Çalışmayan kadına karşı olan tutum

Iyi de bunu zaten biliyolar ki. Ama yogun bir musteri tempom olmadigi icin suan bunu is olarak gormuyorlar. Gormediklerini de boyle acik bir sekilde degil dolayli yolla sorular sorarak yapıyorlar. Yazarlik yaparkende ayni durum soz konusuydu. Kimse yaptigim meslege saygi duymadi. Onlarin zihniyeti şöyle: aylik duzenli net bir geliri yoksa calismiyor sayilirsin mantigi.. isin kotu yanı bunu bana da aşıladılar artık. Meslegimden uzaklastigimi fark ettim bugün.

Yahu boşverin. Bende kamuda uzmanım, iyi bir işim ve gelirim var evet ama bende çalışmayan Kadınlara özeniyorum. Keşke imkanlar el verse otursam evde çocuğuma baksam. Mesleğiniz var çok şükür, isterseniz ve ihtiyaç duyarsanız tempoyu arttırırsınız yani kendi ayaklarınızın üzerine basıyorsunuz. Konuşmaya başladıklarında valla çok keyif alıyorum, evimde mis gibi zaman geçiriyorum, kimsenin ağız kokusunu çekmiyorum üstelik kendi işimin patronuyum istersem daha fazla işte koşturabilirm deyin onlar düşünsün. Ezberletilmiş düşüncelere sinir oluyorum. Biri dışarda çalışmayı sevebilir ama başka bir kadın evinde zaman geçirmeyi tercih edebilir. Kimse birinin doğru diğerinin yanlış olduğunu söylemeyemez. Paraya ihtiyaç olmasa kadın erkek kimsenin en iyisi 8 saatlik bir işte astla üstle çalışacağına inanmıyorum
 
Bence aşağılık kompleksine girmişsiniz, çogu kadın çalışsın çalışmasın kadının çalışması gerektiğini savunur ki bence de öyle bunda küçümseme ifadesi yok evde çalışmakla dışarda çalışmanın çok farkı var kusura bakmayın ama artık eline profesyonel makine alan herkes fotografçılık yapıyor
Çalışın ya da çalışmayın kimseyi ilgilendirmez ama size yapılanın aynısı o kadınların arkasından yapıyorsunuz siz fotografçılığınızın sorgulanmasını istemiyorsunuz ama 'ilkokul' öğretmeni diye bir çapa iliştirmişsiniz.
Bence ona buna kızacağınıza çalışacak mısınız çalışmayacak mısınız karar verin ve bunun sebebini de sorana açıklayın. Ya da açıklamayı ne dedik kimseyi ilgilendirmez
 
Sade frappe Sade frappe size sunu soyliyim.universite mezunu ve memur biriyim.ama uretkenlik sıfır is sebebiyle. emin olun fabrikadaki asgari ucretle calisan ya da magazada calisan gunde 10-12 saat ayakta bedenen yorulan ve karsiliginda asgari ucret alan o kadinlarin hicbiri ay evde sıķılırım diye calismiyordur.sizin o paraya ihtiyacinizin olmamasi.bir uyenin de yazdigi gibi kabiliyet gerektiren bir mesleginizin olmasi, ustelik kitap da yaziyormussunuz butun bunlar ancak kiskanilabilir ya da giptayla bakilip takdir edilebilir.o yuzden bu insanlarla araniza mesafe koyun zira sizin muhatabiniz olmamali.
 
Bi kadin calismali fabrikada isci veya ogretmen fark etmez ikisi de emek veriyor.Burdaki cogu konuda görüyoruz kimseye kocan da olsa muhtaç olmayacaksın. Evde çalışıyorum deyin yogunum deyin gelirim bana yetiyor deyin siz de..Bu kadar onemsemeyin.
 
Ben yeni mezun oldum ve evliydim bu arada ev hanımı gibiydim. Hiçbir arkadaşım tutup ay sen sıkılmıyor musın evde napıyorsun bilmem ne demedi ağzını açıp ki senin mesleğin var şu an yani.çevrendekiler anormal. çalışınca insanlar-kadınların bazıları- dünyanın en harika varlığıyım filan gibi düşünüyor kendisini. Hiç umursama sen kendi işinde iyi olmaya yoğunlaş ekstra workshop ve seminerler oluyor onlara git. Senin evde nasıl vakit geçirdiğinin derdi başkalarına mı düştü?
 
Erkek; sabah kalkıp kahvaltı hazırlayıp herkesi gideceği yere hazırladıktan sonra, bulaşıkları yıkayıp, evi toplayıp, süpürüp silip, camları silip, klozetleri ovalayıp, evin her yerinden bilimum atılacak şey toplayıp, çarşaf değiştirip, kirlileri yıkayıp kuruyunca ütüleyip, akşam yemeği için 3 çeşit yemek hazırladığında belki çalışmaması ayıplanmazdı.
Bilmem anlatabildim mi?
Çalışmayan erkek bunları yapsın, başımıza taç olur.
Ama kadın zaten bir işçi hayatı yaşıyor ve üzerine çalışıyor.
Farkı görebildiniz sanırım.

Inanin calismaya baslasam yeri fakat sirf isten gelip birdw ustune ben is gucle ugrasacagm ve artik bir de cocugum var onunlada ilgilenmem gerek diye ise girmeye korkuyorum . Kizim olana kdr calistim hamilelik dahil esimde gec geiyordu ozamanlar isten ben erken gelip rahat rahat isimi yapabiliyordum ama suan esimde erken geliyor . Yemekten anlamaz yorgun gelir cockla bile her aksam oyun oynamaz ... ise gidince biz de erkekler gbi evde yan gelip yatabilseydik belki ozaman adaletli olurdu yahut onlarda bizmle birlikte bi.is ucundan tutsa... tabi istisna esler vr onlari ayri tutuyorum.
Ayrica km demis calismayan kadin diye ev hanimina evde aktif bi yasam varsa ne is bitiyor ne yemek derdi o bitse kucuk cocugu olnca insanin surekli.bi kosturma halnde oluyor . 10 yillik is tecrubem var ise giderken bazen daha az yoruluyordum diyorum
 
Ayrıca çalışma hayatına ara veren bir insan olarak iki durumu da biliyorum ve evde olunca çevre beklentisi yükseliyor , gelen giden bitmiyor. Doğal olarak ev işi de bitmiyor. Ben bir de çocuktan dolayı ara verdiğim için bazen kafayı yiyecek gibi oluyorum bir saniye boş durmuyorum. Evde oturunca sıkılacak kadar vaktim olsa keşke. Bir sürü kitap aldım okumak için kapağını açamadım çoğunun
 
Evet evet. Ben de bi ara keçe işıyle uğrastım. El becerim cok iyidir. Nişan, kına ve nikah için hediyelik minik bebeklerden fln yaptım ve iyi de kazanıyordum. Onu da küçümsediler ve iş olaram gormediler kesinlikle. Ne mi yaptım? Sayfamdaki fotograflari komple silip sayfami kapattim. Pisman miyim evet.
komple silip
Siz bu konuda onlar ne konusursa konussun alinip boyle taktiginizi hissettirmwyecektiniz malesef insanlar nerden.zaafiniz varsa ordan vuruyorlar cok icerleseniz bile bildirmeseydjnjz keske
 
Iyi de bunu zaten biliyolar ki. Ama yogun bir musteri tempom olmadigi icin suan bunu is olarak gormuyorlar. Gormediklerini de boyle acik bir sekilde degil dolayli yolla sorular sorarak yapıyorlar. Yazarlik yaparkende ayni durum soz konusuydu. Kimse yaptigim meslege saygi duymadi. Onlarin zihniyeti şöyle: aylik duzenli net bir geliri yoksa calismiyor sayilirsin mantigi.. isin kotu yanı bunu bana da aşıladılar artık. Meslegimden uzaklastigimi fark ettim bugün.
Size de misilleme yapın. Ayy canım hem iş hem ev nasıl yapıyorsunuz keşke sizde benim gibi hobi amaçlı çalışabilseydiniz.ben çocuğumu kesinlikle kreş yada bakıcı ya vermem annesi büyütmeli, okuldan gelince kapıyı annesi açmalı vs tarzında ezikleyin. (düşüncelerim bunlar değil yanlış anlaşılmasın kadınların çalışmasından yanayım. Asgari ücretle çalışmama rağmen neredeyse hergün şükrediyorum.) kadınları susturmak için böyle deyin
 
Biraz gözü karartın, biraz delilik herşeyi çözer. Onlar size laf sokma çabasından kıvranırken; siz de gülerek laf sokun, "çağımızın mesleği homeofis, evime de bakarım kariyer de yaparım." falan deyin. Patavatsızlıkları oturup dinlemeyin. Ben de hatrı sayılır bir üniversitenin, mühendislik bölümünden mezunum ancak işimi hiç sevmediğim için hiç çalışmadım. Çevremdeki boş tenekelerden çok ses geldi, hatta kaynanam bile komşunun yanında laf soktu, ben şımarıklığa verip, "prensesler çalışmaz haha." dedim. Neden? Çünkü bu laçka, pervasız dilden anlıyorlar. Üstten üstten bakıp, biraz ezikleyince hadlerini biliyorlar.
Şimdi ne yaptım? Gittim bir sene kimseyi dinlemeden ders çalıştım, gün geldi kendi ailem bile bunun delilik olduğunu; hem okul hem evi döndürmeyi geçtim, kaç sene sonra bu kadar değişen sistemde sınavı kazanamayacağımı tane tane anlattı.
Kazandım.
Şimdi bana ruhsal anlamda ket vurmaya çalışan herkes, ağızlarının kenarıyla tebrik ettiler. Ben ne dedim?
"daha yeni başlıyoruz."
Dinlemeyin, ne güzel bir yeteneğiniz varmış. Yazarsınız. Fotoğrafçılık yaptığınıza göre estetik bir görüşünüz var demek ki. "yengeç çukuru" vardır, yengeçleri toplu halde; çukurun ağzını kapatmaya ihtiyaç bile duymadan koyarlar çünkü alttaki yengeçler, üstteki çıkmaya çalışanları da kıskaçlarıyla tutup çekerler. Siz de o çukurdasınız, izin vermeyin. Ya kendinizi savunmayı öğrenerek, kendini bilmez iki üç hadsize, size yorum yapma hakkını vermeyin ya da çevrenizi değiştirin.
Bu forumda da çok bakınmayın, o çevrenizdeki yengeçlerden burada da var. Üzülmeden yolunuza bakın, yoksa hep aynı noktada döner durursunuz.
 
Valla komşularıniz kotu bir durtuyle de olsa doğru şeyler söylüyorlar. Bir kadin tabii çalışmali.
Onun dışında, hırs yapın madem. Belli ki motivasyonunuz oradan yükselecek
 
ağzı olan konusuyo işte çok takmazdım ben açıkçası ve mesafe koyardım size kötü gelen enerjinizi dusuren insanlardan en guzeli uzaklşmak. .

bu arada nişanlı biri olarak soruyorum : Nerede yaşıyorsunuz ? Düğün ftgrafı için soruyorum :) İletişime geçsek fena olmaz hani :KK66:
 
Merhaba, beni uzun zamandır rahatsız eden bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben fotoğrafçıyım (gelin, damat, aile vs cekimleri yapiyorum) ama bir yere bagli çalışmıyorum. Yani bir is yerim yok. Aslında açmayı cok istiyorum; fakat şu an turkiyenin icinde bulundugu ekonomik kriz nedeniyle buna cesaretim yok. Neyse... bu nedenle home ofice calisiyorum; yani islerimi evden yürütüyorum. Şu sıralar pek de bir yoğunlugum yok, cogu zaman kendimi ev isleriyle mesgul ediyorum. Yani ev hanımı statüsünde yer alıyorum. Dolayısıyla bir yere bagli olarak (her ay duzenli maas alan birisi olarak) calismadigim icin kimse beni calisiyormus gibi gormuyor. Zaten dedigim gibi zamanimin cogunu evde calismayarak geçiriyorum.
...
Beni rahatsız eden durum şu: etrafımdaki kadinlarin çoğu calisiyor ve bir aradayken devamlı işten gücten laf açıp, calismayan kadinlardan dem vuruyorlar.
Misal bugun misafirlikteydik ve ev sahibi ögretmendi. 2 ay tatili var malum kadinin. Muhabbet aynen şuydu:
- Ayy ben sıkıldım.
- Nasıl vakit geciriyo bu evdeki kadınlar.?! -Yapacak hic bir sey bulamiyorum vs.
Örnegin: felancanın kızı işe girmis mesela. Aa girsin tabi canım, girmeyipte ne yapacak? Bunun sonrasını da dusunmek lazım, kadın çalışmalı.
-ee sen napiyosun evde?
-Nasil vakit geciriyosun?
- Neler yapiyosun, sıkılmıyo musun vsvs..
-komsularinla aran nasıl? Gidis gelis yapiyor musun?
Bu sorular ve muamele beni ciddi anlamda yormaya başladı. Bu tarz muhabbetler sıklıkla açılıyor ve her açildiginda benim enerjim bundan cok kotu etkileniyor. Kendimi ise yaramaz biri gibi hissetmeme sebep oluyorlar.
...
Evlilik dolayisiyla sehir degistirdim ve burda esimin ailesi, akrabalari ve dostalri disinda pek bir cevrem yok. Kimse bana su zamana kadar (kendi arkadaslarim haric) bir müsteri yönlendirmedi. Hep kendi çabalarımla; sosyal medya vasıtasıyla müsteriler bulup bir şeyler yapmaya çalıştım. Kimse aferin sana, çekimlerin güzel vs tarzında motive edici söz ve davranışlarda bulunmadıgı gibi aksine işimi önemsemediklerini belirten muamelelerde bulundular.
-senin cogu vaktin evde, napıyosun evde, bi günün nasıl geçiyo meselaa! (Hep bir küçümseyiş edasıyla tabi)

Bu durumdan o kadar sıkıldım ki. Bu muhabbetler her döndüğünde kendimi üretmeyen, pasif, ise yaramaz bi insan gibi hissediyorum. Egitim seviyesi benden katbekat dusuk olan insanlar tarafindan bile kucuk goruldugumu hissetmeye basladim. Meslegıme ve bana saygı duyulmadıgini düşünüyorum artık. Bir de yanlış anlaşılmasın bu muameliyi yapan kadınların çogu öyle kültürlü, kendini gelistirmiş, kariyeri parlak olan kişiler degiller. Bu kisilerin en kariyerli olani az öncede bahsettigim ilkokul ogretmeni, digerleri magaza ya da fabrikada calisan isciler. Kimseyi kucumsedigimden degil yanlis anlasilmasin..demek istedigim fotografcilik meslegini kucumseyebilecek turden meslekleri yok hicbirinin. Ki ben her daim kendimi gelistirmis bir insanim. Misal iki tane kisisel gelisim turunde kitabim var. Yani bir donem yazarlık yaptım ama o zamanda evde oturup yazdigim icin hep aynı muameleyi gordum. En yakin cevremdekiler bile kitabimi merak edip ya da sirf destek olmak amacli kitabimi alip, en azindan emege saygi icin bile okumadilar.
- eee nasıl yazma işleri, para geliyo mu bari?
Sırf üretmek icin yazan beni bile " bu isten iyi gelir elde edemiyorum bari artik yazmayayim" dedirterek baltaladılar...Bir romana başlamıştım, epeyde ilerlettiğim bir romandı bu. Nasıl olsa digerleri gibi bu da iyi satış yapamayacak, üretmemin ne anlamı var diye düşünerek sayfayı kapadım. Ama bugünkü muhabbet beni gerçekten çok hırslandırdı. O muhabbet esnasında onları dinlemiyormuş süsü vermek icin televizyona baktığımda muhabbeti ceviren kisilerin bana baktiklarini hissettim. O an kendime bir söz verdim. Kendimi pasif hissettigim o anda " sadefrappe artık çok daha başarılı ol ve şu kadınların çenelerini artık kapa" diyerek iç sesimle konustum.
Bu aralar boşladığım işime iki elle sarılmak istiyorum. Umarım bu hırsım yarın ve sonraki günlerde devam eder. Başarısızmışım hissiyatını bana o kadar güzel aşıladılar ki, bir yarım yapabilirsin derken diğer yarım hep o yarıma engel olacakmış gibi hissediyorum. Tam üretime gececekken amaaan boşver.nasil olsa yine bir engel çıkıp olmayacak bir şeyler diyorum.

Aranızda bnm durumumu yasayanlariniz var mi?
Benim durumumda olanlar bu durumu nasıl aştınız veya aşmaya çalıştınız? Sizlere de bana yapıla benzee muameleler yapıldı mı? Sizler bu durumla nasıl baş ediyorsunuz gerçekten merak ediyorum. Bir de burdan çalışan kadınlara bir şey sormak istiyorum. Sizler de çevrenizdeki çalışmayan kadınlara bu muameleyi yapıyor musunuz? Evden çalışıyor veya çalışmıyor olmamız sizi rahatsiz mi ediyor? Biz sabah akşam çalışalım, elalemin kadını evde yaysın otursun, ohh ne güzel diye mi düşünüyorsunuz?

Not: "yazarım diyorsun ama imla hataların var" tarzinda gerici eleştirilerde bulunmasın kimse lütfen! Gece yarısı telefonumdan yazdıgım bu yazıyı düzelttirmek zorunda birakmayin bana. Netice de her sey net bir sekilde anlasiliyor.



-

25 yıl hiç aralıksız iş hayatının ardından 26 Nisan'dan beri evdeyim ; yani çalışmayı da çalışmamayı da biliyorum, yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla yaşam şeklinizi kendiniz içinize sindiremediğinizden insanları kafanıza takıyorsunuz.

Çalışan-çalışmayan kadın kıyası yapamam, bu konuda herkesin görüşü kendisine özel lakin 25 yılda öğrendim ki ; çalışmak kadını diri tutuyor, evde olunca her şeyi savsaklayabiliyorsunuz, sürekliliği olmuyor uğraşların bu bir gerçek ancak benim gibi kırk yaşını aştıysanız bazı alışkanlıklarınız oluyor vazgeçemediğiniz, benim okumak mesela her gün buna bir mesai ayırıyorum ve ne olursa olsun o zaman dilimini başka bir şeye harcamıyorum, günde üç saat. Hergün bir saat açık havaya çıkıyorum, yürüyorum, evin alışverişlerini yapıyorum vs... Sabah 6 da kalkıyorum ve gün bittiğinde hala yapacak bir şeylerim oluyor, bu disiplin bile çalışma hayatımdan geliyor.

Evlilik bir yaşam biçimi, keseler kazançlar ortak ama ben bu birliğe kendi emeğim olan bir temelle başladım ki bu bana inanılmaz iyi geliyor. Bugün Allah göstermesin eşime bir şey olsa kimseye muhtaç olmadan yaşarım çünkü o temeli yaptım kadın hayatı için bence en önemli olan şey bu, tüm bunları düşünüp içinize sindiremediğinizden insanların sözleri size dokunuyor, haklısınızda diğer yandan değerlendirilmesi gereken çok çok güzel bir mesleğiniz var bunun üzerine eğilip ruhunuzu doyurun derim. Çünkü insan yapmadıkça körelir, meslekte en önemli şey sıcak kalmaktır.

Tüm bunların haricinde ev yaşayan bir varlık, iş hiç bitmiyor ne yaparsanız yapın, engin bir uğraş bahçesi gibi , bu açıdan ev hanımı olmakta faydasız bir şey değil. Mesela ilk bir iki ayımı çok depresif geçirdim, nasıl geçer gün dedim ama sonra günü planlayınca epey verimli olduğunu fark ettim. Bunca yıl yaşamadığım keyifler de varmış iş hayatının da böyle bir eksisi var. O yüzden genç insanlara çalışın diyorum, hayatınızla ilgili önemli taşları döşeyin sonra canınız ne istiyorsa onu yapın ve en önemlisi kültür seviyesi, dünyaya bakışı sizinle bir olan insanlarla dostluk edin, arkadaşlık adı altında sizi yaralamaya, üzerinizden ego tatmini yapmaya kalkan insanlara müsade etmeyin. Bu arada yazdığınızı da belirtmişsiniz içimde kelebekler uçuştu bunu okuyunca, lütfen yazmaktan da vazgeçmeyin , sevgilerimle :KK200:
 
Kadınlarin ayakları üzerinde durmak için değil ev ve çocuk işlerinden bir nevi uzaklaşmak için kaçışı olarak görüyorlar.

Ben çalışmayı bırakmamak için üstüne para vermeye razıyım. Bu yüzden en zor anlarımda bile işimi bırakmadım.

Evdekinin kıymeti yok , o olmasa çark kırılır yine de kıymeti yok. Özellikle burnu laf dağında gezen bazı çalışan kadınlar tarafından.

Evde iş bitmiyor. Gece mesaisi de devam ediyor üstelik bebeği olanlarinda.

Yardımcı, bebek bakımı, ( bedava baktiracak dede nine bulamazlarsa ) yol yemek masrafı, ekstra giyim masrafı derken çoğu karın tokluğuna çalışıyor zaten. Maaşı çok yüksek olanlar şanslı bir tek.
...

Ben çalışıyorum. Evde ki kadın ne yapar merakınızı bir ev hanımına sorun diye cevap verebilirsiniz.

Ve size tavsiyem hastanelere başvurun. Bebek fotoları için çoğu hastane anlaşma yapacak bit fotoğrafçı arıyor.

Bir de seminerler düzenleyen kişiler içinde özel fotoğrafçılar lazım oluyor. Okullara başvurun.
 
Merhaba, beni uzun zamandır rahatsız eden bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben fotoğrafçıyım (gelin, damat, aile vs cekimleri yapiyorum) ama bir yere bagli çalışmıyorum. Yani bir is yerim yok. Aslında açmayı cok istiyorum; fakat şu an turkiyenin icinde bulundugu ekonomik kriz nedeniyle buna cesaretim yok. Neyse... bu nedenle home ofice calisiyorum; yani islerimi evden yürütüyorum. Şu sıralar pek de bir yoğunlugum yok, cogu zaman kendimi ev isleriyle mesgul ediyorum. Yani ev hanımı statüsünde yer alıyorum. Dolayısıyla bir yere bagli olarak (her ay duzenli maas alan birisi olarak) calismadigim icin kimse beni calisiyormus gibi gormuyor. Zaten dedigim gibi zamanimin cogunu evde calismayarak geçiriyorum.
...
Beni rahatsız eden durum şu: etrafımdaki kadinlarin çoğu calisiyor ve bir aradayken devamlı işten gücten laf açıp, calismayan kadinlardan dem vuruyorlar.
Misal bugun misafirlikteydik ve ev sahibi ögretmendi. 2 ay tatili var malum kadinin. Muhabbet aynen şuydu:
- Ayy ben sıkıldım.
- Nasıl vakit geciriyo bu evdeki kadınlar.?! -Yapacak hic bir sey bulamiyorum vs.
Örnegin: felancanın kızı işe girmis mesela. Aa girsin tabi canım, girmeyipte ne yapacak? Bunun sonrasını da dusunmek lazım, kadın çalışmalı.
-ee sen napiyosun evde?
-Nasil vakit geciriyosun?
- Neler yapiyosun, sıkılmıyo musun vsvs..
-komsularinla aran nasıl? Gidis gelis yapiyor musun?
Bu sorular ve muamele beni ciddi anlamda yormaya başladı. Bu tarz muhabbetler sıklıkla açılıyor ve her açildiginda benim enerjim bundan cok kotu etkileniyor. Kendimi ise yaramaz biri gibi hissetmeme sebep oluyorlar.
...
Evlilik dolayisiyla sehir degistirdim ve burda esimin ailesi, akrabalari ve dostalri disinda pek bir cevrem yok. Kimse bana su zamana kadar (kendi arkadaslarim haric) bir müsteri yönlendirmedi. Hep kendi çabalarımla; sosyal medya vasıtasıyla müsteriler bulup bir şeyler yapmaya çalıştım. Kimse aferin sana, çekimlerin güzel vs tarzında motive edici söz ve davranışlarda bulunmadıgı gibi aksine işimi önemsemediklerini belirten muamelelerde bulundular.
-senin cogu vaktin evde, napıyosun evde, bi günün nasıl geçiyo meselaa! (Hep bir küçümseyiş edasıyla tabi)

Bu durumdan o kadar sıkıldım ki. Bu muhabbetler her döndüğünde kendimi üretmeyen, pasif, ise yaramaz bi insan gibi hissediyorum. Egitim seviyesi benden katbekat dusuk olan insanlar tarafindan bile kucuk goruldugumu hissetmeye basladim. Meslegıme ve bana saygı duyulmadıgini düşünüyorum artık. Bir de yanlış anlaşılmasın bu muameliyi yapan kadınların çogu öyle kültürlü, kendini gelistirmiş, kariyeri parlak olan kişiler degiller. Bu kisilerin en kariyerli olani az öncede bahsettigim ilkokul ogretmeni, digerleri magaza ya da fabrikada calisan isciler. Kimseyi kucumsedigimden degil yanlis anlasilmasin..demek istedigim fotografcilik meslegini kucumseyebilecek turden meslekleri yok hicbirinin. Ki ben her daim kendimi gelistirmis bir insanim. Misal iki tane kisisel gelisim turunde kitabim var. Yani bir donem yazarlık yaptım ama o zamanda evde oturup yazdigim icin hep aynı muameleyi gordum. En yakin cevremdekiler bile kitabimi merak edip ya da sirf destek olmak amacli kitabimi alip, en azindan emege saygi icin bile okumadilar.
- eee nasıl yazma işleri, para geliyo mu bari?
Sırf üretmek icin yazan beni bile " bu isten iyi gelir elde edemiyorum bari artik yazmayayim" dedirterek baltaladılar...Bir romana başlamıştım, epeyde ilerlettiğim bir romandı bu. Nasıl olsa digerleri gibi bu da iyi satış yapamayacak, üretmemin ne anlamı var diye düşünerek sayfayı kapadım. Ama bugünkü muhabbet beni gerçekten çok hırslandırdı. O muhabbet esnasında onları dinlemiyormuş süsü vermek icin televizyona baktığımda muhabbeti ceviren kisilerin bana baktiklarini hissettim. O an kendime bir söz verdim. Kendimi pasif hissettigim o anda " sadefrappe artık çok daha başarılı ol ve şu kadınların çenelerini artık kapa" diyerek iç sesimle konustum.
Bu aralar boşladığım işime iki elle sarılmak istiyorum. Umarım bu hırsım yarın ve sonraki günlerde devam eder. Başarısızmışım hissiyatını bana o kadar güzel aşıladılar ki, bir yarım yapabilirsin derken diğer yarım hep o yarıma engel olacakmış gibi hissediyorum. Tam üretime gececekken amaaan boşver.nasil olsa yine bir engel çıkıp olmayacak bir şeyler diyorum.

Aranızda bnm durumumu yasayanlariniz var mi?
Benim durumumda olanlar bu durumu nasıl aştınız veya aşmaya çalıştınız? Sizlere de bana yapıla benzee muameleler yapıldı mı? Sizler bu durumla nasıl baş ediyorsunuz gerçekten merak ediyorum. Bir de burdan çalışan kadınlara bir şey sormak istiyorum. Sizler de çevrenizdeki çalışmayan kadınlara bu muameleyi yapıyor musunuz? Evden çalışıyor veya çalışmıyor olmamız sizi rahatsiz mi ediyor? Biz sabah akşam çalışalım, elalemin kadını evde yaysın otursun, ohh ne güzel diye mi düşünüyorsunuz?

Not: "yazarım diyorsun ama imla hataların var" tarzinda gerici eleştirilerde bulunmasın kimse lütfen! Gece yarısı telefonumdan yazdıgım bu yazıyı düzelttirmek zorunda birakmayin bana. Netice de her sey net bir sekilde anlasiliyor.



-

Kimseyi bu kadar takmayın o hayatı iyisi, kötüsü ile yaşayan sizsiniz,ben çalışan anneyim ve yine eleştiriliyorum :) kimseyi asla memnun edemezsiniz ... memnun etme derdiniz de hiç olmasın .
Eleştiri aldığımda savunduğum doğrularımı onlara sunuyorum ister beğenirler , ister beğenmezler umrumda bile olmuyor, kimseyi takmayın yoksa mutsuzluk kapıları açılır karşınıza
 
Bana biraz alinganlik yaptin gibime geliyor.

Bende çalisan bir kadinim ve bende ayni sorulari soruyorum. Bu ev kadinlari asagladigimdan dolayi degil, kesinlikle degil. Ev hanimi olmak bana çok zor geliyor. Ev isi nankör bir is. Insana kafayi yediriyor. Sürekli toz geri geliyor, her gün "ne yiyecegiz" derdi ve temizlik derdi.

Üstüne para az oldugundan dolayi imkanlarda kisitli oluyor. Istedigin bir yerde kahve içememek, yada bir kursa gidememek yada istedigin kiyafeti alamamak gibi durumlar oluyor.

Ve Türkiyedeki kadinlari bu konuda anlayamiyorum. Elbette mutluluk önemli fakat tek bir asgari ücret ile geçinmeye çalismak neden? Bir erkek neden kadina baksin? Hele bu ekonomik sikintili zamanlarda.
 
Merhaba, beni uzun zamandır rahatsız eden bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben fotoğrafçıyım (gelin, damat, aile vs cekimleri yapiyorum) ama bir yere bagli çalışmıyorum. Yani bir is yerim yok. Aslında açmayı cok istiyorum; fakat şu an turkiyenin icinde bulundugu ekonomik kriz nedeniyle buna cesaretim yok. Neyse... bu nedenle home ofice calisiyorum; yani islerimi evden yürütüyorum. Şu sıralar pek de bir yoğunlugum yok, cogu zaman kendimi ev isleriyle mesgul ediyorum. Yani ev hanımı statüsünde yer alıyorum. Dolayısıyla bir yere bagli olarak (her ay duzenli maas alan birisi olarak) calismadigim icin kimse beni calisiyormus gibi gormuyor. Zaten dedigim gibi zamanimin cogunu evde calismayarak geçiriyorum.
...
Beni rahatsız eden durum şu: etrafımdaki kadinlarin çoğu calisiyor ve bir aradayken devamlı işten gücten laf açıp, calismayan kadinlardan dem vuruyorlar.
Misal bugun misafirlikteydik ve ev sahibi ögretmendi. 2 ay tatili var malum kadinin. Muhabbet aynen şuydu:
- Ayy ben sıkıldım.
- Nasıl vakit geciriyo bu evdeki kadınlar.?! -Yapacak hic bir sey bulamiyorum vs.
Örnegin: felancanın kızı işe girmis mesela. Aa girsin tabi canım, girmeyipte ne yapacak? Bunun sonrasını da dusunmek lazım, kadın çalışmalı.
-ee sen napiyosun evde?
-Nasil vakit geciriyosun?
- Neler yapiyosun, sıkılmıyo musun vsvs..
-komsularinla aran nasıl? Gidis gelis yapiyor musun?
Bu sorular ve muamele beni ciddi anlamda yormaya başladı. Bu tarz muhabbetler sıklıkla açılıyor ve her açildiginda benim enerjim bundan cok kotu etkileniyor. Kendimi ise yaramaz biri gibi hissetmeme sebep oluyorlar.
...
Evlilik dolayisiyla sehir degistirdim ve burda esimin ailesi, akrabalari ve dostalri disinda pek bir cevrem yok. Kimse bana su zamana kadar (kendi arkadaslarim haric) bir müsteri yönlendirmedi. Hep kendi çabalarımla; sosyal medya vasıtasıyla müsteriler bulup bir şeyler yapmaya çalıştım. Kimse aferin sana, çekimlerin güzel vs tarzında motive edici söz ve davranışlarda bulunmadıgı gibi aksine işimi önemsemediklerini belirten muamelelerde bulundular.
-senin cogu vaktin evde, napıyosun evde, bi günün nasıl geçiyo meselaa! (Hep bir küçümseyiş edasıyla tabi)

Bu durumdan o kadar sıkıldım ki. Bu muhabbetler her döndüğünde kendimi üretmeyen, pasif, ise yaramaz bi insan gibi hissediyorum. Egitim seviyesi benden katbekat dusuk olan insanlar tarafindan bile kucuk goruldugumu hissetmeye basladim. Meslegıme ve bana saygı duyulmadıgini düşünüyorum artık. Bir de yanlış anlaşılmasın bu muameliyi yapan kadınların çogu öyle kültürlü, kendini gelistirmiş, kariyeri parlak olan kişiler degiller. Bu kisilerin en kariyerli olani az öncede bahsettigim ilkokul ogretmeni, digerleri magaza ya da fabrikada calisan isciler. Kimseyi kucumsedigimden degil yanlis anlasilmasin..demek istedigim fotografcilik meslegini kucumseyebilecek turden meslekleri yok hicbirinin. Ki ben her daim kendimi gelistirmis bir insanim. Misal iki tane kisisel gelisim turunde kitabim var. Yani bir donem yazarlık yaptım ama o zamanda evde oturup yazdigim icin hep aynı muameleyi gordum. En yakin cevremdekiler bile kitabimi merak edip ya da sirf destek olmak amacli kitabimi alip, en azindan emege saygi icin bile okumadilar.
- eee nasıl yazma işleri, para geliyo mu bari?
Sırf üretmek icin yazan beni bile " bu isten iyi gelir elde edemiyorum bari artik yazmayayim" dedirterek baltaladılar...Bir romana başlamıştım, epeyde ilerlettiğim bir romandı bu. Nasıl olsa digerleri gibi bu da iyi satış yapamayacak, üretmemin ne anlamı var diye düşünerek sayfayı kapadım. Ama bugünkü muhabbet beni gerçekten çok hırslandırdı. O muhabbet esnasında onları dinlemiyormuş süsü vermek icin televizyona baktığımda muhabbeti ceviren kisilerin bana baktiklarini hissettim. O an kendime bir söz verdim. Kendimi pasif hissettigim o anda " sadefrappe artık çok daha başarılı ol ve şu kadınların çenelerini artık kapa" diyerek iç sesimle konustum.
Bu aralar boşladığım işime iki elle sarılmak istiyorum. Umarım bu hırsım yarın ve sonraki günlerde devam eder. Başarısızmışım hissiyatını bana o kadar güzel aşıladılar ki, bir yarım yapabilirsin derken diğer yarım hep o yarıma engel olacakmış gibi hissediyorum. Tam üretime gececekken amaaan boşver.nasil olsa yine bir engel çıkıp olmayacak bir şeyler diyorum.

Aranızda bnm durumumu yasayanlariniz var mi?
Benim durumumda olanlar bu durumu nasıl aştınız veya aşmaya çalıştınız? Sizlere de bana yapıla benzee muameleler yapıldı mı? Sizler bu durumla nasıl baş ediyorsunuz gerçekten merak ediyorum. Bir de burdan çalışan kadınlara bir şey sormak istiyorum. Sizler de çevrenizdeki çalışmayan kadınlara bu muameleyi yapıyor musunuz? Evden çalışıyor veya çalışmıyor olmamız sizi rahatsiz mi ediyor? Biz sabah akşam çalışalım, elalemin kadını evde yaysın otursun, ohh ne güzel diye mi düşünüyorsunuz?

Not: "yazarım diyorsun ama imla hataların var" tarzinda gerici eleştirilerde bulunmasın kimse lütfen! Gece yarısı telefonumdan yazdıgım bu yazıyı düzelttirmek zorunda birakmayin bana. Netice de her sey net bir sekilde anlasiliyor.



-
Ben kendi kendime yaşıyorum ayni durumu. Son üç senedir bazi nedenlerle evden çalışıyorum. Çok şükür iyi de para kazanıyorum. Ama bana iyiden iyiye batmaya başladı bu durum. Etrafımdan kimse bana bu tür imalarda bulunmadı ve bulunamaz da ama ciddi anlamda sıkılıyorum evde.
 
Evet ben de yorumumda belirttim bunu, bu tutum hep devam edecek. Çalışan kadınlar evde vakit geçirmeyi, çocuklarıyla daha çok zaman geçirmeyi özlüyor. Çalışmayan kadınlar belki işyerine gidip evden biraz çıkmayı özlüyor.
Ama iki tarafin da birbirini bu şekilde elestirmesi, kompleks yapması saçma geliyor bana. İki durumda da olumlu olumsuz yanlar var.

ben de buna katılıyorum
ben de çalışmaya devam edeceğim mecburum çünkü bazı gerçekleştirmek istediğimiz yatırımlar var.
hem kariyerimi bırakmamış olurum diye düşünüyorum
ama hissiyat olarak çok çok yorgunum
biraz kitap okumak istiyorum, gezmek piknik yapmak istiyorum
kurslara katılmak istiyorum
kitap yazmayı ben de çok istiyorum, ben de zamanında fanzin internet dergilerinde korku-gerilim hikayeleri yazıyordum.
en önemlisi çocuğuma kendim bakmak isterdim.
yani her şeyin bir artısı bir eksisi var muhakkak ki
 
X