Merhabalar, ilk konum olduğunun ve ilk konuyu lap diye cinsellik bölümüne açmanın dikkat çektiğinin ve hoş karşılanmadığının farkındayım. Aslına bakarsanız konunun içeriği %100 cinsellike değil fakat içinde bu konuda da unsurlar barındırdığından ve daha dikkat çekici olacağını düşündüğümden dolayı konuyu buraya açma gereği hissettim.
Burayı birkaç yıldır biliyorum ve özellikle son 3-4 aydır da ciddi derecede yakından takip ediyorum. Girişte lafı uzatmak istemediğimden bu konuyu neden açtığımı söyleyeyim. Sürekli ilişkiler konusunda karşısındaki erkek ile problem yaşayan hemcinslerimi görüyorum ve çoğunlukla çok benzer laflarla insanlar birbirlerine cevaplar veriyor. Ben 1 yılı aşkın süredir evliyim ve eşimle dobrayızdır. Hatta o fazlasıyla dobradır, istemeden beni kırmışlığı da çoktur. Bundan dolayı hemen her konuda rahatızdır ve o da aklından geçeni şak diye ortaya koyar. Yavaştan asıl konuya gireyim. Konuyu aslında eşimin ağzından yazacağım. Muhtemelen kızacaksınız, neden böyle biriyle birliktesin diyeceksiniz, belki hak vereniniz de olacak. Ama bu ve bunun gibi çokça konu olduğundan bunları yazmam gerekiyor diye düşündüm.
Evliliğimizin başlarında onun erken boşalma problemi vardı (En azından o öyle düşünüyordu) ve ilişkiden kaçınıyordu. Çok düzenli spor yaptığından zaten bahaneleri de hazırdı. Pazartesi ve Cuma haricinde hiçbir şekilde onu ikna edemezdiniz, gerçi halen edemem. Bu konuda halen aynı. Pazartesi ve Cuma günlerinden herhangi birinde de cinsellike oluyorsa oluyordu. Fakat ben tatmin olmadığım gibi o da tatmin olmadığını söylüyordu. Hemen aklınıza ten uyumu olmadığı gelebilir fakat ön sevişmeden hem o hem de ben gayet memnunuz. Oldukça uzun sürebiliyor bu fakat asıl ilişkiye geldiğinde o oldukça isteksiz oluyor. Hemen her konuda farklı düşüncelere çok açıktır fakat bu konuda ciddi tabuları var ve bir türlü kıramadık. Bir gün bunu ciddi konuşmak istedim ve genel anlamda bana döküldü. Canım yandı mı? Evet biraz yandı. Ancak evlenmeden önce ilk sevgili olduğumuz yılda zaten bana bunları hissettirmiş ve ben sineye çekmiştim. Çok problem etmiyordum, onun yanında olmak yetiyordu. Şimdi onun ağzından neler söylediğine geçeyim. Kelimesi kelimesine hatırlamıyorum bundan dolayı mealen yazacağım. Bir de şunu ekleyeyim benim ondan önce lisede bir kez sevgilim olmuştu, onun ise ilki bendim ve karşı cins konusunda canı yanmış birisiydi. En azından atlattığı kadarıyla.
1- Erkekler olarak aslında istediğimiz ilişkileri yaşayamıyoruz demişti. Seçen tarafında hep karşı taraf olduğunu, bir erkeğin istediği biriyle birlikte olma olasılığının en fazla %10 olduğunu söylüyordu. Ama bir kız istediğinde ise onun kabul edilme olasılığı %90'dan aşağı değil diyordu. Haksız da diyemem çünkü erkeklerin teklif etmesine alışığız. Sonrası ilginç: İlkler unutulmaz diyerek, ilk birkaç kere reddedildikten sonra birinden kabul almanın aslında çok da tatmin etmediğini ancak hiç değilse iyi olduğunu söylemişti. Bunu da üniversite tercihlerinde ilk sıralara yazdığın ile 15. sıraya yazdığın aynı kefede mi diyerek vurgulamıştı. En sonunda da siz reddedip reddedip istediğiniz erkekte karar kılıyorken biz yalnızca bizi kabul edenle yetiniyoruz demişti. İstisnalar da kaideyi bozmazmış.
2- İkinci olarak kadınların artık erkeklerden daha fazla cilveli ve istekli olması gerektiğini savuyordu. Kadınların saç boyamayı, güzel iç çamaşırlar giymesini bakımlılık veya güzellik olarak görmüyordu. Sporla çok ilgilendiğinden dolayı erkeklerin ideal vücuda ulaşmasının kadınlara göre daha zor olduğuna kanaat getirmişti ve bundan dolayı kadınları şanslı görüyordu. Kadının ideal yağ oranı %20'ler civarında geziyorken kendisi %12'lik yağ oranında iken bile vücudundan memnun değildi. Bazı konularda da maalesef çok takıntılı. Kadınların bu avantajına rağmen yalnızca birazcık makyaj ve kıyafet ile kendilerinin güzel olduğunu iddia etmelerine deli olduğunu söylemişti.
3- Benim daha önceden sevgilimin olmasını çok takıyordu (Bence halen takıyor çünkü bazen hiçbir sebep yokken o gün içinde çok soğuk davranıyor ve tüm gün surat asıyor) ve bundan dolayı cinsel anlamda uzak durduğunu söylüyordu.
4- Kadınların erkekleri sürekli porno bağımlısı olmakla, erken boşalmakla suçlamak yerine kendilerine bakması gerektiğini söylemişti. Bu canımı o zaten epey acıttı tabi. Bana direkt " Sen ne derece beni tatmin ediyorsun ki! " diyerek çıkışmadı fakat belki bana da imada bulundu. Ayrıca erkeklerin boşalması tatmin olduğu anlamına gelmiyormuş ona göre. İyi bir vücuda sahip biriyle (Kendisi büyük meme sever ve bende neredeyse hiç meme yok maalesef) sevişmek boşalmaktan çok daha önemliymiş. Kadınların sürekli yöneterek erkeğe direktif vermesiyle " Artık ben tatmin oldum sen de boşalabilirsin." demesi gurur inciticiymiş. Mesele memnun olmak ise isteyen her türlü olur. Gitsin kendine seks oyuncağı alsın gibi ifadeler de kullanmıştı sanırım.
Genel anlamda bunları söylemişti zamanında. Aslına bakarsanız bunları zaman zaman dile getiriyordu çok eski zamanlarda fakat hepsini uzun uzadıya toplu olarak yakın bir zamanda anlattı. Bilemiyorum çözümü nedir veya hatta var mıdır. Ancak umarım bazı noktaları açığa kavuşturur.
Bana gelecek olursak eşimin bu düşünceleri ve tabuları haricinde karakteri oldukça iyi, kafası epey çalışıyor. Beni ölesiye sevdiğini düşünmüyorum fakat benimle olmaktan ve zaman geçirmekten hoşlandığından eminim. Bana soracak olursanız evliliğimden 10 üzerinden 7 derecesinde memnunum.
Burayı birkaç yıldır biliyorum ve özellikle son 3-4 aydır da ciddi derecede yakından takip ediyorum. Girişte lafı uzatmak istemediğimden bu konuyu neden açtığımı söyleyeyim. Sürekli ilişkiler konusunda karşısındaki erkek ile problem yaşayan hemcinslerimi görüyorum ve çoğunlukla çok benzer laflarla insanlar birbirlerine cevaplar veriyor. Ben 1 yılı aşkın süredir evliyim ve eşimle dobrayızdır. Hatta o fazlasıyla dobradır, istemeden beni kırmışlığı da çoktur. Bundan dolayı hemen her konuda rahatızdır ve o da aklından geçeni şak diye ortaya koyar. Yavaştan asıl konuya gireyim. Konuyu aslında eşimin ağzından yazacağım. Muhtemelen kızacaksınız, neden böyle biriyle birliktesin diyeceksiniz, belki hak vereniniz de olacak. Ama bu ve bunun gibi çokça konu olduğundan bunları yazmam gerekiyor diye düşündüm.
Evliliğimizin başlarında onun erken boşalma problemi vardı (En azından o öyle düşünüyordu) ve ilişkiden kaçınıyordu. Çok düzenli spor yaptığından zaten bahaneleri de hazırdı. Pazartesi ve Cuma haricinde hiçbir şekilde onu ikna edemezdiniz, gerçi halen edemem. Bu konuda halen aynı. Pazartesi ve Cuma günlerinden herhangi birinde de cinsellike oluyorsa oluyordu. Fakat ben tatmin olmadığım gibi o da tatmin olmadığını söylüyordu. Hemen aklınıza ten uyumu olmadığı gelebilir fakat ön sevişmeden hem o hem de ben gayet memnunuz. Oldukça uzun sürebiliyor bu fakat asıl ilişkiye geldiğinde o oldukça isteksiz oluyor. Hemen her konuda farklı düşüncelere çok açıktır fakat bu konuda ciddi tabuları var ve bir türlü kıramadık. Bir gün bunu ciddi konuşmak istedim ve genel anlamda bana döküldü. Canım yandı mı? Evet biraz yandı. Ancak evlenmeden önce ilk sevgili olduğumuz yılda zaten bana bunları hissettirmiş ve ben sineye çekmiştim. Çok problem etmiyordum, onun yanında olmak yetiyordu. Şimdi onun ağzından neler söylediğine geçeyim. Kelimesi kelimesine hatırlamıyorum bundan dolayı mealen yazacağım. Bir de şunu ekleyeyim benim ondan önce lisede bir kez sevgilim olmuştu, onun ise ilki bendim ve karşı cins konusunda canı yanmış birisiydi. En azından atlattığı kadarıyla.
1- Erkekler olarak aslında istediğimiz ilişkileri yaşayamıyoruz demişti. Seçen tarafında hep karşı taraf olduğunu, bir erkeğin istediği biriyle birlikte olma olasılığının en fazla %10 olduğunu söylüyordu. Ama bir kız istediğinde ise onun kabul edilme olasılığı %90'dan aşağı değil diyordu. Haksız da diyemem çünkü erkeklerin teklif etmesine alışığız. Sonrası ilginç: İlkler unutulmaz diyerek, ilk birkaç kere reddedildikten sonra birinden kabul almanın aslında çok da tatmin etmediğini ancak hiç değilse iyi olduğunu söylemişti. Bunu da üniversite tercihlerinde ilk sıralara yazdığın ile 15. sıraya yazdığın aynı kefede mi diyerek vurgulamıştı. En sonunda da siz reddedip reddedip istediğiniz erkekte karar kılıyorken biz yalnızca bizi kabul edenle yetiniyoruz demişti. İstisnalar da kaideyi bozmazmış.
2- İkinci olarak kadınların artık erkeklerden daha fazla cilveli ve istekli olması gerektiğini savuyordu. Kadınların saç boyamayı, güzel iç çamaşırlar giymesini bakımlılık veya güzellik olarak görmüyordu. Sporla çok ilgilendiğinden dolayı erkeklerin ideal vücuda ulaşmasının kadınlara göre daha zor olduğuna kanaat getirmişti ve bundan dolayı kadınları şanslı görüyordu. Kadının ideal yağ oranı %20'ler civarında geziyorken kendisi %12'lik yağ oranında iken bile vücudundan memnun değildi. Bazı konularda da maalesef çok takıntılı. Kadınların bu avantajına rağmen yalnızca birazcık makyaj ve kıyafet ile kendilerinin güzel olduğunu iddia etmelerine deli olduğunu söylemişti.
3- Benim daha önceden sevgilimin olmasını çok takıyordu (Bence halen takıyor çünkü bazen hiçbir sebep yokken o gün içinde çok soğuk davranıyor ve tüm gün surat asıyor) ve bundan dolayı cinsel anlamda uzak durduğunu söylüyordu.
4- Kadınların erkekleri sürekli porno bağımlısı olmakla, erken boşalmakla suçlamak yerine kendilerine bakması gerektiğini söylemişti. Bu canımı o zaten epey acıttı tabi. Bana direkt " Sen ne derece beni tatmin ediyorsun ki! " diyerek çıkışmadı fakat belki bana da imada bulundu. Ayrıca erkeklerin boşalması tatmin olduğu anlamına gelmiyormuş ona göre. İyi bir vücuda sahip biriyle (Kendisi büyük meme sever ve bende neredeyse hiç meme yok maalesef) sevişmek boşalmaktan çok daha önemliymiş. Kadınların sürekli yöneterek erkeğe direktif vermesiyle " Artık ben tatmin oldum sen de boşalabilirsin." demesi gurur inciticiymiş. Mesele memnun olmak ise isteyen her türlü olur. Gitsin kendine seks oyuncağı alsın gibi ifadeler de kullanmıştı sanırım.
Genel anlamda bunları söylemişti zamanında. Aslına bakarsanız bunları zaman zaman dile getiriyordu çok eski zamanlarda fakat hepsini uzun uzadıya toplu olarak yakın bir zamanda anlattı. Bilemiyorum çözümü nedir veya hatta var mıdır. Ancak umarım bazı noktaları açığa kavuşturur.
Bana gelecek olursak eşimin bu düşünceleri ve tabuları haricinde karakteri oldukça iyi, kafası epey çalışıyor. Beni ölesiye sevdiğini düşünmüyorum fakat benimle olmaktan ve zaman geçirmekten hoşlandığından eminim. Bana soracak olursanız evliliğimden 10 üzerinden 7 derecesinde memnunum.