Umarım eski refah günlerinize dönersiniz ama hayat müşterektir, iyi günler olduğu kadar kötü günlerde olur.
32 yaşında kocaman bir erişkinsiniz ailenizin evliliğinizle ilgili yaptığı olumsuz eleştirilere kulak tıkayabilirsiniz.
Eşiniz maddi zorlukların yanında şiddete meyilli, size kan kusturan biri olsa amenna ama öyle biri değilmiş tek sıkıntısı yaşadığı ekonomik sorunlar.
Sütüm gitti bana anlatmasın demişsiniz, evlendiğimde sizden çok daha küçük(22 yaş), kendi ekonomik özgürlüğü olmayan, evlenirken 2 aileden de asla maddi yardım talep etmeyen biriydim.
Evlendik birkaç ay sonra hamile olduğumu öğrendim, üstelik ev kiraydı, evdeki tüm eşyaları kendimiz yapmaya çalışıyorduk, eşim de 23 yaşında toy bir delikanlıydı ama azmetti çalıştı, doğuma 1-2 ay kala kendi işimi kuracağım dedi destekledim, ki iş kurduğunuzda piyasada yer edinene kadar en az 1 yılınız sıfır kazançla da geçebilir, vergileri, çalışan paraları, işyeri kirası vs cabası.
İşyerini kurduğunda bazen iyi gitti bazen kötü, o arada doğum yaptım kucakta bebek ev kadını bir hatun, kirası ve tüm giderleri ödenmesi gereken bir ev ve işyeriyle eşim koşturup durdu, üzülüp stresten boğulduğu zamanlar sırtını sıvazlayıp bugünlerde geçecek diyeni oldum, işleri toparlanmaya başladığında çok daha iyisini de yapabilirsin deyip gazlayanı da oldum.
Asla hiçbir zaman ne onun ailesine ne kendi aileme maddi sıkıntıları belli etmedim, beni ne zaman görseler yüzümde kocaman bir gülümseme vardı, kimseye anlatmazdım o yüzden ailede lakabım ketumdur.
Hem çok sevdim hem çok sevildim, sevgi bir yana eşim deyip yanında durduğum adamla hayatı paylaşmak için imza atmışsam sadece mutlu olduğu beni mutlu ettiği zamanları değil, beraber ağlayıp sıkıntı çektiğimiz günleri de kabullenirim dedim, öyle de yaptım.
Geçti mi o günler? Evet geçti ama bugün her şey tepetaklak olsa, evsiz barksız parasız kalsak eşim şunu biliyor, Mune elimden tutar beni kaldırır, geçecek bugünler der ve her şeyi yeniden yapmak için benimle birlikte kolları sıvar.
Eşseniz eğer birbirinize sırtınızı dayayıp gerektiğinde birbirinizin omuzunda ağlayan da olacaksınız, derdi sizin de derdiniz olacak, dert ortağı, sırdaşı olacaksınız, o düşünce siz, siz düşünce o kaldıracak.
Bunları yapamıyorsanız evlilik de olmayacak.