selam kızlar, uzun yazacağım baştan söyleyeyim. ama derdim çoooook büyük. konu ise annem. gözümdeki değerini ve sevgisini kaybeden annem.....
kızlar benim annem ve babam ayrı. biz anne kız yaşıyoruz. olabilir tabi. herkesin başına gelir ama sorun bu değil. annem normal değil bana göre. yaptıklarıyla artık onu sevemediğimi farkettim. belki beni ayıplayacaksınız bu yüzden belki kızacaksınız, ama artık anneme sabrım ve tahammülüm kalmadı. o da beni sevmiyor zaar. konuya geleyim.
bugün annemin doğum günü.. annem bir fırın-cafe de kasada görevli olarak çalışıyor. ben de ilk defa dün gittim annemin yanında çalıştım. diplomamı alıp bir işe yerleşene kadar hafta sonları bu fırın-kafede çalışacağım.
bugün saat 4'te yardıma çağırdılar beni. gittim tabi. gider gitmez sarıldım boynuna ''doğum günün kutlu olsun '' diye. tabi mutluydum. gün için de ara ara hep sarıldım boynuna öptüm yüzünü. içimden de ne güzel şeyler düşünüyorum. çok fazla param yoktu. dün 14 saat çalıştım fırında, 35 tl kazandım.
kendimce ''dün kazandığım parayı pastaya vermeyeyim haftaya c.tesi aldığım yevmiyeyi üstüne katayım da doğum günü hediyesi olarak beğendiği ve çok istediği bir ayakkabı vardı onu alayım'' diye düşündüm. hatta ona da dedim yanına gidince. anne haftaya beğendiğin ayakkabıyı alalım benden sana doğum günü hediyesi olsun dedim. o kadar sevindi ki çok mutlu oldu öyle deyince. genel olarak güzel bir gündü.
çalıştığımız kafede herşey taze satılır. günün akşamına kalan şeyler ertesi gün satılmaz ve çalışanlar akşam satılmayan pastaları evine götürür. neyse akşam oldu. çıkarken satılmayan küçük pastalardan aldık. eve geldik. annem masa hazırlıyordu doğum gününü kutlayacaktık ana kız. ben de pcden müzik falan ayarlıyordum.
masayı hazırlarken dedi ki ''fotoğraf çekelimde facebook'a at''
ben de dedim ki '' (telefonum çok çok eski bir model ve iyi çekmiyor. ön kamerası bile yok) ben bu telefonla çekilen fotoyu faceye atmam güzel çekmiyor. foto çekeriz ama atmam'' dedim.
ısrarla at diyor bana. nolcak falan diyor. ben de dedim ki gülerek '' ergen misin anne kendi facebook hesabından at o zaman ben kendi hesabıma atmam kaliteli olmayan fotoyu'' dedim. kendi kendine söylenmeye başladı ve dediği şeye şok oldum.
dedi ki '' babam görmesin diyorsun bana ben onu görüyorum ya '' dedi. şok oldum ben babam görmesin falan demedim.
dedim ki '' anne ben öyle bişey demedim ki bunu nerden çıkarıyorsun '' dedim (kızlar bu arada annem de son zamanlarda farkettim demediğim şeyleri dedin diyor. daha önce başkalarına karşı da bunu yaptığına şahit oldum. bana da hep yapıyor.)
başladı söylenmeye. sen bana değer vermiyorsun. babanla foto atıyosun. benle atsan nolur. (bu arada facede babamla hiç foto yok, ayrıca annemle de fotolarımız var güzel güzel. sadece gösteriş gibi olsun istemedim ve anladığım kadarıyla annem kafasında düşünmüş babama kendini göstermek istemiş.)
o böyle söylenmeye başlayınca benimde tepem attı. '' şizofren olmuşsun sen demediğim şeyleri dedin diyorsun sürekli , kendi kafanda kurduğun şeyleri sanki söylemişim gibi inanıyorsun ama aslında söylemiyorum. bunu herkese yapıyorsun sen '' bağırıştık annemle.
sonuç pasta falan kesmedik. sadece yemek yiyip kalktık.
kızlar aslında çok duygusal romantik bir insanım ben, sürpriz yapmayı severim. üniversiteyi şehir dışında okudum. gelirken hiç eli boş gelmezdim. böyle güzel mini sandıklar alır içine hediyeler koyar kargoyla gönderirdim. başörtüsü alırdım. aldığım şeyleri hep eleştirirdi. sonra da bayıla bayıla takardı, kullanırdı. hiç teşekkür edip boynuma sarıldığını bilmem. hatta bir keresinde yengemin de dikkatini çekmiş (dayımın eşi) 'abla kız o kadar düşünüp almış bir kerede teşekkür et , niye kırıyosun kızı '' dedi. o zaman da yengeme kızdı bağırdı '' sen kızımla beni kavga ettirmeye çalışıyorsun '' diye.
sadece bu değil kızlar. neler var anlatsam ansiklopedi olur. hep babamla kendi arasında bıraktı beni. ne zaman babamla görüşsem gelsem muhakkak evde kavga ederdik. ve ben çok kez sinir krizi geçirir kilitlenir kalırdım ağlaya ağlaya. dayım ve yengem hemen soğuk su dökerlerdi başımdan. sonra da gelir sarılırdı yüzsüz yüzsüz.
şimdi artık annemin yaptığı şeyler karşısında susamıyor ve karşılık veriyorum. yeri geliyor ağır da konuşuyorum. en önemlisi sevmiyorum onu. bir gün yüzüne de dedim '' küçükken vurup vurup yere yapıştırdığın dmr, yerden kalkıp boynuna sarılmıyor dimi anne diye dedim. büyüdüm yaptıklarını görebiliyorum ve hakkımı savunuyorum diye bana hakaret ediyorsun dimi. zoruna gidiyor dimi ne kadar kötü biri olduğunu sana hatırlatmam '' dedim.
bana dedi ki '' sen kin besliyosun bana''
kızlar kin beslemek değil de. gözümün önüne geliyor herşey. ben tek çocuğum kardeşim yok. küçük yaştan beri hep kavgalı gürültülü bir ortamdayım. asla huzur bulamadım 23 senedir. 23 yaşımdayım ama kendimi 55 yaşında gibi hissediyorum. küçükken dayımlara falan gittiğimizde akşam eve dönerken '' gitmeyelim , gitmeyelim '' diye ağlar bağırırmışım. demek ki huzursuz eve dönmek istemiyormuş bedenim. ben öyle gitmeyelim diye huysuzluk çıkarınca tokat atar yere yapıştırırdı beni. burnum kanardı. sonra oturur ağlardı ben ağlarken de. ben de yerden kalkar, gider kucağına otururdum yazmasının ucuyla gözyaşlarını silerdim salak gibi. hiç kıyamazdım ona. hep yaptı bunu. bazen gözümün önüne geliyor o anlar ve ben ondan soğuyorum.
dayımın da 2 tane çocuğu var . yengem yaramazlık yaptıklarında onlara bağırınca annem de yengeme kızıyor hemen, dayıma şikayet ediyor. hiç dayanamıyor dayımın çocuklarına. onlar çocuktu da ben neydim diye düşünüyorum o anlar gözümün önünde canladığında. hatta ergenlik çağında falan evlatlık mıyım acaba diye düşünüyordum. sanırım annem babamdan dolayı beni hiç sevmedi ve sevmiyor. bunları söylediğimde ise sen bana kin tutuyorsun diyor.
kızlar ya, ben ne suç ettim de bunları yaşıyorum küçüklüğümden beri. annemi sevmiyorum. evleniyim de kurtuluyum yanından dedim ünide sevgilim oldu, ayrıldık. sonra yeniden denedim başkasıyla o da hayattan soğuttu beni. şimdi ise asosyal, kimseyle görüşmek istemeyen, yalnız kalmaya çalışan biri oldum, eğlenceli, şakacı, güler yüzlü, zeki, uyanık biri iken. gidişatımı hiç iyi görmüyorum kızlar. belki buraa yazıp rahatlarım diye düşündüm. iyi geceler....
kızlar benim annem ve babam ayrı. biz anne kız yaşıyoruz. olabilir tabi. herkesin başına gelir ama sorun bu değil. annem normal değil bana göre. yaptıklarıyla artık onu sevemediğimi farkettim. belki beni ayıplayacaksınız bu yüzden belki kızacaksınız, ama artık anneme sabrım ve tahammülüm kalmadı. o da beni sevmiyor zaar. konuya geleyim.
bugün annemin doğum günü.. annem bir fırın-cafe de kasada görevli olarak çalışıyor. ben de ilk defa dün gittim annemin yanında çalıştım. diplomamı alıp bir işe yerleşene kadar hafta sonları bu fırın-kafede çalışacağım.
bugün saat 4'te yardıma çağırdılar beni. gittim tabi. gider gitmez sarıldım boynuna ''doğum günün kutlu olsun '' diye. tabi mutluydum. gün için de ara ara hep sarıldım boynuna öptüm yüzünü. içimden de ne güzel şeyler düşünüyorum. çok fazla param yoktu. dün 14 saat çalıştım fırında, 35 tl kazandım.
kendimce ''dün kazandığım parayı pastaya vermeyeyim haftaya c.tesi aldığım yevmiyeyi üstüne katayım da doğum günü hediyesi olarak beğendiği ve çok istediği bir ayakkabı vardı onu alayım'' diye düşündüm. hatta ona da dedim yanına gidince. anne haftaya beğendiğin ayakkabıyı alalım benden sana doğum günü hediyesi olsun dedim. o kadar sevindi ki çok mutlu oldu öyle deyince. genel olarak güzel bir gündü.
çalıştığımız kafede herşey taze satılır. günün akşamına kalan şeyler ertesi gün satılmaz ve çalışanlar akşam satılmayan pastaları evine götürür. neyse akşam oldu. çıkarken satılmayan küçük pastalardan aldık. eve geldik. annem masa hazırlıyordu doğum gününü kutlayacaktık ana kız. ben de pcden müzik falan ayarlıyordum.
masayı hazırlarken dedi ki ''fotoğraf çekelimde facebook'a at''
ben de dedim ki '' (telefonum çok çok eski bir model ve iyi çekmiyor. ön kamerası bile yok) ben bu telefonla çekilen fotoyu faceye atmam güzel çekmiyor. foto çekeriz ama atmam'' dedim.
ısrarla at diyor bana. nolcak falan diyor. ben de dedim ki gülerek '' ergen misin anne kendi facebook hesabından at o zaman ben kendi hesabıma atmam kaliteli olmayan fotoyu'' dedim. kendi kendine söylenmeye başladı ve dediği şeye şok oldum.
dedi ki '' babam görmesin diyorsun bana ben onu görüyorum ya '' dedi. şok oldum ben babam görmesin falan demedim.
dedim ki '' anne ben öyle bişey demedim ki bunu nerden çıkarıyorsun '' dedim (kızlar bu arada annem de son zamanlarda farkettim demediğim şeyleri dedin diyor. daha önce başkalarına karşı da bunu yaptığına şahit oldum. bana da hep yapıyor.)
başladı söylenmeye. sen bana değer vermiyorsun. babanla foto atıyosun. benle atsan nolur. (bu arada facede babamla hiç foto yok, ayrıca annemle de fotolarımız var güzel güzel. sadece gösteriş gibi olsun istemedim ve anladığım kadarıyla annem kafasında düşünmüş babama kendini göstermek istemiş.)
o böyle söylenmeye başlayınca benimde tepem attı. '' şizofren olmuşsun sen demediğim şeyleri dedin diyorsun sürekli , kendi kafanda kurduğun şeyleri sanki söylemişim gibi inanıyorsun ama aslında söylemiyorum. bunu herkese yapıyorsun sen '' bağırıştık annemle.
sonuç pasta falan kesmedik. sadece yemek yiyip kalktık.
kızlar aslında çok duygusal romantik bir insanım ben, sürpriz yapmayı severim. üniversiteyi şehir dışında okudum. gelirken hiç eli boş gelmezdim. böyle güzel mini sandıklar alır içine hediyeler koyar kargoyla gönderirdim. başörtüsü alırdım. aldığım şeyleri hep eleştirirdi. sonra da bayıla bayıla takardı, kullanırdı. hiç teşekkür edip boynuma sarıldığını bilmem. hatta bir keresinde yengemin de dikkatini çekmiş (dayımın eşi) 'abla kız o kadar düşünüp almış bir kerede teşekkür et , niye kırıyosun kızı '' dedi. o zaman da yengeme kızdı bağırdı '' sen kızımla beni kavga ettirmeye çalışıyorsun '' diye.
sadece bu değil kızlar. neler var anlatsam ansiklopedi olur. hep babamla kendi arasında bıraktı beni. ne zaman babamla görüşsem gelsem muhakkak evde kavga ederdik. ve ben çok kez sinir krizi geçirir kilitlenir kalırdım ağlaya ağlaya. dayım ve yengem hemen soğuk su dökerlerdi başımdan. sonra da gelir sarılırdı yüzsüz yüzsüz.
şimdi artık annemin yaptığı şeyler karşısında susamıyor ve karşılık veriyorum. yeri geliyor ağır da konuşuyorum. en önemlisi sevmiyorum onu. bir gün yüzüne de dedim '' küçükken vurup vurup yere yapıştırdığın dmr, yerden kalkıp boynuna sarılmıyor dimi anne diye dedim. büyüdüm yaptıklarını görebiliyorum ve hakkımı savunuyorum diye bana hakaret ediyorsun dimi. zoruna gidiyor dimi ne kadar kötü biri olduğunu sana hatırlatmam '' dedim.
bana dedi ki '' sen kin besliyosun bana''
kızlar kin beslemek değil de. gözümün önüne geliyor herşey. ben tek çocuğum kardeşim yok. küçük yaştan beri hep kavgalı gürültülü bir ortamdayım. asla huzur bulamadım 23 senedir. 23 yaşımdayım ama kendimi 55 yaşında gibi hissediyorum. küçükken dayımlara falan gittiğimizde akşam eve dönerken '' gitmeyelim , gitmeyelim '' diye ağlar bağırırmışım. demek ki huzursuz eve dönmek istemiyormuş bedenim. ben öyle gitmeyelim diye huysuzluk çıkarınca tokat atar yere yapıştırırdı beni. burnum kanardı. sonra oturur ağlardı ben ağlarken de. ben de yerden kalkar, gider kucağına otururdum yazmasının ucuyla gözyaşlarını silerdim salak gibi. hiç kıyamazdım ona. hep yaptı bunu. bazen gözümün önüne geliyor o anlar ve ben ondan soğuyorum.
dayımın da 2 tane çocuğu var . yengem yaramazlık yaptıklarında onlara bağırınca annem de yengeme kızıyor hemen, dayıma şikayet ediyor. hiç dayanamıyor dayımın çocuklarına. onlar çocuktu da ben neydim diye düşünüyorum o anlar gözümün önünde canladığında. hatta ergenlik çağında falan evlatlık mıyım acaba diye düşünüyordum. sanırım annem babamdan dolayı beni hiç sevmedi ve sevmiyor. bunları söylediğimde ise sen bana kin tutuyorsun diyor.
kızlar ya, ben ne suç ettim de bunları yaşıyorum küçüklüğümden beri. annemi sevmiyorum. evleniyim de kurtuluyum yanından dedim ünide sevgilim oldu, ayrıldık. sonra yeniden denedim başkasıyla o da hayattan soğuttu beni. şimdi ise asosyal, kimseyle görüşmek istemeyen, yalnız kalmaya çalışan biri oldum, eğlenceli, şakacı, güler yüzlü, zeki, uyanık biri iken. gidişatımı hiç iyi görmüyorum kızlar. belki buraa yazıp rahatlarım diye düşündüm. iyi geceler....