Surat asarak hiçbir şeyi değiştiremeyiz.
Psikolog Yasemin Yalçın Aktosun, eşe yanlış davranışını ifade etmeden önce, kendisiyle ilgili olumlu kanıların söylenmesi gerektiğini belirtiyor. Yasemin Aktosun, doğru tavrı şu sözlerle özetliyor: "İmalarla uğraşmadan, olay yatıştıktan sonra, güzel bir anda, öncelikle eşle tatlı tatlı konuşulmalı. Beğendiği özellikleri hatırlatılıp, memnuniyet belirten düşünceler dile getirilmeli. Daha sonra, 'Hani geçen gün böyle yapmıştın ya, işte bu tutumun beni çok üzmüştü. Bu duruma biraz daha özen gösterirsen sevinirim' gibi sözlerle olaya kısaca dikkat çekmeli ve üzerinde çok fazla durulmamalı."
Biz hanımlar -ki bu yüzden adımız dırdırcıya çıkmıştır- her zaman konunun derinlerine inmeyi çok severiz. Oysa bir mevzuda çok fazla söz sarf edildiğinde konunun ehemmiyeti azalabilir. Kısaca söyleyip geçmek daha vurucu bir etki yapar. Öte yandan olay sıcakken ve ortam gerginken karşımızdakinin yanlış davranışını görmesi çoz zordur. Yasemin Aktosun bu tür durumlarda imaların (surat asma, laf çarpma, kötü bakışlar fırlatma, kapıları çarpma) çok da fazla işe yaramadığını belirtiyor. Eşler sakinleştiken sonra, konuşmak için uygun zaman seçilmişse, kendilerini saldırıya uğramış hissetmezler. Özellikle de konuya olumlu mesajlarla girildiğinde iletişim için tüm yollar açık hale gelir.
Alıntı