O kadar ben kiSorunsuz gözüken bir evliliğimiz olsa da işin aslı öyle değildi maalesef. Eşimin annesi evliliğimizi yönetiyordu. Sorun şu ki eşim de buna izin veriyordu. Oturacağımız ev, alacağımız araba, benim araba kullanıp kullanamayacağım, kullanacaksam hangi model arabayı kullanıp kullanamayacağıma kadar karışan bir kadındı. Eşim de bunları bir güzel dinler.
derim , kaç kez dedim . yine derim. siz kendinizi bu durumlara düşürdünüz. siz kendinize bunları yaşamayı layık gördünüz. siz yakıştırdınız ama ben hala da bir kadına bunları yakıştıramıyorum. biz olmasak hiçbir işe yaramayan , anne eteğinde dolaşan biri için bunları yapmanızı yakıştıramıyorum. neyi vardı sevecek bu yaratıkların ? herşey ortadayken niye kendinize reva gördünüz bunları. siz bunları haketmediniz. hiçbir kadın haketmez.
ayrıca düşene tekme vurmak nasıl olur biliyor musunuz ? size deseydim ki "ya canım boşanma ,çocuğun babasız kalmasın, aman zaten bu şartlarda boşanamazsın, herkes çekiyor sen de çek nolacak ki, herkes çekiyor" deseydim bu en büyük kötülük olurdu. her gerçek lafı tekme olarak düşünmeyin. buraya çok çok daha önce yazsaydın da sana kaderin bu, sabret demezdim. o zaman da boşan derdim.
Keşke dayak yeyip de oturmasaydiniz o evdeMerhabalar herkese. Biraz uzun olacak kusura bakmayın. 6 yıllık evliyim. Evliliğimin son demlerini yaşıyorum. Ben 29, eşim 40 yaşında. Sorunsuz gözüken bir evliliğimiz olsa da işin aslı öyle değildi maalesef. Eşimin annesi evliliğimizi yönetiyordu. Sorun şu ki eşim de buna izin veriyordu. Oturacağımız ev, alacağımız araba, benim araba kullanıp kullanamayacağım, kullanacaksam hangi model arabayı kullanıp kullanamayacağıma kadar karışan bir kadındı. Eşim de bunları bir güzel dinler, benden de buna uymamı beklerdi. Eşime uyum sağladığım, o her ne derse yaptığım sürece iyi geçiniyorduk. Buna rağmen mutlu olmuyordu. Sürekli “Benim sana içim ısınmadı. Bizim seninle doku uyuşmazlığımız var.”gibi cümleler kuruyordu. Boşan o zaman kapı orada dediğimde ise adım atmıyordu. Benim ailemin yanında yüzü gülmemesine rağmen ailesine güler yüzü eksik etmezdim. Bir gün dank eder, bir gün insanlık öğrenir dedim ama nafile...
Bir kere bile kayınvalidemle tartışmamız olmamıştır. Eşim için, yuvamızın huzuru için duymazlıktan gelirdim densiz, patavatsız cümlelerini. Eşim bana evliliğimiz süresince fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet uyguladı. Hepsini yuttum. İçime attım. O kadar pişmanım ki darp raporu almadığıma...Evliliğim yürütmek adına yapılacak her şeyi yaptım. Peki eşim ne yaptı? O da boşanma için her şeyi yaptı. Zor anımda, en çok ilgi desteğe ihtiyacım olduğu anda yanımda olmadı. Doğum yaptım. İlk 20 gün annem kaldı. Kadıncağız eve, bana, bebeğe harikulade baktı. Sonraki 20 gün annesi geldi. Hijyene en çok dikkat edilmesi, bağışıklığımın en düşük olduğu zamanda ne tuvalet, banyo temizliği yaptı. Sezaryen ile doğum yapmama rağmen birçok işi kendim yapıyordum. Ne çorbamı, kompostomu pişirdi. Akşamları sadece bir çeşit yemek yapıyordu. Sabahları ise yumurta haşlayıp, çay demliyordu. Çöpü bile anne oğul yemek yerken ben atıyordum. Bebeğimin kıyafetleri dört gün boyunca çamaşırlıkta kalıyor, tozlanıyor. Son raddede ütü yapıyordu. Bunları görmeyen eşim bir de annesine “canını sıkan bir şey var mı anne, başının ağrısı geçti mi anne, musluğu yeni taktım nasıl olmuş anne”gibi sanki lohusa olan oymuş gibi davranıyordu. Bana nasılsın diyen yoktu. Eşimi uyarmama rağmen dozunu arttırarak devam etti. Bunları gören ben doldukça doldum, çocuğu eşimin annesine doğru düzgün vermedim. Sevdirmedim. Eşim de bu yüzden bana tavır aldı. Bebeği sevmemeye, bebekle benim yanımıza gelmemeye, ilgilenmemeye başladı.
En son olayda eşim annesi yorulmasın diye masa silerken napıyorsun, sen masamı silerdin hayret dediğim için sürükleyip ittirerek salona götürdü beni. Annesi oradaydı bebeğin yanında. Onun yanında dövmeye kalktı beni. Güya aramıza girdi annesi ama bir anda bağırmaya başladı. Ben sana ne yaptım diye. “Ben de sorun zaten bir şey yapmıyor olman. Ben annemin yanında daha rahattım, mutluydum. Senin yanında rahat edemiyorum.”dedim diye kayınvalidem çabuk ara babasını gelip alsınlar dedi. Oğlu da talimatı alıp hemen aradı. İkisi gittiler. Ondan sonra ailem geldi. Ben bütün düzenimin burada olduğunu gitmeyeceğimi söyledim. Sonrasında eşim ve annesi geri geldiler ne düşündülerse. Eşim beni evden göndermek için 5-10 gün git, kafayı dinle, ben seni almaya gelirim deyince gitmeye ikna oldum. Evden gittiğimde kırkımız çıkmamıştı. Üzerinden bir buçuk ay geçti. Ne kendi ne de ailesinden biri ne beni ne de bebeği sormak için aramadı. Bebeği özlemedi bile. Ben de boşanma davası açtım. Avukat aradığında o da boşanmak istediğini söylemiş. Büyük ihtimalle anlaşmalı boşanacağız. İçim, vicdanım rahat ama bir de sizlere sormak istiyorum: Bu hikayede ben haklı mıyım? Bebeğime ilerde bunu açıklarken beni haklı bulur mu? Okuyan, yorum yapan herkese teşekkür ederim.
bence üslubunda bir tuhaflık yok bu adamdan çocuk mu yaptınızda çirkin bir şey göremedim ben sizce hakediyor mu baba olmayı? Ya da o çocuk bir kadını döven babayı hak ediyor mu? Bu mesele bence herkesi tetiklemeli ya sizde tetiklenin gerekirse anne baba olabilmek için insanlar test yaptırsın geçemeyen çocuk sahibi olunca ağır tazminat ödesin. Kan gövdeyi götürüyor çünkü . Kadınlar kendilerini döven adama çocuk yapmıyacak belki şu konuda bi kadın okur da yapmaz o çocuğu.Bazen birinin niyeti çok iyi olabilir.
Ama üslubu o kadar hararetli ve öfkeli olur ki, çirkinleşir.
Benim durumum konu sahibinden farklı ve sizin benimkine dair en ufak fikriniz yok.
Buna rağmen hiddetle bana da reaksiyon gösteriyorsunuz.
Muhtemelen sizi tetikleyen bir mesele bu ve sanırım burada açılan konularla o açığa çıkıyor.
Ama neden ne olursa olsun, kendi iç dünyanızla açılan konuyu birbirinden ayrıştırırsanız daha işlevsel bir üsluba sahip olursunuz.
uslubumu beğenmeyen engelleyebilir, görmeyebilir, cevap vermeyebilir. sonuçta halka hitap etmiyorum.Bazen birinin niyeti çok iyi olabilir.
Ama üslubu o kadar hararetli ve öfkeli olur ki, çirkinleşir.
Benim durumum konu sahibinden farklı ve sizin benimkine dair en ufak fikriniz yok.
Buna rağmen hiddetle bana da reaksiyon gösteriyorsunuz.
Muhtemelen sizi tetikleyen bir mesele bu ve sanırım burada açılan konularla o açığa çıkıyor.
Ama neden ne olursa olsun, kendi iç dünyanızla açılan konuyu birbirinden ayrıştırırsanız daha işlevsel bir üsluba sahip olursunuz.
yemin ederim elim ayağım titriyor. biri sabret yazmış ya. yuvayı korumak kadının boynunun borcu mu ? ölene dek beklemesi mi gerekiyordu? çocuğuna analık yapamıyor ,izin vermiyorlar , hala orda dur sabret nasıl derler aklım almıyor.bence üslubunda bir tuhaflık yok bu adamdan çocuk mu yaptınızda çirkin bir şey göremedim ben sizce hakediyor mu baba olmayı? Ya da o çocuk bir kadını döven babayı hak ediyor mu? Bu mesele bence herkesi tetiklemeli ya sizde tetiklenin gerekirse anne baba olabilmek için insanlar test yaptırsın geçemeyen çocuk sahibi olunca ağır tazminat ödesin. Kan gövdeyi götürüyor çünkü . Kadınlar kendilerini döven adama çocuk yapmıyacak belki şu konuda bi kadın okur da yapmaz o çocuğu.
Çünkü o kadının da beklediği yorum bu çünkü öğrenilmiş çaresizlik. Kendilerini avutmak için çocuk yapıyorlar ve sonra çocuk için gitmiyoruz diyorlar. Aslında mesele çocuk yapayım da adam gidemesin. Kadınsan sabredeceksin kadın anadır, çicektir, böcektir ,ezilendir bilmem ne bilmem ne. Biri de çıkıp bu yaptığın yanlış çocuğun başını yaktın deyince aaaooo ama analık kutsaldır kadının kalbini krmayın. Adam kafasını kırmış kadının annesiyle şiddetin en alasını uygulamış derdi hala o eve geri dönmenin yolunu bulmak.yemin ederim elim ayağım titriyor. biri sabret yazmış ya. yuvayı korumak kadının boynunun borcu mu ? ölene dek beklemesi mi gerekiyordu? çocuğuna analık yapamıyor ,izin vermiyorlar , hala orda dur sabret nasıl derler aklım almıyor.
haklısın yazanlara ayrı kızıyorum. haklı değil işte haksız .niye tepki göstermiyorlar. niye bu kadın ben susarak yanlış mı yapıyorum acaba diye düşünmesin istiyorlar.
Çünkü o kadının da beklediği yorum bu çünkü öğrenilmiş çaresizlik. Kendilerini avutmak için çocuk yapıyorlar ve sonra çocuk için gitmiyoruz diyorlar. Aslında mesele çocuk yapayım da adam gidemesin. Kadınsan sabredeceksin kadın anadır, çicektir, böcektir ,ezilendir bilmem ne bilmem ne. Biri de çıkıp bu yaptığın yanlış çocuğun başını yaktın deyince aaaooo ama analık kutsaldır kadının kalbini krmayın. Adam kafasını kırmış kadının annesiyle şiddetin en alasını uygulamış derdi hala o eve geri dönmenin yolunu bulmak.
İnşallah canım kocan düzelir yaaa desek bizden iyisi olmaz.
Aplacııııımmmm ne diyosunuzzzzzz sinirden kahveyi püskürttüm peder yan yan bakıyoooooooArkadaşım ben başka açıdan bakıyorum şu an olaya.doğum yapmış biri olarak size söyleyeceğim şu ki bebek olmasaydı hamilelik yaşanmamış olsaydı siz genede boşanırmıydınız? Yoksa bebekten sonra daha mı sarpasardı?çünkü ben lohusayken eşimle boşanmanın eşiğinden döndük ,psikolojim alt üst olmuştu.ona ve olaylara bakışım bambaşkaydı.çok depresiftim,yani sizinde böyle bir durumunuz varsa bebek için biraz beklesenizmi? Baştan beri herşey sizin anlattığınız gibiyse kararınızda haklısınız tabiki.şiddet affedilemez.
günde göstermedi ama bir seferinde vurdu yani senin canını bilerek acıttı bu noktadan sonrasını aklım almıyor kanıksayamıyorum anlayamıyorum.Aslında tam olarak öyle değil, 6 seneden bahsediyor konu sahibi. Öyle yada böyle bu insanlar 1 günde bu muameleyi göstermediler. Insan yaşarken gerçekten görmüyor, yani bir şeylerin yolunda gitmediginin farkında oluyor tabi ama şu olsun düzelir bu olsun geçer derken insanların tavırları kemiklesiyor yaşayan kişi de kaniksiyor.
Bu sebepten çok sert olmayın lütfen. Ben şahsen her aşamasını yaşadım. 8 aydır her gün kendime bunları nasıl yaptığımı soruyorum. Cevapları beni tatmin etmediği için düşünmüyorum bile. Hâlâ işime gelmiyor.
Bu da böyle gelgitli bir süreç
günde göstermedi ama bir seferinde vurdu yani senin canını bilerek acıttı bu noktadan sonrasını aklım almıyor kanıksayamıyorum anlayamıyorum.
Şu cümleye kadar zor okudum. Bunu okuyunca oh çok şükür dedim.Ben de boşanma davası açtım.
eminim çok zordur ama birinin bu tepkileri göreceğini bilerek gerçeği , başka yollar olduğunu söylemesi lazım.Aslında tam olarak öyle değil, 6 seneden bahsediyor konu sahibi. Öyle yada böyle bu insanlar 1 günde bu muameleyi göstermediler. Insan yaşarken gerçekten görmüyor, yani bir şeylerin yolunda gitmediginin farkında oluyor tabi ama şu olsun düzelir bu olsun geçer derken insanların tavırları kemiklesiyor yaşayan kişi de kaniksiyor.
Bu sebepten çok sert olmayın lütfen. Ben şahsen her aşamasını yaşadım. 8 aydır her gün kendime bunları nasıl yaptığımı soruyorum. Cevapları beni tatmin etmediği için düşünmüyorum bile. Hâlâ işime gelmiyor.
Bu da böyle gelgitli bir süreç
eminim çok zordur ama birinin bu tepkileri göreceğini bilerek gerçeği , başka yollar olduğunu söylemesi lazım.
sen söyleme , ben söylemeyim, o söylemesin, kim söyleyecek? kim bu böyle olmaz , bunlar yanlış diyecek ?
şahsen burda yada dışarda gördüğüm ilk tepki değildi. son da olmayacak. boş boş ,işe yaramaz sözlerle seveceklerine gerçeği söyledim diye nefret etsinler . belki ona eziyet edene göstermediği , gösteremediği tepkiyi, hisleri bana karşı gösterir de farkına varır. lan susarak gerçekten yanlış mı yapıyorum acaba, gidip birilerine daha sorayım, yada psikoloğa gideyim yada anneme anlatayım . ben gerçekten bunları mı yaşıyorum der belki.
bakın aynı yaştayız. inanın çocuk sahibi olmaktan çok korkuyorum. niye? o çocuğa ben bakarım ama babası ne olacak, o adamdan baba olur mu, bu yuvada çocuk kendini güvende hisseder mi, ona her yaşta bilmesi gerekenleri öğretebilir miyim, uyurken huzurlu uyur mu, alması gereken eğitimleri ,ilgiyi ,ihtiyaçları karşılayabilir miyim, ben neleri yapmalıyım, babası neleri yapmalı?..... bunları siz kendinize sordunuz mu? çocuk koca düzelsin ,evlilik kurtulsun diye yapılmaz .Böyle de söyleyince haklı olduğunu görüyorum. Ama biri "neden çocuk?!" dediğinde kalbim kırılıyor, çünkü bende her gün bunu kendime soruyorum
Oh be yalnız düşünmediğime sevindim, onca şeye katlanıp, katlanılmayan duruma haksız mıyım diye sorulması bana çok garip geldi. Yukarıdakini yazsam linç edilirim diye de susmuştumKayınvalidenizin anneniz 20 gün size baktıktan sonra gelip, siz dururken neden banyo tuvalet temizlemesi, yemek yapması, kahvaltı hazirlamasi gerektiğini anlamadım. Yanlış mı okudum yoksa?
Sezeryan demişsiniz de, ben sezeryani sabah oldum, öğleden sonra da ayagi kalktim ve iki aydır kalkış o kalkış bir daha da oturamadim. Malum, iki çocuk, kosusturma. Annem yok. Kayınvalide de el gibi iki saat oturup, takisini taktı gitti. Kesin yanlış okudum ben.
Biri de sabret demiş lafınız bana olmalı ama siz yanlış yorumlamışsınız.Hiçkimse aman herşeye sabredeyim diyip kendini mutsuz etmez,ediyorsa zaten normal değildir.Biz olayı tek taraflı dinliyoruz adama sorulsa o da başka anlatacak.lohusa psikolojisi bambaşkadır yaşadım da biliyorum.böyle evliliği bitirme gibi önemli kararlar böyle zamanlarda verilmez.insan gibi soruyorum öncesinde de bu adam böylemiydi?eğer böyleydiyse çocuk neden?yani buradaki sınırlı bilgiyle herkes ahkam kesmeyi iyi biliyor.yemin ederim elim ayağım titriyor. biri sabret yazmış ya. yuvayı korumak kadının boynunun borcu mu ? ölene dek beklemesi mi gerekiyordu? çocuğuna analık yapamıyor ,izin vermiyorlar , hala orda dur sabret nasıl derler aklım almıyor.
haklısın yazanlara ayrı kızıyorum. haklı değil işte haksız .niye tepki göstermiyorlar. niye bu kadın ben susarak yanlış mı yapıyorum acaba diye düşünmesin istiyorlar.