• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

bunalımın dibi bu olsa gerek..

Bende istanbuldan ankaraya gelin gidicem haziran 2012 de. çok mu sıkılırım yaa çokmu sıkıcı şehir ankara? herkes öyle söylüyo.off benimde kimsem olmıcakk:(
 
evet bir derdim var konu başlığında bir kaç konuya denk geldim elbette bu forumda paylaşılan ve bu hayatta yaşanan çok daha ciddi sorunlar var bu hayatta, fakat bu böyle diye beni hiç bir şey üzemeyecek mi sizce ben benim durumumdan çok çok kötü halde katlanılmayacak kadar büyük dertleri olan insanların varlığının farkında değilmiyim?

benimde anlamadığım bu tepkiler niye? bu şekilde telkin ettiğinizi mi zannediyorsunuz yada burda sorunlar böylemı çözülüyor? 2009da evlenmem daha evliliğin yeni bir hayatın düzenine alışmaya çalışırken hiç bilmediğim uzak bir yere atanmam orada yaşadığım sıkıntılar sonra tekrar aaknraya gelıp büyük bir yalnızlığın içine düşmem bir bunalım sebebi olamaz mı? neden bir anda nankör şükürsüz olayları abartan biriymiş gibi adledildim onu hiç anlayamadım...

bu siteyi tesadüfen buldum bir kaç günlük üyeyim ve üye olduğum ilk gün eşime burda herkes kaynaşmış artık benımde arkadaşlarım olacak 20 kasımda mayıs anneleri bulusuyor ankarada bende giderim diye gömü bulmus gibi seviniyordum. dertlerini yazanları gördüm ama kücük ama büyük herkes kendince yardımcı olmaya calısmıstı heves ettim gece kendimce çok yaymadan uzatmadan yazdım ve bir hevesle uyudum sabah heyecanla açtım bilgisayarı, ama içim rahatlayacağına daha cok stres oldum neden yazdım ki diye. ben bunları anneme babama abime anlatamam cunku onlar ıstanbulda elleri kolları yetmıyor bana bilirlerse kafaya takacaklar üzülecekler ama bir şey yapamayacaklar onları üzmek istemediğim için içimde tuttum hep şimdi burda yazdım ama sıkıntım basite alındı. olsun...

bende zaten dünyadaki en büyük dert bende dememiştim, sadece yardım fikir istemiştim..

depresyonun dibi bu olsa gerek diye başlığınızı okuyunca daha vahim,içinden çıkılmaz bir dertle uğraştığınız
düşündüm,konunuzu okuyunca dışardan bakan biri olarak biraz abartığınızı söyledim samimi olarak,hoşunuza gitmese
bile bu yönde yazılan yorumlara dudak büküp,
olgunluktan uzak cevap verme hakkını size vermemeliydi..

kimse sizin derdinizi küçümsemiyor,konu açamazsınız demiyor ,yorumları nasıl bu minvale çektiniz enteresan
burada konu açanlar kendilerine yazılacak herşeye saygı duymalı bence, bu çok şık ve ince bir davranış oluyor zira..
aksi durumda farklı yorumları okumanın ne anlamı var!!!

sürekli bardağın boş tarafına odaklanmak size bu zamana kadar birşey kazandırmamış,
bunu aşabilirsiniz demenin herkese göre farklı bir üslübu vardır...kimse sizin aklınızdan geçenleri satırı satırına yazmakla
mükellef değildir malumunuz...

ilk yazılan yoruma bile tepeden inme bir hışımla yaklaşmışsınız ve bu üslupta ısrarcısnız anlaşılan..
oysa ki şu hususları da eklersem daha açıklayıcı olur diyebilirdiniz,iletişim arayan biri olarak ta en baştan


depresyonun en dibine inmeden kafanızı meşgul eden sorunlarınızdan kurtulursunuz inş
beğendiğiniz yorumlardan çok istifade etmenizi umut ederim........
 
depresyonun dibi bu olsa gerek diye başlığınızı okuyunca daha vahim,içinden çıkılmaz bir dertle uğraştığınız
düşündüm,konunuzu okuyunca dışardan bakan biri olarak biraz abartığınızı söyledim samimi olarak,hoşunuza gitmese
bile bu yönde yazılan yorumlara dudak büküp,
olgunluktan uzak cevap verme hakkını size vermemeliydi..

kimse sizin derdinizi küçümsemiyor,konu açamazsınız demiyor ,yorumları nasıl bu minvale çektiniz enteresan
burada konu açanlar kendilerine yazılacak herşeye saygı duymalı bence, bu çok şık ve ince bir davranış oluyor zira..
aksi durumda farklı yorumları okumanın ne anlamı var!!!

sürekli bardağın boş tarafına odaklanmak size bu zamana kadar birşey kazandırmamış,
bunu aşabilirsiniz demenin herkese göre farklı bir üslübu vardır...kimse sizin aklınızdan geçenleri satırı satırına yazmakla
mükellef değildir malumunuz...

ilk yazılan yoruma bile tepeden inme bir hışımla yaklaşmışsınız ve bu üslupta ısrarcısnız anlaşılan..
oysa ki şu hususları da eklersem daha açıklayıcı olur diyebilirdiniz,iletişim arayan biri olarak ta en baştan


depresyonun en dibine inmeden kafanızı meşgul eden sorunlarınızdan kurtulursunuz inş
beğendiğiniz yorumlardan çok istifade etmenizi umut ederim........


Beni olgunluktan uzak olmakla suçlayacak hadde nasıl sahip oldunuz bende bunu anlayamadım. Szi ve sizin gibi kitabın ortasından konusup uslubum bu ben açık sözlüyüm tarzlarına bürünen insanlardan hoşlanmıyorum hepsi bu. İlk yazılan yorumda da arkadaşım sanki ben doğma büyüme bitlisliyim ankaraya geldim ankarayı asosyal buldum canım sıkıldı vs gibi bir yorumla yazmıs bende açıklamamı yaptım etkiye tepki meselesi!!
 
Bende istanbuldan ankaraya gelin gidicem haziran 2012 de. çok mu sıkılırım yaa çokmu sıkıcı şehir ankara? herkes öyle söylüyo.off benimde kimsem olmıcakk:(



İstanbuldan gelipte Ankarayı eğlenceli bulanı hiç duymadım ama dilerim sen istisna olursun arkadaşım.. Hemen karamsarlığa kapılma benim okulum bulunduğum ortam vs şartları yüzünden birazda çevre edinemedim belki senin daha farklı olur..
 
merhaba öğretmeniimmm :)
ben de ankara da oturuyorum. neresinde oturuyorsunuz? ne öğretmenisiniz?
bence canınız sıkılınca papazın bağına falan gidin, içiniz açılır eğlenceli yerler var :)

MErhaba arkadaşım, ben okulöncesi öğretmeniyim dışkapıda oturuyorum. Papazın bağı dediği yerin adını bile ilk kez duyuyorum desem inanır mısın :)
Tavsiyeni dinliycem ve en kısa sürede gideceğim inşallah.
 
Beni olgunluktan uzak olmakla suçlayacak hadde nasıl sahip oldunuz bende bunu anlayamadım. Szi ve sizin gibi kitabın ortasından konusup uslubum bu ben açık sözlüyüm tarzlarına bürünen insanlardan hoşlanmıyorum hepsi bu. İlk yazılan yorumda da arkadaşım sanki ben doğma büyüme bitlisliyim ankaraya geldim ankarayı asosyal buldum canım sıkıldı vs gibi bir yorumla yazmıs bende açıklamamı yaptım etkiye tepki meselesi!!

lütfen biraz sakin ol lütfen.kendin için.uyum problemi yaşıyorsun.yakında atlatırsın inşallah.hayatının olumlu yönlerini görmeye çalış.yalnızlıktan yakınman çok doğal.asıl yakınmadığın zaman depresyonun dibini görmüş olursun.bu raddeye getirme kendini.biraz zaman tanı kendine ve çevrene.her şeyin senin için çok daha güzel hale geleceğini düşünüyorum,hissediyorum.pozitif olll:129:
 
valla benim ailem burada (ankara) ama ben de proje bazlı çalışıyorum iş yoğun olmadığı zaman sıkıntıdan patlıyorum gerçekten.
bnm tüm arkadaş çevrem yurtdısında- ben de dönüş yaptım yapmaz olaydım diyorum bazen
yapacak bişeyler bulmalı ama ne bilmiyorum ben mesela sırf vakit geçirmek için ders versem diyorum -ingilizce mesela- ama çevre olmayınca o da olmuyor.
evliymişsin sen eşinle birlikte takılabilirsin papazın bağı olur balık keyfi için güzl yerler var onlar olur.
benim öyle şansım da yok ailem de benden çok kopuk öyle kalakalıyorum evde pinekliyorum çoğu kez.
 
seni çok ama çok ama çooook iyi anlıyorum...

insana insan lazım mekan değil...çok güzel bir yerde yaşıyorum...çok rahat ankara kadar sosyal (!) olmasa bile insanın tek başına bile zaman geçirebileceği bir yerde....insanlar bilmezler mekanlar büyüdükçe insanlar küçülür ve ulaşılmaz olur...Ankaralıyım doğdum ilk, orta, lise üniversite hep ankarada büyüdüm...Ankaraya tapardım çünkü hayatımdı...arkadaşlarım, ailem, yaşamdaşlarım herşeyimdi Ankara...sonra 7 yıl önce atandım taaaaaa Rizeye (kardeşim rizeye tayinimin çıktığını duyunca "hayırlı olsun abla Rusyaya tayinin çıkmış" demişti hiç unutmam...Ankara gibi çook büyük ve sosyal bir yerden nüfusu 78 bin olan bir ilin nüfusu sadece 2400 olan (ki benim ankarada yaşadığım mahallenin nüfusu o ilçenin 10 katından fazlaydı) Aydınlıkevlerde yaşıyordum dışkapıyı bilirim...dedim ya insana insan gerek o 2400 nüfuslu yerde inanılmaz güzel yıllar yaşadım, çok güzel arkadaşlıklar kurdum sonra daha büyük bir ilçesine atandım...hiç sevmedim sıkıldım çünkü söylediğin gibi yaş ortalaması genelde büyüktü ve hepsi evli insanlardı konuştuğumuz dil biraz farklıydı....ama ben bunalıma girmeden eşim hayatıma girdi beni kurtardı...1 yıl sonra şimdi yaşadığımız yere eşimin memleketine (ordu / ünye) geldik...ilk yıl eşim gelemedi 4 ay bir başıma yaşadım, ve kapımı söylediğin gibi apartman görevlisinden başka çalan olmadı..(bazen o bile çalmaz) günlerce akşamları telefon dışında gerçek bir insanla konuşmadığım oldu...ama cennet gibi bir yerde yaşıyordum (kime sorsan böyle söylerdi) başkalarının cenneti benim cehennemim...çok seviyorum aslında sahile çıkıp dolaşmayı....alışveriş merkezi kokusu olmadan alışveriş yapmayı (alışveriş merkezlerinden nefret ediyorum) ama yine söylüyorum insana insan gerek cennet gibi de olsa mekan yetmez...ben de çok özlüyorum gerçekten iki kelam edecek samimi insanları...Eşim var Allahtan beni anlayabilecek...bu sefer de yalnızlığımın bütün hırsını hıncını ona yüklüyorum zaman zaman gereksiz yere canını sıkıyorum...eee şimdi Ankara??? çok sıkılıyorum Ankarada artık...özlüyorum deli gibi 1 hafta sonra deniz kokusu çekiyor burnum...bir haftada bütün alışveriş merkezleri bitiyor...Annem babam kardeşlerim olmasa pek yolum düşmez sanırım...zaten daha çok onlar geliyorlar artık...


kurslar bulabilirsin kendine Ankarada o tür imkanlar çoktur...ben burada bile buldum bir sürü....ama eski arkadaşlıklarımız gibi arkadaşlıklar kurmak çok zor....ya biz büyüdük ya kirlendi dünya....neyse ordan oraya daldan dala çok atladım ben yazmayı zaten çok sevmiyorum ama derdim gibi dert bulmuşken biraz açılayım dedim....

kimsenin yorumuna canını sıkma burda doktordan daha doktor, uzmandan daha uzman, terapistten daha terapist bir sürü insan var...öyle uzaktan iki dk da hemen teşhisi koyuveriyorlar...o yüzden sana ulaşabilenlerle yardımcı olacaklarla konuş...yoksa gerçekten çok can sıkıyor boşver...
 
Bitlisten sonra Ankara nimet gelmeliydi diye düşünebilir insan ilk etapta.Ama şu da var,doğuda geçirilen zor günler,hiçbirşeyin size anlatıldığı gibi olmadığını görmek insanın içini çürütüyor,büyük bir iz bırakıyor hayatınızda.Ben de sizinle benzer durumdayım.Yüksekova da çalıştım 4 yıl.Arkadaşlık ortamım çok güzeldi,dostlar kazandım ama İstanbul a ilk geldiğimde yaşasın! diyemedim tam anlamıyla,sersem gibi dolaştım bi süre.1 yılı geçti buraya geleli(evlenip geldim),evliliğe de istanbula da alışamadım tam anlamıyla.ben de bıktım yalnız alışverişe çıkmaktan,derdimi anlatabilecek kadar güvenebileceğim gerçek dostlar bulamamaktan..o kadar iyi anlıyorum ki sizi:43:Çözüm önerisi istemişsiniz benim de aklıma ilgi alanınız dahilinde bir kursa gitmekten,eşinizle vakit geçirmekten başka birşey gelmiyor.Umarım bir an önce yoluna girer de atlatırsınız bu durumu:)
 
seni çok ama çok ama çooook iyi anlıyorum...

insana insan lazım mekan değil...çok güzel bir yerde yaşıyorum...çok rahat ankara kadar sosyal (!) olmasa bile insanın tek başına bile zaman geçirebileceği bir yerde....insanlar bilmezler mekanlar büyüdükçe insanlar küçülür ve ulaşılmaz olur...Ankaralıyım doğdum ilk, orta, lise üniversite hep ankarada büyüdüm...Ankaraya tapardım çünkü hayatımdı...arkadaşlarım, ailem, yaşamdaşlarım herşeyimdi Ankara...sonra 7 yıl önce atandım taaaaaa Rizeye (kardeşim rizeye tayinimin çıktığını duyunca "hayırlı olsun abla Rusyaya tayinin çıkmış" demişti hiç unutmam...Ankara gibi çook büyük ve sosyal bir yerden nüfusu 78 bin olan bir ilin nüfusu sadece 2400 olan (ki benim ankarada yaşadığım mahallenin nüfusu o ilçenin 10 katından fazlaydı) Aydınlıkevlerde yaşıyordum dışkapıyı bilirim...dedim ya insana insan gerek o 2400 nüfuslu yerde inanılmaz güzel yıllar yaşadım, çok güzel arkadaşlıklar kurdum sonra daha büyük bir ilçesine atandım...hiç sevmedim sıkıldım çünkü söylediğin gibi yaş ortalaması genelde büyüktü ve hepsi evli insanlardı konuştuğumuz dil biraz farklıydı....ama ben bunalıma girmeden eşim hayatıma girdi beni kurtardı...1 yıl sonra şimdi yaşadığımız yere eşimin memleketine (ordu / ünye) geldik...ilk yıl eşim gelemedi 4 ay bir başıma yaşadım, ve kapımı söylediğin gibi apartman görevlisinden başka çalan olmadı..(bazen o bile çalmaz) günlerce akşamları telefon dışında gerçek bir insanla konuşmadığım oldu...ama cennet gibi bir yerde yaşıyordum (kime sorsan böyle söylerdi) başkalarının cenneti benim cehennemim...çok seviyorum aslında sahile çıkıp dolaşmayı....alışveriş merkezi kokusu olmadan alışveriş yapmayı (alışveriş merkezlerinden nefret ediyorum) ama yine söylüyorum insana insan gerek cennet gibi de olsa mekan yetmez...ben de çok özlüyorum gerçekten iki kelam edecek samimi insanları...Eşim var Allahtan beni anlayabilecek...bu sefer de yalnızlığımın bütün hırsını hıncını ona yüklüyorum zaman zaman gereksiz yere canını sıkıyorum...eee şimdi Ankara??? çok sıkılıyorum Ankarada artık...özlüyorum deli gibi 1 hafta sonra deniz kokusu çekiyor burnum...bir haftada bütün alışveriş merkezleri bitiyor...Annem babam kardeşlerim olmasa pek yolum düşmez sanırım...zaten daha çok onlar geliyorlar artık...


kurslar bulabilirsin kendine Ankarada o tür imkanlar çoktur...ben burada bile buldum bir sürü....ama eski arkadaşlıklarımız gibi arkadaşlıklar kurmak çok zor....ya biz büyüdük ya kirlendi dünya....neyse ordan oraya daldan dala çok atladım ben yazmayı zaten çok sevmiyorum ama derdim gibi dert bulmuşken biraz açılayım dedim....

kimsenin yorumuna canını sıkma burda doktordan daha doktor, uzmandan daha uzman, terapistten daha terapist bir sürü insan var...öyle uzaktan iki dk da hemen teşhisi koyuveriyorlar...o yüzden sana ulaşabilenlerle yardımcı olacaklarla konuş...yoksa gerçekten çok can sıkıyor boşver...


Ne güzel yazmışsınız..
 

lütfen biraz sakin ol lütfen.kendin için.uyum problemi yaşıyorsun.yakında atlatırsın inşallah.hayatının olumlu yönlerini görmeye çalış.yalnızlıktan yakınman çok doğal.asıl yakınmadığın zaman depresyonun dibini görmüş olursun.bu raddeye getirme kendini.biraz zaman tanı kendine ve çevrene.her şeyin senin için çok daha güzel hale geleceğini düşünüyorum,hissediyorum.pozitif olll:129:

Artık buna bende inanmak istiyorum :(
 
istanbul gibi bir şehre aşıksanız o şehirler sizi sıkabilir ama eşinizi madem kabul edip gittiniz artık mutlu olacak şeylerle uğraşmalısınız.
öncelikle halinize şükretmelisiniz.
ev işlerinin kalan kısmında kendinize hobiler bulun kurslara okullara gidin.
eşinizle ilgilenin vakit geçirin. namaz kılın iyi gelir.
genel kültürünüzü geliştirin bazen tek gezin.
emin olun bizler çok daha yoğun çalıştık saatler olarak sabah 9 akşam 9 çalıştıgımı bilrim moda tasarımcısıyım severek yaptım ama hayattan zevk almasını bilin. yoksa geri dönusu yok gozyaslarınızla kalırsınız. ailenize bu kadar bağlı olmayın uzulursunuz
 
seni çok ama çok ama çooook iyi anlıyorum...

insana insan lazım mekan değil...çok güzel bir yerde yaşıyorum...çok rahat ankara kadar sosyal (!) olmasa bile insanın tek başına bile zaman geçirebileceği bir yerde....insanlar bilmezler mekanlar büyüdükçe insanlar küçülür ve ulaşılmaz olur...Ankaralıyım doğdum ilk, orta, lise üniversite hep ankarada büyüdüm...Ankaraya tapardım çünkü hayatımdı...arkadaşlarım, ailem, yaşamdaşlarım herşeyimdi Ankara...sonra 7 yıl önce atandım taaaaaa Rizeye (kardeşim rizeye tayinimin çıktığını duyunca "hayırlı olsun abla Rusyaya tayinin çıkmış" demişti hiç unutmam...Ankara gibi çook büyük ve sosyal bir yerden nüfusu 78 bin olan bir ilin nüfusu sadece 2400 olan (ki benim ankarada yaşadığım mahallenin nüfusu o ilçenin 10 katından fazlaydı) Aydınlıkevlerde yaşıyordum dışkapıyı bilirim...dedim ya insana insan gerek o 2400 nüfuslu yerde inanılmaz güzel yıllar yaşadım, çok güzel arkadaşlıklar kurdum sonra daha büyük bir ilçesine atandım...hiç sevmedim sıkıldım çünkü söylediğin gibi yaş ortalaması genelde büyüktü ve hepsi evli insanlardı konuştuğumuz dil biraz farklıydı....ama ben bunalıma girmeden eşim hayatıma girdi beni kurtardı...1 yıl sonra şimdi yaşadığımız yere eşimin memleketine (ordu / ünye) geldik...ilk yıl eşim gelemedi 4 ay bir başıma yaşadım, ve kapımı söylediğin gibi apartman görevlisinden başka çalan olmadı..(bazen o bile çalmaz) günlerce akşamları telefon dışında gerçek bir insanla konuşmadığım oldu...ama cennet gibi bir yerde yaşıyordum (kime sorsan böyle söylerdi) başkalarının cenneti benim cehennemim...çok seviyorum aslında sahile çıkıp dolaşmayı....alışveriş merkezi kokusu olmadan alışveriş yapmayı (alışveriş merkezlerinden nefret ediyorum) ama yine söylüyorum insana insan gerek cennet gibi de olsa mekan yetmez...ben de çok özlüyorum gerçekten iki kelam edecek samimi insanları...Eşim var Allahtan beni anlayabilecek...bu sefer de yalnızlığımın bütün hırsını hıncını ona yüklüyorum zaman zaman gereksiz yere canını sıkıyorum...eee şimdi Ankara??? çok sıkılıyorum Ankarada artık...özlüyorum deli gibi 1 hafta sonra deniz kokusu çekiyor burnum...bir haftada bütün alışveriş merkezleri bitiyor...Annem babam kardeşlerim olmasa pek yolum düşmez sanırım...zaten daha çok onlar geliyorlar artık...


kurslar bulabilirsin kendine Ankarada o tür imkanlar çoktur...ben burada bile buldum bir sürü....ama eski arkadaşlıklarımız gibi arkadaşlıklar kurmak çok zor....ya biz büyüdük ya kirlendi dünya....neyse ordan oraya daldan dala çok atladım ben yazmayı zaten çok sevmiyorum ama derdim gibi dert bulmuşken biraz açılayım dedim....

kimsenin yorumuna canını sıkma burda doktordan daha doktor, uzmandan daha uzman, terapistten daha terapist bir sürü insan var...öyle uzaktan iki dk da hemen teşhisi koyuveriyorlar...o yüzden sana ulaşabilenlerle yardımcı olacaklarla konuş...yoksa gerçekten çok can sıkıyor boşver...

Ah be arkadaşım sanki anlatmak istediklerimi yazmışsın. İnan mekan umrumda değil şuanda. Evet büyük şehirdeyim ama bu çok umrumda değil ki benim zaten öncesinde de İstanbuldaydım. İstanbul tabiki çok başka şehir ama İstanbulda da gece hayatım vs aşırı gezmem tozmam yoktu sadece daha aktif bir yaşantım vardı çevrem çoktu her sokağını her binasını bilirdim arkadaşım ailem vardı huzurluydum en önemlisi.

Şimdi burda değişik bir şehre uyum sağlamaya çalışırken anlatamadığım mevzu şu ki ben yalnızlıktan bunaldım... Bazı yorumlarada bu kadar tepkili olmamın sebebi öncelikle sanki tersleyecek insan arıyorlar. Anlamaya çalışmak yerine yargılamak niye ben bunu anlamadım.
 
Bitlisten sonra Ankara nimet gelmeliydi diye düşünebilir insan ilk etapta.Ama şu da var,doğuda geçirilen zor günler,hiçbirşeyin size anlatıldığı gibi olmadığını görmek insanın içini çürütüyor,büyük bir iz bırakıyor hayatınızda.Ben de sizinle benzer durumdayım.Yüksekova da çalıştım 4 yıl.Arkadaşlık ortamım çok güzeldi,dostlar kazandım ama İstanbul a ilk geldiğimde yaşasın! diyemedim tam anlamıyla,sersem gibi dolaştım bi süre.1 yılı geçti buraya geleli(evlenip geldim),evliliğe de istanbula da alışamadım tam anlamıyla.ben de bıktım yalnız alışverişe çıkmaktan,derdimi anlatabilecek kadar güvenebileceğim gerçek dostlar bulamamaktan..o kadar iyi anlıyorum ki sizi:43:Çözüm önerisi istemişsiniz benim de aklıma ilgi alanınız dahilinde bir kursa gitmekten,eşinizle vakit geçirmekten başka birşey gelmiyor.Umarım bir an önce yoluna girer de atlatırsınız bu durumu:)

Amin arkadaşım çok teşekkür ederim güzel yorumun tavsiyen için.. Allah seninde yardımcın olsun..
 
valla benim ailem burada (ankara) ama ben de proje bazlı çalışıyorum iş yoğun olmadığı zaman sıkıntıdan patlıyorum gerçekten.
bnm tüm arkadaş çevrem yurtdısında- ben de dönüş yaptım yapmaz olaydım diyorum bazen
yapacak bişeyler bulmalı ama ne bilmiyorum ben mesela sırf vakit geçirmek için ders versem diyorum -ingilizce mesela- ama çevre olmayınca o da olmuyor.
evliymişsin sen eşinle birlikte takılabilirsin papazın bağı olur balık keyfi için güzl yerler var onlar olur.
benim öyle şansım da yok ailem de benden çok kopuk öyle kalakalıyorum evde pinekliyorum çoğu kez.

Şu Papazınbağı denilen yerin adını ikinci kez duyuyorum ve merak ettim doğrusu. Tavsiyeni dinleyeceğim arkadaşım ;)
 
istanbul gibi bir şehre aşıksanız o şehirler sizi sıkabilir ama eşinizi madem kabul edip gittiniz artık mutlu olacak şeylerle uğraşmalısınız.
öncelikle halinize şükretmelisiniz.
ev işlerinin kalan kısmında kendinize hobiler bulun kurslara okullara gidin.
eşinizle ilgilenin vakit geçirin. namaz kılın iyi gelir.
genel kültürünüzü geliştirin bazen tek gezin.
emin olun bizler çok daha yoğun çalıştık saatler olarak sabah 9 akşam 9 çalıştıgımı bilrim moda tasarımcısıyım severek yaptım ama hayattan zevk almasını bilin. yoksa geri dönusu yok gozyaslarınızla kalırsınız. ailenize bu kadar bağlı olmayın uzulursunuz

Eşimle nişanlıyken o İstanbula tayın isteyeceğini söylemişti ve bu sebeple düğünden önce nikah kıydık onun tayın döneminde evimizi İstanbulda kuralım diye ama kısmet olmadı çıkmadı tayını. Olmadı diyede düğünü 1 sene ertelemek istemedim açıkçası. Ama eşim bana Ankarada geçiciyiz tatil farzet burayı bizi buraya bağlayan hiç bir şey yok birgün gideceğiz burdan dedi ve bu ümit beni Ankaradan daha da soğuttu sanırım. Binlerce kez şükürler olsun tabiki halime çok daha kötü durumda olanlar var elbet ama inanın bazen nefesim çıkmıyor. Hamileyim bebeğimle konuşuyorum çoğu kez belkide hormonlarım fazla yoğun çalışıyor bu sebeple bu kadar üzgünüm..
 
Aşırı duygusal fazla detaylara takılan bir kişiliğim var bunuda etkisi var biliyorum. Örneğin burda sürekli konulara girip çıkıyorum geçen gün şu bebek odası için süsler doğum hazırlıkları doğum odası kapısı süsleri bebek süsleri falan bunlara baktım daha önce bütün kuzenlerim arkadaşlarımın bebişleri olduğunda biz geceleri bir araya gelir süslerini hazırlardık, şimdi öyle kötü bir ruh hali içindeyiim ki burdaki o süslere bakıp bakıp ağlıyorum bana yapacak kimse yok hastanede odamın kapısını kim süsleyecek benim bebeğimin şekerlerini kim benimle yapacak. Kendimi üzmek için çabalar gibiyim.. ,

Allah nasip ederse 1 mayıs gibi doğumum gerçekleşecek, kayınvalidem aydında eltimle yaşıyor onun 9 aylık ikizleri var doğumuma gelir ama daha sonra 1-2 ay sonra mecbur! dönecekmiş ikizlerle eltim tek başına başa çıkamazmıs.. Annem İstanbulda babam var abim var yengem var ve yengem sabah 8 akşam 8 çalışıyor annem onları bırakıp en fazla 2 ay gelebilir. Düşünüyorum ya sonra.. Eylülde okullar açılacak ve ben 4 aylık bebeğimi kime emanet edip gideceğim :((
ücretsiz izne ayrılamam kredi çektik borcumuz var. İşte bunları düşün düşün kendimi yalnız sahipsiz çaresiz hissedip o bahsettiğim bunalımın en dibine vuruyorum maalesef..
 
Insanlar aliskanliklarini zor birakiyor.Türkiye yi cok gezdim.Anne baba memur sonra bende ögretmen oldum.Bir kac ilde öyle gezdim.Zannediyordum ki ben dünyanin öbür ucunada gitsem yapabiirim.sonra almanya`ya geldik.SIKILMANIN ne oldugunu o zaman anladim.Cok güzel bir ülke ama insan yoktu ilk zamanlar.ama insan her seye alisiyor tam olmasada .Her sey zamanla olusur.Birazcik sabretmelisin.cocugun olur.Okula gider.Onlarin annleriyle görüsürsün.Beni almanya`da kurtaran kizimin arkadaslarinin anneleri oldu.Cünkü görüstügüm butun arkadaslarimin hepsinin kizlari benim kizimla ayni yastalar.
 
Insanlar aliskanliklarini zor birakiyor.Türkiye yi cok gezdim.Anne baba memur sonra bende ögretmen oldum.Bir kac ilde öyle gezdim.Zannediyordum ki ben dünyanin öbür ucunada gitsem yapabiirim.sonra almanya`ya geldik.SIKILMANIN ne oldugunu o zaman anladim.Cok güzel bir ülke ama insan yoktu ilk zamanlar.ama insan her seye alisiyor tam olmasada .Her sey zamanla olusur.Birazcik sabretmelisin.cocugun olur.Okula gider.Onlarin annleriyle görüsürsün.Beni almanya`da kurtaran kizimin arkadaslarinin anneleri oldu.Cünkü görüstügüm butun arkadaslarimin hepsinin kizlari benim kizimla ayni yastalar.

Yani nerdeyse bir 5 sene gerekli :) Ama buda güzel bir düşünce bebeğimin arkadaşları ve onların anneleri :) Süper gerçekten henüz karnımda ve minicik daha. Gelsin bakalım sağlıkla hayırla dünyama belkide dediğin gibi bana şans getirir..
 
doğma büyüme istanbulluyum öğrenim hayatımda orada geçti,evlendim altınoluğa geldim eşimin işi dolayısıyla..burası emeklilerin daha çok olduğu köy statüsünde bir yer doğalgaz bile yok...evlendikten 3 ay sonra anneciğimi kaybettim..dolayısıyla ailem dağıldı babam başkası ile evlendi..9 yıldır buradayım..ilk hep bunalım takılıyordum ama bunun bir faydası olmadığını gördüm..polyannacılık oynamak klasikte olsa bunu yapıyorum şimdi..çünki haberleri dinlemeye bile korkar olduk..hep kötü haberler..beterin beteri var..her günümüz için şükretmeliyiz..aksi ni yaptığımızda herşey dahada kötüye gidecektir..:49:
 
Back