- 7 Ekim 2012
- 77
- 28
Konuyu deşarj olmak, içimi boşaltmak için açıyorum zira buraya yazdıklarımı çekinmeden anlatabileceğim kimsem yok.
Sabah sabah ağlama krizine girdim, içimi boşaltmak istedim.
Üniversire mezunu, maddi olanakları olan bir insanın 36 yaşına kadar nasıl boş bir yaşam sürdürdüğünü okuyacaksınız.
4 çocuklu memur bir ailenin büyük çocuğuyum.
Annemin hep oku,ders çalış, başarılı ol, üniversite bitir baskıları ile büyüdüm.Asla sosyal bir faaliyete katılamam müsaade edilmedi hem derslerim aksar hem de başıma kötü şeyler gelebilir düşüncesi ile.
Yani sadece okul hayatı olan asosyal bir insan olarak yetiştirildim. Lisedeyken sinemaya bile gitmeme izin vermezdi annem, çünkü sinema o zamanlar onun için başıma kötü şeyler gelebilecek bir mekandı..
Okul arkadaşlarım okul dışında buluşur dolaşır gezerlerdi bana müsaade yoktu ya da çok nadiren izin verilirdi.
Memur çocuğu olduğum için haliyle maddi imkanlarda kısıtlıyordu sosyalleşmeyi.
Annem hep dominant bir kadın oldu, aslında evin hem kadını hem erkeğiydi ki hala öyle. Babam kendi halinde önce can sonra canan diyen bizimle çok ilgilenmeyen ama zararı da olmayan ben merkezli pasif bir adam. Elin ne bir tamir ne başka birşey gelmez gelmediği gibi tamirci gerek olsa onu bile bulamaz. Her işe annem koştururdu, koşturuyor da hala.
Annemin hayali olan bölümü kazandım. Üniversite hayatım boyunca diğer arkadaşlarım gibi olamadım. Gezemedim tozmadadım sosyalleşemedim. Ailemin bana yetiştirirken öğrettiği çok gezmek iyi değil,gece dışarı çıkma, alkol sigara kötü günah şeyler, erkek arkadaşa sahip olmak ahkalsızlık gibi düşüncelerin etkisi ile hep ağırbaşlı hayatı okul- ev olan bir üniversite hayatı geçirdim.
Bu arada hiç arkadaşım yok değildi sınıfımdan benim gibi yetiştirilmiş kızlar ile takıldım, pikniğe falan giderdik.
Ama canlı müzk, konser, üniversitenin sosyal faaliyetleri gibi hiç birşeye gitmedim, katılmadım.
Düşünüyorum da burda hata bende de var, ailemden kilometrelerce uzakta tek başımaydım, onalrın yapma dediği şeyleri aslında yapabilir sosyalleşbilirdim. Ama annemi hayalkırıklığına uğratmak gibi olacağı için hep ağırbaşlı hanım kız oldum ben, kendimi aşamadım sosyalleşemedim.
Üniversiteden mezun oldum, çalışmaya başladım.
Ama çalışma hayatına başlamak bile beni değiştiremedi, ailemin öğretilerinin etkisinden kurtulamadım.
Hep çekingen, iletişimi zayıf, pek sohbeti olmayan, ilk başta aşırı soğuk bir kız izlenimi oluşturan biri oldum hala da öyleyim, özgüven eksikliğim var.
Bu arada hiç erkek arkadaşım olmadı, çünkü o kadar soğuk ve mesafeli bir insanım ki yanıma yaklaşmaya korkar bir erkek..
Bana yaklaşabilen bir kaç kişiyi de ben beğenmedim sanırım...
2006 yılından beri çalışıyorum, anne baba memur olunca ve diğer kardeşlerim okuduğu için aileme maddi destek vermeye başladım.
Bu maddi destek bende bir görev bir mecburiyet halini aldı, yıl 2019 hala aileme ayda 2-3000 TL yardımda bulunuyorum, annemin babamın her kıyafetini eksiğini ben alıyorum. Bu arada şu da var benim paraya ihtiyacım olunca ailem de bana yardım eder, tabi benim yardım ettiğim kadar değil.
12-13 yıldır çalışıyorum hiç birikimim olmadı, sadece lüks araç sınıfına giren bir arabam var ve her yıl ev sahibine vereceğim kirayı biriktirebiliyorum.
Çünkü yazın tatile gideriz ailecek (diğer 2 kardeşim çalıştığı halde) herkesin ücretini ben öderim, yemeğe gideriz hesabı hep ben öderim, her yere benim araç ile gideriz. çalışmayan bir kızkardeşim var evlendi, nişanın kınasının sponsoru ben oldum. Kardeşlerim okurken özel yurtlarda kaldı ben destek verdim. Çalışan kardeşlerimin bile çok sık olmasa da bazı zamanlar kredi kartı ya da mtv vergilerini ben öderim hala.
Geçen gün annem bak nasıl da kızkardeşinin her eşyasını aldım borç bırakmadım dedi. İnanın nasıl zoruma gitti, evet kendi emekli maaşı var ama her ay benim verdiğim destek olmazsa o kadar ödeme yapamazdı ki. Sanki tek başına kendi biriktirmiş de ödemiş gibi konuştu, kırıldım.
Babam ile tartıştık, ne yaptın ki bana dedi, yıkıldım...
Benimle yaşıt aynı işte çalıştığım arkadaşlarımın evi, arabası, bankada birikimi var, yurtdışlarına gidiyorlar tatile ve ben artık şu yaşadığım hayatı sorgulamaya başladım. Ne bir evim var ne bir birikimim ne de yurtdışı tatillerine gitmişliğim. Kaldı ki ülke içinde bile o kadar az şehre gitmişliğim var ki. Hiç bir hobim yok, sosyal faaliyetim yok, özgüvensiz zavallının biriyim.
Bir kaç seans psikoloğa gittim ama randıman alamadım, bıraktım.
Maalesef çok arkadaşım yok her yere ailem ile gitmişim her şeyi ailem ile yapmışım. Zaten sosyalortamlara da girince konuşacak bir şey bulamıyorum çok sessizkalıyorum.
Şimdi de artık gezip görmek sosyalleşmek istiyorum ama araba için bir miktar kredi çektim onu ödediğim için maddi olarak çok rahat değilim.
İşin özeti ben şu yaşıma kadar ne boş yaşamışım,hadi maddi birikimim yok ama gezmemişim görmemişim, sevmemişim sevilmemişim, çevrem olmamış, yapayalnız bir ben yaratmışım.
İçimi döktüm....
Sabah sabah ağlama krizine girdim, içimi boşaltmak istedim.
Üniversire mezunu, maddi olanakları olan bir insanın 36 yaşına kadar nasıl boş bir yaşam sürdürdüğünü okuyacaksınız.
4 çocuklu memur bir ailenin büyük çocuğuyum.
Annemin hep oku,ders çalış, başarılı ol, üniversite bitir baskıları ile büyüdüm.Asla sosyal bir faaliyete katılamam müsaade edilmedi hem derslerim aksar hem de başıma kötü şeyler gelebilir düşüncesi ile.
Yani sadece okul hayatı olan asosyal bir insan olarak yetiştirildim. Lisedeyken sinemaya bile gitmeme izin vermezdi annem, çünkü sinema o zamanlar onun için başıma kötü şeyler gelebilecek bir mekandı..
Okul arkadaşlarım okul dışında buluşur dolaşır gezerlerdi bana müsaade yoktu ya da çok nadiren izin verilirdi.
Memur çocuğu olduğum için haliyle maddi imkanlarda kısıtlıyordu sosyalleşmeyi.
Annem hep dominant bir kadın oldu, aslında evin hem kadını hem erkeğiydi ki hala öyle. Babam kendi halinde önce can sonra canan diyen bizimle çok ilgilenmeyen ama zararı da olmayan ben merkezli pasif bir adam. Elin ne bir tamir ne başka birşey gelmez gelmediği gibi tamirci gerek olsa onu bile bulamaz. Her işe annem koştururdu, koşturuyor da hala.
Annemin hayali olan bölümü kazandım. Üniversite hayatım boyunca diğer arkadaşlarım gibi olamadım. Gezemedim tozmadadım sosyalleşemedim. Ailemin bana yetiştirirken öğrettiği çok gezmek iyi değil,gece dışarı çıkma, alkol sigara kötü günah şeyler, erkek arkadaşa sahip olmak ahkalsızlık gibi düşüncelerin etkisi ile hep ağırbaşlı hayatı okul- ev olan bir üniversite hayatı geçirdim.
Bu arada hiç arkadaşım yok değildi sınıfımdan benim gibi yetiştirilmiş kızlar ile takıldım, pikniğe falan giderdik.
Ama canlı müzk, konser, üniversitenin sosyal faaliyetleri gibi hiç birşeye gitmedim, katılmadım.
Düşünüyorum da burda hata bende de var, ailemden kilometrelerce uzakta tek başımaydım, onalrın yapma dediği şeyleri aslında yapabilir sosyalleşbilirdim. Ama annemi hayalkırıklığına uğratmak gibi olacağı için hep ağırbaşlı hanım kız oldum ben, kendimi aşamadım sosyalleşemedim.
Üniversiteden mezun oldum, çalışmaya başladım.
Ama çalışma hayatına başlamak bile beni değiştiremedi, ailemin öğretilerinin etkisinden kurtulamadım.
Hep çekingen, iletişimi zayıf, pek sohbeti olmayan, ilk başta aşırı soğuk bir kız izlenimi oluşturan biri oldum hala da öyleyim, özgüven eksikliğim var.
Bu arada hiç erkek arkadaşım olmadı, çünkü o kadar soğuk ve mesafeli bir insanım ki yanıma yaklaşmaya korkar bir erkek..
Bana yaklaşabilen bir kaç kişiyi de ben beğenmedim sanırım...
2006 yılından beri çalışıyorum, anne baba memur olunca ve diğer kardeşlerim okuduğu için aileme maddi destek vermeye başladım.
Bu maddi destek bende bir görev bir mecburiyet halini aldı, yıl 2019 hala aileme ayda 2-3000 TL yardımda bulunuyorum, annemin babamın her kıyafetini eksiğini ben alıyorum. Bu arada şu da var benim paraya ihtiyacım olunca ailem de bana yardım eder, tabi benim yardım ettiğim kadar değil.
12-13 yıldır çalışıyorum hiç birikimim olmadı, sadece lüks araç sınıfına giren bir arabam var ve her yıl ev sahibine vereceğim kirayı biriktirebiliyorum.
Çünkü yazın tatile gideriz ailecek (diğer 2 kardeşim çalıştığı halde) herkesin ücretini ben öderim, yemeğe gideriz hesabı hep ben öderim, her yere benim araç ile gideriz. çalışmayan bir kızkardeşim var evlendi, nişanın kınasının sponsoru ben oldum. Kardeşlerim okurken özel yurtlarda kaldı ben destek verdim. Çalışan kardeşlerimin bile çok sık olmasa da bazı zamanlar kredi kartı ya da mtv vergilerini ben öderim hala.
Geçen gün annem bak nasıl da kızkardeşinin her eşyasını aldım borç bırakmadım dedi. İnanın nasıl zoruma gitti, evet kendi emekli maaşı var ama her ay benim verdiğim destek olmazsa o kadar ödeme yapamazdı ki. Sanki tek başına kendi biriktirmiş de ödemiş gibi konuştu, kırıldım.
Babam ile tartıştık, ne yaptın ki bana dedi, yıkıldım...
Benimle yaşıt aynı işte çalıştığım arkadaşlarımın evi, arabası, bankada birikimi var, yurtdışlarına gidiyorlar tatile ve ben artık şu yaşadığım hayatı sorgulamaya başladım. Ne bir evim var ne bir birikimim ne de yurtdışı tatillerine gitmişliğim. Kaldı ki ülke içinde bile o kadar az şehre gitmişliğim var ki. Hiç bir hobim yok, sosyal faaliyetim yok, özgüvensiz zavallının biriyim.
Bir kaç seans psikoloğa gittim ama randıman alamadım, bıraktım.
Maalesef çok arkadaşım yok her yere ailem ile gitmişim her şeyi ailem ile yapmışım. Zaten sosyalortamlara da girince konuşacak bir şey bulamıyorum çok sessizkalıyorum.
Şimdi de artık gezip görmek sosyalleşmek istiyorum ama araba için bir miktar kredi çektim onu ödediğim için maddi olarak çok rahat değilim.
İşin özeti ben şu yaşıma kadar ne boş yaşamışım,hadi maddi birikimim yok ama gezmemişim görmemişim, sevmemişim sevilmemişim, çevrem olmamış, yapayalnız bir ben yaratmışım.
İçimi döktüm....