Ben olsam giderim, yanımda da bir şey götürürüm (ona sorma, su böreği al götür) sonra da ben gerekeni yaptım deyip gerisine karismamMerhabalar herkese
Abimin oğlu evlilik aşamasında. Çok değişik zihniyette bir yengem var. Evlendiği günden beri bizi hiç sevmedi istemedi. Sorun değil çok normal karşılıyorum. Ben de eşimin ailesine bayılmıyorum neticede.
Sorun şu ki her olayda bize pislikmişiz gibi davranıyor ama abimin yanında hiçbir şey belli etmediği için suçlu hep biz oluyoruz. Tamam bizi istemeyebilirsin ama en azından dürüst ol istiyormuş gibi yapma ki biz de zan altında kalmayalım. Biz de ister istemez kendimizi geri çekiyoruz böyle olunca da abim beni dışlıyorsunuz vs diye bağırıp çağırıp üste çıkıyor.
Benim de eşimin ailesiyle aram iyi değil. Çocuğumun doğum gününe bile çağırmak istemiyorum çünkü sevmiyorum onlar da beni sevmiyor. Ama en azından eşime karşı rol yapmıyorum yalan söylemiyorum ve karşı tarafı da zan altında bırakmıyorum. Her şey açık ve net. Kimse kimseyi istemiyor ve kimse de rol yapmıyor en azından kafalar rahat.
Bu evlilik sürecinde olanlardan bahsedeyim biraz. Karşı taraftan sadece hanımlar tanışmaya gelecekti. Yengem beni ve şehir dışından kız kardeşini çağırdı. Yapabileceğim bir şey var mı diye sorduğumda yok her şey hazır dedi. Yine de erken gittim kız kardeşleri gelmiş birlikte hazırlık yapıyorlardı. Komşusuna sarma sardırmış, diğer yapılacakları kardeşleri arasında bölüştürmüş. Canıma minnet ben de zaten bayılmıyorum bu işlere ama üzerime bir şey düşerse elimden geleni yaparım.
Neyse nişan süreci başladı. Bohçaya koyulacakları almış annemle beni çağırdı bakmak isterseniz diye. Asla istemem hiç ilgilendiğim şeyler de değil ama yine nezaketen annemle gittik çünkü abime farklı yansıtıyor diye. Orda da yine abimin yanında işte bugün zilim hiç susmadı sürekli komşular geldiler yemek bile yapamadım ama sağ olsunlar “elleri boş gelmemiş hiçbiri” dedi. Şimdi bundan ne anlayalım? Bazı yörelerde belki teyzeler halalar bohça vs hazırlanırken bir şeyler alıyorlardır ama ben böyle bir şey görmedim. Zaten kendi düğünümde bohça bile yapmadım gerçekten hiç ilgim yok. Ama biz de diğer abimle falan şöyle konuşmuştuk. Düğünde takacağımız hediye hariç bir eşyasını alırız. Yani hiçbir şey yapmıyor değiliz ama her dakika şov yapmıyoruz diye sürekli bir aşağılanma durumu. Sürekli laf arasına bir şeyler sıkıştırıyor.
Hep birlikte kızın evine tanışmaya gidilecek. Günler öncesinden plan yapıyor işte çok kalabalık olmayacak evleri küçük vs. Dedim ki eğer kabalık olmayacaksa ben gelmeyebilirim. Alınmam böyle şeylere dedim. Yok öyle olmaz çöpsüz üzüm gibi ayıp olur dedi. Biz zaten Annem babam abim yengem eşim ben toplamda 6 kişiyiz. Kendi ailesi çok kalabalık. Toplam 4 kardeşler ve kardeşlerinin de 3 er tane çocukları var. Bizde tek çocuk benim oğlum o da 3 yaşında. Kendi yeğenlerinin en küçüğü 4.sınıfa gidiyor. Bir yakınımıza sohbet ortamında demiş ki, çok kalabalık istemiyoruz kızın evi küçük. Kız kardeşlerim biz gelmeyelim kalabalık etmeyelim diyorlar ama oğlum da asla teyzemler olmadan gitmem diyor. Mecbur gelecekler ama çocukları getirmeyecekler demiş. Kendi aileme istediğimi söylerim ama bu tarafa söyleyemem demiş. Bunu duyunca başımdan kaynar sular döküldü. Yahu ben zaten dedim gelmeyebilirim diye. Geriye kim kalıyor bir annem babam bir de abim yengem. Ki bir Allahın kulu da neden bizi çağırmadın demez. Kimse işlerine karışmaz laf sokmaz. Hepimiz bıktık zaten ama annem babam üzülmesin diye idare ediyoruz. Onlar da aman oğlumuz diyip ses çıkarmıyorlar. Bildiğiniz yengem ne derse onu yapıyor herkes.
Tanışmaya gitmeden önce sordum bir gelenleri bilmemiz gereken bir şey var mı diye. Biz de yok çünkü ama benim nişanımda eşimin akrabaları tepsiyi dolaştırıp kendileri para koymuştu. Ben de gerizekalı gibi kendimce fikir veriyorum işte. Dedim öyle bir şey olursa hazırlıklı oluruz. Evet dedi olabilir. Sonra yüzükler takıldı ve öyle bir şey yapılmadı yani erkekler tepkiye para koymadı çünkü tepsi dolaştırılmadı. Sonra yengem hemen kendi annesi ve kardeşlerine bir şeyler söyledi fısıltıyla. Aralarında anlaştılar son dakika oradan ayrılırken kız bizlerle vedalaşırken annesi ve kardeşleri kızın eline para sıkıştırdılar. Ya madem böyle bir şey yapılacak bize de söyle on defa sordum sonuçta biz de uyarız bir şey yapılacaksa. Aklımın ucundan geçmez kızın eline para sıkıştırmak. Bayram değil seyran değil. Bayram olsa harçlık verilir de ne bileyim. Amacı sanki bizi hep böyle duruma düşürmek.
(Tanışmada evde söz yüzükleri takıldı, sonra tekrar dışarda büyük nişan yapıldı)
Neyse sonra nişana geldi sıra. nişan için organizasyon malzemeleri gerekiyordu. Ben de bir dönem bu işle ilgilendiğim için nalzemelerim hala duruyordu. Nişanda bir gün önceden gittim küçük çocuğumla o malzemeleri kurdum. Tüm gün orada hazırlıklara yardım ettim. Biliyorsunuz nişan organizasyonu ucuz bir şey değil. Hiç lafını bile etmem değil para almak konusunu bile etmem. E biz de yapabileceğimiz bir şey olduğunda yapıyoruz, zamanı geldiğinde de yaparız elbette. Ama asla bizim herhangi bir iyiliğimiz görünmüyor.
Son olay şu. Şimdi de karşı taraf bohça getirecekmiş. Akşam oturması gibi olacakmış. Yengem aradı söyledi. Ben de yine yardım edilecek bir şey var mı diye sordum. Ben ne yapayım dedim. Aklında bir menü varsa ben de yardımcı olayım dedim. Yine saymaya başladı. İşte kardeşim şunu şunu yapacak. Komşum gelecekti birlikte şunu yapacaktık ama misafiri gelmiş gelemedi. Ben de şunları yapacağım. Tamam dedim ben de istersen poğaça yapayım. Yok dedi çok tuzlu çeşidi oluyor. Tamam madem komşun gelemedi o zaman su böreğini çok güzel yapan bir abla var ben de ona yaptırıyorum hep. İstersen yaptırayım dedim sonuçta el yapımı, hazır değil yani. E yok kız kardeşim olmazsa ben onu da komşuma yaptırıp getiririm dedi gerek yok dedi. Zaten ben böyle hamur işi tatlı vs konusunda aşırı beceriksiz bir insanım ve misafirim gelecek diye gerilirim öyle çok hamarat bir insan değilim. Yine de şartlarımı zorluyorum hadi bir şey yapayım diye. Sonuç olarak yine hiçbir şey düşmedi bana. Sonra da bunu abime hiçbir şeye ellerini sürmüyorlar her şeyi kardeşlerim yapıyor komşularım bile geliyor onlar bir şeye yaramıyorlar şeklinde yansıtıyor. Yani abim ve yeğenlerimin gözünde bizi şöyle yansıtıyor hiçbir işe yaramıyorlar ama mecbur işte nezaketen çağırıyorum.
Ve telefonu kapattıktan sonra düşündüm. Bizi o kadar istemiyor ki. Tüm bunlardan bağımsız olarak istemiyor yani bu cümle alem tarafından görülen bililen bir şey. Mecbur kaldığı için çağırıyor çünkü abime karşı belli etmek istemiyor. Ama ben artık bu duruma alet olmaktan çok yoruldum. Gerçekten kendimi gittiğimde de kötü hissediyorum. Sığıntı gibi laf olsun diye çağırılmış olduğumuzu da çok belli ediyor zaten. Bu nedenle yarın gitmemeye karar verdim. Biliyorum abim bunu büyük olay haline getirecek ama artık bir yerden kopsun istiyorum. Çünkü abimle karşılıklı oturup konuşup bu durumu anlatayım desem de anlamaz. Gözünde hep biz suçluyuz. Nasıl olsa anlamayacak ne isterse düşünsün artık.
Böyle düşünüyorum ama sizce hata mı ediyorum. Ya da acaba sorarken yanlış mı soruyorum yengeme. Yardım edilecek bir şey sormayıp direkt bir şey mi yapmalıyım diyeceğim ama zaten kafasında her şeyi belirlemiş sadece nezaketen davet etmek için arıyor. Gerçekten ne düşüneceğimi ve nasıl davranacağımı bilemiyorum. Değerli fikirlerimizi bekliyorum.