ben de Ankara'dayım, İzmir'den geldim buraya, üniversite okumaya, yurttaydım, 1000e yakın yaşıtım kadınlı erkekli, müthiş bir kalabalıktan evlenince bir anda sakinliğe durağanlığa, koşturmacadan, oturmacaya döndüm :))
dediğin gibi Ankara böyle işte yapacak bir şey yok, sevmeye çalış, İstanbul'dan buraya gelmek çok zor olmalı, etkinlikler parmakla sayılacak kadar az, biz 3 ayda bir İstanbul'a gideriz ve sabah öğle akşam gece aktivitelerden listeler hazırlarız, hatta saatlerde bile, her dakika istanbulda yapacak coşacak bir şeyler var. bu anlamda başkent istanbul, bir kültür başkenti, eğlence cenneti, sosyal yaşam mekanı.. bizde de arada bir kapıcı çalar kapımızı, kadıncağız kapıyı çaldığına çalacağına pişman olur, hemen sohbete dalarım ayak üstü bırakmam :)) konuşacak adam bulmuşum, bırakır mıyım hiç :))
onun dışında çok şükür üniversiteden mezun olmama rağmen işlerim oralarda, hiç de bitmesin lütfen, kariyerimi oradan ilerletmek istiyorum, derslere hocalara gittiğimde havamı buluyorum, yaşıtlarımla iki cümle bile, eve dönüş yolunda iki üç mağazaya kitapçıya girmek bile bana büyük mutluluk veriyor. tabi bu anlattıklarım eşimin işte olduğu zamanlar, o işten dönünce her yer her dakika cennette gibi geçiyor.
Ankara'yı az biraz kötülemiş gibi olduk ama ben buraya isteyerek geldim, İzmirli olup da Ankaraya aşık sayılı insanlardanım. havasını seviyorum (nemsiz, mis gibi tertemiz havası var), bol yeşillikli, yeşil alan çalışmaları her yerde, parkları şehir planlaması İzmir'e göre kat kat kat kat iyi.
Türkiye'nin tek planlı şehri.
akşam yemeğinizi yedikten sonra şöyle bir dışarı çıkın, sadece avmler değil, Ankara'da çok iyi gruplar çok iyi gece kulüpleri barlar var, İstanbul kadar olamasa da, şu yönden bakmak lazım, aklı başında belalı olmayan tipler takılıyor burada barlarda. tabi hepsi olmasa da. zamanla kafana göre olanı giderek görerek müzik zevkine göre, mekana ısınmana göre seçersin, oralarda harika insanlarla tanışırsınız, ayrıca opera, bale tiyatro ve sinema yönünden de zengin, festivalleri de senede bir oluyor, takip etmen lazım, sadece avmlerde takılma, bayılırsın vallahi :)) sonra balığa çıkın, bak ankarada şu olay güzel belli bir hobin varsa eğer muhakkak onun topluluğuna ulaşabilirsin, ne bileyim bir enstrüman çalıyorsan müzik aletine göre bir kurs-topluluk bulursun birlikte takılırsınız, yine balık tutmayı seviyorsan burada balıkçılar aile gibidir, hepsi birbirini kollar canciğerdir, vosvos kulüpleri bile.. devamlı toplanırlar belli tarihlerde, yani burada genel anlamda etkinliklerden öte insanların kendi çabalarıyla ayakta tutabildiği sosyal hayatları var.
yoksa bekleme kimse kapını çalıp da hoşgeldin kimlerdensin, hadi akşama yemeğe gelin demiyor :)) o sıcaklık kesinlikle yok :)) özellikle apartmanda sanki merhaba derlerse borçlu çıkacaklarmış gibi kaçıyorlar hemen merdivende karşılaşınca, hemen bir baş eğmesiyle selam koşa koşa git, ne oluyor bir dur, selam de nasılsın de, nasıl gidiyor de, ee neler yaptın de, neler yapıyorsunuz de, yok.. ama bir yakınlaşabilsen aslında çok canayakın buranın insanları, yakınlaşana kadar soğuk..
gizli kapalı bir kutu gibi, içinde müthiş bir cevher var, ama açman lazım :))) (vay be, son cümlemi çok beğendim)