• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bittiğini Kabul Etmek Gerekiyor..

caneem

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
22 Ekim 2014
180
385
103
Yaşadıklarımı ve duygularımı size geçirmek cümlelerle ne kadar olur bilmiyorum ama aranızdan beni anlayanlar çıkacaktır eminim. Haftasonu eşimle ikimiz de evdeydik. Ve ben şunu fark ettim. Telefon konuşmaları dışında (annem,ablam vs) kurduğum cümle sayısı en fazla beş sanırım. 'Yemek hazır','Kahve içer misin' gibi benim kurduğum cümleler ve 'Dışarı çıkıyorum bi şey lazım mı?' 'Işığı kapat' gibi eşimin tarafından zaruriyetle edilen birkaç kelime.

Peki neden böyle oldu? Onunla tanıştığım zaman (7 sene evvel) telefon kulağımıza yapışık yaşadık evlenene kadar. Konuşacak çok fazla şeyimiz vardı. Bana göre de evliliğin olmazsa olmazı ' arkadaş olabilmek'ti. Şimdi birbirimizin varlığından rahatsız oluyoruz sanki. Asla aynı odalarda oturmuyoruz. Sadece yemek yerken aynı odanın havasını soluyoruz. Cinsellik deseniz o çok nadir ve bir görev gibi. Sanki ikimiz de işe gelmişiz de sevişiyoruz herkesin önünde gibi, öyle bir saçmalık. Onun dışında dokunma, öpme, sarılma gibi eylemleri yitireli çok oldu.

Çocuğumuz yok ve 'çocuklar için evlilik devam etmeli' gibi bir durumumuz da yok. Hala neden evliyiz onu da bilmiyorum. Geçen gün 'bu evlilik seni mutlu ediyor mu' diye sordum. 'Bi süre ayrı yaşayalım, ölçüp tartalım, birbirimizi özlersek yine devam ederiz' dedi. Gerçekten ayrı yaşayıp bi süre sonra eşini özleyen ve evliliğine devam eden oldu mu?

Eşim bana zaman ayıran biri değil. Çok fazla şey beklediğimi düşünmeyin. Mesela 7 yıldır hiç tatile gitmedik, sinemaya 2 kez gittik (benim zorumla), dışarıda bi şeyler içelim yahut gezelim demez hiç. Diyeceksiniz ki sen teklif et. O kadar çok ettim ki.. Sonu hep tartışmaya vardı. İstanbul gibi bir yerde, İstanbul'un bir sürü yerini merak etmeme rağmen (İstanbul'a geldim evlenince) beni çıkardığı maksimum yer en yakın avm. Onda da atlı koşturur gibi ' hadi ayaklarım ağrıdı' der durur.

İnanın bana ben ekstra şeyler istemiyorum. Kendim de çalışıyorum kamu görevlisiyim ve zaten çok fazla gezecek, dışarıya çıkacak zamanım yok. Yine de orta yolu bulamıyorum. Ayrılsak üzülürüm evet ama bu durum daha üzücü değil mi? Kendime saygım kalmadı. İki kelime etmek için, birkaç insanın yüzünü görmek için işe gitmem gerekiyor çünkü bir tek orada benimle konuşan insanlar var.

Yazarken saçmalamış olabilirim ama size bunları büyük bir duygu karmaşasıyla yazıyorum. Sizce de gitmek en hayırlısı gibi görünmüyor mu?
 
Yaşadıklarımı ve duygularımı size geçirmek cümlelerle ne kadar olur bilmiyorum ama aranızdan beni anlayanlar çıkacaktır eminim. Haftasonu eşimle ikimiz de evdeydik. Ve ben şunu fark ettim. Telefon konuşmaları dışında (annem,ablam vs) kurduğum cümle sayısı en fazla beş sanırım. 'Yemek hazır','Kahve içer misin' gibi benim kurduğum cümleler ve 'Dışarı çıkıyorum bi şey lazım mı?' 'Işığı kapat' gibi eşimin tarafından zaruriyetle edilen birkaç kelime.

Peki neden böyle oldu? Onunla tanıştığım zaman (7 sene evvel) telefon kulağımıza yapışık yaşadık evlenene kadar. Konuşacak çok fazla şeyimiz vardı. Bana göre de evliliğin olmazsa olmazı ' arkadaş olabilmek'ti. Şimdi birbirimizin varlığından rahatsız oluyoruz sanki. Asla aynı odalarda oturmuyoruz. Sadece yemek yerken aynı odanın havasını soluyoruz. Cinsellik deseniz o çok nadir ve bir görev gibi. Sanki ikimiz de işe gelmişiz de sevişiyoruz herkesin önünde gibi, öyle bir saçmalık. Onun dışında dokunma, öpme, sarılma gibi eylemleri yitireli çok oldu.

Çocuğumuz yok ve 'çocuklar için evlilik devam etmeli' gibi bir durumumuz da yok. Hala neden evliyiz onu da bilmiyorum. Geçen gün 'bu evlilik seni mutlu ediyor mu' diye sordum. 'Bi süre ayrı yaşayalım, ölçüp tartalım, birbirimizi özlersek yine devam ederiz' dedi. Gerçekten ayrı yaşayıp bi süre sonra eşini özleyen ve evliliğine devam eden oldu mu?

Eşim bana zaman ayıran biri değil. Çok fazla şey beklediğimi düşünmeyin. Mesela 7 yıldır hiç tatile gitmedik, sinemaya 2 kez gittik (benim zorumla), dışarıda bi şeyler içelim yahut gezelim demez hiç. Diyeceksiniz ki sen teklif et. O kadar çok ettim ki.. Sonu hep tartışmaya vardı. İstanbul gibi bir yerde, İstanbul'un bir sürü yerini merak etmeme rağmen (İstanbul'a geldim evlenince) beni çıkardığı maksimum yer en yakın avm. Onda da atlı koşturur gibi ' hadi ayaklarım ağrıdı' der durur.

İnanın bana ben ekstra şeyler istemiyorum. Kendim de çalışıyorum kamu görevlisiyim ve zaten çok fazla gezecek, dışarıya çıkacak zamanım yok. Yine de orta yolu bulamıyorum. Ayrılsak üzülürüm evet ama bu durum daha üzücü değil mi? Kendime saygım kalmadı. İki kelime etmek için, birkaç insanın yüzünü görmek için işe gitmem gerekiyor çünkü bir tek orada benimle konuşan insanlar var.

Yazarken saçmalamış olabilirim ama size bunları büyük bir duygu karmaşasıyla yazıyorum. Sizce de gitmek en hayırlısı gibi görünmüyor mu?
Öyle kolay boşan diyen biri değilim ama burda o kadar değişik evlilikler okuyorum ki yani evlilik bile değil hani boşan demeye başladım ve üzgünüm ki sizin için de en hayırlısı gitmek bu evlilik değil ev arkadaşlığı bile değil boşu boşuna birbirinize katlanıyorsnz 😶
 
bu evlilik seni mutlu ediyor mu' diye sordum. 'Bi süre ayrı yaşayalım, ölçüp tartalım, birbirimizi özlersek yine devam ederiz' dedi. Gerçekten ayrı yaşayıp bi süre sonra eşini özleyen ve evliliğine devam eden oldu mu
Cift terapistlerinin de önerisi olabiliyor bir süre ayrı yaşamak.
Belki o özler birşeyleri fark eder ve döndügünde siz daha mutlu oldugunuzu ve artik onsuz devam etmek istediginizi canınız yanarak gercekleri görüyorum olarak değilde,aslinda ben de istemiyormuşum diye düsünerek fark edeceksiniz bu sürede?
Aynı evde yabancılasmak bosanmaktan daha acı.
Deneyin hakkınızda hayırlı olsun.Ben denerdim.
(Sayet denerseniz püf nokta burada size kolay olaşabiliyor olmaması.Kaybolun ortadan ki kendi basına 7 senenizi sakince bir düsünsün.)
 
Son düzenleme:
"Bir müddet ayrı yaşayalım" belki bazen gerekli olabilir ama eğer iki tarafta bu problemi aşıp evliliğe devam etmek istiyorsa bir çift terapisi sanki daha yararlı olur gibi.
 
Bence çocuk yokken ayrılın anladığım kadarı ile eşiniz de aynı fikirde.. 'Bi süre ayrı yaşayalım, ölçüp tartalım, birbirimizi özlersek yine devam ederiz' demesinden belli gibi... Eğer bu süre ayrılıktan sonra özler dönerseniz sağlık probleminiz yok ise %100 çocuğunuz olur.. Sonrasında her şey yine bugün ki gibi olursa çocuk ayrılmaya engel görülebilir... Çalışıyormuşsunuz neden hayatınızı düzelir mi diye heba edeceksiniz ki..

Sohbet yok, cinsellik mecburi diyorsunuz. Evliliğin ilk yılları en azından gezmeler tozmalar eğlenmeler olur sizde o da olmamış. Yani evlilik değil de sanki ev arkadaşlığı gibi.. Sakin kafa ile artıları eksileri yazın ölçüp tartın ona göre yolunuza bakın derim...
 
Eşiniz zaten ara vermek istemiş. Erkekler nasıl bu kadar rahat ya yedi yılı atıyorlar bir anda
Ara verseniz sizi özleyip tekrar bir araya gelelim der mi sizce. Direkt ayrılın denmez kimseye eşinizle konuşun tekrar bu kadar Sevgi dolu başlayıp böyle bıkkınlık hiç normal değil.
 
Birden boyle olmamıştır ilişkiniz zaman içerisinde evrilmistir diye düşünüyorum adım adım bu hale gelmissinizdir. Eşiniz de ilişkinizin bu halinden mutlu degildir herhalde Bir süre ayri kalmak iyi olabilir karar verme sürecinizde eşinizin ayri kalma tavsiyesini mantıklı buldum ben. Ayri kaldiginiz süreçte birbirinizi ozleyebilir ya da dunya varmış diyebilirsiniz
 
Sevgiliyken de böyle miydi bu adam ? Yani dışarıyı sevmez aktivite yapmaz mıydı ? Bilmiyorum sizinki sadece ev arkadaşlığı çift terapisti falan deneyebilirsiniz
 
Kolay kolay kimseye boşan demiyorum, birbirimizi tanımasak da vebal olmasın diye.
Fakat bazen bazı evlilikler, gerçekten evlilik değil dedirtiyor insana.
Hüznünüzü hissettim. Her türlü mutluluğu tatma hakkınız var, gençsinizdir de. Neden böyle geçsin ki hayat.
Yapın birer kahve, konuşun eşinizle.
Kendisi memnun mu?
Beklentisi var mı?
Şikayeti var mı?
Sevgisi var mı?
Yokluğunuz ne ifade eder vs.
Konuşun, uzun ve açık bir konuşma olsun.
Sağlıklı kararlar almak için önce iletişim şart.
 
Sevgiliyken de böyle miydi bu adam ? Yani dışarıyı sevmez aktivite yapmaz mıydı ? Bilmiyorum sizinki sadece ev arkadaşlığı çift terapisti falan deneyebilirsiniz
İstanbul 'a gelin götürdüğü eşine bir kez bile o güzelim şehri gezdirmemesi ne kadar hüzünlendirdi beni anlatamam..
Oysa yaşanacak ne güzel şeyler var.
 
Benim de en çok merak ettiğim evlilik öncesinde de ilişkiniz bu şekilde miydi? Bir yere gitmez miydiniz, o zaman da mı teklif etmezdi? Bence de ayrı kalmanız ve düşünmeniz ikiniz içinde mantıklı bir yol gibi. Sizde kendiniz için enine boyuna düşünmelisiniz. Çift terapisini denemeniz de inanılmaz faydalı olacaktır.
 
Öyle kolay boşan diyen biri değilim ama burda o kadar değişik evlilikler okuyorum ki yani evlilik bile değil hani boşan demeye başladım ve üzgünüm ki sizin için de en hayırlısı gitmek bu evlilik değil ev arkadaşlığı bile değil boşu boşuna birbirinize katlanıyorsnz 😶

Evet Ev arkadaşım olmuştu üniversitede ve kız kıza takılmak daha eğlenceliydi. Dediğiniz gibi bu ev arkadaşlığı bile değil.
 
. Mesela 7 yıldır hiç tatile gitmedik,
Yalnız suna nasıl dayandınız?Ben nısanda baslıyorum sahıle ınıp ayagımı suya sokmaya.
Cadır tatılı de yapıyorz,otel tatılı de.Hanı maddıyat degıl konu yanı.Tatılsız nasıl durdunuz 7 sene.Gelmıyorsa kendım gıderım valla.Butun kıs hayalını kurdugum tek sey denız kum.
 
Cift terapistlerinin de önerisi olabiliyor bir süre ayrı yaşamak.
Belki o özler birşeyleri fark eder ve döndügünde siz daha mutlu oldugunuzu ve artik onsuz devam etmek istediginizi canınız yanarak gercekleri görüyorum olarak değilde,aslinda ben de istemiyormuşum diye düsünerek fark edeceksiniz bu sürede?
Aynı evde yabancılasmak bosanmaktan daha acı.
Deneyin hakkınızda hayırlı olsun.Ben denerdim.
(Sayet denerseniz püf nokta burada size kolay olaşabiliyor olmaması.Kaybolun ortadan ki kendi basına 7 senenizi sakince bir düsünsün.)

Bu kaybolma meselesini o teklif etti biliyor musunuz? Telefonla kesinlikle iletişim halinde olmayalım dedi. Mesaj bile atılmayacakmış.
 
Bence çocuk yokken ayrılın anladığım kadarı ile eşiniz de aynı fikirde.. 'Bi süre ayrı yaşayalım, ölçüp tartalım, birbirimizi özlersek yine devam ederiz' demesinden belli gibi... Eğer bu süre ayrılıktan sonra özler dönerseniz sağlık probleminiz yok ise %100 çocuğunuz olur.. Sonrasında her şey yine bugün ki gibi olursa çocuk ayrılmaya engel görülebilir... Çalışıyormuşsunuz neden hayatınızı düzelir mi diye heba edeceksiniz ki..

Sohbet yok, cinsellik mecburi diyorsunuz. Evliliğin ilk yılları en azından gezmeler tozmalar eğlenmeler olur sizde o da olmamış. Yani evlilik değil de sanki ev arkadaşlığı gibi.. Sakin kafa ile artıları eksileri yazın ölçüp tartın ona göre yolunuza bakın derim...
Çocuğumuz olamayacak malesef. Sağlık problemleri sebebiyle çocuk sahibi olmamız yasak.
 
Eşiniz zaten ara vermek istemiş. Erkekler nasıl bu kadar rahat ya yedi yılı atıyorlar bir anda
Ara verseniz sizi özleyip tekrar bir araya gelelim der mi sizce. Direkt ayrılın denmez kimseye eşinizle konuşun tekrar bu kadar Sevgi dolu başlayıp böyle bıkkınlık hiç normal değil.
Hissettiği şeyin sevgi olduğu konususnda kararsızım. Sanki sadece sahip olma duygusuyla yapıldı gibi geliyor bana. Çünkü çocukluğundan beri (uzaktan akrabayız) beni hayal ettiğini itiraf etmişti evlenirken.
 
Bu kaybolma meselesini o teklif etti biliyor musunuz? Telefonla kesinlikle iletişim halinde olmayalım dedi. Mesaj bile atılmayacakmış.
Kendınıze aıt bır hayatınızın olmadıgını mı dusunuyor acaba?
Yanı burdan bakınca da sankı öyle.
7 senede Istanbul da yasayıp,cıkıp sehrı dolasmadınız mı?Kamudaymıssınız cmrtsi pazar tatil.
Hep evdeysenız konusacak bıseyınızın kalmaması normal.
Benım esımde alısverıs ,avm sevmez o isleri kendim hallederim.
Ama denız,dag bayır severız ,cocukla da gezdık hep.
İnsanın yenılenmesı lazım.
Dogada yenılenır sıfırlanır ınsan.
Cogu pazar evı savas alanı gıbı bırakıp cıkıyoruz.Benım kafamın toplu olması evden daha onemlı sonucta.
 
Back