sanki hastaymışım gibi etiket yapıştırma çalışması.

Çok merak ediyorsan anlatayım; okula gittim geldim, bisiklet sürdüm, daga çıktım, piknik yaptım, yanlış yapınca azar işittim ya da bazen ''bi daha yapma e mi?'' dediler kibarca, bazen tartıştım, sek sek oynadım, kedi yakalamaya çalışırken düştüm... vs. Yani her çocugun yaşayabilecegi normal şeyler işte. Sen ne umuyordun ki :KK70: Yani ne yaşamış olabilirim ki?

İkinci yorumunda ise ''konuşmak istiyorsan arkadaş edin...'' vs. Bu sefer de arkadaşsız falan oldum.

Kendi kafanda ürettiklerini niye alakasız bir biçimde bana yapıştırıyorsun ki? Bak senin yöntemin de bu.

Sana da iyi forumlar.
 
Bir tanesi on yıllarca süren davalarında başarılar dilerim. Hakim, savcı ve avukatlar yanlarına mendillerini almayı unutmasınlar bol bol hayat hikayesi dinleyecekler. Sanki hukukta standart varmış gibi bir de..

Birini öldüren katil, 30 senedir maktülün beddualarıyla veya olumsuz sözleriyle gerçek hayatla bağlantısını koparmışsa ve günün birinde canına tak deyip tamamen susturmanın tek yolunun bu olduğuna karar verdiyse , diğer sokakta ilk defa gördüğü efelendiği adamı indiren kişiden daha az ceza almasını isterim. Psikolog da ikisine de yardımcı olabiliyorsa olsun, ikinci için kaybedilmiş demiyorum onu da saldırgan davranışlarına iten sebepler vardır onu da bulsunlar zaten ki sokakta rahat rahat dolaşabilelim. İlkinin hıncı tek kişiye, diğeri ise serseri mayın gibi, toplum için ağır tehlike.

Yılan olayına bir şey demiyorum, bence yaşasın yılan. Doğanın girift yapısı için o da gerekli, toplumun çetrefilli yapısı için ise "çeşitli" mecralar şart, herkesin rahatlama yolu tercihine kimse karışamaz. Başka birilerinin özgürlüklerini mi kısıtlıyorlar o zaman gereği yapılır. Bir sabah kalkıp içinde buluvermeyeceksin kendini merak etme.

Yalnız put kırıcılık sektöründe olduğu gibi yok saydığının yerine daha iyi bir alternatifin yoksa dediklerinin bir olayı kalmıyor, psikoloji yok, pedagoji yok, beşeri ilimler yok, ne var o zaman? "Biz" kitabının sonu iyi bitmemişti, distopik diye zaar. "İnsan" ı denklemden çıkarınca öyle oluyor. Ruhsuz bilim de bizi daha mutlu yapmıyor.

Dilbilim işi ise karmaşık, alt dalı fonetik dışında seni tatmin edecek bilim yok orada :KK43: Ben söyleyeyim de öyle çok bel bağlama, evrensel kurallar falan filan, anca asla ispatlanamayacak teoriler, paso bilinmezcilik. Gün gelir belki onların da ne kadar rahat ahkam kestiğine sararsın diye detay vermiyorum :KK70:

İyi tamam hakimleri kaldıralım, oturtalım birer psikolog, yıllar sürmesin tek celsede tipine bakıp karar verisnler kim suçlu kim suçsuz diye. Katil anlatsın, ''ama çocukken annem terlikle dövüyordu, bir defa da xxx oldu'' falan... Psikolog da desin ki, ''hmmm vah vah senin psikolojin kötüymüş o yüzden suçlu sayılmazsın.'' Bu mu yani?

Psikolojinin yerine bir şey koyulması mı gerekiyor illa ki? İnsanlar gidip kendielri bulsunlar ne bulacaklarsa. İlla bu konuda otoriteler mi oluşturulmalı, rahatlama konusunda yani. Gidip yoga yapsınlar yahu, spor yapsınlar. Ivır zıvır işler degil en azından saglıklı vücutları olur hiç olmazsa.

Evrensel kurallara da inanmam. Her şey degişir. Ama denge halini baz alıp yaşamak zorundayız, yani ben desem de demesem de durum bu. Benim savunmadıgım şeyleri bana niye yazıyorsun anlamıyorum. Daha önceki yorumunda da ''kaos mu olsun istiyorsun'' demiştin, şimdi de tam tersini söylüyorsun. Ben ikisini de savunmuyorum halbuki :KK70:
 
mervecik01 mervecik01
şimdi sana bişey söyleyeceğim çok şaşıracaksın
bilimin türleri var mesela pozitif bilimler, davranış bilimleri, sosyal bilimler vs... şimdi bu türler farklı özneleri farklı yöntem ve tekniklerle analiz ediyorlar. okuyabildiğim kadarıyla- hepsini okuyamadım çünkü öznel akıl yürütmelerin beni üniversite birinci sınıf günlerimize döndürdü, sınıfta yapılan beyin fırtınalarında böyle konuyu yanlış bi yerden tutturup, spekülasyon üzerine spekülasyon yapan arkadaşlar vardı- dediğim gibi okuyabildiğim kadarıyla sen bilim türü olarak sadece "pozitif" bilimleri temel alıyorsun ve aynı şartları diğer bilim türleri sağlayamadığı için onları tümden reddetme yolundan gidiyorsun
suyun 100 derecede kaynamasının deterministik yapısını insan davranışı üzerinde uygulayamazsın
sana bu konuda destan yazarım ama sen şunu bil yeter: psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler genelleme yapmazlar, nitel araştırma yöntemleri kullanarak daha sağlıklı sonuç alırlar, problem sorusuna göre nicel ve deneysel çalışmalar da yapabilirler ve olması gerekeni değil var olanı ortaya çıkarma gayesi güderler.

son birkaç mesajını okumadım bundan sonra yazdıklarını da okumak istemiyorum çünkü beynim çöplüğe döndü.

Yok şaşırmadım. Ben psikolojik hastalıkları reddediyorum (neredeyse tamamını) ve bizi o hastalıklardan kurtaracak olan sözde psikologları... Ama bunu söyleyince genelde böyle tepkiler gelir, ''sosyal bilimleri mi inkar ediyorsun, sosyolojiyi mi reddediyorsun, şunu mu inkar ediyorsun, bunu mu inkar ediyorsun'' falan filan.

Psikoloji tamamen kişisel (tekil olarak) deneyimlere dayalı. Bunun bilimle ne alakası var yahu? Tamamen subjektif, herkese göre başka başka şeyler. Deneylerle falan da bir yere varılmaz. Dedigim gibi tamamen her insan için farklı farklıdır. Bi deney yaparsın güya farklı başka deney yaparsın tamamen farklı. Sosyolojiyle falan bir tutma hiç bunu, ilgisi yok.

Hele bir de bunun üzerinden hastalık etiketi yapıştırmak tam felaket. Mesela çekingen biri niye psikolojisi bozuk olarak görülür, ya da sinirli birisi? Bunlar hastalık degil, karakter farklılıgıdır. Hiperaktiflik niye anormalliktir? Ne alakası var yani anormallikle falan?
 
1994 tarihinden itibaren WHO üyesi tüm ülkeler yeni sınıflandırmayı kullanmaya başladı. Eşcinselliğin bir hastalık, bozukluk ya da eksiklik olmadığını, 3 farklı cinsel yönelimden birisi olduğunu ve doğuştan ya da 3 ile 4 yaşlarına kadar belirlenen, kişinin kendi seçmediği bir durum olduğu tıp bilim tarafından tespit edilmiş ve bu durum kabul görmüş ve eşcinseller çoğu gelişmiş ülkelerde eşcinseller arası resmi evlilik dahil olmak üzere heteroseksüellerin sahip olduğu pek çok hakka kavuşmuştur.


Cehalet fena bir şey...Allah yardim etsin..
 
1994 tarihinden itibaren WHO üyesi tüm ülkeler yeni sınıflandırmayı kullanmaya başladı. Eşcinselliğin bir hastalık, bozukluk ya da eksiklik olmadığını, 3 farklı cinsel yönelimden birisi olduğunu ve doğuştan ya da 3 ile 4 yaşlarına kadar belirlenen, kişinin kendi seçmediği bir durum olduğu tıp bilim tarafından tespit edilmiş ve bu durum kabul görmüş ve eşcinseller çoğu gelişmiş ülkelerde eşcinseller arası resmi evlilik dahil olmak üzere heteroseksüellerin sahip olduğu pek çok hakka kavuşmuştur.


Cehalet fena bir şey...Allah yardim etsin..

Evet cehalet fena bir şey. Tıp bilimi bunun sebebini falan bulmuş degil, yönelim oldugu konusunda da görüş birligi yok, tespit edilmiş bir şey de yok. WHO, APA'daki ıvır zıvırların papaganlıgını yapıyor arada bir. Ne de olsa APA şu anda her şeyin üzerinde, yeni dinin merkezi ne de olsa.
 
sen psikolojinin hangi yöntemlerle çalıştığını biliyor musun yoksa sadece kişisel gözlem ve deneyimlerinle mi bu yorumu yapıyorsun? bence ikincisi
psikologlar genelleme derdinde değillerdir be canım, ama her insanda ortak tavır davranışlar bulunur, bu sadece yol gösterir senin dediğin gibi standarda dökme etiket işi değil psikologlarınki...

şu var normal ve normaldışı ayrımında normal insanlar psikolojik bir sıkıntıları olduğunda psikoloğa gider bu geçici durumu telkinler ve çözüm yöntemleriyle atlatmaya çalışırlar ama normal hayatında depresyon gibi öfke sorunu gibi problemleri olmayıp anlamlandıramadıkları anormal davranışlar gösteren insanlar psikoloğa gittiklerinde psikolog testler sonucu o kişide "normal dışı" unsur farkedip psikiyatra gönderirler psikiyatr da kişilik bozukluğuna uygun ilaç tedavisine başlar çünkü devreye tıp girer ve olay beyin kimyası ile ilgilidir.

şimdi seni duyar gibiyim "normal/normaldışı" ayrımı neye göre kime göre? şizofreniyi kim keşfetmiş tanımıyorum! vs...

ama bir de şu açıdan baksana bu tür bilimlerin yüzlerce yıllık birikimi var, bugüne kadar ne evrimler geçirmiş, ciddi otoriteler kurumlar var hakikaten safsata olsa bugüne kadar ortaya çıkmaz mıydı??
 
yaşını ve eğitim aşamanı bilmiyorum ama bence sen felsefi düşünmekten hoşlanan genç bir öğrencisin ve baktın oltaya geldik bizimle kafa buluyosun:)

bilimsel bilginin bazı kriterleri var biz şu an bir bilim dalını türünü tartışıyorsak bu konudaki ana ilkeleri bilmeden yapılan yorum çok farazi kalır. pozitif bilimleri bu kadar savunurken bu kadar spekülasyon yapıyor olman gerçekten ilginç. bilimin 19. yy dan sonrası gelişimine baksan beşeri bilimlerin geldiği nokta gerçekten çok farklı.
üniversitelerde eğitimi verilen ve ciddi bir birikimin üzerine çağın gereklerine göre evrilerek inşa edilen bu bilimlerden psikoloji bir safsata olsaydı emin ola bugüne kadar zevalini bulurdu ama gelişerek ilerliyor. ola ki birgün psikoloji bilimi tarih sahnesinden silinirse biz de "aa mervecik01 mervecik01 haklıymış" deriz:)

gel artık bu sonuçsuz tartışmaya son verelim ve konuyu sabote etmekten vazgeçelim. konu sahibi geldiğinde karşısında kapanmış bir konu bulmasın.
 
İyi tamam hakimleri kaldıralım, oturtalım birer psikolog, yıllar sürmesin tek celsede tipine bakıp karar verisnler kim suçlu kim suçsuz diye. Katil anlatsın, ''ama çocukken annem terlikle dövüyordu, bir defa da xxx oldu'' falan... Psikolog da desin ki, ''hmmm vah vah senin psikolojin kötüymüş o yüzden suçlu sayılmazsın.'' Bu mu yani?

Psikolojinin yerine bir şey koyulması mı gerekiyor illa ki? İnsanlar gidip kendileri bulsunlar ne bulacaklarsa. İlla bu konuda otoriteler mi oluşturulmalı, rahatlama konusunda yani. Gidip yoga yapsınlar yahu, spor yapsınlar. Ivır zıvır işler degil en azından saglıklı vücutları olur hiç olmazsa.

Evrensel kurallara da inanmam. Her şey degişir. Ama denge halini baz alıp yaşamak zorundayız, yani ben desem de demesem de durum bu. Benim savunmadıgım şeyleri bana niye yazıyorsun anlamıyorum. Daha önceki yorumunda da ''kaos mu olsun istiyorsun'' demiştin, şimdi de tam tersini söylüyorsun. Ben ikisini de savunmuyorum halbuki :KK70:

X'in Y'den daha az ceza almasını isterim dedim. (ikisi de ceza alıyor; kimsenin suçsuz olarak nitelendirilmesini istemedim) Hakim elindeki raporla beraber karar versin. Süper kahramanlık mı bekleyeceksin hakimden bazı durumda sadece hakimin olması yeterliyken, bazı durumda ikisinin de varolması şart.

Yaw gidip yoga yapıyorlar, onun eğitmenini baştacı ediyorlar bu sefer de, esas değişmeyecek şey bu yani, kurumsallaşma, otoriteleşme sonra git gide özün, samimiyetin bozulması, birilerinin bu işten prim yapması, mağdurların ve haksız kazananların olması, adı ne olursa olsun.

Yoo evrensel derken ben dilbilimin evrensel dil teorilerine gönderme yaptım orada, savunulmayan şeyleri savunuluyor gösterme çabasını sen daha iyi bilirsin :KK70: Eline su dökemem, hiç mütevazı olmana gerek yok bu konuda.
 
Yok şaşırmadım. Ben psikolojik hastalıkları reddediyorum (neredeyse tamamını) ve bizi o hastalıklardan kurtaracak olan sözde psikologları... Ama bunu söyleyince genelde böyle tepkiler gelir, ''sosyal bilimleri mi inkar ediyorsun, sosyolojiyi mi reddediyorsun, şunu mu inkar ediyorsun, bunu mu inkar ediyorsun'' falan filan.

Psikoloji tamamen kişisel (tekil olarak) deneyimlere dayalı. Bunun bilimle ne alakası var yahu? Tamamen subjektif, herkese göre başka başka şeyler. Deneylerle falan da bir yere varılmaz. Dedigim gibi tamamen her insan için farklı farklıdır. Bi deney yaparsın güya farklı başka deney yaparsın tamamen farklı. Sosyolojiyle falan bir tutma hiç bunu, ilgisi yok.

Hele bir de bunun üzerinden hastalık etiketi yapıştırmak tam felaket. Mesela çekingen biri niye psikolojisi bozuk olarak görülür, ya da sinirli birisi? Bunlar hastalık degil, karakter farklılıgıdır. Hiperaktiflik niye anormalliktir? Ne alakası var yani anormallikle falan?

Hiperaktivenin anormallik, çekingen birinin psikolojisi bozuk olduğunu yazan söyleyen kim? Sen inaniyor musun bu söylediklerine.... Boş konusuyor duruyorsun. Gostersene bir psikolog yazisi hiperaktive anormalliktir yazan gösterir misin çekingenlik psikolojik rahatsizliktir yazan.

Az ötede oyna mümkünse

Konuları carpitmaktan başka hicbir amacin yok bize ne senin psikolojiyi reddetmenden..... psikoloji senin yok demenle yok olmuyor gelip buraya yirmi sayfa yazip duruyorsun o zaman sunu söyleyin bunu söyleyin diye. Kendine başka uğraş bul konuyu da evirip çevirme.
 
Son düzenleme:
Vahovv neler tartışıyorsunuz böyle siz :)
Nasıl kaçırmışım bunu...

Birkaç cümle yazmazsam ayıp olur mesleğim adına...

Bir psikolog olarak eğitimimizin hiçbir aşamasında "insanlar şöyledir, bu şunu yapıyorsa maniktir, buysa depresiftir" diyerek ayırmamızı söyleyen olmadı. Ya da insanları yönetmek, onlara tavsiye vermek de değil işimiz. Bir insanın kendisini ve kendi yolunu bulmasını sağlamak, ona sen şöyle yap böyle yapma demek değil -böyle söylersek herhangi bir insandan farkımız kalmaz- ancak o insanın kendi içindeki gerçekleri keşfetmesini sağlamak, bir değişim yaratabilmektir amaç.

Yeri gelmişken bunu da söyleyeyim. Burada bile özelden mesaj atan, soru soran oluyor lakin ben o kişinin yüzünü, duruşunu, mimiklerini görmeden nasıl onun kendisini ve yolunu bulmasını sağlayabilirim ki? Yapamam. Yapsam da sağlıklı olmaz. Kaldı ki akla mantığa sığmaz. Bir insanın bir dakika öncesi ile bir dakika sonrası bile farklı iken nasıl olur da farklı insanların hep aynı belirtileri vermesini bekleyebiliriz? İnsan mekanik bir aygıt değildir ki her insan her zaman aynı koşulda aynı şekilde davransın. Tıpta bile bir hastalık bir insanı farklı etkileyebiliyorken bir diğer insanı farklı etkileyebilir. Bazı ilaçlar vardır özellikle psikiyatrik ilaçlar bir insanda uykusuzluk yapan bir ilaç bir diğerinde yapmaz, birinde iştah açar diğerinde kapatır vs.

DSM IV'ü hatmetmiş ve V i de taze okuyan birisi olarak şunu söyleyebilirim ki her sendromun, hastalığın altında mutlaka şu cümle geçer:

- Yukarıda sayılan semptomlar kişinin sosyal, bilişsel, iş, aile vb. gibi birden fazla ortamda işlevsel bozulmalara yol açmalıdır.


Zeka testleri vardır mesela konumuzla da uyumlu ondan örnek vereyim. Bir insan zeka testinde sınır zeka çıkabilir ama hemen ardından psikologla bir görüşme yapılır eğer kişinin işlevselliği bozulmadıysa, bazı ufak gariplikler barındırsa dahi o kişi "sınır zeka" kabul edilmez. Bu eğitimde bu şekilde verilir.

Bizi psikiyatristlerden farklı kılan şey budur zaten çok iyi psikiyatristler yok mu? Var. Ama günümüz devlet hastanesinde olan genelde budur. Onlar da haklılar gerçi günde kaç tane hastaya bakıyorlar.

Etik olarak "danışanlarıma" hasta demem, benim gibi düşünen bir sürü psikolog olduğunu da biliyorum. Bir insanı hasta ilan etmek o kadar kolay bir şey değildir. Senin "scl 90'ın bu kadar geç sen depresyondasın" denemez. Meslek yasamız olsaydı bu tip insanları şikayet etme ve yasal yaptırım uygulama hakkı olacaktı halkımızın da neyse o ayrı bir konu tabii.

Sözün özü psikoloji bir doğa bilimi değildir zaten hiçbir zaman da böyle bir iddiası olmamıştır. Psikolojinin "davranışçılık" gibi bir ekolü vardır. Her zaman uyaran-tepki sürecini inceler ve incelememiz gerektiğini söyler. [Peki sizler birer kara kutu musunuz? Girdi-çıktısı olan mekanik canlılar mısınız? Bu kara kutunun içini nasıl görmezden gelebiliriz?] Uyaranın girdiği nesneyi (insanları) bir kara kutu kabul eder. Diğer yanda bilişsel ekolü vardır -hatta ekol olmaktan öte bir alt alan haline gelmiştir- insanların algı, bellek, dil gelişimi gibi süreçlerini labaratuvar ortamında deneysel yöntemlerle inceler. Deneysel psikoloji ve psikometri vardır bu süreçlerdeki testlerin güvenirliği, geçerliği ne kadar genellenebilir olduğu gibi kavramları test eder.

Zeka testlerinin yanılma payı çok düşük olmak zorundadır. %95in altı bile kabul edilmez. Klinik hastalıklarda da durum budur çünkü insanları yanlış bir tanıyla baş başa bırakırsanız bu etik olarak yapabileceğiniz en korkunç şeylerdendir yani bu eleştirdiğiniz testler esasen belki yüzlerce kez denenmiş ve güvenirlikleri %95in altında olmayan testlerdir.

İnsan beyni karmaşık olabilir, psikoloji kendini sürekli yenilemekte olabilir. Peki "çok karmaşık bu yaa" deyip insanları bir kenara mı atmalıyız? Fırsatım olsa böyle bir labaratuvarda çalışmayı çok isterdim ki umarım yurtdışına gidersem orada bu fırsatı elde ederim.

Yani görüldüğü gibi psikoloji Freud, Wundt döneminden şu yüzyılda çok daha ileridedir. (Zaten şu an Avrupada Freud derseniz totolarıyla gülüyor adamlar artık bu görüşlere bakmayın siz bizim ülkemizde popüler olduğuna:)) Belki bir gün doğa bilimi olur, kim bilir? Ancak şu anda bir yarısı sosyal bilimdir ve bu veriler her zaman deneysel yöntemlerle ve klinik bulgularla desteklenir.

Psikolojiyi güzel yapan da budur.

 
Son düzenleme:
Tıp'taki yanlışlamalar bilimseldir. Bilimsel önermeler bilimsel şekilde yanlışlanırlar. Bu zaten olması gerekendir. Psikoloji ile ilgisi yok bunun ve ben de bundan bahsediyorum zaten. Psikolojinin önermeleri yanlışlanabilir degiller. Halkın hoşuna gitmedi diye bir hastalık kategoriden çıkarılır mı? Tıpla psikolojiyi aynı kefeye nasıl koydun anlamak mümkün degil. Biri nesnel digeri hurafe. Tıptaki bir hastalıgı halkın hoşuna gitmiyor diye kategoriden çıkaramazsın. Bilimsel olarak yanlışlayabilirsin sadece. Yani benim yöntemim modern bilim felsefesi üzerinedir.

Yöntem demişken senin yöntemini eleştireyim ben de.

Bir önceki yorumunda aynı düşünmüyorum diye, ''çocuklugunda kim bilir neler yaşadı'' dedin, sanki hastaymışım gibi etiket yapıştırma çalışması.

Çok merak ediyorsan anlatayım; okula gittim geldim, bisiklet sürdüm, daga çıktım, piknik yaptım, yanlış yapınca azar işittim ya da bazen ''bi daha yapma e mi?'' dediler kibarca, bazen tartıştım, sek sek oynadım, kedi yakalamaya çalışırken düştüm... vs. Yani her çocugun yaşayabilecegi normal şeyler işte. Sen ne umuyordun ki :KK70: Yani ne yaşamış olabilirim ki?

İkinci yorumunda ise ''konuşmak istiyorsan arkadaş edin...'' vs. Bu sefer de arkadaşsız falan oldum.

Kendi kafanda ürettiklerini niye alakasız bir biçimde bana yapıştırıyorsun ki? Bak senin yöntemin de bu.

Sana da iyi forumlar.

yine anlamamışsınız mervecik :KK43:

her yorumum bir oncekiyle bütünlük icindeydi; savdan, argumandan, çelişkilerden bahsetmisken yöntemden kastımın sizin yazdıgınız bicimde olmayacagı açık.
keza bahsettigim çözümsüzlük de sonu gelmeyen ve sürekli birbiriyle çelisen yorumlarla ilgiliydi, bunu kac kez tekrarlamam gerekiyor bilmiyorum.
her kelimenizi dikkate alıp eleştirecek olsam ohooo neler cıkar, en basitinden toplum muhendisligine propoganda demenize bile yorum yapmadım, sanırım kabul ettigimi düşündünüz?
sizin düsüncelerinizle gercekten ilgilenmiyorum; genel olarak istediginize inanabilir, istediginiz kavramları da kendi hayatınızda -iyiliginiz icin veya degil- kabul edebilir ya da reddedebilirsiniz...

benim asıl rahatsız oldugum nokta konuda adı gecen 10yaşındaki kız cocugunun bilimsel olarak tespit edilmis üstün zeka, hiperaktivite ve dikkat eksikligi varken ve bunlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşıyorken sizin bu bilimsel sonucları reddedip uydurmasyon seylermis gibi sunmanız.
istediginiz kadar psikolojiyi de reddedin umursamıyorum, ancak bu cocugun sorunlarının tümüyle kör kuyuyu itilmesine neden olacak sekilde kendinizi tatmin etmek icin mi bilmedigim ve nedenini anlayamadıgım önermelerinize kusura bakmayın izleyici kalamıyoruz,
keza üzerinize alındıgınız yorumumda da oldugu gibi cocuklugu merak da bundan kaynaklanıyor, bir insan hangi sebeple "cocuklar" soz konusu oldugu zaman dahi egolarına yenilip saldırganlasır?


kaldı ki sek sek oynamanızla sadece tek ayak uzerinde dengede durabildiginiz cıkarımını yapabilirim ki o bile muallakta, sonucta sadece oyundan bahsedilmis. ustelik bunun yorumunu yapacak bilimsel bilgiye sahip olan kisi de ben degilim, egitimini almıs kimsenin de uzaktan uzaga teshis koyacagını sanmıyorum.
fakat yukarıda sordugum sorunun cevabının nedenlerini düsünmek bile insanın gozunu korkutuyor... yoksa su an yazdıklarınız veya bir insanın sosyal bilimleri yok sayması üzerinde duracak degilim ki, dünya lideri olup yasak koysaydınız o zaman ciddi bir problem olarak gorurdum.

egitim için dayagın olabilcegini yazmanız,
psikolojiyi tanımadıgınız gibi psikolojik siddeti de kavram olarak reddetmeniz,
boşanmanın sadece darpa dayalı olabilecegini ve kadın sıgınma evlerinin de gereksiz oldugunu savunmanız yorumlarınızdan aklımda kalan sadece bir kac ornek.
dunyanın her yerinde insanların birbirinin ayagını kaydırmak icin bile acımasızca davranabildigi bir sosyal yaşantıda, sizin siddete bu kadar uzak kalıp bir de yukarıda yazdıklarım gibi cumleler kurmanız gercekten şaşırtıcı, uzman olsam incelenesi bir vaka derdim.

ancak simdi anlıyorum ki derdiniz parça parca okuduklarınızdan aklınıza takılanları yazıp tartısma konuları acarak sohbet edebilmek. bu ugurda harcadıgınız kisiler, konular, degerler hicbir sey de umrunuzda degil.
buna daha fazla ortak olmak niyetinde degilim.


hayatinizda dilerim hep kibar insanlarla karsılasırsınız,
nezaket dolu günler dilerim...
 
yine anlamamışsınız mervecik :KK43:

her yorumum bir oncekiyle bütünlük icindeydi; savdan, argumandan, çelişkilerden bahsetmisken yöntemden kastımın sizin yazdıgınız bicimde olmayacagı açık.
keza bahsettigim çözümsüzlük de sonu gelmeyen ve sürekli birbiriyle çelisen yorumlarla ilgiliydi, bunu kac kez tekrarlamam gerekiyor bilmiyorum.
her kelimenizi dikkate alıp eleştirecek olsam ohooo neler cıkar, en basitinden toplum muhendisligine propoganda demenize bile yorum yapmadım, sanırım kabul ettigimi düşündünüz?
sizin düsüncelerinizle gercekten ilgilenmiyorum; genel olarak istediginize inanabilir, istediginiz kavramları da kendi hayatınızda -iyiliginiz icin veya degil- kabul edebilir ya da reddedebilirsiniz...

benim asıl rahatsız oldugum nokta konuda adı gecen 10yaşındaki kız cocugunun bilimsel olarak tespit edilmis üstün zeka, hiperaktivite ve dikkat eksikligi varken ve bunlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşıyorken sizin bu bilimsel sonucları reddedip uydurmasyon seylermis gibi sunmanız.
istediginiz kadar psikolojiyi de reddedin umursamıyorum, ancak bu cocugun sorunlarının tümüyle kör kuyuyu itilmesine neden olacak sekilde kendinizi tatmin etmek icin mi bilmedigim ve nedenini anlayamadıgım önermelerinize kusura bakmayın izleyici kalamıyoruz,
keza üzerinize alındıgınız yorumumda da oldugu gibi cocuklugu merak da bundan kaynaklanıyor, bir insan hangi sebeple "cocuklar" soz konusu oldugu zaman dahi egolarına yenilip saldırganlasır?


kaldı ki sek sek oynamanızla sadece tek ayak uzerinde dengede durabildiginiz cıkarımını yapabilirim ki o bile muallakta, sonucta sadece oyundan bahsedilmis. ustelik bunun yorumunu yapacak bilimsel bilgiye sahip olan kisi de ben degilim, egitimini almıs kimsenin de uzaktan uzaga teshis koyacagını sanmıyorum.
fakat yukarıda sordugum sorunun cevabının nedenlerini düsünmek bile insanın gozunu korkutuyor... yoksa su an yazdıklarınız veya bir insanın sosyal bilimleri yok sayması üzerinde duracak degilim ki, dünya lideri olup yasak koysaydınız o zaman ciddi bir problem olarak gorurdum.

egitim için dayagın olabilcegini yazmanız,
psikolojiyi tanımadıgınız gibi psikolojik siddeti de kavram olarak reddetmeniz,
boşanmanın sadece darpa dayalı olabilecegini ve kadın sıgınma evlerinin de gereksiz oldugunu savunmanız yorumlarınızdan aklımda kalan sadece bir kac ornek.
dunyanın her yerinde insanların birbirinin ayagını kaydırmak icin bile acımasızca davranabildigi bir sosyal yaşantıda, sizin siddete bu kadar uzak kalıp bir de yukarıda yazdıklarım gibi cumleler kurmanız gercekten şaşırtıcı, uzman olsam incelenesi bir vaka derdim.

ancak simdi anlıyorum ki derdiniz parça parca okuduklarınızdan aklınıza takılanları yazıp tartısma konuları acarak sohbet edebilmek. bu ugurda harcadıgınız kisiler, konular, degerler hicbir sey de umrunuzda degil.
buna daha fazla ortak olmak niyetinde degilim.


hayatinizda dilerim hep kibar insanlarla karsılasırsınız,
nezaket dolu günler dilerim...

Daha önce 2 defa uyardım ama hala aynısın... Bir de bana diyorsun anlamıyorsun diye...

Bak şimdi mantıkta tartışmanın da düşüncenin de bi haysiyet sınırı vardır. Mantıkta ad hominem denen şey... ve ad hominem bu sınırın dışındadır.

(Ad hominem dedigim; kişinin düşüncesine ve söylediklerine cevap veremeyip, onun söylediklerine ket vurmak için ya da degersizleştirmek için ya geçmişindeki kötü olayları ya da karakteriyle alakalı şeyleri dile getirme işidir. Yani halk dilindeki tabiri ''ne söyledigine bakmayıp, belden aşagı vurmaya çalışmak...'')

Şimdi bak ben en başından beri, ''psikologluk denilen meslek'' ve ''psikoloji denilen sözde bilim'' üzerine eleştiri yönelttim. Sen ve senin gibi bir kaç kişi ise en başından beri tamamen benim kişiligim üzerine oynamaya kalktı. Kusura bakma, konu komşu fark etmeyebilir ama ben bu tarz şeyleri yutmam. Yani sahte nezaketin altındaki kişilige saldırı çabasını göremeyecek biri degilim.

1. mesajda; ''çocuklugunda neye maruz kalmış acaba?'' diye geçmişim üzerinden saldırı çabası... ki geçmişimi de bilmiyorsun, maksat muallak şeyler üzerinden çamur atmak. Zira argümanlara cevabın hiç olmadı, tamamen ad hominem. ''safkelebek'' ve ''carmenaras'' isimli kişiler yoruma cevap verdiler mesela, benim düşünceme cevap verdiler... Ha bir iki ad hominem oldu mu oldu, o kadarını da olur, canları sagolsun.

2. mesajda; ''git arkadaş edin...'' falan. Bu sefer de arkadaşsız etiketi çabası... Asosyal etiketi falan..

Son mesajda ise yine aynı;

istediginiz kadar psikolojiyi de reddedin umursamıyorum, ancak bu cocugun sorunlarının tümüyle kör kuyuyu itilmesine neden olacak sekilde kendinizi tatmin etmek icin mi bilmedigim ve nedenini anlayamadıgım önermelerinize kusura bakmayın izleyici kalamıyoruz,
keza üzerinize alındıgınız yorumumda da oldugu gibi cocuklugu merak da bundan kaynaklanıyor, bir insan hangi sebeple "cocuklar" soz konusu oldugu zaman dahi egolarına yenilip saldırganlasır?

Psikolojiyi reddetmem çocugun sorunlarını görmezden gelin demek degildir. Bunun üzerinden kendimi tatmin falan da etmiyorum. Ve yine ''çocuklarla ilgili bir konuda bile'' saldırganlaştıgım falan yok. Bunların hepsi senin bel altı vurma çabaların, kendi kafandakileri bana yıkma çabaların. Aksine saldırganlaşan ve şahsa yönelik yazılar döşeyen sensin, ben degil.

ancak simdi anlıyorum ki derdiniz parça parca okuduklarınızdan aklınıza takılanları yazıp tartısma konuları acarak sohbet edebilmek. bu ugurda harcadıgınız kisiler, konular, degerler hicbir sey de umrunuzda degil.
buna daha fazla ortak olmak niyetinde degilim.

Ya da burada yazdıgın gibi kimsenin degerlerini umursamayan, konuları harcamaya çalışan biri de degilim. Egosunu tatmin etmek istedigi için saldırganlaşan falan... Kendini tarif ediyorsun aslında. Çünkü benim eleştirim ''psikologluk meslegi'' ve ''psikoloji sözde bilimi'', senin eleştirin ise ''çocuklugumda kim bilir neler yaşadı da böyle saldırgan oldu'' gibisnden şahsa yönelik muallak saldırılar.

Mesela ''justholdmetight'' psikolog... Meslegine saygı duyuyor muyum, hayır... Psikolojiye bilim demesine saygı duyuyor muyum, hayır... Burada onun da okuyabilecegi şekilde yazıyorum, hem de net ve direkt bir şekilde. Ama şahsına bir eleştirim var mı, hayır... Veya meslegini yaparken iyi niyetli olmasına karşı bir eleştirim var mı, oda hayır. Meslegini yaparken iyi niyetle yaptıgına da eminim, samimiyetini ölçmeye de kalkmadım asla. Hatta eleştirmeyi geç, her ne kadar meslegine ve psikoloji bilimine(!) saygı duymasam da bence kendisi sempatik, esprili ve kafa bir kadın. Şahsına yönelik eleştirim olmadı yani ve olamaz da, benim eleştirim başka şeylere. Sen de aynısını yaparsın umarım bundan sonra. Gaipten bel altına vurmaya çalışma yani.

Ha geçmişimde cidden bir şey yok, merak ediyorsan. Normal şeyler işte.
 
X'in Y'den daha az ceza almasını isterim dedim. (ikisi de ceza alıyor; kimsenin suçsuz olarak nitelendirilmesini istemedim) Hakim elindeki raporla beraber karar versin. Süper kahramanlık mı bekleyeceksin hakimden bazı durumda sadece hakimin olması yeterliyken, bazı durumda ikisinin de varolması şart.

Yaw gidip yoga yapıyorlar, onun eğitmenini baştacı ediyorlar bu sefer de, esas değişmeyecek şey bu yani, kurumsallaşma, otoriteleşme sonra git gide özün, samimiyetin bozulması, birilerinin bu işten prim yapması, mağdurların ve haksız kazananların olması, adı ne olursa olsun.

Yoo evrensel derken ben dilbilimin evrensel dil teorilerine gönderme yaptım orada, savunulmayan şeyleri savunuluyor gösterme çabasını sen daha iyi bilirsin :KK70: Eline su dökemem, hiç mütevazı olmana gerek yok bu konuda.

Bak ne güzel yazmışsın, evet işte o konuda haklısın. Her şeyin bi zamanı vardır diyorum bu yüzden. Psikologların zamanın bitmesi lazım bu yüzden, fazla güç sahibi oldular çünkü :KK70:

Dini eleştiriyorum ya sürekli ya da muhafazakarlıgı... Onların bile bir zamanı var. Sevdigim şeyler mi, yok degil... ama her şey döngü içinde, hepsinin zamanı var.

Ha şimdi diyeceksin ki '' ee zamanını sen mi belirliyorsun?''. Yok ama otorite degilim diye konuşmayalım mı yani :KK53:
 
şurda şu yaş ortalamasında şunca kadın okuduğunu anlamaktan ,geçtim okuduğunu anlamak gördüğünü okumaktan acizken bir de 11 yaşında çocuğun öğretmeni anlamasını bekliyor,pes yuh yok artık diyorum
hele adını hatırlamadığım bir üye var ki kaplumbağa ile kurbağayı tanımayıp karıştıran,eğitimden öğretimden bi haber olup bol keseden yorum yapan kk üyelerine yaptığın ironiyi anlamayıp kkdaki öğretmenleri kastettiğimi sanan,haklı çıkmak için nerdeyse beni yalancılıkla suçlayacak üye yanlış hatırlamıyorsam üstelik de öğretmensiniz,velilerinize öğrencilerinize çocuklarınıza sizi tanımak zorunda kalan insanlara acıyorum maalesef ,gördüğünüzü bile okuyup anlayamamışsınız

ilgilenenlere tekrar okumalarını tavsiye ediyorum ki konu kızımın üstün zekalı olması,yapılması gerekenler,benim yaptıklarım veya yapmadıklarım,çözüm yolları falan değil,forum girişinde de yazdığı gibi sebepli sebepsiz yazıp rahatlamak istediğim kendimce bir dert

yok çocuk hayvan kesiyo dendiğinde hayvan sevgisini anlattığım,terbiyesiz dendiğinde ahlağını anlattığım yorumlar çocuğunu övüyor olarak algılanmış,hatta ben sanki kızım üstün zekalı oh öğretmenin ağzının payını verdi yazmışım gibi yorumlar yapılmış,ben konunun uzman muhataplarıyla her şeyi konuşuyorum zaten,sizin kaplumbağa kesmek normal değil bence demenizle anormal olmuyor,o kaplumbağa kesen çocuklar olmasa sizin bi tanecik çocuğunuzu götüreceğiniz doktorlar olmaz,yılan besleyen çocuklar olmasa sevimli kedinizi götüreceğiniz veterinerler olmaz,çamurda kirlenmeyen çocuklar olmasa ufkunuzu açan sanatçılar olmaz,sizin demenizle olmuyor yani o işler öle

yok öğretmen bu zamana kadar neler yaşamıştır da,yok bu çocuk bu veli şimdiye kadar neler yapmıştır da...farkındaysanız bu öğretmen 2 ay önce gelen 2 ay sonra gidecek bir ücretli öğretmen henüz kendisini kötü emellerimize alet etmiş değiliz,öğretmenliği tercih eden bir insan 547957497543 çeşit milletin yaşadığı bir ülkede karşısına neler çıkacağını bilir,askerin dağa çıkacağını ,polisin taş yiyeceğini,doktorun üstüne kusulacağını,arkeoloğun toz toprak içinde kazı yapacağını bildiği gibi,o zaman bi zahmet ona göre hareket edecek

yansıtmaya çalıştığınız gibi hiç bir cümlemde öğretmen ücretli olduğu için kötü yetersiz veya bütün öğretmenler tü kaka demedim,yedirtmicem dediklerim de mesajımda özellikle belirttiğim gibi 'bu zihniyetteki' öğretmenler,yeni nesil öğretmenlerin de nasıl olduğunu her gün ve hatta son günlerde sıkça görüyoruz zaten

unuttuğunuz bi şey var ,ben iki tarafım bu konuda hem veli hem öğretmenim,öğretmenler arasında neler konuşulduğunu o öğretmenler odasında neler anlatıldığını adım gibi biliyorum,ben şikayet etsem de başka okula gitsem de bi şey değişmeyecek,ki daha olay olduğu gün sınıf öğretmeninin kızımı sınıfın içinde öğretmeni şikayet ettiği için azarladığını anlattım sorun benin kızımda değil sorun 11 yaşında çocuğun zekasına ahlakına vicdanına babasının mesleğine anasına takan,çekemeyen sizin gibi öğretmen ve velilerde,farklılığı sizden ve çocuklarınızdan farklı düşünen yaşayan insanlar da olduğunu kabullenmediğiniz sürece biz her yerde aynı şeyleri yaşıcaz

iyi ki bu konuyu açmışım,kızımın zeki olduğunu anlamak için teste falan gerek yokmuş gerçekten,ve evet kızımla övünüyorum ahlakıyla edebiyle terbiyesiyle iyi niyetiyle vicdanıyla merhametiyle kendini savunması fikrini söyleyebilmesiyle farklılığı yeteneği ve zekasıyla,ne kadar doğru yolda olduğumu bir kez daha anladım sayenizde aynen böyle yetiştirmeye devam edicem
 
parkonumla muzurtilkiye teşekkür ederim anlatmak için o kadar çırpınmışlar ama işte anlatabildiklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır her zaman
 
bana paragraflarca ne yapmam gerektiğini söyleyen özellikle öğretmen arkadaşların öğretmene de bir çift tavsiyeleri olacak mı merak ediyorum
benim çok da zeka zaman emek gerektirmeyen bir fikrim var mesela
kızımın resim çizdiğini gördüğünde 'çok güzel çiziyorsun,yanlarına ingilizcelerini de yazar mısın' deseydi ....mesela
 
X