Çalışmayan kadına karşı olan tutum

ya neden millet komplekslisin komplekslisin demiş konu sahibine anlayamıyorum
onlar hep eleştirsin ama sen üstüne alınınca kompleksli ol.
birisi bana ayy ne boş insansın dese ben de üzülsem kompleksli mi olacağım yani, suç bende olacak o zaman, hayret bir şey.
bir kere maslowun ihtiyaçlar piramidinde var saygınlık ve takdir edilme, herkes takdir edilmek ister kimse hor görülmek küçümsenmek istemez ki? bu sık sık oluyorsa karşı taraf tabi ki kendini mutsuz hissedecek. 1 hissetmezsin 2 hissetmezsin 3. de illa bir modun düşer. Kaldı ki kızın akraba tarafı yani.
 

Ne güzel kendin yapabiliyormuşsun, ben hiç anlamıyorum vallahi, o yüzden yaptırıyorum. :))
Evet, daha profesyonel gelir insanlara kendi sitenin olması, işini sadece insta, face üzerinden yapman yetmez bir köşede sanal dükkanın da olsun. Dediğim gibi şu sponsorlu reklamlar var, onlara bir bak derim; çok büyük para değil, insanlar profillerinde gezerlerken senin reklamların da düşsün. Çevrenden başla, müşteri çevresi için "Hediyeleş"... Ben birkaç çizimimi, arkadaş çevreme hediye ettikten sonra "Benim için de çizer misin? Ne kadara olur?" vb. teklifler de aldım. Benim arkadaşın evine gelip gören bir arkadaşı beğeniyor, zincirleme bana ulaşıyor filan. Bunu da yapabilirsin, başlarda biraz cebinden gider ama arkadaş tavsiyeleri üzerinden yürüdükçe de kazanırsın.

Benim hikaye uzun, ben 30 yaşında aklımı başıma devşirdim; insanları çok dinledim vakti zamanında, bu da yolumdan hep şaşmama sebebiyet verdi, bu yüzden diyorum "Kulak asma, bu işte kararlıysan iyi olduğunu düşünüyorsan enerjini buna ver ve modunu düşürme hiç".
O "Ressamlar aç" lafını annemden çok duydum, "Hobi olarak yaparsın" vb. Şimdi gelmişim 33 yaşına, evli çocuklu, sıfırdan hayat kuruyorum, belki 3 sene kadar önce döndüm resim yapmaya. Öncesinde neredeyse 10 sene resim yapmadım resme küstüm, inkar ettim yok saydım olmadı... I-ıh. Hastaneden istifa verdiğimde ayy, açık açık "Aptalsın" dediler; napayım dişlerimi sıka sıka, hiç hata kaldırmayan bir sektörde, üstelik bunu severek yapamazken nasıl kalayım? Bu hem kendi hayatıma hem de başkalarının hayatına haksızlık olurdu... Sevmeden yaptığım işte, bir gün mutlaka büyük bir hata, sorumsuzluk, umursamazlık, bıkkınlık yapar birinin hakkına girerdim; baktım maddi olarak imkan da var, dedim zorlamanın manası yok, hep istediğin şeyi ol, ölmeden şunu gerçekleştir. Neyse, benim de ne anlatasım varmış ya Çok anlatıyorum konu resim, meslek vb. olunca, anlat anlat bitiremiyorum.

Bizim yol zor yol; ülkemizde insanlar karınlarını nasıl doyuracağının, hayat içinde, iş,aş,çocuk telaşesinde nasıl nefesleneceğinin hesabındayken; senin estetik gören o yetenekli gözünle yakaladığın karelere ne kadar para verecek, ya da benim oturup boyadığım tabloları alıp da kim duvarına asacak? Bunlara kim para verecek?? Bu yüzden isim yapman şart, buna odaklan; bunun için iyi çevre gerekiyor, yenilik gerekiyor, kampanya gerekiyor, kendini güzel tanıtman gerekiyor; artık türlü türlü yolları deneyeceksin. Umarım gönlündeki gibi olur, sanatının, yeteneğinin kıymeti bilinir, maddi olarak da karşılığını bulursun. İnsanların moralini bozmasına da izin verme, sen kendini biliyorsan, milletin ne dediğinin bir önemi de yok.
 
Son düzenleme:
Bu durum bende de var konu sahibi hanım ben de sosyoloji okuyorum daha gerçi de kucumsemeye calisiyolar sizi çok iyi anliyorum. Kiskaniyolar bence biz de onları kıçımsayalım
 
İşte sorun bu bunu sana diyen doktor olsa haklı mı olacaktı, o zaman yok mağaza yok ilkokul dediğin ne ben senin derdini az çok anladım kendinle problemin olmasa sıkıntı yapmazdın
Boşver nasıl mutluysan öyle devam et ne benim ne de mağaza çalışanın sorgulamaya hakkı yok
 
Iyi de ablacim sen calisiyorsun, freelancer olarak
Calismanin da cesitleri var, freelancer var, contractor var, fulltime var, parttime var...O ablalar vergi dairesi mi ki calisma statunuzu bilsinler

Kendileri de atomu parcaliyorlardir eminim o apayri bir hikaye. Sankim cok rekabetci is yapiyorlar, sanirsin piyasayi toptan degistiriyorlar. ise gitmekle calisan kadin falan olunmuyor, maas icin ofiste oturan ev kadini oluyorsun. Gercekten disliysen, rekabetci bir meslegin varsa o zaman cik boburlen. O tip kadinlar da zaten ya kazanc,para, kariyer ya da san sohret pesinde oluyor; baskalarinin isini ya da hayatini kucumsemekle zaman gecirmiyor kendi islerine bakiyorlar. Baskasinin hayatina laf eden eziktir, net. Size laf edenler, ofiste oturup orgu oren diplomali evhanimlari yani Einstein degil cok da takilmayin. Cepleri az biraz para gorunce havalara girmisler o kadar.
 
Son düzenleme:
Ben de atanamamış bir öğretmenim. Evdeyim yani. Bahsettiğiniz küçümsemelerin hepsini yaşıyorum, zaman zaman kendimi yetersiz ve düşük görüyorum böyle insanlar sayesinde. Ama inanın şu bir gerçek. Çalışan kadınların çoğu ev iş çocuk arasında sıkışıp kalmış mutsuz ve yorgun insanlar. Bu yüzden hırslarını bizden çıkarıyorlar. Artık buna eminim.
 

Bakin boyle derseniz, siz o tiplerin size uyguladigi duygusal ve sosyal siddeti onlara uygulamis olursunuz. Kadinlar birbirine psikolojik siddet uygulamasin artik. Kim nasil istiyorsa oyle yasar, kime ne?

Siz atanamamissiniz, eee yani ulke ekonomisi berbatken bu duruma laf eden net gerizekalidir zaten. Hic mi gazete okumuyor bu tipler, haydi onu da gectim markete de mi gitmiyor? Enflasyon var, issizlik var, var kere var...Issizlik orani bu dereceyken ben de is bulamadim denen birine denecek tek sey var: "uzulme kardesim, piyasa cok kotu valla kimse bulamiyor". Bu kadar. Bunun disindaki yorumlarin hepsi gerzeklik ve zevzeklik. Siz de salak insanlarla muhattap olmayin olsun bitsin dicem ama agzi olan konusuyor, size de haklisiniz.
 
Yo hayır amacım bana yapılanı kimseye yapmak değil. Sadece gözlemlerim bu yönde. Herkesi aynı kefeye koymuyorum tabiki
 
Yıllarca çalıştım, kendi ailemden bile harçlık almadım. Hamileliğin sonuna kadar çalışıp doğumdan sonra çalışmayı bıraktım. Öyle gerekiyordu çünkü. Dört yıldır da evdeyim. Bu hususta canımı sıkan durumlar, maddi yetersizlik ve evde bir noktadan sonra bunalma hali.

Geçenlerde oğlumu kreşe vereceğimi söylediğim biri "ay evde işin gücün yok ne kreşi bak çocuğa" dedi. Bozulmadım. Evde işim gücüm var çünkü. Olmasa dahi bu benim problemim. Evde olmama rağmen TV hiç açılmıyor benim evimde. Hani sandıkları gibi TV karşısında çekirdek çitlemiyorum. Ki bunu yapabilirim bu da kimseyi ilgilendirmez. Bir şeyler karalamayı, okumayı, puzzle yapmayı, spora gitmeyi seviyorum. Vaktim bunlarla geçiyor. Çalışmayı çok istiyorum ancak henüz şartlar buna uygun değil.

Çalışan kadına da çocuğun elalemin elinde büyüyor sen nasıl annesin diyorlar. Evde durana ne işe yarıyorsun diyorlar çocuk büyüttüğü halde. Yani herkes her durumu eleştiriyor ve hiçbiri benim umurumda değil. Ben de kalkıp çalışan kadına "işe git gel rutinin dışında kendini geliştirmiyorsun, okumuyorsun araştırmıyorsun çok cahilsin" demiyorum. Zira çalışırken benim bunları yapmaya ne halim ne vaktim kalıyordu. Ancak eleştirmek ve küçümsemek istedikten sonra mevzu bulunuyor rahatlıkla.

İnsanların sözlerinden bu kadar etkilenmeyin. Kibir bazen gerekli. Kibre karşı kibir göstermek daha da gerekli.
 
Çok uzun süreli yurtdışında yaşadım eşimin işi dolayısı ile. İşe girmemin imkansız olduğu bir ülkeydi, dolayısı ile Türkiye’ye dönünce iş bulamadım. Ama hiç evde olmaktan dolayı kötü hissetmiyorum. Başımı kaşıyacak vaktim olmuyor. Üstelik yemek harici ev işi de yapmıyorum. Çalışan çalışmayan bir sürü arkadaşım var, o tarz konuşmalar olduğunda umrumda dahi olmuyor, işe girsem de çalışmayanların söyledikleri umrumda olmaz, bu kendine güvenle alakalı.
 
Üzmeyin kendinizi, sizin gibi okuyup boşta kalan çok insan var, Ülkenin hali ortada, ben de aksine çalışmayan arkadaşlarıma, sizin gibi olsam keşke, evde kalmayı özlüyorum, pasta yapmayı, ne bileyim oturup tv izlemeyi vs. diyorum, o arkadaşların fazla bilmiş bence,takmayin kafaya
 

Uzaklaşmak istiyorum aslinda bu seferde kendini begenmis, bizi istemiyor imaji yaratarak arkamdan konusmalarini da istemiyorum. Dun gittigim ev sahibelerini 1.5 yildir gormuyordum mesela. Ummadigim anda davet edildim ve icabet etmememin ayip olacagini dusundum. cunku tavirlarini, dunya goruslerini vs sevmiyorum. 1.5 yildir gorusmedigimiz icin icerlemisler. Iki de bir aramayip sormamamizdan dem vurdular durdular. Gayet acik oysaki; demek ki senle gorusmek istemiyorum. Anlayabilecek kabiliyete sahip degiller sanirim. Isin kotu yani onlar bizi (esimle ben)cagirdiklari icin ben de onlari cagirmak zorunda hissesiyorum kendimi.

Bursa merkezli calisiyorum ama baska sehirlere de cekim icin gidiyorum. Uzakliga bagli olarak yol ve cok gerekiyorsa konaklama ucreti aliyorum. Internet sitem var fakat daha cok instagram uzerinden islerimi yurutuyorum. Burdan kullanici adimi paylasmak hoş olmaz. Ilgileniyorsan ozelden mesaj yazabilirsin
 
5 yıl aradan sonra çalışma hayatına 10 gün önce döndüm.2 yaşında oğlum var.ise başladığım günden beri is yerinde içiyorum yıllardır icmedigim sıcak çayı.baska da bir şey yazmaya gerek yok.evdeyken hangi ara icecektim
 

 
Bizim topumumuzda home office ya da freelance calismak, calismak sayilmadigindan, ille maasli bir isiniz ya da isyeriniz olmasi gerektigi dusunuluyor, aksi halde calismiyor sayiliyorsunuz, esim de evden calisiyor, kimse onun calistigini dusunmuyor mesela...
Kadinin calismasi konusuna gelince, yeterli yatiririmim ve hayatimi idame ettirecek aylik gelirim olsaydi (3 dukkan, 2 ev kirasi gibi) çalışmazdim, calismdan da hayatimi dolu dolu yaşayabilecek kadar sosyal bir insanim cunku. Aksine çalışmaktan kendime vakit ayiramiyorum.
 

Ya İdrak, bir ara şu çekirdek olayına bir sardımdı, çıkmak çok zor o döngüden. Konuyu da saptırmak istemiyorum ama demeden geçemedim, kimseye tavsiye etmiyorum tv ve çekirdek ikilisi, hipnoz ediyor, vallahi bak Çocuğu öğle uykusuna yatırırdım, sabahtan yemek hazır olurdu zaten. Ben de oturtur çekirdek çitlerdim bir ara bunu rutin dinlence yapmıştım ki beynimi hissetmemeye başladım bir süre sonra... İkisi bir arada uyuşturucu gibi bir şey "Ya yürü git kalk napıyorsun" diyebildiğim bir günden sonra bir daha çekirdek alıp tv karşısına günlük oturmadım.

Yapmasınlar ya, insanı cidden çok tembelleştiriyor, ebleh ediyor, planlarından şaşırtıyor. Tvdeki programlar karadelik gibi, ruhu emiyor ya. :/
 
İyide bu herkesin kendi tercihi isteyen çalışır istemeyen çalışmaz..çalışanda parasını çalışmayanlara dağıtmıyor heralde..

Çalışmak kendi paranı kazanmak çok çok güzel tabiki ama Türkiye şartlarında çalışan bir kadın olmakta çok kolay değil,herkes iyi şartlar altında çalışmıyor çünkü..

Başkalarının işine burnumuzu sokmayı çok seviyoruz,bir dönüp kendimize baksak başkasına laf söyleyemeyiz...
 

vallahi katılıyorum
bağımlılık gibi bazen bir cumartesi pazar böyle kalıyoruz bir gün tv karşısında
kalsak tüm gün kalırız ama
 

Ne güzel. Fotoğraf çekmeyi seviyor ve buna yatkınligıniz oldugunu dusunuyorsaniz, mutlaka bir kursa baslayin derim. Illa özel bir kursa gitmenize de gerek yok bu is icin. Bu egitimi veren devlet kursları var. Onemli olan elinizdeki makineyi tanimak, ozelliklerini ogrenmek. Gerisi sizin yaraticiliginiza kaliyor. Tabi bunun fotograf duzenleme (renk ve ışık işleme), albüm tasarımı ve basımı işleri de var. Adım atmaya karar verdiginiz bir zamanda benimle de iletisime gecebilirsiniz, hangi firmayla (albüm firması) çalışabilirsiniz, hangi programlara ihtiyacınız var gibi konularda size elimden geldigince yardimci olmaya calisirim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…