- 20 Ocak 2010
- 45.895
- 163.072
- 798
- 43
- Konu Sahibi rocknroll85
-
- #41
Sen gerçekten ikili ilişkilerden anladığına eminmisin.Senin yaşadıın şey,bırak nişanlılığı ilişki bile değil.Sen zaten işsiz adamla nişanlanarak en başta yapmışsın hatayı.Anasına sygısı olmayanın kendisine yok ki sana olsun.Hala ne diye ezdiriyorsun kendini.Çok mu zor yüzüğü atıp gururunu değerini yüceltmekKızlar, düşüncelerinizi (düşündüğünüz şey ne olursa olsun) benimle paylaşmanızı rica ediyorum ve bekliyorum. Bir an önce de konuya girmek istiyorum çünkü artık hakikaten çok bunaldım...
Ben 28 yaşındayım. Ahım şahım olmasa da ikili ilişkilerden anladığımı düşünüyorum...
Yaklaşık 1 yıl önce nişanlandım(aileler arasında sayılır). Nişanlım 31 yaşında. İlk başlarda "Tamam artık,budur. Daha ne olsun. Ufak tefek kusurlar bende de bolca var. Geçinip gideriz. Seviyorum da. İyi oldu." gibi düşünceler ve bir mutluluk içerisindeydim. Gel gelelim nişanlım işsizdi ve aileme bu durumda zar zor kabul ettirdim bu nişan durumunu. Nişanlım bir işe başlayalı 2 ay oldu. Şimdiye kadar geçen zamanda da o kadar çok şey yaşandı ki inanın beyinden, yazmadan size aktarma yolu olsa keşke diye düşünüyorum şu an...
En baştan başlayayım. Annesine karşı çok anlayışsız ve kaba bir insan, bunu değiştiremiyorum(annesine sktr git filan diyor, köpek muamelesi yapıyor). Ben annelere hiç kıyamam. Benim de kızdığım olur anneme ama sonra hemen gider gönlünü alırım ve asla bu şekilde konuşup davranmam, kimsenin de davranmasına müsaade etmem... Çok mücadele ettim onunla. Hatta ayrıldım bile. Bir şekilde (hep bu bir şekildeler yüzünden yaşadım ne yaşadımsa) tekrar barıştık... Başlarda da düşündüğüm şuydu; bunu annesine yapan bana da yapar, hatta belki de daha kötüsünü!... Zaman geçtikçe düşündüğüm gibi oldu. En başlarda ben en mükemmel kadınken şimdi hasta düşünceli ve hasta ruhlu, ne yapacağı belli olmayan bir insan oldum çıktım onun gözünde...
Arkadaşlar ben de herkes gibi mükemmel değilim ama; hasta ruhlu ve hastalıklı düşünceleri olan bir kadın hiç değilim. Bilakis psikiyatriste gittim onun bu söylemleri üzerine ve "normal" raporu verdi bana doktor. Kendimden bile şüphelenecek duruma geldim düşünün artık durumumu... Ben kat'i suretle böyle özgüven sorunu yaşayan bir insan da değildim normalde. Ailemin bitsin diye baskıları, nişanlımın "bana saygı duymak zorundalar" diyerek kenarı çekiliverişi, ailem ve nişanlımla yaşadığım sorunlar, ailemin onun ailesiyle yaşadığı sorunlar(oğullarının işsiz oluşu, nişanda babasının olmayışı, annesin de nişandan sonraki zamanda ayda ya da 2 ayda bir arayışı, benim bu durumu nişanlıma ilettiğimde verdiği cevabın "ailenin insanlara saygılı olması gerekir" olması vs vs... ) Birşeyler "olsun, normal ve güzel olsun" diye uğraşa uğraşa bu hale geldim...
İlişkiyi bitirmek için de kurtarmak için de o kadar çokuğraştım ki... Nişanlım(!) yüzüğünü fırlatıp denize attığını söyledi bir ara bana. O ara da ayrılık gibi bir tartışma yaşamıştık...
Durumlardan birkaçını özet geçmek istiyorum arkadaşlar...
İşe girmediği bu uzunca aylar boyunca çokça düşünce ve sıkıntılar yaşandı. Parasızlık bir yana, bundan dolayı yaşanan sorunlar(bir kafeye bile gidip oturamadık mesela. mesele kafe mi? hayır mesele "değişiklik". kafede harcanacak para maksimum 10 liradır...) Annesinden sürekli para alması... Bana (bilip bilmeden) "senin arkadaş çevren hep erkeklerden ibaret, kimseyle görüşmeni istemiyorum" demesi ve en başından beri kendinden kaynaklı (özgüven kaynaklı) güvenmemesi, sürekli herşeyle ilgili beni suçlayıp durması vs vs...
Şimdilerde de, işe başlamadan önce bana facebook şifresini bile vermeyi teklif eden arkadaş(ki ben tabii ki reddettim), geçen gün şahit olduğum bir olay üzerine facebook şifresini istedim o gün ayrılıp evlere geçtikten sonra. İlk önce "ne yapacaksın?" diye sordu. "Hiç öylesine bakacağım. Arkadaş listene ve mesajlarına bakmak istiyorum. İçim rahat olsun diye." dedim. Her zaman yaptığı gibi sinirlendi ve "ben yorgunum, uyuyacağım,işim var gücüm var benim, hasta hasta ne konuşuyorsun sen" diyerek akşam akşam öyle bir bağırdı ki bana telefonda, annesinin "ne oldu evladım" diye odasına girdiğini duydum ama onu da sanırım itekledi ve bağırdı ona da... Akabinde "neden sinirleniyorsun? Ne gerek var ki sinirlenmene? Benim de yarın sınavım var ve sabahın köründe kalkmam gerekiyor, ben de kafama takıldığı için uyuyamayacağım" vs vs dedim. Bana ilk önce "senin ne yapacağını kestiremediğim için vermiyorum şifreyi" dedi. Daha sonra da bağırmaya devam etti ve telefonu "uyuyacağım ben" diyerek zorla da olsa kapattı... (arattığı ve incelediği kişilerin isimlerini gördüm kazara, bana facebooktan brşey gösterirken hareket dökümünden gördüm. Hepsi de işyerindeki kadınların ve kızların profiliydi... Kıskançlık değil kesinlikle, sadece ne işler dönüyor diye düşündüm ki bu tip durumlardan nefret ederim)... Ertesi gün de hiçbir şey olmamış gibi görüştük(özel bir günden dolayı) ve o gün işyerinde çalışan iki tane kızın onu işyerindeyken arayıp, kim olduğunu sorduklarını, çünkü bir önceki gün onun isminde ve o işyerinde çalışan birisinin gün boyunca onları rahatsız ettiğini söylemişler... Bana bu şekilde anlattı ve arayan numarayı ve kızların ismini söylemedi bana...
O kadar çok şey yaşadık... İyisiyle kötüsüyle ama arkadaşlar ciddiyim, yürekten söylüyorum, bu son olay bende olan ve bir ilişki için gerekli olan en önemli hisleri ve düşünceleri götürdü...
Ya ciddi ciddi ne ararsanız var arkadaşlar...Bunları neden yazdığımı bile bilmiyorum. Çok yoruldum gerçekten... Çelişki olan şu, ben bu olanların birçoğuna, istisnasız bir çoğuna bu insana varıncaya kadar hiç müsemma göstermedim ama bu insana bu müsemmayı gösterdim. Hem seviyorum(yani artık "sanırım") hem ayrılmak istiyorum... Ne yapacağımı bilmiyorum...
Ben "evde kalmak" durumuna inanmıyorum. Yorum aralarında söylemiştim. Bugüne kadarki yaşadığım -sayısı çok olmasa da- ilişkilerimi bitiren hep ben olmuştum. Bu sefer çok zorladım kendimi ama ne diyeyim... Şans mı diyeyim, Allah çirkin şansı versin mi diyeyim... Ne diyeyim bilemedim.
Canım bu çok normal, sıkma canını...Sonuçta erkek çok, ama adam sıfatını hakkıyla taşıyana denk gelip, ben bir ömrümü bununla geçirebilirim demek kolay değil maalesef.
Sen öyle bakma, çirkindi, güzeldi, şanstı falan. Bir çok insan "vasat" da olsa bir ilişkiye razı olduğu için daha kolay evleniyor. Dışardan hoş gözükse de, evlerinde ne yaşadıklarını kimse bilmiyor.
Güzel örnekler yok mu? Var tabii ki. Hayırlısını dilemek lazım. İnşallah sana da, tüm bekar olup ta isteyenlere de Rabbim gerçek yol arkadaşları nasip etsin.
.
kızlar çok teşekkür ederim. Görüşleriniz benim için çok değerli... Sanırım kendime fazla yüklendim ve suçladım, o yüzden böyle oldu. çünkü bugüne kadarki ilişkilerim hep benim bitirmemle bitti. Sayıca çok olmasa da yine de ilişki bitirmiş olmak beni kötü etkiledi sanırım. Bunu da bitirmeyeyim dedim ama gün geçtikçe bu ilişki beni bitirir oldu...
Bu manyakla evlenicek misin cidden?
Nisanliniz sizi sindirmis gibi geldi bana.Sayesinde kendinize guveninizi kaybetmissiniz.Daha nisanliyken boyle saygisizsa evlenip birde cocuk yaparsaniz daha beter olur.
Sizi ikna etmeye calisacaktir umarim kararli olursunuz.
bende bitti zaten. Paylaşımda da yazdım. Sadece sizlerin yorumlarına ve bu karara vereceğiniz desteğe ihtiyacım vardı. Bunun sebebi de artık bazı durumlarda belli bir yerden sonra neyin ne olduğunu anlayamıyor, herşey iç içe geçiyor sanki, belki buna sizin tabir ettiğiniz gibi "sinme" de denebilir ama benim yaşadığım buydu. çok teşekkür ederim yorumunuz için.
Kızlar, düşüncelerinizi (düşündüğünüz şey ne olursa olsun) benimle paylaşmanızı rica ediyorum ve bekliyorum. Bir an önce de konuya girmek istiyorum çünkü artık hakikaten çok bunaldım...
Ben 28 yaşındayım. Ahım şahım olmasa da ikili ilişkilerden anladığımı düşünüyorum...
Yaklaşık 1 yıl önce nişanlandım(aileler arasında sayılır). Nişanlım 31 yaşında. İlk başlarda "Tamam artık,budur. Daha ne olsun. Ufak tefek kusurlar bende de bolca var. Geçinip gideriz. Seviyorum da. İyi oldu." gibi düşünceler ve bir mutluluk içerisindeydim. Gel gelelim nişanlım işsizdi ve aileme bu durumda zar zor kabul ettirdim bu nişan durumunu. Nişanlım bir işe başlayalı 2 ay oldu. Şimdiye kadar geçen zamanda da o kadar çok şey yaşandı ki inanın beyinden, yazmadan size aktarma yolu olsa keşke diye düşünüyorum şu an...
En baştan başlayayım. Annesine karşı çok anlayışsız ve kaba bir insan, bunu değiştiremiyorum(annesine sktr git filan diyor, köpek muamelesi yapıyor).
...
Burdan sonrasını okumamıza, sizin de anlatmanıza gerek yoktu.
Tabii ki önemsemediğimden değil, sadece son cümle bile yeterli olduğu için.
Annesine küfredebilen bir insanın ahlakî sorunları çok ciddidir ve uğraşmaya değmez.
Mümkün değil ama bunun dışında her şeyi mükemmel olsa yine de olmaz.
Ki tahmin ettiğim gibi annesine böyle davrananın tüm hayatı problemlidir.
Naçizane tavsiyem kimseye eğiticilik yapmayın, o yaşa kadar erdemli olmayı beceremeyen gitsin kendi gibi birini bulsun veya evlenmesin.
Kendinize böyle karaktersizleri layık görmeyin.
Ben olaya öyle bakamıyorum.
Küçük bir çocuk, hadi ergen o tür davranışlarda bulunsa düzgün terbiye verilmemiş denilebilir.
Ama yetişkin bir insan sergiliyorsa bu davranışı iş orayı aşmıştır.
Aklımız var, fikrimiz var.
Hiçbirimiz dört dörtlük yetişmedik.
Sağlıklı insan yetiştirilişindeki eksiklikleri yetişkinlik döneminde bir oranda çözebilir diye düşünüyorum.
Anneye küfrü, saygısızlığı kesinlikle yetiştirilmeye bağlayamam ben.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?