Bizzat kendi yaptığım hataları yada istemeden de olsa ailemin sebep olduklarını çocuklarım yaşamasın diye o konuların daha çok üstüne düştüğümü fark ettim bende.
Kızıma verdiğim öğütlerin en çoğu, bizzat yaşayıp sonucunu yaşadığım şeyler.
Aslında o kadar değerli ki hepsi, öngörü falan değil. Birebir yaşanıp tecrübe edilmiş bu yoldan gidersen sonucu bu olur, matematik formülü gibi.
Evet hayat artık daha pahalı, çocukların kursları, sosyallikleri derken bizim zamanımıza nazaran giderleri daha fazla.
Ama anneniz yine de haklı. Bir banka hesabı açıp her ay 100/200 TL lik döviz yada altın atmak bile hiç ummadığın anda kurtarıcın oluyor.
100 TL yi neye vermiyoruz ki, bir hafta sonu çocuklarla sinema/yemek yapsak min 200-300 TL harcayıp geliyoruz.
Sanki bir borcun varmış gibi ufakta olsa her ay kenara atmak, bir süre varlığını unutup yaşamak güzel getirilerle döner size.
Geçtiğimiz yaz başı evimizi taşıdık. Tadilat, kredi derken çok borçlandık. Bir süredir maaş hesabımda her ay başı ödemeleri yaparken döviz alıyordum, eşimle konuşur gülerdik şu kadar dolarım oldu diye. O paraya dokunmayacağım eve taşınınca dekorasyon için gönlüme göre harcayacağım demiştim.
Koltuk takımı yeni evin salonuna uymadı. Eşime köşe koltuk alalım dedim. Masrafımız çok idare edelim dedi. Yok dedim ben alacağım hemde peşin:)) İnan her ay gözüme küçük gelen o para bana köşe koltuk, salon halılarımı ve çocukların odasına yapmak istediğim bir kaç şeyi aldırdı.
Seneler önce eşimin bir arkadaşı anlatmıştı. Adam sigarayı bırakmış ve her gün sigaraya verdiği parayı kumbaraya atmaya başlamış. Bir kaç yıl içinde motosiklet almış kendisine.