- 4 Temmuz 2016
- 2.344
- 4.294
Sonunda şu konuya cevap yazan aklı başında biri... harika yorum tebriklerbu cahidemidir kimdir acaba işi ve parası olmadığı için boşanamayıp dayak ve hakaretlere boyun eğmek zorunda kalan kadınlara ne önermektedir....
bu da yeni moda oldu akpnin beslediği yobazlar bunlar milleti pasifleştirmeye çalışıyorlar kadın çalışmasın ki erkeğe muhtaç olsun dertleri o böyle sanal karakterlerle ortalıkta geziniyorlar kanmayın bunlara yıllarca kadınlar bu kadar iş hayatında değilken ne acılar çektiler ne sorunlar yaşadılar ama şimdi elinde gücü olan kadın boyun eğmiyor bu da dert oluyor birilerine!!!
kadının yeri evidir mantığının çökmesi gerektiğini artık görmek lazım.
Abla ağzın bal yesin abla, görmeyeceksin muhtemelen ama ben yazmak istedim :)bu cahidemidir kimdir acaba işi ve parası olmadığı için boşanamayıp dayak ve hakaretlere boyun eğmek zorunda kalan kadınlara ne önermektedir....
bu da yeni moda oldu akpnin beslediği yobazlar bunlar milleti pasifleştirmeye çalışıyorlar kadın çalışmasın ki erkeğe muhtaç olsun dertleri o böyle sanal karakterlerle ortalıkta geziniyorlar kanmayın bunlara yıllarca kadınlar bu kadar iş hayatında değilken ne acılar çektiler ne sorunlar yaşadılar ama şimdi elinde gücü olan kadın boyun eğmiyor bu da dert oluyor birilerine!!!
kadının yeri evidir mantığının çökmesi gerektiğini artık görmek lazım.
Cahide sultan Facebook sayfası değil miydi?
Kadını kayırıyor gibi yapıp dövmüş resmen. Şu zihniyetin içinde kız çocuğu büyüttüğüm için çok üzülüyorum.Öteden beri insanlar eş seçimi yaparken, bazı kriterleri önemser, eşlerini bu kriterlere göre seçerler. Güzel, alımlı bir kız olsun. Becerikli olsun, güzel yemek yapsın, temiz olsun, misafir ağırlamakta mahire olsun, güleryüzlü, tatlı dilli olsun, İslami bilince sahip bir erkekse dindar olsun, namazını kaçırmasın vs. Bunlar oldukça makul tercihlerdir. Erkek bütün bir hayatı beraber geçireceği kadında güzellik, temizlik, güleryüzlü olma gibi hasletleri isteyebilir, sonuna kadar haklıdır.
Sevgili Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Dünya bir metadır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır. [Müslim, Rada 64, (1467); Nesaî, Nikah 15, (6, 69).]
Saliha kadın modeli, dindarlık, haramdan sakınma, kocasıyla iyi geçinme gibi özellikleri bünyesinde barındırır. Saliha kadın şirret olmaz, yüzüne bakınca huzur verir, idare etmeyi, geliri gideri bilir. Uyumludur, asi değildir. Akıllı ve anaç kadındır.
Günümüz toplumunda erkeklerin pek çoğu evlenecekleri kızı seçerken, kendilerince vazgeçilmez bir özellik daha istiyorlar. Çalışan kız olsun!
Sadece erkekler değil, anneleri de yana yakıla çalışan kız avına çıkıyor, bu özelliği olmazsa olmazların içinde sıralıyor, hatta 1. tercih olarak öne sürüyorlar. Oğlan iş yerinde çalışan bir kız bulmuş anlaşıp evlenmişse ne ala. Yoksa konu komşu, eş dost, hısım akraba teyakkuza geçer oğlana bir çalışan kız bulmak için seferber olurlar. Ne olursa olsun ama illa çalışan olsun:
-Güzel mi?
-Olmasa da olur,
-Temiz mi?
-Hizmetçi tutar.
-Ya çocuk olursa?
-Annesi veya kaynanası bakar. Olmazsa her yer kreş.
-Yemek yapmaktan anlar mı?
-Boşveeer, dondurulmuş gıdalar ne güne duruyor. Bir de mikro dalga fırın oldu bitti.
-Biraz yaşı büyük.
-Olsun, erken emekli olur!
Çalışan gelin isteyen kaynanalar, gelin adayının özellikle öğretmen olmasını isterler. Hem maaşlı, hem yarım gün çalışıyor diye ilk tercihleri bu yönde olur. Çalışmayan, hele yüksek okul okumamış kızların artık semtine bile uğramaya değmez.Hangi zamanda yaşıyoruz? Tek maaşla ev mi geçindirilir? Çift maaşlı olsunlar, gül gibi geçinsinler. Ya teyzem sen çalışmıyordun da aç mı, açıkta mı kaldın? Çocuklarına bakamadın, okutamadın mı? ele güne muhtaç mı oldun? diye soramaz insan.
Çalışırken evlenen pek çok kadın, evliliğinin ilerki yıllarında katlanarak artan yükün altında kalıp çalışmayı bırakmak isteyince, eşleri çoğu kez işi bırakmasını istemez. Erkek için pek bir sorun yoktur aslında. Geçim yükünü hafifletmiştir eşi. Zaten yemek, temizlik, çocuk bunlarla da pek ilgisi olmaz. Paranın sıcağına da alıştıktan sonra niçin işi bırakmasını istesin ki?
Değişen zaman, modernleşen toplum, kadında sosyal hayatın içinde olmalı gibi hikayelerle kadın, ev-iş, çocuk- kariyer kıskaçları arasında acınası bir hale getiriliyor. Kadın ve erkek eşittir! safsatasına iyiden iyiye inandık ama, balkonlarda çamaşır seren, cam silen, çocuğun altını değiştiren, dizini yere koyup yer silen, tezgahın üzerini çamaşır suyuyla temizleyen erkeklere pek rastlamıyoruz. Kadın hangi konumda olursa olsun, annelik ve kadınlık mesleğini devam ettirmek zorunda.
Doktor olan ve Bir Üniversitede iyi bir konuma gelmiş izleyicim, kocasının hiç bir ev işine yardım etmediğini, güvenmediği için eve yardımcı bir kadının gelmesine de izin vermediğini anlatmıştı. Ve şu iç acıtıcı sözleri sarfetmişti: Doktor olmasam kocam benimle neyimi beğenip te evlenecekti ki?? Başka bir izleyicim de Çok yoruluyorum, sadece pazar günü bana yetmiyor. Ne eve, ne kendime yetemiyorum. Kocamınsa işi bırakacağım diye ödü kopuyor. diyordu.
Gerçek şu ki; Erkeklerin bazıları,(kimine göre çoğu) çalışan kadınları bankamatik olarak görüyor. Çalışan kadınlar, ev ve iş arasında çifte mesaide ömür tüketiyor. Yorgunluğu ve yıpranmışlığı hat safhada, kıymet bileni çok az, gereken değeri görmeyen zavallı varlıklara dönüşüyorlar.
Bugün bazı kadınlarımız arasında özgürlüğün anlamı, daha az kadın, daha az anne, daha az eş olmakla eşdeğerdir; çünkü evin yerini sokak, mutfağın yerini büro, anneliğin yerini sekreterlik, mahremiyetin yerini teşhir aldıkça kadının erkekleşmesi kaçınılmazdır!Dücâne CündioğluEvine bakıcı kadın alıp, kadını cahil,kendisini kültürlü, kadını köle, kendini özgür olarak niteleyenler hiç kusura bakmasınlar ama bu kocaman bir yalan. Evin hanımı, evinden uzak, iş yerinde canhıraş çalışırken, bakıcı diye eve alınan kadınlar, sıcacık evlerde oturuyor. Çocuğa iyi kötü yemeğini yedirip, bir yolunu bulup uyutuyor. Canı ne isterse yiyor. Kumanda elinde TV sini seyrediyor.Üstüne birde azımsanmıyacak bir maaş alıyor. Evin hanımı bakıcıya acıyıp, modası geçmiş kıyafetlerini, kullanılmayan eşyalarını da veriyor.
Kaynana da gururla anlatıyor; Gelinim çalışıyor, çift maaşlılar. Evde bakıcı kadın da var. Eee hayat müşterek, geçim dünyası. Valla ben gelinimden çok memnunum..!!!
Cahide Sultan
İhtiyacınız olmasa yine de çalışır mıydınız? Neden?bu cahide hanımın çalışamıyor olmasını pek sindirememiş.
bu tür yazılarla tüm kadınların çalışmayıp evde oturmasını yani kendine benzemsini istiyor.
ne yani çalışan kadın saliha kadın, dindar olamaz mı?
peygamberimizin eşi hz. hatice ticaret kadınıydı. yani iş kadını. ne kadar yoğun çalıştığını siz düşünün.
hz. aişe hadis ezberlemek ve nakletmekle meşguldü. yani insana en hayırlı bir meslekte çalıştı.
bizim dinimizin neresinde kadın çalışmasın, pasifleşsin, hayatı sadece çorap yıkayıp yemek yapmakla geçsin diyor????
allahın ilk emri OKU. bu zihniyetler kadının okumasına bile karşı.
okuyan çalışan kadın namussuz değildir. ekmeğini kazanıyor ,evine rızık getiriyor diye anneliğinden karılığından taviz vermiş demek değildir.
benim babaannem, anneannem de çalıştı. 70 yaşındaki kadın 60 yıldır çalışıyor tarlalarda. eşine yardımcı oluyor rızkını kazanıyor. kadın çalışmaz diyip evde oturup dantel örmüyor. bundan 100 yıl öncede kadın çalışıyordu, ha tabi ozamnın şartları farklıydı farklı işler yapıyorlardı. evde oturup kısır partileri vermek yerine dışarda ekmeklerinin peşindeydiler.
böyle yazılarla çalışan kadınları basitleştirmeye çalışıyorlar ama günaha giriyorlar. yarın o kocasına yaranmak için çalışmayan kadını, kocası aldattığında, dövüp sövdüğünde sahiplenip kol kanat gerecek mi bu insanlar ?HAYIR...
kendine faydası yok ki başka bir kadına nasıl olsun. bu kadınlara sahip çıkan dernekler yine çalışan kadınlar sayesinde kuruldu , işledi.
çalışmayın evde oturup diyip de kimsenin günahına girmesinler. her kadının şartları aynı değildir. insanlar zevkinden değil ihtiyaçdan dolayı çalışırlar
Ben çalışırdım. Bir tişört için bile kocamdan para almak zorunda kalmak istemezdim.İhtiyacınız olmasa yine de çalışır mıydınız? Neden?
Eskiden kadınlar çalışıyordu evet tarlada ama çoğu kendi işinde çalışma saatini kendi belirler , işi varsa evde geç gider, patrondan emir almaz , iş yerindeki mobinglere uğramaz ayrıca çiftçilik yılın altı ayını kapsar altı ayda evde vakit geçirirsin...Bende yıllardır çalışan bir kadın olarak diyorum ki yıpranıyoruz..sanki eskiden çalışmıyorlardı kadınlar,o zamanların çalışması da tarlada oluyordu bunun günümüzden farkı ne?
kentselleşme oldukça evde oturmaya ve kısır günleri düzenlenmeye başladılar,tamam bunlar da güzel şeyler ama bir kadının çalışması demek kendi ayakları üzerinde durması demek kız çocuğuna örnek demek,üretim demek yazık sonra kadın doktor,hemşire ararlar yaa onlarda bu kafada olsaydı napcaktınız doktorsuz,öğretmensiz.
yazık ve bunu da onaylayanlar var.
ben çalışıyorum tamam yoruluyorum ama hep geleceğimi düşünüyorum,yaşlanınca ya eşim bende önce ölürse en azında bir emekli maaşım olur evimiz var kimseye el açmam (inşallah) kimsenin yanına sığınmam kendi evimde kendi düzenimde yaşlanırım inşallah diye düşünüyorum.
kime ne zaman ne olacağını bilemezsin,eşim derki bana bişi olsa gençkende (Allah korusun) ölsem en azından ev var mesleğinde var çocuğuna bakacak kadar maaş aldın mı kimseye muhtaç olmazsın der. ve çok doğru söyler.
Çalışırken kendine alan açmazsan, paranı kendini dinlendirmek için harcamaZsan yıpranırsın. Benim öğretmen arkadaşım var mesela, derdi gücü ev işleri ve evinin düzeni. Eşi birkaç çeşit yemek istermiş de , bunun içinde neden et yok dermiş de... sen bu konuyu çözemiyorsan boşuna çalışıyorsun demektir. Benim laflarımla temizlikçi çağıBende yıllardır çalışan bir kadın olarak diyorum ki yıpranıyoruz..
Çalışan kadınla evlenmek istemeleri sorun oluyor ama şu gördüğüm kriterleri istemeleri sorun olmuyor.Öteden beri insanlar eş seçimi yaparken, bazı kriterleri önemser, eşlerini bu kriterlere göre seçerler. Güzel, alımlı bir kız olsun. Becerikli olsun, güzel yemek yapsın, temiz olsun, misafir ağırlamakta mahire olsun, güleryüzlü, tatlı dilli olsun, İslami bilince sahip bir erkekse dindar olsun, namazını kaçırmasın vs. Bunlar oldukça makul tercihlerdir. Erkek bütün bir hayatı beraber geçireceği kadında güzellik, temizlik, güleryüzlü olma gibi hasletleri isteyebilir, sonuna kadar haklıdır.
Sevgili Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Dünya bir metadır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır. [Müslim, Rada 64, (1467); Nesaî, Nikah 15, (6, 69).]
Saliha kadın modeli, dindarlık, haramdan sakınma, kocasıyla iyi geçinme gibi özellikleri bünyesinde barındırır. Saliha kadın şirret olmaz, yüzüne bakınca huzur verir, idare etmeyi, geliri gideri bilir. Uyumludur, asi değildir. Akıllı ve anaç kadındır.
Günümüz toplumunda erkeklerin pek çoğu evlenecekleri kızı seçerken, kendilerince vazgeçilmez bir özellik daha istiyorlar. Çalışan kız olsun!
Sadece erkekler değil, anneleri de yana yakıla çalışan kız avına çıkıyor, bu özelliği olmazsa olmazların içinde sıralıyor, hatta 1. tercih olarak öne sürüyorlar. Oğlan iş yerinde çalışan bir kız bulmuş anlaşıp evlenmişse ne ala. Yoksa konu komşu, eş dost, hısım akraba teyakkuza geçer oğlana bir çalışan kız bulmak için seferber olurlar. Ne olursa olsun ama illa çalışan olsun:
-Güzel mi?
-Olmasa da olur,
-Temiz mi?
-Hizmetçi tutar.
-Ya çocuk olursa?
-Annesi veya kaynanası bakar. Olmazsa her yer kreş.
-Yemek yapmaktan anlar mı?
-Boşveeer, dondurulmuş gıdalar ne güne duruyor. Bir de mikro dalga fırın oldu bitti.
-Biraz yaşı büyük.
-Olsun, erken emekli olur!
Çalışan gelin isteyen kaynanalar, gelin adayının özellikle öğretmen olmasını isterler. Hem maaşlı, hem yarım gün çalışıyor diye ilk tercihleri bu yönde olur. Çalışmayan, hele yüksek okul okumamış kızların artık semtine bile uğramaya değmez.Hangi zamanda yaşıyoruz? Tek maaşla ev mi geçindirilir? Çift maaşlı olsunlar, gül gibi geçinsinler. Ya teyzem sen çalışmıyordun da aç mı, açıkta mı kaldın? Çocuklarına bakamadın, okutamadın mı? ele güne muhtaç mı oldun? diye soramaz insan.
Çalışırken evlenen pek çok kadın, evliliğinin ilerki yıllarında katlanarak artan yükün altında kalıp çalışmayı bırakmak isteyince, eşleri çoğu kez işi bırakmasını istemez. Erkek için pek bir sorun yoktur aslında. Geçim yükünü hafifletmiştir eşi. Zaten yemek, temizlik, çocuk bunlarla da pek ilgisi olmaz. Paranın sıcağına da alıştıktan sonra niçin işi bırakmasını istesin ki?
Değişen zaman, modernleşen toplum, kadında sosyal hayatın içinde olmalı gibi hikayelerle kadın, ev-iş, çocuk- kariyer kıskaçları arasında acınası bir hale getiriliyor. Kadın ve erkek eşittir! safsatasına iyiden iyiye inandık ama, balkonlarda çamaşır seren, cam silen, çocuğun altını değiştiren, dizini yere koyup yer silen, tezgahın üzerini çamaşır suyuyla temizleyen erkeklere pek rastlamıyoruz. Kadın hangi konumda olursa olsun, annelik ve kadınlık mesleğini devam ettirmek zorunda.
Doktor olan ve Bir Üniversitede iyi bir konuma gelmiş izleyicim, kocasının hiç bir ev işine yardım etmediğini, güvenmediği için eve yardımcı bir kadının gelmesine de izin vermediğini anlatmıştı. Ve şu iç acıtıcı sözleri sarfetmişti: Doktor olmasam kocam benimle neyimi beğenip te evlenecekti ki?? Başka bir izleyicim de Çok yoruluyorum, sadece pazar günü bana yetmiyor. Ne eve, ne kendime yetemiyorum. Kocamınsa işi bırakacağım diye ödü kopuyor. diyordu.
Gerçek şu ki; Erkeklerin bazıları,(kimine göre çoğu) çalışan kadınları bankamatik olarak görüyor. Çalışan kadınlar, ev ve iş arasında çifte mesaide ömür tüketiyor. Yorgunluğu ve yıpranmışlığı hat safhada, kıymet bileni çok az, gereken değeri görmeyen zavallı varlıklara dönüşüyorlar.
Bugün bazı kadınlarımız arasında özgürlüğün anlamı, daha az kadın, daha az anne, daha az eş olmakla eşdeğerdir; çünkü evin yerini sokak, mutfağın yerini büro, anneliğin yerini sekreterlik, mahremiyetin yerini teşhir aldıkça kadının erkekleşmesi kaçınılmazdır!Dücâne CündioğluEvine bakıcı kadın alıp, kadını cahil,kendisini kültürlü, kadını köle, kendini özgür olarak niteleyenler hiç kusura bakmasınlar ama bu kocaman bir yalan. Evin hanımı, evinden uzak, iş yerinde canhıraş çalışırken, bakıcı diye eve alınan kadınlar, sıcacık evlerde oturuyor. Çocuğa iyi kötü yemeğini yedirip, bir yolunu bulup uyutuyor. Canı ne isterse yiyor. Kumanda elinde TV sini seyrediyor.Üstüne birde azımsanmıyacak bir maaş alıyor. Evin hanımı bakıcıya acıyıp, modası geçmiş kıyafetlerini, kullanılmayan eşyalarını da veriyor.
Kaynana da gururla anlatıyor; Gelinim çalışıyor, çift maaşlılar. Evde bakıcı kadın da var. Eee hayat müşterek, geçim dünyası. Valla ben gelinimden çok memnunum..!!!
Cahide Sultan
Köy hayatı halen ulaşılabilir bir hayat, tercih edebilirsiniz. Üstelik patrondan beter bir kaynana kayınbaba, onun uşağı koca belası olmaz başınızda. İnsan gücünün yerini makineler aldığı için tarlaya ırgat lazım diye sürekli doğurmanız da gerekmez. Dalga değil bak, gerçekten diyorum, biz de iki yıla kadar bunu gerçekleştirmeyi planlıyoruz.Eskiden kadınlar çalışıyordu evet tarlada ama çoğu kendi işinde çalışma saatini kendi belirler , işi varsa evde geç gider, patrondan emir almaz , iş yerindeki mobinglere uğramaz ayrıca çiftçilik yılın altı ayını kapsar altı ayda evde vakit geçirirsin...Bende yıllardır çalışan bir kadın olarak diyorum ki yıpranıyoruz..
Bu da şaka olmalı. Siz o hayatı hiç bilmiyorsunuz çok belli. Bahçede domates yetiştireni söylüyorsanız onu bilemem tabiEskiden kadınlar çalışıyordu evet tarlada ama çoğu kendi işinde çalışma saatini kendi belirler
Bilmem mi?Bu da şaka olmalı. Siz o hayatı hiç bilmiyorsunuz çok belli. Bahçede domates yetiştireni söylüyorsanız onu bilemem tabiKayınvalidem anlatsa offf o ne ya dersiniz. Sabah beşte kalk hayvanları yemle, bahçeye bak, dön kahvaltı haZırla, çocukları okula gönder, günboyu tarlada olacaksın akşama yemek yap, tarlada ne yiyeceksin bunları ayarla, toparlan git tarlaya yiyecekleri semaveri falan sırtlan, git orda çalış, akşam gel evin işleri... hiç yıpratıcı değil çok patronca ben özet geçtim bir de