- 26 Şubat 2019
- 4.633
- 6.751
-
- Konu Sahibi Sade frappe
- #41
Laflarina belki dediginiz gibi fazlaca takilip, alinganlik gostermis olabilirim. Ama meslegimi is olarak gormemeleri beni rahatsiz ediyor.Çalışan bir kadındım yakın zamanda istifa ettim günümün çoğunu evde geçiriyorum şu aylarda. Arada arkadaşlarıma yardıma gittiğim oluyor onda da maddi beklentim olmadığı için gelirim yok.
Kimseye laf söylemiyorum da kendime söylüyorum. Ev hanımlarının nasıl zaman geçirdiğini bulabilmiş değilim. Bir ara depresyona girip burda konu açtım hatta sonra toparladım. Temizlik yemek yap, evde başka iş kalmıyor ki. Bir de çalışırken daha verimli ve enerjiktim.evde otur otur hantallaştım. Bir iki aya yeni bir girişime bşlıyorum hayırlısıyla onun hazırlıklarını yapıyorum şu an evden o biraz iyi geliyor.
Size sorulan sorular da aşağılamak için değil benim gibi evde ne yapacaklarını bilmediklerinden olabilir. Alınganlık yapmış da olabilirsiniz.
Benim de evimde iş bölümü yarı yarıya olmasa da bayağı bir iş yapar eşim.
Ama ben de çalışmıyorum.
Suç mu bu?
Bakın, kadınların ömrü boyunca yaptığı şeyden bahsediyoruz.
Emekliliği yok bunun.
En basiti tatil yahu.
Dünyanın en lüks 7 yıldızlı oteline gidin, o valizleri tekrar toplayıp kapatan kadındır.
Eşi illa yardımcı olur verir falan ama, kadının bu dünyada işi bitmez.
Kendimden ve annelerden örnek vermem gerekirse, çocuklarıma benden başka bakabilecek bir baba yiğit çıksaydı, emin olum çalışırdım.
Sebebi para kazanmak değil, psikolojim ve evden uzaklaşmak için.
Ama ne eşim ne ailem ne bakıcılar vs ler, benim çocuklarıma bakamadı, bakamaz da.
Hele masa başı çalışan hiç kimse bir anneden daha fazla yoruluyor da olamaz.
Şöyle bir ayrım var, çalışan kadın akşam yemeğine tek çeşit bir şey yada buzluktan çıkardığı bir şeyle geçiştirir ve kimse de laf etmez.
Ama çalışmayan kadın her gün mönü menü döktürüyor adeta.
En basit farkı bu olayın.
Evet ... resmi işsiz sayısının 3 milyonu geçtiği ( işkurda kaydı olmayan işsizleri de insafımdan saymıyorum) ve parasının değeri, doların d'si ile ölçülen ülkemizde "herkes çalışmalı" diyen o bilir kişilerden biri daha geldi...Ben de çalışmayan kadınları hoş karşılamıyorum. Erkek çalışmayınca ayıplanıyor kadın çalışmayınca normal karşılanıyor. Neden?
Hah işte bunu söylüyorum, kadın zaten evde çalışıyorken, bir de ücret karşılığı çalışması ekstra, bu yüzden erkek çalışmayınca ayıplanır çünkü kıstas farklı diyorum.
Allah bağışlasın, sağlıkla büyütün inşallah evladınızı.
Sizin bedeninize yolculuk zor geliyordur mesela, ama bana öyle değil.
Ve çalıştığım dönemde kendimi çok zinde hissediyordum.
Ama 2. Beneğimi evde uyutmak için bebek arabasıyla koridorda 5 km yürüdüğüm günleri bilirim(app uygulaması sayesinde), onu arabada ya da kucağımda sallayıp, yemek yaptığımı ya da makina boşalttığımı falan.
Ha ayrıca size bir örnek vereyim yakınımdır bu kişi, çalışmıyor.
Çalışmadığı gibi evde de hiçbir zaman geçirmiyorlar, bir ayın 25 günü rahat dışarda yemekteler.
Kadın gündüzden çıkar, kocası akşam katılır.
Gelen misafirine de dışardan yemek söyler ve tabi ki düzenli yardımcısı var ama hayat ona çok zor.
Hala maddi olarak logolu ürün peşindedir.
Tüm hayatı şıkır şıkır gezip, para harcamak üzerine kuruludur ve bu hanım ‘avukat’.
Nasıl ki çalışma hayatında oldukça kolay işler varsa, böyle ev hanımları da var elbette:)
Çalışan kadına misafirliğe mi gidiliyor, ben daha gitmedim.Laflarina belki dediginiz gibi fazlaca takilip, alinganlik gostermis olabilirim. Ama meslegimi is olarak gormemeleri beni rahatsiz ediyor.
Evet calismiyorsan veya yari zamanli calisiyorsan evin daima bal dök yala olmalı, dolabında yemegin mutlaka ogüne özel olmalı ve de misafir agirlamaya 7 24 hazir ve nazır olmalisin. Gelen misafirler senden 4 cesit yemek veya tatli borek beklerler. Arada kendi kizinin adi geçtiğinde aa o calisiyor ona biz evde hepimizi birer cesit yapalim goturelim derler. Sirf calismadigim ya da o gun bos oldugum icin sana fevkalade ev sahipligi yapmak zorundayim çünkü. Yapilan ayrimcilik hic hos ďegil maalesef.
O elbette başka bir mesele.Evet bu konuda size katılıyorum, kadının çalışmamasında ayıplanacak birşey yok bana göre de. Ben sadece maddi olarak çok zor durumda olup, çalışma durumu olup çalışmayan insanları anlayamam. Mesela diyorlar ya, paramız yok ama "eşim çalıştırmıyor".
Bunu anlayamam malesef, ayıplarım.
Kısacası kadın olmak her zaman zor.
O tanıdık benimdir belki. Eşim haftanın 2 ya da 3 günü çalışıyor. Evin çoğu işini o yapıyor. Ben işsizim. Ve ekonomik bir kaygım yok.Belki inanmayacaksınız ama çevremde bir çift var. Ev işlerini ortak yapıyorlar. Buna rağmen kadın çalışmıyor.
Çalışan kadına misafirliğe mi gidiliyor, ben daha gitmedim.
Yani tatlı alıp çaya gittik çalışıyor diye.
Ama ben 2 bebekle gelen herkese 8 çeşit(sizinki 4 müş en azından) hazır ve nazır ağırlamak zorundayım mesela.
Evimde daima kek kurabiye bir şey vardır çünkü rahat 2 akşam sabah 4 lere kadar misafirim vardır.
Elbet severim misafiri ama, işte ben kendi nezlimde zaten çalışana saygı duyup evine gitmiyorsam, bir zahmet o da bana çalışmama kararıma saygı duyup 2. Sınıf görmeyecek.
Konu çalışan kadınların çalışmayana tutumu olarak başladı, ilerleyen yorumlarda çalışmayan kadınların çalışanları iğnelemesine döndü. Al birini vur ötekine. Zaten ülke olarak sorunumuz bu hep ötekileştirmek.
Bunun çözümü çok sevmediğiniz, yanında rahat olmadığınız insanlarla bir araya gelmeyin.
Ben ekonomik durumu iyi olup evde olan kadınlara imreniyorum çalışan biri olarak
Oh mis evde ol kafana göre takıl para derdi de yok
Bütün zaman senin
Ki bir de şöyle bir şey var siz o öğretmenin aylık kazancını 2 çekimle rahat kazanırsınız siz 2 gün, o 20 gün çalışacak
Hiç de üzülmeyin
Ama kitap yazmayı bırakmanıza üzüldüm
Size ücretsiz pr desteği vereyimEvet, ben de üzülüyorum ama kendimde o enerjiyi bulamıyorum. Ilhamım kaybolmuş ve hiç geri gelmeyecekmiş gibj hissediyorum
O elbette başka bir mesele.
Belirttiğim gibi evlendiğimden ber çalışmıyorum, düzenli yardımcım da var.
Duyan ayıplıyor hiç umrumda değil, benim ekonomik gelir seviyem bir başka kadının çocuğunu okutmasına vesile oluyor.
Çünkü ona iş imkanım var.
Cafe, kuaför gezmeyip, bir çanta daha alacağıma evime gelen kadına emeğinin karşılığını veriyorum.
İmkanı olan herkese de bunu aşılıyorum.
Çünkü kadınlarımız önce babadan yemişler silleyi, sonra kocadan yiyince garipsememişler.
Çalıştırmıyor vs, doğrudur.
Korku tohumuyla, sen kızsın çıkarma camdan dışarı kafanıyla büyüyen bir kimseye de , kolay kolay kır zincirini git çalış kardeşim denmiyor.
Bizim yaşadığımız hayatla onlarınki bambaşka, meslekleri de yok okumuşlukları da.
Tek yapabildikleri temizlik, yardımcılık ofis elemanlığı ise, kadın dayanışması olarak ilk öncelikli onları topluma kazandırmak gerekir.
Bence sizin hatanız kendine uygun bulmadığınız bir ortamda bulunmak. Muhabbetlerini beğenmiyorsunuz, öğrenim seviyelerini de beğenmiyorsunuz. E neden görüşüyorsunuz ki o zaman? Görüşmeyin, kendinize dert yaratmayın.
Ben bir dönem evden çalıştım, şu an ofisim var, yine de aynı muameleye maruz kaldığım oldu. Çünkü memur değilim ya da 8-5 çalıştığım bir işim yok.
2 ay çok yoğun olurum, 3 hafta iş olmaz vs. Çünkü esnaf değilim ben, bir şey alıp satmıyorum. İş yoksa ofise gidip oturmamın bir anlamı yok. Zaten kriz de var.
Ama insanlar bunu anlamıyor. Boşta görenler hemen başlıyor "kpss'ye girdin mi çocuuum, neden girmiyorsun" demeye.
İnsanlara laf anlatmaya uğraşmıyorum, he deyip geçiyorum. 8-5 çalışmayı düşünmüyorsanız siz de öyle yapın bence.
Kendinize inancınız tamsa gurur meselesi haline getirip alınmaya gerek yok.
İşin özeti işte bu ‘kadınlar meslek sahibi olmalı’Şöyle söyleyeyim size, normalde mesleğiniz nedir bilmiyorum.
Benim normalde herhangi bir mesleğim yok. Lise mezunuyum, üniversite sınavına sadece 1 kez girdim, açıköğretim fakültesine kaydımı yapmak için, yeterli puanı aldım ve kaydoldum. Ailevi sebeplerden üniversite okuma şansım olmadı yani.
Kpss'de iyi bir puan alıp kurum sınavlarına girerek devlet memuru oldum. Artik bir mesleğim var. Ama mesela çocuğum oldu diye işe ara vereyim deme şansım yok. Belki bir mesleğim olsaydı, mesela muhasebeci olsaydım, ya da mimar olsaydım ara verirdim.
Evliliğimde mutsuz oldum, maddi sıkıntıya düştüm, boşanma arefesindeyim.
Şu an atanamamış olsaydım, muhtemelen bir mağazada ya da markette günde bilmem kaç saat çalışmak zorunda olacaktım. Kızımın yüzünü göremeyecektim belki.
Demem o ki, ben her kadının çalışması taraftarıyım. Hayat bize ne getirir bilemiyoruz. İnşallah herkes mutlu evlilikler yasasın, ama 1 günde bile değişiyor bazı hayatlar görüyoruz bu forumda.
Yani bana göre bir kadın meslek sahibi olabilmeli mutlaka. Kendi iyiliği, mutluluğu, güvenliği için. Kimseye birşey kanıtlamak için değil. Mesleğini yapar, yapmaz kendi bileceği şey. Ne ayıplarım ne de eleştiririm.
Size ücretsiz pr desteği vereyim
Yaşadığınız yer küçük bir yer mi bilmiyorum ama küçük bir şehirse daha çok işe yarayacaktır.
Öncelikle alanınız sadece düğün-özel gün ise, sizler bir takımsınız.
Gelinlik markaları, kuaförler, makyözler ve siz.
O günde hepinizin payı var ve kendinize bu yönde çevre edinin.
Kuaförle başlayabilirsiniz ortak çalışmaya veya makyözle.
Onlar müşterilerine sizle çalıştığından bahsedecek ve atıyorum foto çekimi kuaför makyöz ücreti adı altında, topluca birleştiğiniz bir alan oluşturacaksınız.
Derken insanlar sizi tanıdıktan sonra ayrılıp, kendi başınıza devam edebilirsiniz.
Ama ilk olarak bilinirlik sağlamak için bu işin temel taşlarının müşteri kitlelerine ihtiyacınız var.
Ve ikinci öneri, doğum fotoğrafçılığında kendinizi geliştirin.
Aynı kitlelerin doğumları olacak unutmayın:)
Fotoğrafçılar düğün çekimlerinden iyi kazanır diye biliyorum belki onlar da böyle düşündükleri için kıskanmış olabilirler.Hahah bunu bu muhabbetlerin döndüğü esnada ben de dusundum. Acaba bana mi boyle geliyor diye. Neyse dinlememis gibi yapmak icin tvye bakar gibi yaptım ve bana baktılar resmenresmen tepkimi olctuler sanki. Bir de dusunce yapilari beni geriyor. Mesela normalde bir jnsana maaşı sorulmaz ayıptır di mi? Bgn bana direkt " isler nasil gidiyor, kaca cekiyorsun bir cekimi" diye sordu kazmanın biri. Neden sordun fotograf mi cektirceksin dedim. (Lafi agzina tikamak icin) yoo meraktan diye kemküm etti. Biliyorum takmamam lazım ama o kadar sık maruz kaliyorum ki benzer saygisizliklara, ister istemez takiyorum.