- Konu Sahibi rocknroll85
-
- #21
Yüreğine sağlık,kendine dikkat et...Arkadaşlar çok teşekkür ederim. Ne olursa olsun bizi bizden başkası anlamıyor. İyi de olsa kötü de olsa birbirimize doğruları hep biz söylüyor ve gösteriyoruz. Bazen bazı şeylerin farkında olamıyoruz, bazen farkında olsak bile vereceğimiz kararı destekleyici cümleler duymak istiyoruz ve bu durumda hep birbirimizin yanında biz "kadınlar" varız.
Sizleri seviyorum, görmesem de, tanışmasak da. Zaten çok da önemli değil. Burada "yüreklerimiz bir". İyi ki varsınız...
Annesi bana "oğlumdan önce sen geliyorsun. İlk defa kendimi senin sayende gerçek bir evlat sahibi gibi hissettim.(ki bu kadın öğretmen emeklisi ve hala öğretmenlik yapıyor) Ayrıl evladım. Neden seni üzmesine izin veriyorsun ki, daha iyi olacaksan ayrıl." diyor... Keşke doğru düzgün bir insan olsaydı da annesini de yıllarca bu kadar yıpratıp ezmeseydi. Kadın gırtlak kanseri arkadaşlar... Bu da bir sebep ayrılamayışımda... Öylece kalakalacak diye çok korkuyorum... Çok üzülüyorum...
Kızlar, düşüncelerinizi (düşündüğünüz şey ne olursa olsun) benimle paylaşmanızı rica ediyorum ve bekliyorum. Bir an önce de konuya girmek istiyorum çünkü artık hakikaten çok bunaldım...
Ben 28 yaşındayım. Ahım şahım olmasa da ikili ilişkilerden anladığımı düşünüyorum...
Yaklaşık 1 yıl önce nişanlandım(aileler arasında sayılır). Nişanlım 31 yaşında. İlk başlarda "Tamam artık,budur. Daha ne olsun. Ufak tefek kusurlar bende de bolca var. Geçinip gideriz. Seviyorum da. İyi oldu." gibi düşünceler ve bir mutluluk içerisindeydim. Gel gelelim nişanlım işsizdi ve aileme bu durumda zar zor kabul ettirdim bu nişan durumunu. Nişanlım bir işe başlayalı 2 ay oldu. Şimdiye kadar geçen zamanda da o kadar çok şey yaşandı ki inanın beyinden, yazmadan size aktarma yolu olsa keşke diye düşünüyorum şu an...
En baştan başlayayım. Annesine karşı çok anlayışsız ve kaba bir insan, bunu değiştiremiyorum(annesine sktr git filan diyor, köpek muamelesi yapıyor). Ben annelere hiç kıyamam. Benim de kızdığım olur anneme ama sonra hemen gider gönlünü alırım ve asla bu şekilde konuşup davranmam, kimsenin de davranmasına müsaade etmem... Çok mücadele ettim onunla. Hatta ayrıldım bile. Bir şekilde (hep bu bir şekildeler yüzünden yaşadım ne yaşadımsa) tekrar barıştık... Başlarda da düşündüğüm şuydu; bunu annesine yapan bana da yapar, hatta belki de daha kötüsünü!... Zaman geçtikçe düşündüğüm gibi oldu. En başlarda ben en mükemmel kadınken şimdi hasta düşünceli ve hasta ruhlu, ne yapacağı belli olmayan bir insan oldum çıktım onun gözünde...
Arkadaşlar ben de herkes gibi mükemmel değilim ama; hasta ruhlu ve hastalıklı düşünceleri olan bir kadın hiç değilim. Bilakis psikiyatriste gittim onun bu söylemleri üzerine ve "normal" raporu verdi bana doktor. Kendimden bile şüphelenecek duruma geldim düşünün artık durumumu... Ben kat'i suretle böyle özgüven sorunu yaşayan bir insan da değildim normalde. Ailemin bitsin diye baskıları, nişanlımın "bana saygı duymak zorundalar" diyerek kenarı çekiliverişi, ailem ve nişanlımla yaşadığım sorunlar, ailemin onun ailesiyle yaşadığı sorunlar(oğullarının işsiz oluşu, nişanda babasının olmayışı, annesin de nişandan sonraki zamanda ayda ya da 2 ayda bir arayışı, benim bu durumu nişanlıma ilettiğimde verdiği cevabın "ailenin insanlara saygılı olması gerekir" olması vs vs... ) Birşeyler "olsun, normal ve güzel olsun" diye uğraşa uğraşa bu hale geldim...
İlişkiyi bitirmek için de kurtarmak için de o kadar çokuğraştım ki... Nişanlım(!) yüzüğünü fırlatıp denize attığını söyledi bir ara bana. O ara da ayrılık gibi bir tartışma yaşamıştık...
Durumlardan birkaçını özet geçmek istiyorum arkadaşlar...
İşe girmediği bu uzunca aylar boyunca çokça düşünce ve sıkıntılar yaşandı. Parasızlık bir yana, bundan dolayı yaşanan sorunlar(bir kafeye bile gidip oturamadık mesela. mesele kafe mi? hayır mesele "değişiklik". kafede harcanacak para maksimum 10 liradır...) Annesinden sürekli para alması... Bana (bilip bilmeden) "senin arkadaş çevren hep erkeklerden ibaret, kimseyle görüşmeni istemiyorum" demesi ve en başından beri kendinden kaynaklı (özgüven kaynaklı) güvenmemesi, sürekli herşeyle ilgili beni suçlayıp durması vs vs...
Şimdilerde de, işe başlamadan önce bana facebook şifresini bile vermeyi teklif eden arkadaş(ki ben tabii ki reddettim), geçen gün şahit olduğum bir olay üzerine facebook şifresini istedim o gün ayrılıp evlere geçtikten sonra. İlk önce "ne yapacaksın?" diye sordu. "Hiç öylesine bakacağım. Arkadaş listene ve mesajlarına bakmak istiyorum. İçim rahat olsun diye." dedim. Her zaman yaptığı gibi sinirlendi ve "ben yorgunum, uyuyacağım,işim var gücüm var benim, hasta hasta ne konuşuyorsun sen" diyerek akşam akşam öyle bir bağırdı ki bana telefonda, annesinin "ne oldu evladım" diye odasına girdiğini duydum ama onu da sanırım itekledi ve bağırdı ona da... Akabinde "neden sinirleniyorsun? Ne gerek var ki sinirlenmene? Benim de yarın sınavım var ve sabahın köründe kalkmam gerekiyor, ben de kafama takıldığı için uyuyamayacağım" vs vs dedim. Bana ilk önce "senin ne yapacağını kestiremediğim için vermiyorum şifreyi" dedi. Daha sonra da bağırmaya devam etti ve telefonu "uyuyacağım ben" diyerek zorla da olsa kapattı... (arattığı ve incelediği kişilerin isimlerini gördüm kazara, bana facebooktan brşey gösterirken hareket dökümünden gördüm. Hepsi de işyerindeki kadınların ve kızların profiliydi... Kıskançlık değil kesinlikle, sadece ne işler dönüyor diye düşündüm ki bu tip durumlardan nefret ederim)... Ertesi gün de hiçbir şey olmamış gibi görüştük(özel bir günden dolayı) ve o gün işyerinde çalışan iki tane kızın onu işyerindeyken arayıp, kim olduğunu sorduklarını, çünkü bir önceki gün onun isminde ve o işyerinde çalışan birisinin gün boyunca onları rahatsız ettiğini söylemişler... Bana bu şekilde anlattı ve arayan numarayı ve kızların ismini söylemedi bana...
O kadar çok şey yaşadık... İyisiyle kötüsüyle ama arkadaşlar ciddiyim, yürekten söylüyorum, bu son olay bende olan ve bir ilişki için gerekli olan en önemli hisleri ve düşünceleri götürdü...
Ya ciddi ciddi ne ararsanız var arkadaşlar...Bunları neden yazdığımı bile bilmiyorum. Çok yoruldum gerçekten... Çelişki olan şu, ben bu olanların birçoğuna, istisnasız bir çoğuna bu insana varıncaya kadar hiç müsemma göstermedim ama bu insana bu müsemmayı gösterdim. Hem seviyorum(yani artık "sanırım") hem ayrılmak istiyorum... Ne yapacağımı bilmiyorum...
Arkadaşlar çok teşekkür ederim. Ne olursa olsun bizi bizden başkası anlamıyor. İyi de olsa kötü de olsa birbirimize doğruları hep biz söylüyor ve gösteriyoruz. Bazen bazı şeylerin farkında olamıyoruz, bazen farkında olsak bile vereceğimiz kararı destekleyici cümleler duymak istiyoruz ve bu durumda hep birbirimizin yanında biz "kadınlar" varız.
Sizleri seviyorum, görmesem de, tanışmasak da. Zaten çok da önemli değil. Burada "yüreklerimiz bir". İyi ki varsınız...
Sevgili rocknroll85,
Öncelikle tam 1 ay önce nişan attığımı belirterek başımdan geçenleri paylaşmak istiyorum. 2013 kasım ayında flört etmeye başladık,doğuluydu. Ben Bursalıyım. Selanik göçmeniyiz. Kasım'da taşınma işimiz vardı, semt değiştiriyorduk. O sırada beni ailesiyle tanıştırdı. Ailesi gelinimiz geldi diye sevinçlerinden öldüler,yemeklere götürdüler. Nasıl mutluydum. Hayatımda beni ciddiye alan,evlilik düşünen bir erkek bulmuştum. Bu arada ailesi bizim eve gelmek, tanışmak istediler bir an önce. Yeni koltuk takımı alacağımız için hemen davet edemiyorduk. Sadece sevgilimi, ailem yemeğe çağırdı, bir restaurantta yemek yedik. Fakat ailesi sürekli baskı yaptı." Size ne zaman geliyoruz?" şeklinde..Sonrasında eve yemeğe aldık, tanıştılar.Annesini, ablasını, eniştesini çok sevmiştim. Evlatları gibi davranıyorlardı. Sürekli onlarla birlikteydim,ailem şikayetçiydi, özlüyorlardı, neredeyse yüzümü göremez olmuşlardı. Hep onların evine gidiyorduk veya dışarda yemekteydik. Ayrıca sevgilim annesinin oturduğu civardan ev bakmaya başlamıştı. Başta garipsemiştim,ama o semti bilmediğimden çok da üstünde durmadım. 4 aylık flörtün ardından istemeye gelmediklerinden nişan ve söz birlikte olsun kararı alındı. Babamlar nişanımı salonda yapmak istiyordu, fakat sevgilimin annesi "Bizim adetlerimize göre nişan yok, söz olur.Sonra kına ve düğün olur, eğer siz nişanı salonda yaparsanız benim tarafımdan kimse gelmez. Gururum kırılır" deyince annemler mecbur evde yaptılar. Bizimkiler çok üzgündü.İstedikleri olmamıştı.Kadın resmen istediğini dayatmıştı bize. Nişan gününe 1 gün kala annesi bu sefer nişanda loğusa şerbeti dağıtacağım diye tutturdu. Annem çok sinir olmuştu. Evimize catering çağırmıştık..gerek yoktu. İstemede binbir tane adet-gelenek dayattılar,seccadeyle istediler, bekarlara kurdele yutturdular. O da yetmedi, ablası kendi nişanında giydiği nişanlığıyla geldi,takmış takıştırmış.Dersin,takı merasiminden yeni gelmiş.Üstünde de mini beyaz kürkü vardı, resmen ikiz olmuştuk.Artı çikolata tabağını elimden bir hışım almıştı.Yetmezmiş gibi "Kardeşim bize çok baskı yaptı,geç kalmayalım diye. Senin yüzünden bizim tarafa yemek bile yediremeden geldik" dedi. Nasıl bozulmuştum. Nişan sonrasında da nişanlımla tartıştık. Önce hak verdi, sonra ablam şu sıralar agresif dedi. Sonra ablasını savundu,birileri yalan söylüyor dedi...Ailesine laf kondurmuyordu. Annesi oğlunu sürekli arıyordu, bizdeyken "hadi nerde kaldın,eve gel" diye aramalar. Kendisi çok aradığından damadına aratıyordu gelsin hemen diye. Ailem çok içerlemişti.Sonrasında nişanlım çok agresifti, babam nişan albümünü beğenmedi diye acayip bozuldu. Bana öfkelendi, bağırdı çağırdı. Yoktan yere sinirleniyordu. Sürekli ağlıyordum, sabahları iş arkadaşım teselli ediyordu. Sonra nişanlım özürler diliyor, haklısın diyor seni seviyorum diyordu.
Geçen ay anneler gününde attım nişanı. Herşey birikmişti bende. Yalanları çıkıyordu sürekli. Maaşı söylediği kadar değilmiş, aldığı tek taş için 3.500 TL ye aldım deyip sonrasında 800 TL ye aldım,maliyetine diye salladı. Anneler günü haftası alacağımız yeni ev için konu açtık, metrobüsteydik. Sadece ikimiz ev bakacaktık,çünkü ikimiz bir yuva kuruyorduk. "Bizimkilerle ve seninle ev bakacağız,isterse sizinkiler de gelir" deyince şalter attı bende.Sadece ikimiz bakalım,gezelim istiyordum,sonrasında ailelere danışılırdı. Neyse yine üzdü beni,kavgalar ettik,yine özür diledi "Sadece ikimiz ev bakmaya gidiyoruz aşkım üzülme" dedi ve yine barıştık. Pazar günü anneler gününde sabah aradı, ailesiyle kahvaltı ediyormuş.Sonra öğlen aradığımda işim var dedi eniştemle. Şaşırdım pazar pazar ne iş olacak. 3 saat geçti ses seda yok. Aradım, "Efendim canım benim" diye açtı. Ne yaptığını sorunca "Bizimkilerleyim,dışardayız geziyoruz,ev bakıyoruz" deyince koptum. Ailesinin yanında bana dayılandı, öfkeli. Allahım çıldıracaktım. Bağırdım telefonda,bitti dedim bitti,annenle sana saadetler dilerim. Sonra babamı arayıp beni şikayet etmiş, annesine çok agresif davranıyormuşum. Kadın meğerse oğluna beni kötülüyor, dolduruyormuş, hem de bana annem gibi sokulurken!!!
Velhasıl bitti, ve inanılmaz mutluyum. Onlardan,saçma adetlerinden ve nişanlımın ana kuzuluğundan ve de annesinden kurtuldum. Kadın dominanttı ve oğluna çok düşkündü. Sürekli kendi dediğini yaptırıyordu,oğlu da paşa paşa yapıyordu.
Demem o ki kurtul arkadaşım, en kötü annen, en iyi kaynanadan iyidir. Kaynana kaynanadır.Hatta toplumda sözler var: "Kaynana ile gelin arasında balta kırılmıştır." "Görümce,görmeyim ömrümce" Kaynana ve görümcenin iyisi hiç mi yok, belki vardır.İnşallah bize de denk gelir. Ama seni üzen bir insan, hele ki eş adayınsa seni hiç sevmemiş demektir.Seven erkek üzmeye kıyamaz, bunu unutma.Hayat bir kere yaşanıyor, yanlış insanların elinde harcatma..Aileni asla ve asla karşına alma. Ben onu o kadar sevmiştim ki ailemi hep bastırdım, benim için anlayış gösterdiler, katlandılar ve sonunda da üzüldüler çok. Değdi mi hayır, hiç değmezmiş..Sevgi ölüyor, saygı olmayınca..
Saygılar,
kendıne konu açsaydın ya..Sevgili rocknroll85,
Öncelikle tam 1 ay önce nişan attığımı belirterek başımdan geçenleri paylaşmak istiyorum. 2013 kasım ayında flört etmeye başladık,doğuluydu. Ben Bursalıyım. Selanik göçmeniyiz. Kasım'da taşınma işimiz vardı, semt değiştiriyorduk. O sırada beni ailesiyle tanıştırdı. Ailesi gelinimiz geldi diye sevinçlerinden öldüler,yemeklere götürdüler. Nasıl mutluydum. Hayatımda beni ciddiye alan,evlilik düşünen bir erkek bulmuştum. Bu arada ailesi bizim eve gelmek, tanışmak istediler bir an önce. Yeni koltuk takımı alacağımız için hemen davet edemiyorduk. Sadece sevgilimi, ailem yemeğe çağırdı, bir restaurantta yemek yedik. Fakat ailesi sürekli baskı yaptı." Size ne zaman geliyoruz?" şeklinde..Sonrasında eve yemeğe aldık, tanıştılar.Annesini, ablasını, eniştesini çok sevmiştim. Evlatları gibi davranıyorlardı. Sürekli onlarla birlikteydim,ailem şikayetçiydi, özlüyorlardı, neredeyse yüzümü göremez olmuşlardı. Hep onların evine gidiyorduk veya dışarda yemekteydik. Ayrıca sevgilim annesinin oturduğu civardan ev bakmaya başlamıştı. Başta garipsemiştim,ama o semti bilmediğimden çok da üstünde durmadım. 4 aylık flörtün ardından istemeye gelmediklerinden nişan ve söz birlikte olsun kararı alındı. Babamlar nişanımı salonda yapmak istiyordu, fakat sevgilimin annesi "Bizim adetlerimize göre nişan yok, söz olur.Sonra kına ve düğün olur, eğer siz nişanı salonda yaparsanız benim tarafımdan kimse gelmez. Gururum kırılır" deyince annemler mecbur evde yaptılar. Bizimkiler çok üzgündü.İstedikleri olmamıştı.Kadın resmen istediğini dayatmıştı bize. Nişan gününe 1 gün kala annesi bu sefer nişanda loğusa şerbeti dağıtacağım diye tutturdu. Annem çok sinir olmuştu. Evimize catering çağırmıştık..gerek yoktu. İstemede binbir tane adet-gelenek dayattılar,seccadeyle istediler, bekarlara kurdele yutturdular. O da yetmedi, ablası kendi nişanında giydiği nişanlığıyla geldi,takmış takıştırmış.Dersin,takı merasiminden yeni gelmiş.Üstünde de mini beyaz kürkü vardı, resmen ikiz olmuştuk.Artı çikolata tabağını elimden bir hışım almıştı.Yetmezmiş gibi "Kardeşim bize çok baskı yaptı,geç kalmayalım diye. Senin yüzünden bizim tarafa yemek bile yediremeden geldik" dedi. Nasıl bozulmuştum. Nişan sonrasında da nişanlımla tartıştık. Önce hak verdi, sonra ablam şu sıralar agresif dedi. Sonra ablasını savundu,birileri yalan söylüyor dedi...Ailesine laf kondurmuyordu. Annesi oğlunu sürekli arıyordu, bizdeyken "hadi nerde kaldın,eve gel" diye aramalar. Kendisi çok aradığından damadına aratıyordu gelsin hemen diye. Ailem çok içerlemişti.Sonrasında nişanlım çok agresifti, babam nişan albümünü beğenmedi diye acayip bozuldu. Bana öfkelendi, bağırdı çağırdı. Yoktan yere sinirleniyordu. Sürekli ağlıyordum, sabahları iş arkadaşım teselli ediyordu. Sonra nişanlım özürler diliyor, haklısın diyor seni seviyorum diyordu.
Geçen ay anneler gününde attım nişanı. Herşey birikmişti bende. Yalanları çıkıyordu sürekli. Maaşı söylediği kadar değilmiş, aldığı tek taş için 3.500 TL ye aldım deyip sonrasında 800 TL ye aldım,maliyetine diye salladı. Anneler günü haftası alacağımız yeni ev için konu açtık, metrobüsteydik. Sadece ikimiz ev bakacaktık,çünkü ikimiz bir yuva kuruyorduk. "Bizimkilerle ve seninle ev bakacağız,isterse sizinkiler de gelir" deyince şalter attı bende.Sadece ikimiz bakalım,gezelim istiyordum,sonrasında ailelere danışılırdı. Neyse yine üzdü beni,kavgalar ettik,yine özür diledi "Sadece ikimiz ev bakmaya gidiyoruz aşkım üzülme" dedi ve yine barıştık. Pazar günü anneler gününde sabah aradı, ailesiyle kahvaltı ediyormuş.Sonra öğlen aradığımda işim var dedi eniştemle. Şaşırdım pazar pazar ne iş olacak. 3 saat geçti ses seda yok. Aradım, "Efendim canım benim" diye açtı. Ne yaptığını sorunca "Bizimkilerleyim,dışardayız geziyoruz,ev bakıyoruz" deyince koptum. Ailesinin yanında bana dayılandı, öfkeli. Allahım çıldıracaktım. Bağırdım telefonda,bitti dedim bitti,annenle sana saadetler dilerim. Sonra babamı arayıp beni şikayet etmiş, annesine çok agresif davranıyormuşum. Kadın meğerse oğluna beni kötülüyor, dolduruyormuş, hem de bana annem gibi sokulurken!!!
Velhasıl bitti, ve inanılmaz mutluyum. Onlardan,saçma adetlerinden ve nişanlımın ana kuzuluğundan ve de annesinden kurtuldum. Kadın dominanttı ve oğluna çok düşkündü. Sürekli kendi dediğini yaptırıyordu,oğlu da paşa paşa yapıyordu.
Demem o ki kurtul arkadaşım, en kötü annen, en iyi kaynanadan iyidir. Kaynana kaynanadır.Hatta toplumda sözler var: "Kaynana ile gelin arasında balta kırılmıştır." "Görümce,görmeyim ömrümce" Kaynana ve görümcenin iyisi hiç mi yok, belki vardır.İnşallah bize de denk gelir. Ama seni üzen bir insan, hele ki eş adayınsa seni hiç sevmemiş demektir.Seven erkek üzmeye kıyamaz, bunu unutma.Hayat bir kere yaşanıyor, yanlış insanların elinde harcatma..Aileni asla ve asla karşına alma. Ben onu o kadar sevmiştim ki ailemi hep bastırdım, benim için anlayış gösterdiler, katlandılar ve sonunda da üzüldüler çok. Değdi mi hayır, hiç değmezmiş..Sevgi ölüyor, saygı olmayınca..
Saygılar,
kendıne konu açsaydın ya..
anlattıklarınla bu konunun ne alakası var ki?
kız kayınvalıdesını cok sevıyor..her kayınvalıde senınkı gıbı mı oluyormuş?
ılerde sende kaynana olcaksın,fazla önyargılı olma..
her ınsan bır degıl..
Geçmiş olsun arkadaşım. Darısı en kısa zamanda başıma :)
İyi yaparsın...Kızlar... Benim durumum resmen "lanet" gibi birşey oldu. Baksanıza sizin bile sinirleriniz bozuldu yoktan yere. :) Derhal bitiriyorum bu ilişkiyi ben
Gerçekten ne yapacağını bilmiyor musun? Bu adamla yola devam etmenin tek nedeni olabilir; o da yaşım geldi, evde kalacağım korkusu... Yapma bunu kendine.
.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?